Dine, imana, millete ve memlekete hizmet edenler, bu hizmetlerini dünyevî ve hatta uhrevî bir geriye dönüşe bağlamamalıdırlar. -Allah’ın nimetleri üzerimizden sağanak sağanak boşalırken bize düşen; şükür, minnet ve mahviyet hisleriyle dopdolu olmaktır. Üstad Necip Fazıl, “Yeni güllerin yetişmesi için beni de bir gübre kabul edin!” derdi. Onun bu sözü, -kendi büyüklüğünün farkında olmasına rağmen- insanın tevazu, mahviyet, hacalet ve hiçliğini …
Devamını Oku »Bamteli Özetleri
Serâzadlar Hürriyeti ve Gerçek Özgürlük
-İnsan, cihanları fethedecek bir cehd ü gayret ortaya koymalı; fakat, kat’iyen yaptıklarını yeterli bulmamalı ve hele asla beklentiye girmemelidir. -Fedâkar ruhların geçtiğimiz kurban bayramında muhtaçlara et dağıtması gibi hayırlar yapılırken sadece Allah’ın rızası gözetilmeli; her türlü çıkar mülahazasından arınmış olarak “Müslümanların dertlerini paylaşmayan onlardan değildir” hadis-i şerifinin yüklediği sorumluluk duygusuyla hareket edilmelidir. Milletin ızdırabına ortak olma şuuruyla Hazreti Ömer’in yaptığı …
Devamını Oku »Ulemâ Geleneği ve Kanaat Önderleri
Allah’la münasebet açısından kopukluğun bir lahzasına bile razı olmamak ve sürekli şu duada nazara verilen mülahazalarla Cenab-ı Hakk’a sığınmak lazımdır: يَا حَيُّ يَا قَيُّومُ، بِرَحْمَتِكَ أَسْتَغِيثُ، أَصْلِحْ لِي شَأْنِي كُلَّهُ وَلاَ تَكِلْنِي إِلَى نَفْسِي طَرْفَةَ عَيْنٍ “Ey her şeyi var eden hayat sahibi Hayy ve ey her şeyin varlık ve bekâsını kudret elinde tutan Kayyûm, rahmetinin vüs’atine itimad ederek Sen’den …
Devamını Oku »Ümmi Nebi
-Lügat itibarıyla, annesinden doğduğu gibi kalmış ve tahsil görmemiş, mektep ve medresede okumamış kimseye “ümmî” denir. Bununla beraber, Allah Rasûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz, okuma yazma bilmemenin, mektep medrese görmemenin ötesinde, dünyaya gözlerini açtığı anki fıtrat-ı selimeyi hayatı boyunca muhafaza etmesi ve annesinden doğduğu günkü masumiyet üzere tertemiz kalması açısından ümmî idi. -Mekke, bütün beldelerin annesidir. Allah Rasûlü, Ka’be …
Devamını Oku »Muvakkat Uzlet ve Okuma Programları
-Özellikle nübüvvet mesleğinin varisleri için halvet ve uzlet değil celvet ve ülfet esastır. İrşad erleri, kendilerine ait itibarî değerlerden sıyrılıp bütün müktesebâtlarıyla hizmete koyulmalı; ancak başkalarını ebedî mutluluğa yönlendirmek suretiyle kurtulacaklarına inanarak hep insanlarıın içinde bulunmalıdırlar. Miraç Şehsuvarı (sallallahu aleyhi ve sellem) Efendimiz’in veraların verasına seyahat ettikten sonra beşeri de o ufka taşımak için tekrar insanların arasına dönmesini bir ölçü …
Devamını Oku »Çocuk Sevgisi ve Şirk Şaibesi
-Cenab-ı Hak, A’râf Sûresi’nin 189 ve 190. ayet-i kerimelerinde şöyle buyuruyor: هُوَ الَّذِي خَلَقَكُم مِّن نَّفْسٍ وَاحِدَةٍ وَجَعَلَ مِنْهَا زَوْجَهَا لِيَسْكُنَ إِلَيْهَا فَلَمَّا تَغَشَّاهَا حَمَلَتْ حَمْلاً خَفِيفاً فَمَرَّتْ بِهِ فَلَمَّا أَثْقَلَت دَّعَوَا اللّهَ رَبَّهُمَا لَئِنْ آتَيْتَنَا صَالِحاً لَّنَكُونَنَّ مِنَ الشَّاكِرِينَ فَلَمَّا آتَاهُمَا صَالِحاً جَعَلاَ لَهُ شُرَكَاء فِيمَا آتَاهُمَا فَتَعَالَى اللّهُ عَمَّا يُشْرِكُونَ “O’dur ki sizi bir tek candan yarattı ve …
Devamını Oku »Kürt Meselesi, Çarpıtmalar.. ve Karakterimiz
-Hakkı ikâme etmek mü’minlerin en önemli vazifelerinden biridir. Çok geniş kullanım sahası olan “hak” kelimesi, aynı zamanda Esmâ-i Hüsnâ’dan bir isimdir ve bu yönüyle onun mânâsı; bizzat var olan, hiçbir şeye muhtaç olmayıp hiçbir şeye dayanmayan ve kendi kendine kâim olan en sağlam ve sabit hakikat demektir. Evet, bütün hakların biricik kaynağı Hak ism-i şerifidir ve maddî-mânevî, âfâkî-enfüsî bütün haklar …
Devamını Oku »Rekâik: Gönül Titreten, Göz Yaşartan Mevzular
-İslâm’ın koruyucu zırhı hükmünde olan ve dinin ayakta durabilmesi için insanlar arasında daima canlı tutulması gereken “müeyyidât” dediğimiz esaslar vardır. Bu esasların birincisi, “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker”dir; yani, sürekli iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymaktır. Müeyyidâtın çok önemli diğer bir yanını da “rekâik” teşkil eder. Ne var ki, bunların tesir edebilmesi için önce sağlam iman gereklidir. -Bazı yönleri itibarıyla irşattan ayrılan …
Devamını Oku »Kalbinin Sesiyle Çağır
Her harfte ve her kelimede Cenâb-ı Hakk’ın rızasını gözetme.. hiç araya girmeme, bir an bile kendini mülahazaya almama.. dediğini ettiğini dahi unutma.. her şeyi gönlün sesi olarak ortaya koyma.. konuşurken okurken “gırtlak ağalığı” yapmama.. çağırılacak insanları gönlün sesiyle çağırma… çok çetin bir iş. Mev’ize de çetin.. Kur’an okumak da çetin. -Ezan okurken bağırabildiğin kadar bağır ama kâmet getirirken –rica ederim– …
Devamını Oku »Zorluğuyla Beraber Sevabı da Katlanan Ameller
-Amelin zorluğu ölçüsünde sevabı da artar. Şu kadar var ki, bu artış niyetteki samimiyete, ihlasa ve şikâyet etmemeye bağlıdır. -Hazreti Ali’nin (kerremallahu vechehu) sözü meâlen şu manaya gelmektedir: “Amellerin en zoru şu dört haslettir: Öfke anında affedebilmek; darlık zamanında cömertlik sergilemek; günahla başbaşa bulunduğu vakit iffetli olmak; kendisinden korktuğuna da bir menfaat umduğuna da hep hakkı ve doğruyu söylemek.” 1. …
Devamını Oku »