Said-i Nursî
Devamını Oku »Risale-i Nur
Ey Din ve Ahiretini Dünyaya Satan Bedbahtlar!
İşte, madem vatana ve millete hiçbir zararım dokunmadığı hâlde, beni sekiz senedir, en yabanî ve hariç bir milletten câni bir adama dahi yapılmayan bir esaret altına aldınız. Cânileri affettiğiniz hâlde, hürriyetimi selb edip hukuk-u medeniyeden iskat ederek muamele ettiniz. “Bu da vatan evlâdıdır” demediğiniz hâlde, hangi usulle, hangi kanunla biçare milletinize rızaları hilâfına olarak tatbik ettiğiniz bu hürriyet-şiken usulünüzü, benim …
Devamını Oku »Hücümat-ı Sitte’den: Korku Hissi
İns ve cin şeytanlarının desiselerinden biri: İnsanda en mühim ve esaslı bir his, hiss-i havf’ (korku hissi)dır. Dessas zalimler, bu korku damarından çok istifade etmektedirler. Onunla, korkakları gemlendiriyorlar. Ehl-i dünyanın hafiyeleri ve ehl-i delaletin propagandacıları, avamın ve bilhassa ulemanın bu damarından çok istifade ediyorlar. Mesela: Nasıl ki damda bir adamı tehlikeye atmak için, bir dessas adam, o evhamın nazarında zararlı …
Devamını Oku »Hizmet Rehberi Dersleri – 5
Hem bu Yeni Said, Eski Said gibi kendine hürmet ve teveccüh kazanmak ve şan u şeref bulmak, kat’iyen aleyhindedir, kat’iyen kabul etmez. (Emirdağ Lâhikası, 1/117) Bu kısım, Emirdağ Lâhikası ve Tarihçe-i Hayat’ın Emirdağ Hayatı bölümünde “Birden İhtar Edildi; Kaleme Almaya Mecbur Oldum” başlıklı yazıdan alınmıştır. Dinsizlik hesabına ipleri ecnebi elinde bulunan gizli komitelerin tedbiri ile iman ve Kur’ân hizmetinin tesirini kırmak …
Devamını Oku »Hizmet Rehberi Dersleri – 4
Bundan otuz sene evvel, Cenâb-ı Hakk’ın inâyetiyle dünyanın muvakkat şan ve şerefinin ve enâniyetli hodfürûşluğunun, şöhretperestliğinin ne kadar faydasız ve mânâsız olduğunu, hadsiz şükür olsun ki, Kur’ân’ın feyziyle anlamış bir adamın o zamandan beri bütün kuvvetiyle nefs-i emmâresiyle mücadele edip mahviyet etmek, benliğini bırakmak, tasannû ve riyâkârlık yapmamak için elden geldiği kadar çalıştığına, ona hizmet eden veya arkadaşlık edenler kat’î …
Devamını Oku »Ramazan-ı Şerifte Sevab-ı A’mal, Bire Bindir.
Risale-i Nur’dan 29. Mektup Ramazana Dairdir. Yedinci Nükte: Ramazanın sıyamı, dünyada âhiret için ziraat ve ticaret etmeğe gelen nev’-i insanın kazancına baktığı cihetteki çok hikmetlerinden bir hikmeti şudur ki: Ramazan-ı Şerifte sevab-ı a’mal, bire bindir. Kur’an-ı Hakîm’in nass-ı hadîs ile herbir harfinin on sevabı var; on hasene sayılır, on meyve-i Cennet getirir. Ramazan-ı Şerifte herbir harfin, on değil bin …
Devamını Oku »Hizmet Rehberi Dersleri – 3
Sonra en zayıf bir damar-ı insanî olan “şan u şeref ve rütbe” noktasında bana çok elîm bir tarzda o zayıf damarımı tutmak için emredilmiş ihanetler, tahkirlerle, damara dokunduracak işkencelerle dahi hiçbir şeye muvaffak olamadılar. Ve kat’iyen anladılar ki, onların perestiş ettiği dünya şan u şerefini bir riyâkârlık ve zararlı bir hodfürûşluk biliyoruz, onların fevkalâde ehemmiyet verdikleri hubb-u câh ve şan …
Devamını Oku »Hizmet Rehberi Dersleri – 2
Said, tam toprak gibi mahviyet ve terk-i enâniyet ve tevazu-u mutlakta bulunmak şarttır; tâ ki Risaletü’n-Nur’u bulandırmasın, tesirini kırmasın. (Kastamonu Lâhikası, s.13) Her asra ve her asırdaki her seviye ve tabaka insana küllî mânâları ile hitap eden Kur’ân-ı Kerîm, işarî mânâlarının külliyetinde cüz’î mânâ ile teyemmüm( فَتَيَمَّمُوا صَعٖيدًا) âyeti günümüze ve hizmetimize de bakar. Yalnız oradaki “Said”e (sin harfiyle) işaret …
Devamını Oku »Hizmet Rehberi Dersleri – 1
Ey Kardeşlerim! Sizler biliyorsunuz ki; bizim mesleğimizde benlik, enâniyet, şan ve şeref perdesi altında makam sahibi olmaktan, öldürücü zehir gibi ondan kaçıyoruz. Onu ihsas eden hâletten şiddetle içtinap ediyoruz. Elbette, burada, altı-yedi sene gözünüzle ve yirmi seneden beri tahkikatınızla anlamışsınız ki ben şahsıma karşı hürmet ve makam vermek istemiyorum. Sizleri o noktada şiddetle tekdir etmişim. “Bana haddimden fazla mevki vermeyiniz.” diye sizden darılıyorum… (Kastamonu Lâhikası, …
Devamını Oku »