Tarihin belli bir döneminde başlayıp, bugünlere kadar uzayıp gelen bir mizaç inhirâfıyla, bize ait değerler hep horlandı, hep hakir görüldü. Bu dönemde, gönlünü bir kısım fantezilere kaptırmış, ruh dünyâsıyla lime lime bazı gençler, bu güzel dünyâmız ve onun, tarihin derinliklerinden gelen paha biçilmez değerlerini hep tiksinti duyan bir ruh haletiyle hatırladı. Bizi ve dünyâmızı tanımama bahtsızlığı içinde yetişen bu gençler, …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: sızıntı
Sızıntı Yazıları: Vicdan ve Ruhun İklimi
Gerçek hayat, vicdan ve ruhun öteler esintili duru iklîminde yaşanan hayattır; önü ve sonu itibariyle de aslâ, elemi, kederi, hasreti yoktur. Hayatı, bütünüyle cismaniyete bağlayan düşünce; mide, bağırsak ve yemek borusunu insan varlığı üzerinde en hâkim unsurlar haline getirmiş ve insanı bedenî hazlarının âzat kabul etmez kulu, kölesi yapmıştır. Yıllar var ki, bu kahredici anlayış içinde insanımızın hem duygu ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kur’an
Varlığın en bereketli ışık kaynağı, sözün en çarpıcı, en kuvvetli nüktesi O’dur. Yeryüzündeki bütün câzibedâr güzellikler, O’nun ışığının varlık üzerine akseden gölgesi, en büyüleyici ses ve nağmeler o semâvi solukların sadece bir perdesidir. O’nun ışıktan beyanları arasında tenezzüh, gönülden kirleri, gözlerden de günahları siler-süpürür. O’nun ötelere açık zümrütten iklimlerini temâşâ, düşünceye hikmet tohumlarını saçar, aklı semâlar ötesi âlemlerde gezdirir. Güneş, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Zamanın Altın Dilimi
Öteden beri hemen herkes, içinde bulunduğu zamandan şikâyet etmiş ve daha iyi günlerin özlemiyle inlemiş durmuştur. Cismaniyet ve bedenî hazları itibariyle kendini bohemliğe salmış, “Geçmiş-gelecek masal hep, eğlenmeye bak ömrünü berbat etme” diyen bir kısım bön kimseler istisna edilecek olursa, çoğu kimse ya geçmişe vurgun veya geleceğe tutkundur. Umumiyet itibariyle genç ve serâzât gönüller daha ziyade hülyâlarında kurdukları bir gelecekte, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Milletimiz (2)
Geleceğin emniyet ve güven üzerine kurulması, geçmişin iyi bilinip tanınmasına, hissedilip ruhlarda korunmasına bağlıdır. Geçmişimizi bize en iyi duyuranların başında da şüphesiz, mescitlerimiz, ezanlarımız, ilâhîlerimiz, serhat türkülerimiz, mehterlerimiz ve bu kaynaklardan fışkıran sanat ve edebiyatımız gelir. Bugün o koskoca geçmiş büzülüp sıkışmış ve bunların içine sinmiş gibidir. Ne zaman mescitler, ezanlar, ilâhîler, mehterler kurcalansa, özlerinde geçmişin buğusu ve şanlı milletimizin …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Milletimiz (1)
Bizim toplum yapımız, “işte tâlih” deyip öğüneceğimiz, başkalarının da imreneceği seviyeler üstü ve hiçbir içtimâî sistemin bugüne kadar arayıp da bulamadığı, bulsa da ulaşamadığı bir güzellikler meşheriydi. Kendi ruhundaki dinamiklerden güç alan, kendi öz kaynaklarından beslenen.. vesâyâ bilmeyen, kimseye ve hiçbir şeye tâbi olmayan; kendi olarak asırlar ve asırlar ayakta durmasını başaran bu muhteşem içtimâî meşher, bu göz kamaştıran sistem, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Eski Şehirlerimiz
Eski şehirlerimiz, dış görünüşleri, iç derinlikleri, gelin endamları; çevrelerindeki bağ ve bahçeleri, çağlayan ırmakları ve üfül üfül havasıyla bütün gönülleri yumuşatır, bütün hülyaları büyüler ve semtlerine uğrayanları âdeta sarhoş ederlerdi. Üzerlerinde ötelerden rengârenk ışıkların yağdığı, toprağından ünsiyet, aşk ve sevginin fışkırdığı, sâkinlerinin, onun bağrında her an ayrı bir vuslatı teneffüs ettikleri bu güzellikler galerisi şehirler, yedi iklim dört bucağın can …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Köyümüz
Eskinin köylerini düşünürken hayallerimizi saran o derin sessizlik, o düşündürücü sükûnet ve o büyüleyen fıtrîlik yok artık. Geçmişin, o dinlendiren, düşündüren köylerinde, bugün, sessizlik ve sükûnetin yerini; radyo, televizyon, pikap mırıltıları; otomobil, traktör, motopomp gürültüleri aldı, huzûr ve sükûn delik deşik olup hudut dışı edildi. Evet, bugün köylerimize kadar hemen her yerede, sessizlik ve sükûnet o kadar azalmış, o kadar …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bu Ülke
Bir zamanlar bambaşka güzellikleri, büyüleyici iklimi, ruhlara kucak açan tabiatı ve sonsuza uyanmış insanıyla bu ülke, kervanların konup kalktığı, seyyahları, onun altın yamaçlarında tenezzühe çıktığı, gönül ve ruh insanlarının Ka’be yolcuları gibi akın akın koşup ona geldiği ve bir ibadet neşvesi içinde onun güzelliklerini yudumladıkları eşi-menendi bulunmayan bir Cennet köşesiydi… Evet, bu ülke ve onu ayakta tutan dinamikleri yerinde görmek …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kendi Güzelliğiyle Geceler
Varlık ve hayata dâyelik yapmasının bilinmesi ölçüsünde, bu gerçeğe uyanmış gözler için, geceler daha bir derinleşir, güzelleşir ve âdetâ bir hülyâlar âlemine inkılâp eder. Gündüzün olmadığı yerde gece, gecenin olmadığı yerde de gündüz soğuk, sevimsiz, monoton ve bıktırıcıdır. Zaman, bu siyah, beyaz mekiklerle varlığını örer ve varlık onların kolları arasında renklerin en çarpıcılarını elde ederek kusursuzluğa ulaşır. Zamanın, o içten …
Devamını Oku »