Ey Yücelerden Yüce! Yolumuz üzerine serip sergilediğin, sonra da bizi görmeye davet ettiğin meşherlerini, en mükemmel şekiller hâlinde sarıp sarmaladığın en bedî, en çarpıcı san’at eserlerini ve Sana ait gizli güzelliklerin tecellileri olarak binbir renk cümbüşü hâline getirip ve yine Senin bir san’at mecmuan olan tabiatın sînesine yerleştirdiğin o gözleri kamaştıran, başları döndüren resimlerin en parlağı, en mevzunu ve birbirleriyle …
Devamını Oku »Pırlanta Ölçüler
Oruç da Acıkır – Sezai Karakoç
Oruç, hiç gecikmeden, yolunu şaşırmadan, tam saatinde, dinç ve genç, tarihin dinamizmini de özünde gaybın bir üfleyişi gibi taşıyarak geldi. Mademki geldi onu iyi tanımak gerek. Oruç, boş bir çerçeve olarak veya bir mevsim gibi sadece tabiatın bir parçası olarak gelmedi. Tarihin bir parçası olarak geldi. Dolu geldi. Kendindekini boşaltacak. Giderken de dolu gidecek. Dolu gitmeli. Her yılın orucu, büyük …
Devamını Oku »Yıkık Rüyalardan Ma’mur Hülyalara
Önden Giden Atlılar yıllar ve yıllar boyu hemen her fırsatta şanlı mazimize, ülkemize, ülkümüze, evimize, köyümüze, kadınımıza, erkeğimize, örfümüze, adetimize hasılı herşeyimize destanlar kesmiş ve “bizimle aynı memeden süt emmeyenler buna inanmasalar da” kaydını koyarak o günlerin yeniden yaşanmasının hayal olmadığını anlatmaya çalıştım. Zira inanıyordum, bir süreden beri tarih ve tarihî değerlerin hafife alınıp geçmişe sövülmesine, ülkenin bir baştan bir …
Devamını Oku »Hak Erlerine Pırlanta Ölçüler
Allah’tan başka en parlak şeylere bile iltifat, gölgeyi hakikatin yerine koymak demektir. Hâlbuki en sönük hakikatler, en parlak gölgelerden daha parlaktır. Allah ise hakikatler hakikatidir. O’nunla alâkalı bir yüce davada kaybetmek söz konusu değildir. Bir panayır gibi kazanç yollarının herkese açık olduğu bir davada, kendilerini riya ve süm’a ile tecrit eden talihsiz ruhların, er-geç iflas edip mahrumiyete düşmeleri kaçınılmazdır. Allah’ın …
Devamını Oku »Doğrulup, Yoluna Devam Etmek
O (Hz.Adem), yaratılışından itibaren sayılamayacak kadar iltifatlar görmüş; meleklere mihrap olmuş; isimler ufkunda Müsemmâ-yı Akdes muhaveresine ermiş, “emanet-i kübrâ”yı yüklenmiş; arzın imarına yürümüş; orada ebediyet düşüncesiyle bir kere daha dirilmiş; ahlâk-ı ilâhî ile tam tahalluk ederek “safiyyullah” unvan-ı celîlini almış; tabiatının gereği olarak bir kere sürçmüşse de iradesinin hakkını vererek hemen doğruluvermiş; emre itaatte inceliği ilk kavrayan olarak, Rabbine karşı …
Devamını Oku »Adalet
En faziletli cihat zalim bir idarecinin yanında ona adaleti söylemektir. Ebü Davud, Melahim 17; Tirmizî, Bey’at 37
Devamını Oku »