İnsanımıza mutluluk vaadedenler evvelâ onu fazîletlerle donatmalıdırlar. Fazîlete susamış gönüllerin mutlu olmasına imkân yoktur. Dünden bugüne selim akıllarca, bu hep böyle kabul edilmiş ve saadetle fazîlete ikiz nazarıyla bakılmıştır. Zîrâ fazîlet, her şeyden evvel, en yüce ahlâkla serfîraz bulunarak bütün varlığa muhabbet dolu nazarlar atfetmenin adıdır. Fazîletli bir insanın bütün varlık ve eşyâ ile bir çeşit münâsebeti vardır. Böyle birinin …
Devamını Oku »Hocaefendi
Sızıntı Başyazıları : Mutluluk
Mutluluk, herkesin özlediği bir sevgili ve uğrunda her fedakârlığa katlanılan yüce bir gâyedir. İnsanlar arasında mes’ûd olmak istemeyen tek fert yok gibidir. Ama saadet nedir? İşte zorlardan zor bir mes’ele!.. Yunanlı’ya göre o, aşk ve sevda; Sezar’a göre nâm ve şöhret; Firavun’a göre iktidar ve mevki; Kârun’a göre de yığın yığın servet ve hazinelere sahip bulunmaktır. Oysaki, bunlardan hiçbiri, ne …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Yolda Kalanlar da Var
‘Yaşama zevkiyle başı dönmüş ve Ruhu delik-deşik olmuş kem talihlilerimize…’ Zannediyordum ki, gün yüzüne çıkan her tomurcuk bir çiçek olacak ve bu çiçeklerin bütünü de, yapraklarında gamze çakan jâlelerle sonsuzluğa kadar sürüp gidecek!.. Zannediyordum ki yamaçlarımızı kanaviçe gibi saran goncalar hep diri kalacak, ovalarımızı alan başaklar hep hayat soluklayacak; selvilerimiz ince ince salınacak ve derelerimiz gürül gürül akacak!.. Zannediyordum ki …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Ölümsüz Ruhlar
Ölümsüz ruhlar, her mevsimde canlılığını korur ve ayrı bir hayat cilvesi gösterirler. Onlar için sararıp-solma, pörsüyüp zebil olma aslâ söz konusu değildir. Ne ayların, güneşlerin batması, ne de gece ve gündüzün değişip durması onları kat’iyyen eskitemez. Nasıl eskitir ki; bir buhurdanlık gibi devamlı tütüp duran onların hayat kâseleri, Hızır’ın âb-ı hayât içtiği aynı kâsedir. Bu iklimde benliğine doğru yelken açanlar …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Buhran ve Gerilim
Dünyâ, bir baştan bir başa kasvetli bulutlarla sarıldı. Göz gözü görmeyecek kadar karanlık her taraf… her gün yeni bir buhran beliriyor ufkumuzda… her gün tâze bir mesaj alıyoruz kıyâmetten… Ümit ve düşüncelerimizin üstüne gelip gelip yıkılan korkulu rüyâlar ve kâbuslar, dünyamızı gulyâbâniler ülkesi hâline getirdi. Ondokuzuncu asrın son çeyreğinde başlayıp günümüze kadar süregelen buhranlar zinciri, bilhassa en son halkasıyla, her …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Çile
Çile, yüce hedeflere varmanın ve yüksek neticeler elde etmenin tek yoludur. Hakikat yolcusu, çile ile günahlardan arınır; onunla saflaşır ve onunla özüne erer. Çilenin olmadığı yerde ne olgunlaşmadan ne de ruhla bütünleşmeden bahsedilemez. Çile, hakikat erinin, her köşe başında sarmaş-dolaş olacağı acı; fakat vefalı yoldaşıdır. Upuzun yollar onunla yeknesaklıktan kurtulur. Hayat, onunla aydınlığa kavuşur ve kişi ancak onunla yaşamanın zevk …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Hayat Tutkusu
Hayata perestiş, ruhun sefilleşmesi ve insanın, insanî melekelerini kaybederek içten içe çürümesidir. Yaşama zevki, insanı yüceltecek duygular üzerine oturmuş bir dev, azim ve irâdenin başına indirilmiş bir balyozdur. Hayat tutkusu, ferdi bohemleştiren bir maraz ve toplumun boynuna takılmış bir kementtir. Fert bu marazdan kurtulacağı, toplum da bu kemendi boynundan atacağı âna kadar, millet meflûç ve bahtsız vatan da bir ‘dârülaceze’den …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Sabır
Sabır, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esası ve iradenin zaferidir. O olmadan, ne ruhu inkişaf ettirmeden, ne de yücelip benliğin sırlarına ermeden bahsedilemez. Sabırla insan, toprağa, ete, kemiğe bağlılıktan kurtulur. Onunla yüce âlemlere ermeğe namzet bir kutlu olur. Sabır, öteler ötesi saltanatlara ulaşmak için dar bir geçit, aşılmaz bir zirve ise, gönlünü o âlemlere kaptırmış hakikat eri de, geçilmez …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Tevbe
Tevbe kişinin kendini yenilemesi ve bir iç onarımdır. Yani, saptırıcı düşünce ve davranışlarla bozulan kalbî muvazeneyi, yeniden düzene koyma uğrunda, ferdin, Hak’tan Hakk’a kaçması; daha doğrusu, O’nun gazabından lütfuna, hesabından rahmet ve inayetine sığınmasıdır tevbe. Tevbeyi, günah duygusuyla benliğin bir hesaplaşması şeklinde tarif etmek de mümkündür. Yani nefsin, hayatı sorumsuzca sevk ve idaresine karşı, benlik ve iradenin, yüce dağlar gibi …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Günah
Günah bir iç çöküntü, bir terslik ve fıtratla zıtlaşmadır. Günaha giren kimse, kendini, vicdanî azaplara ve kalbî sıkıntılara bırakmış bir tâli’siz ve bütün ruhî meleke ve kabiliyetlerini şeytana teslim etmiş bir zavallı ve tâli’sizdir. Bir de o günahı işlemeye devam ederse, bütün bütün ipi elden kaçırır ve artık, ne bir irade, ne bir direnme, ne de kendini yenilemeye mecali kalmaz. …
Devamını Oku »