Fakir-i aşkım, miskin-i iştiyâk Bir kor saç da aşkınla bendeni yak!… Layık kıl ne olur kendi sevgine, Ağarsın ufuklarım, olsun ap-ak. Sen yakındın ben hep uzak yaşadım, Şekilde kulluğu yakınlık sandım! Taklit bendeleriydi dört bir yanım, Gördüklerime takılıp aldandım. Sönmüştü iştiyak-ı likâ çoktan, Varlıktan dem vuruluyordu yoktan; Kamil mürşit kahtı vardı o zaman, Ve kopmuştu diller, …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: hizmet
Artık Tanıyamadığım Ülke Türkiye – M. Fethullah Gülen
Fethullah Gülen Hocaefendi Washington Post’a makale yazdı Fethullah Güllen Hocaefendi, dünyanın önde gelen gazetelerinden Washington Post‘a bir makale yazdı. Hocaefendi makalesinde Türkiye’nin bütün gücü elinde toplayan ve muhaliflere boyun eğdirmek için elinden gelen her şeyi yapan bir cumhurbaşkanının elinde tanınmaz hale geldiğini belirtti. Hocaefendi, Batı’nın Türkiye’nin demokrasi rotasına geri dönmesine yardım etmesi gerektiğini vurguladı. Hocaefendi’nin Washington Post’ta “Artık Tanıyamadığım Ülke Türkiye” başlıklı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kine Doymayan Dünya
Yaşama mücâdelesi veren ve yarınlara ulaşmak isteyen her millet, ancak, kendi güç kaynaklarına; kendi manâ köklerine, kendi dînine, kendi îmânına, kendi azmine dayandığı ölçüde mevcûdiyetini devam ettirebilir. Aksine, ne ayakta kalması, ne de varlığını sürdürmesi mümkün değildir. Ya biz bugüne kadar öyle mi yaptık? Yıllar var ki, kanımızı emen, canımızı çıkaran düşman bir dünyâya yöneldik, onunla bütünleştik ve onu varlığımızın …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kurb, Bu’d
Yakınlık mânâsına gelen kurb, sofîyece, insanın mâverâîleşip cismâniyet çeperini aşarak Allah’a yaklaşması demektir. Kurbu, Allah’ın (c.c.), kullarına yaklaşması şeklinde anlayanlar olmuş ise de, bu O’na mekân ve mesafe izâfe mânâlarını işmâm etmesi itibarıyla uygun görülmemektedir. Kaldı ki, Cenâb-ı Hakk’ın kullarına olan yakınlığı “keynûnet”ler ve “sayrûret”ler üstü bir yakınlıktır. Değilken sonradan meydana gelen bir kurb, sonradan var olanların ve varlıklarını değişik …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Zamanla Gelen Sürprizler
Her şey gönlümüzce olmasa bile, doğruluk sancağının dalgalanmaya başladığı muhakkak.. hâdiseler arzu ve isteklerimize göre cereyan etmese de, ruhlarımıza inşirâh veren esintilerin olduğunda şüphe yok.. evet, yer yer acı bir poyrazın estiği doğru; ama beri yanda, ilâhî lütufların bir neş’e ve sevinç çağlayanı haline geldiği de apaçık. Hâdiselerin büyük ölçüde bir sis ve duman arkasında cereyan ettiği her zaman söylenebilir; …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Sekîne ve Tuma’nîne veya İtmi’nân
Sekîne; sükûn kökünden, vakar, ciddiyet, mehâbet, ünsiyet; ya da dalgaların dinmesi ve onun sakinleşmesi mânâlarına gelir ki, hafiflik, huzursuzluk, kararsızlık ve telâşın zıddıdır. Sekîne, tasavvuf erbâbınca; gaybî vâridatla kalbin oturaklaşmasıdır ki; böyle bir kalb, sürekli bir dikkat ve temkin içinde öteleri kollar, lâhûtî esintilere açık bulunur ve hep itminân etrafında dolaşır. Bu makam aynı zamanda “ayne’l-yakîn” mertebesinin de başlangıcıdır. Bu …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kalb
Dil beyt-i Hudâdır ânı pâk eyle sivâdan Kasrına nüzûl eyleye Rahmân gecelerde. (İ. Hakkı)Gönül ve yürek olarak da tanıdığımız kalb başlıca iki mânâda kullanılır: Birisi, göğsün sol tarafında, sol memenin altında ve daha çok da çam kozalağına benzeyen, aynı zamanda yapısı ve dokusu itibarıyla da bedendeki her uzuvdan farklı bulunan; ihtiva ettiği harika karıncık ve kulakçıkları, bütün his ve duygulara …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Yeni İnsan
Târihî devr-i dâimlerle Hakk inâyetinin tecellîlerine açık yeni bir çağın sath-ı mâiline girmiş bulunuyoruz. Bizim dünyâmız adına 18. asır, özünden uzaklaşanların ve muhâkemesiz mukallitlerin; 19. asır, kendini değişik fantezilere kaptırmış, geçmişiyle ve târihî dinamikleriyle zıtlaşanların; 20. asır, bütünüyle yabancılaşanların, kendini inkâr edenlerin, dolayısıyla da ışık ve rehberini hep dışarıda arayanların çağı olmuştur. Dörtbir yanda tüllenen emârelerin de teyidiyle, 21. asır …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Basiret ve Firaset
Sözlüklerin; idrâk, fetânet, delil ve şâhit kelimeleriyle karşılamaya çalıştıkları basîret, kâmus ve ta’rifât kitaplarında: “Kalb gözünün açıklığı, idrâk genişliği, daha başlangıçta iken neticeyi görüp-sezme ve yarınları bugünle beraber değerlendirebilme melekesi” olarak tarif edilmiştir. Gönül erlerinin muhâverelerinde basîret, bir başka derinlik ve ihâtaya ulaşır. Şöyle ki; o, tefekkür ve ilhâmın rehberliğinde biricik irfan kaynağı, eşyânın hakikatini kavramada rûhun ilk idrâk mertebesi; …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Yeni Yıllara Doğru
Günler gelip bahara dayandığında, binbir ışığa gebe yaşlı dünyâ son kez hamlini vaz’etmek için sancıyla kıvrım kıvrım, fakat aynı zamanda neşeliydi. Ufukta yeni bir günün emâreleri tülleniyor, şafaklar ümitlere inci diziyor ve yıllardan beri ışığa hasret gönüller, sanki iki adım ötede kendilerini bekleyen bir kısım sürprizlerle karşılaşacakmış gibi pür dikkat ve belirsiz bir sevinç içindeydi… Derken, duyguda, düşüncede, ilimde, sanatta …
Devamını Oku »