İnsan her haline şükretmekle mükelleftir. Neden: Çünkü, Allah kainatı yaratmış, içinde de bir nokta mesabesinde yeryüzününe hayat rek var etmiş. Sonra dağlar-taşlar,bitkiler, hayvanlar, insanlar; insanlar içinde Kendi’ne inanan ve Habibi’nin yolundan gidenlerden eylemiş.
Sonra O Habib’ine OKU Buyurmuş. O’nun adıyla ve O’nun adına hem yarattıklarını hem de kitabı oku. İşte biz gerçek hayatiyetimizi devam ettirmek istiyorsak okumak vazifemizdir.Aksi halde canlılığımızı yitiririz. Okumak bir tefekkürdür. Fikir edinme,akletme. Aklımızı kullanmak için sık sık kainatı tefekkür edeceğiz.
Kaynakların bu kadar bol olmadığı bir dönemde ilimde zirve yapmış insanların hayatına bakınca hayret etmemek elde değil. Bir Buhari Hz.leri hafızasında bir milyon hadisi hıfzetmişti, üstelik rivayet edenleri ile birlikte. Bir Serahsi Hz.leri kuyunun dibinde hapiste talebelerine 6000 sayfalık Hanifi mezhebinin en geniş eseri olan El-Mebsut’u te’lif etmiştir. Bir Bediüzzaman Hz.leri Risale-i Nur KülliyatInı esaretler, zindanlar ve sürgünlerde te’lif etmiştir. Ama kendi eserini bir Haşir Risalesini 40 defadan fazla okuduğunu bildirmektedir.
Batıda da dünya çapında eser veren bilim adamlarından binlerce deney yapan, görme duyusunu kaybeden, sürgünlere gönderilen, idamla yargılananlara rastlamak mümkün.
Yavuz Selim döneminde Osmanlı, dünyanın en zengin ve en güçlü devleti idi.Koca Sultan fetihler sırasında bile develere yüklettiği kütüphanesini yanından ayırmıyordu.Şehzadelik döneminde günde 3 saatlik uykusuyla saatlerce kitap okuyordu.Türkiye’de gençler üzerindeki bir araştırma sonucunda yüzde 70 i adını hatırlamayacakları kadar uzun zamandır kitap okumadıklarını söylemişlerdir
Demek ki, Yaradan kulunu en iyi bilir; dünya ahiret saadeti adına ilk emire kulak verip okuyacağız.öğreneceğiz. öğreteceğiz. Herşeyden önce bizim ihtiyacımız olduğunu bileceğiz ve daima kendimizi canlı tutacağız.
Her daim istatistikler verilir ülkemizdeki okuma oranının düşüklüğü dile getirilir, ancak sivil toplum kuruluşlarının vazifesi olan nedenlerini çözme adına bir şey yapılmaz. Devletten beklemeye son verip bunu bir problem olarak görüp aksiyon almamız gerekir.
Okumalarımızla kendimizi inşa etmiş oluyoruz. Kitapla gürül gürül akan bir ırmak haline geliriz. Hadis-i Şerif ifadesiyle bildiklerimizle amel edersek bilmediklerimizi Allah (cc) nasip eder.
Üstad Hz.leri “Bu risâleyi şimdiye kadar belki yüz defa okumuşum. Fakat, şimdi yeni görüyorum gibi tekrar okumaya ihtiyaç ve iştiyâkım var.” dediği yerde biz daha çok iştiyakla okumalıyız.
Lenin Rusya’da Sibirya sürgün yıllarında Marks’ ın kitabını o soğukta bin kez okurken bizler neyi bilerek kaç defa okuyor ve okuduklarımızı ne ölçüde hayata geçirebiliyoruz muhasebemizi yapmamız lazım.