Kuşkusuz hem ferdî hem de sosyal bakımdan İslâm’ın ideal ve örnek insanı Hz. Muhammed’dir (sallallahu aleyhi ve sellem). Nitekim Kur’ân-ı Kerîm Resûlullah’ın hayat ve şahsiyetini müslümanlar için örnek olarak göstermiş (el-Ahzâb 33/21); bu sebeple ashâb-ı kirâm onun hayatını titizlikle izlemişler; bu hayatı hem bizzat kendi yaşayışlarına örnek almışlar hem de sonraki nesillere büyük bir gayret ve itina ile nakletmişlerdir. Onun …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: peygamber
Risale-i Nur’da Külli Kaideler- 5 – Ali Ünal
MEYVE, SON AMA ÇEKİRDEĞİ BARINDIRMAKLA AYNI ZAMANDA İLKTİR Bu çalışmanın birinci bölümünde de zikredilen bu küllî hakikat, “Seni ancak âlemlere rahmet olarak gönderdik.” âyeti kerimesi ve “Sen olmasaydın, kâinatları yaratmazdım!” hadis-i kudsîsindeki manâyı açıklayıcı anlam ve muhtevaya sahiptir. Nasıl ki bir ağaç meyvesi için yetiştirilir, dolayısıyla ağacın varlığından birinci gaye meyvesidir ve meyve, ağaçta en son ortaya çıksa da, ağacın …
Devamını Oku »Fethin Mü’minesi: Hind Binti Utbe
Kureyş’in Abdimenâf kolunun Abdi/emsoğulları arasından Utbe İbn Rebîa ile Safiyye Binti Ümeyye’nin kızı olarak dünyaya gelmişti. İçinde neş’et ettiği ailenin Kureyş nezdinde ayrı bir itibarı vardı. Maddi imkânları açısından da varlıklı bir aileydi. Babası Utbe, Mekke idaresinde sözü dinlenen önemli isimlerden birisiydi. İşte bu şartlar altında neş’et edip büyüyen Hind, babası ile amcası Şeybe’nin otoritesi altında geçirdiği çocukluk günlerinden itibaren …
Devamını Oku »Risale-i Nur’da Külli Kaideler- 3 – Ali Ünal
İLİMLERİN VARLIĞI, HZ. ALLAH’A DOĞRUDAN DELİLDİR Evet, kâinatı inceleyen bütün (b)ilimler, kâinattaki mutlak düzen ve intizama dayanır. Düzen ve intizam olmazsa, ilimleri meydana getiren ve kanun denilen intizamdan çıkarılan sonuçlar veya küllî kaideler olmaz. Kanun denilen bu sonuçlar, dolayısıyla ilimler var olduğuna göre, mutlak düzen ve intizam da vardır. Mutlak düzen ve intizam, düzen ve intizamı kuranı ve devam ettireni …
Devamını Oku »Gönlümün Gülü – Fethullah Gülen
Sen’i seven her ruh uludur Yâ Resûlallah! Gözü gönlü onun doludur Yâ Resûlallah! Cemâlin pertevinden zerre şevk alan billâh, Kapının ayrılmaz kuludur Yâ Resûlallah! Bekler mi başka iltifat bezmine erenler, Gözleri her dem buğuludur Yâ Resûlallah! Yükselip her an şem’ine pervane dönenler, Ruhların onlar bir koludur Yâ Resûlallah! Uçuşur iklîminde altın kanatlı kuşlar, İklîmin kuşların yoludur Yâ Resûlallah! Varıp huzur-u …
Devamını Oku »Fuzûlî’nin Su Kasidesi
Hazret-i Fahr-ı Kâinât efendimiz [s.a.s], Asr-ı Saadet’ten bugüne kadar Müslüman şairlerce övülmüştür. Bu güzel adet yahut geleneğe “Na’t sanatı” denilir. Saadet asrı şairlerinden Hassan bin Sâbit ile Bânet Suâd yahut Kaside-i Bürde adıyla meşhur şiirin sahibi Kâab ibni Züheyr bizzat Allah Resûlü’nün [s.a.s] iltifatlarına mazhar olmuşlardır. İslâmî Türk edebiyatı da Peygamber sevgisi ile yanıp tutuşan gönüllerin aynası olmuştur. Fuzûlî’nin Su …
Devamını Oku »Allah’a ve Topluma Karşı Sorumluluk Çerçevesinde Medya
Bir varlığın kendine özgü bir yaratılış gayesi olduğu gibi, insanın da kendine özgü bir yaratılış gayesi vardır. Cenâb-ı Hak, yaratılış gayesini gerçekleştirebilmesi için insana dünya hayatında pek çok imkânlar lütfetmiştir. İnsanlar, bu imkânları yerinde kullanıp kullanmadıkları hususunda Allah karşısında sorumludurlar. Bu sorumluluğun yerine getirilip getirilmediği sorgusu öbür âlemde gerçekleşecektir. Bu sorumluluğu ifade eden âyetlerin birinde “Çalışın, yaptıklarınızı Allah da, Resulü …
Devamını Oku »Peygamberler Yolunda Olan Kahraman!
Adanmış ruhlar için en büyük tehlikelerden biri, belki de birincisi; şu birim bu birim, şu bölüm bu bölüm, şu iş için koşma bu iş için koşma… istikametinde mesailerini tüketmek suretiyle vazifelerini yapmış olduklarını düşünmeleri ve bunu yaparken, Allah ile münasebetlerini, Rasûl-ü Ekrem ile irtibatlarını hiç görüp gözetmemeleridir. -Hak rızası için insanlığa hizmet yolunda yapılan işlere gerçek derinliğini kazandıracak olan husus, …
Devamını Oku »