Meâli ve hatırda kalan elfazı aynendir. 1335 senesi Eylül’ünde, dehrin hadisatının verdiği yeisle, şiddetle muztarip idim. Şu kesif zulmet içinde bir nur arıyordum. Mânen rüya olan yakazada bulamadım. Hakikaten yakaza olan rüya-yı sâdıkada bir ziya gördüm. Tafsilâtı terk ile, yalnız bana söylettirilmiş noktaları kaydedeceğim. Şöyle ki: Bir Cuma gecesinde nevm ile âlem-i misâle girdim. Biri geldi, dedi: “Mukadderat-ı İslâm için …
Devamını Oku »M. Sıddık Minşevi – Taha Suresi
Ağaç Kasidesi’nden – Halil Nihad Boztepe
Biraz sizin gibiyim, serde dilcilik vardır. Yerinde “baş” diye yazdım, yerinde “ser” yazdım İnad edip dediniz siz “sü”, ben dedim “asker!” Siz “er” dedikçe dövündüm dedim “nefer”,yazdım Dedikçe siz “general” arttı hasretim “paşa”ya! Kebab olup ateşinden yanan ciğer, yazdım! Kurum demek duruyorken denir mi cemiyet? Kurul denilmeli, zira Arapçadır heyet! Bununla kaldı da zannetme, Garbı etti Batı! Onun da çehrei …
Devamını Oku »Sığlık, Durağanlık.. ve Tevbe
-Meselelerin nazarî yanında bir icmal ve düzlük mülahazası hâkimdir; matlup olan, onların amelî planda tafsile ulaştırılmalarıdır. Yalnız fikir hâlinde bulunan ve tatbik sahasına çıkarılmamış olan bir bilgi, inkişaf ettirilmedikçe, pratiğe dökülmedikçe ve fiilî olarak ortaya koyulmadıkça asıl tesirini icra edemez ve semeredâr olamaz. Nazarî bilgilerle yetinmek belki çocuklar ve mübtediler için makul görülebilir, kabul edilebilir ama hak âşıkları, hakikat erleri …
Devamını Oku »Yurtdışındaki Türk Okullarının Değeri – Kemal Karpat
Yurt dışında bulunan Türk Okulları’nı tesadüfen keşfettim. Konferanslar, özel grup gezileri nedeniyle 1996’dan beri Azerbaycan, Tataristan, Bosna, Kazakistan ve son olarak 2004’de Romanya ve Gürcistan’da bulunan okulları ziyaret ettim. Böylece herhangi bir tesir altında kalmadan bu okulları kendi eğitim felsefeme ve tecrübeme göre değerlendirme fırsatını buldum. Okullarda ilk dikkatimi çeken husus; orada hâkim olan dostluk, kardeşlik, hoşgörü havası ile eğitimci …
Devamını Oku »Allah’ı Arayan Bir Garip Adam: Tolstoy
Lev Nikolayeviç Tolstoy, ömrü boyunca ‘Ben neyim? Niçin yaşıyorum. Hayatın anlamı nedir? sorularına cevap aradı. 1910 yılının Kasım ayında yağışlı bir gecede, yanına küçük kızını da alarak evinden çıktı. 82 yaşındaki bu yaşlı adamın tek gayesi hayatın anlamını çözmekti. Tolstoy’un, yaşamın gayesini öğrenme merakı, evinden ayrıldığı o günden tam yetmiş bir yıl önce, 11 yaşında bir delikanlı iken başlamıştı.1838 yılında …
Devamını Oku »Kemal Karpat’a Göre Eğitim Felsefesi
Eğitim, son yüz elli yıl içinde millî devletin ortaya çıkmasıyla devlet elinde kendi siyasi kimlik ve tarih anlayışını yaymak için ideolojik bir araç olarak kullanılmıştır. On altıncı yüzyıla kadar ve ondan sonra da Batı’da Papalık kendi siyasi otoritesini ayakta tutmak amacıyla eğitimi kontrolü altında bulundurmak için elinden geleni yapmıştır. Eğitimi kilisenin etkisinden kurtarmak, Batı’nın en büyük entelektüel savaşı olmuştur. Fakat …
Devamını Oku »İslam Âleminde Ümidin Yeniden Keşfi: Hutbe-i Şamiye
İnsanlar, içinde bulundukları toplumların/devletlerin askeri, siyasi, sosyal, ekonomik ve kültürel durumlarından etkilenmektedirler. Gelişen bir toplumun mensubu olmanın verdiği gurur, fertleri ümit dolu yaparken; geri kalmış bir medeniyet coğrafyasında yaşayanlarda bedbinlik oluşabilmektedir. Her ne kadar ümit/ümitsizlik durumu fertlerin psikolojik yapıları ile ilgili olsa da toplumun/devletin genel havası fertleri etkileyebilmektedir. Osmanlı Devleti’nin son iki yüz yılı yenilgiler, mali sıkıntılar, siyasi istikrarsızlıklar ve …
Devamını Oku »Risale-i Nurların Te’lif Kronolojisi
1899 Kızıl İcaz- Arapça 1908-1909 Reçetet-ül Avam- Arapça 1909 Divan-ı Harbi Örfi 1911 Reçetet-ül Ulema veya Saykal-ül İslam- Arapça 1911 Hutbe-i Şamiye 1911 Münazarat 1911 Muhakemat- 1911 Teşhis-ül illet-Arapça 1911 Deva’s ül Ye’s 1911 Nutuk-1 1914-1916 İşarat-ül İcaz 1919 Bediüzzaman’ın Tarihçe-i Hayatı 1919 Nokta 1920 Hakikat Çekirdekleri-1 1920 Sünuhat 1921 Hakikat Çekirdekleri-2 1921 Lemaat 1921 Şuaat 1921 Rumuz 1921 Tulûât …
Devamını Oku »Bediüzzaman’da Edebiyat Düşüncesi
Belâğat “Belâğat” kelimesi, tarihî süreç içerisinde hem kelime ve kavram anlamıyla hem de terim anlamıyla farklı boyutlarıyla algılana gelmektedir. Kelime anlamıyla belâğat, kişinin duygu, düşünce ve hayâlleri gerek sözlü gerekse yazılı gerekse davranışsal olarak ifade edebilmesi yetisidir. Ancak İslâm toplumunun kültür ve bilim tarihinde “belâgat” kelimesi, daha çok yoğunluklu ve ağırlıklı olarak terim karşılığıyla önem kazanmış ve en çok bu …
Devamını Oku »