Devletlerin dış politikalarının iyi niyet ve temennilerle yürümeyeceği gerçeği, her zaman geçerlidir. İslam dünyasının Avrupa ile ilişkilerine, tarihî tecrübelerin ışığında baktığımız zaman, bu gerçek daima kendini göstermiştir. Bediüzzaman, politik ve ekonomik ilişkileri, çeşitli noktalardan tanzim etmiştir. Ona göre, İslâm dünyası ile Avrupa arasındaki ekonomik ilişkileri, ekonomik olmayan birçok unsurlar etkilemektedir. Bediüzzaman eserlerinde sıkça konu ettiği Batı dünyasını ikiye ayırır. Bir …
Devamını Oku »Risale-i Nur
ALLAHU EKBER’in Mertebeleri – Beşinci, Altıncı ve Yedinci Mertebe
Allah büyüktür. Zira O, her şeyi yaratan, her şeye gücü yeten, en güzel sureti veren ve her şeyi gören öyle bir Zât’tır ki, şu koca koca gökcisimleri ve inci-misal yıldızlar, O’nun ulûhiyetinin ve yüceliğinin pırıl pırıl delilleri, rubûbiyetinin ve izzetinin ışıl ışıl şahitleridir; O’nun rubûbiyet saltanatının ihtişamını gürül gürül haykırmakta ve O’na şehadet etmekte, hükümranlığının ve hikmetinin sınırsızlığını, kudretinin büyüklüğünün …
Devamını Oku »ALLAHU EKBER’in Mertebeleri – Üçüncü ve Dördüncü Mertebe
Üçüncü Mertebe İzahı, Otuz İkinci Sözün Üçüncü Mevkıfı’nın başındadır. Allah, ilim ve kudretiyle her şeyden büyüktür! Zira O, öyle bir Kadir, Mukaddir, Alîm, Hakîm, Musavvir, Kerim, Latif, Müzeyyin, Mün’im, Vedûd, Mütearrif, Rahman, Rahîm, Mütehannin, Sonsuz Celâl ve Kemâl Sahibi bir Cemîl ve Ezelî bir Nakkâş’tır ki, bu kâinatın sayfaları ve tabakalarıyla, küll-cüz olarak, külliyet-cüziyet ve varlık-bekâ itibarıyla hakikati: ° O’nun …
Devamını Oku »Said Nursi ve Adnan Menderes – Münevver Ayaşlı
Adnan Menderes nizamını yıkanların başında gelenler, barajlar yıkılıp da, memleketin su altında boğulma tehlikesini görünce, küçük ve liyakatsiz elleriyle yıkılan koca barajın gediğini çamurla kapatmaya uğraşır görünmeye çalıştılar. Hakikaten bunlar komünizm aleyhinde idiler ise mevcut nizamı korumaları ve bu nizamın yanında yer almaları icap ederdi. Büyük barajı yık, memleketi sular altında bırak, Millet tarafından affa uğrarım, belki de sevilebilirim düşüncesiyle …
Devamını Oku »ALLAHU EKBER’in Mertebeleri – İkinci Mertebe
Yüceler yücesidir O! İlim ve kudretiyle her şeyden büyüktür O! Zira O, öyle bir Hallâk, Alîm, Sâni’, Hakîm, Rahman ve Rahîm’dir ki, kâinat bağındaki şu yeryüzünün ve gökyüzünün varlıkları, apaçık o Hallâk-ı Alîm’in kudretinin mucizeleridir: Ve yeryüzü bahçesindeki şu her yere serpilmiş, rengârenk, süslenmiş bitkiler ve dört bir yana yayılmış, herkese güzelliklerini gösteren çeşit çeşit hayvanlar, elbette o Sâni-i Hakîm’in …
Devamını Oku »ALLAHU EKBER’in Mertebeleri – Birinci Mertebe
ALLAHU EKBER’in otuz üç mertebesinden yedisini anlatacağız. O mertebelerin mühim bir kısmı Yirminci Mektup’un ikinci Makam’ında, Otuz ikinci Sözün ikinci Mevkıfının sonunda ve Üçüncü Mevkıfının başında izah edilmiştir. Bu mertebelerin hakikatini anlamak isteyenler o iki Söz’e baksınlar. “De ki: Her türlü hamd Allah’a mahsustur ki, asla evlat edinmemiştir. Hâkimiyetinde ortağı yoktur. Acze düşüp de bir desteğe muhtaç olmamıştır. Öyleyse tekbir …
Devamını Oku »“Rüyada bir hitabe”ye tarihî açıdan bir bakış – 3
Tarihi çok iyi bilerek isabetli tahlil, tenkit ve değerlendirmelerde bulunan Bediüzzaman, siyasî olayların aldığı geçici yönler ne olursa olsun Batı’nın İslâm üzerindeki olumsuz tavrının idraki içinde gelecek için; “Evet, ümitvar olunuz, şu istikbal inkılâbı içinde en yüksek gür sada İslâm’ın sadası olacaktır.” diyor. Bediüzzaman, bütün hayatında Kur’ân’ın şu ebedî ve ezelî müjdesinin zırhına bürünmüştür: “Gevşeklik göstermeyiniz, üzüntüye kapılmayınız. Eğer inanıyorsanız …
Devamını Oku »“Rüyada bir hitabe”ye tarihî açıdan bir bakış – 2
Bediüzzaman’ın 1919 Eylül’ündeki tesbitini Mehmet Akif’in daha sonraları İstiklâl Marşı’nda mısralaştırdığını görüyoruz. Akif, bu medeniyetin, ellerindeki laboratuvar ve teknik üstünlüğü ile dünyayı esir etme ve manevî yapısından mahrum bırakarak robot haline getirme çabasını, kuduz bir köpeğin ulumasına benzeterek; “Ulusun… Korkma nasıl böyle bir imanı boğar, Medeniyet dediğin tek dişi kalmış canavar.” Bediüzzaman’ın Avrupa medeniyetini tarifine bakmaya devam edelim: “Neden Şeriat …
Devamını Oku »“Rüyada bir hitabe”ye tarihî açıdan bir bakış -1
Büyük yıkılışların, değişikliklerin ve hatta yok oluşların yaşandığı 19. yüzyıl ile 20 yüzyılın ilk yarısında, Müslümanların ve İslâm dünyasının dinî, sosyal ve siyâsî meseleleriyle ilgili orijinal görüşleriyle asrımıza ışık tutan Bediüzzaman Said Nursî, çağdaş bir İslâm düşünürü olarak, her zaman Müslümanları ümitli olmaya çağırmıştır. İslâm dünyasının, özellikle de uzun süre İslâm’ın bayraktarlığını yapan Osmanlı Devleti’nin en sıkıntılı, en bunalımlı günlerinde …
Devamını Oku »Rüyada bir hitabe – Bediüzzaman Said Nursi
Meâli ve hatırda kalan elfazı aynendir. 1335 senesi Eylül’ünde, dehrin hadisatının verdiği yeisle, şiddetle muztarip idim. Şu kesif zulmet içinde bir nur arıyordum. Mânen rüya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rüya-yı sâdıkada bir ziya gördüm. Tafsilâtı terk ile, yalnız bana söylettirilmiş noktaları kaydedeceğim. Şöyle ki: Bir Cuma gecesinde nevm ile âlem-i misâle girdim. Biri geldi, dedi: “Mukadderat-ı İslâm için …
Devamını Oku »