Yeryüzü muvâzenesinin tamamen bozulduğu, içtimâî coğrafyanın sürprizlere hâmile bulunduğu şu günlerde, ‘tabakât-ı beşer’ çapında sözünü geçirebilecek bir yüce devlete ve âlî bir millete, ne kadar muhtaç olduğumuz her türlü izahtan vârestedir. Şarktan garba şenâetlerin işlendiği, mazlumun hor görülüp zâlimin alkışlandığı; süper devletlerin kendi çıkarları hesabına, yeryüzünü anarşiye devir ve teslim edip, kargaşa ve herc ü merci körükledikleri bir dönemde, muvâzene …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Hz. Muhammed
Sızıntı Başyazıları: Neslin Beklediği Kurtarıcı El
Neslimiz, en bunalımlı bir devreyi yaşamaktadır. Asırlarca devam edegelen terk edilmişlik, iç içe musibetler hâlinde onun devrinde meyve verdi. O, bu Kafdağı’ndan ağır yükün altına itilirken, anadan babadan; yurttan yuvadan; mürebbîden ve çevreden alıp dağarcığına koyacağı herhangi bir azığı olmadan itildi. Hem de kalbi gıdasız ve dizi dermansız olarak… Evet, bu nesil, asrıyla zifaf olmaya hazırlanırken, bütün değerleriyle beraber çoktan …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Maarifimizde Muallim
Muallim, doğumdan ölüme kadar, bütün bir hayat boyu, hayatı şekillendiren kudsî üstaddır. Milletine, kader programında rehberlik yapıp, ahlâk ve karakterini yücelten ve ona ebediyet şuurunu aşılayan, melek soluklarının mihraklaştığı bu üstün varlığa denk yeryüzünde ikinci bir yaratık gösterilemez. Muallimin, ferd üzerinde te’siri, anne, baba ve cemiyyetin te’sirinden kat kat üstündür. Aslında, anneyi de, babayı da, hatta cemiyyeti de yoğuran odur. …
Devamını Oku »Seyran İstemez
Vech-i yâre dûş olan âlemde seyrân istemez Cânını cânâna teslîm eyleyen cân istemez Bu misafirhânenin fânîliğin fehmeyleyen Hâne-i kalbinde Hakk’tan gayrı mihmân istemez Gerçi zâhir ilminin nef‘i de vardır tâlibe Liyk esrâre irenler sûrî irfân istemez İrci‘î âvâzı erdi mürg-i cânım sem‘ine Bî karar oldu anınçün vird-i handân istemez Mâsivallahdan mücerred oldu İbrahim bugün Vârını dildâre …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Maarifimiz (2)
Öğrenme ve öğretme göklere dayalı iki yüce vazifedir. Bu vazife ile, insanın ruhundaki ehlîlik ve ehliyet ortaya çıkarılır ve o, topluma armağan edilecek hâle getirilir. Öğrenme ve öğretme inbiğinden geçmemiş fertte, insanî meziyetler ve yükseltici hususiyetler gelişmediği için, içtimâî bir hüviyet aramak da beyhudedir. Ancak, neyin öğrenilip, neyin öğrenilmemesi lâzım geldiğini ve nelerin ne zaman verileceğini bilmek de, en azından …
Devamını Oku »Kur’an da Hicret – Prf.Dr. Şerafeddin Gölcük
Hicret toplantısında tebliğ olarak sunulmuştur. 1- Tarif Hicret; anlam olarak, uzaklaştırmak, terketmek demektir. Terim olarak, Hicrette yakınların, akrabanın, dostların, özyurdundan din ve inanç yüzünden, terki anlamı vardır, veya bunun aksi bir durum; akrabanın, dostların, yakınların din ve inanç sebebiyle kişiden uzaklaşmaları, onu terkleri hicrette anlam olarak yer alır. Binaenaleyh hicrette, terim olarak, karşılıklı iki yönlü bir uzaklaşma, terketme anlamı kendini …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Gözyaşları
Hakk rahmetinin insan gözünde damla damla olmasıdır gözyaşları. Dilin, duygunun ve gönlün el ele, yüz yüze birleştiği, iç içe girdiği ânın çiçekleşmesi üzerinde jâledir gözyaşları… Cennet hûrilerinin kulaklarındaki küpeler, göz damlalarının yanında toprak kadar aşağı ve değersiz kalır..! Heybet, korku, saygı ve sevgi gibi insanı duygulandıran, gönül tasını yakan ve kalpten sefil arzuları sıyırıp atan, ulvî hislerin çepeçevre ruhu sardığı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Asker
“Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber, Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber, Lâkin kalacak doğduğumuz toprağa, bizden Şimşek gibi bir hâtıra, nal seslerimizden.” (Y.Kemal) Askerlik yüksek bir pâyedir, Hakk’ın katında da, halkın katında da… Ona denk yüce bir topluluk ve gördüğü vazifeye denk yüksek bir vazife yoktur şu fânî âlemde. Yüklendiği iş itibâriyle, (zaman) onda başkalaşır, muammalaşır ve bir sır haline …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Hep Ağladık
Ağlamak kaderimiz oldu. Yıllar yılı ağlamadan başka bir şey bilemedik. Ölen insanımıza, yıkılan umranımıza, târumâr olan harmanımıza ve kâidesiz kalan ümidimize ve cesaretimize… Hayat fânusumuzu elinde gördüğümüz batılı, bizden çok evvel uzanmıştı musallâ taşına… Onun ölümü, Nietzsche’nin, hayalinde tanrıya ölüm biçip de ‘tanrı öldü’ diye ilân ettiği güne dayanır. Aslında ölen batılı idi ve zavallı insanımızdı. Mahbesten çıkıyorum derken bataklığa …
Devamını Oku »Temsil -2 – İsmail Büyükçelebi
(Hocaefendi’nin Sohbetlerinden Seçmeler) Hocaefendi, “Temsil, İslam’ı kılı kırk yararcasına hassasiyetle yaşamakla olur” diyerek temsilin sınırlarının ne kadar geniş olduğunu ifade ediyor ve sohbetlerinde, yazılarında devamlı İslam’ı titizlikle yaşamaya teşvik ediyor. Diğer taraftan İslam gibi her meselesini akla, mantığa tasdik ettiren bir dinin yeterince bilinip kabullenilmemesini de müntesiplerinin vefasızlığı, hasımlarının da amansızlığına bağlayarak, M. Hamîdullah Hoca’nın İzmir Y. İ. Enstitüsü’nde verdiği …
Devamını Oku »