\u201cBel\u00e2\u011fat\u201d kelimesi, tarih\u00ee s\u00fcre\u00e7 i\u00e7erisinde hem kelime ve kavram anlam\u0131yla hem de terim anlam\u0131yla farkl\u0131 boyutlar\u0131yla alg\u0131lana gelmektedir. Kelime anlam\u0131yla bel\u00e2\u011fat, ki\u015finin duygu, d\u00fc\u015f\u00fcnce ve hay\u00e2lleri gerek s\u00f6zl\u00fc gerekse yaz\u0131l\u0131 gerekse davran\u0131\u015fsal olarak ifade edebilmesi yetisidir. Ancak \u0130sl\u00e2m toplumunun k\u00fclt\u00fcr ve bilim tarihinde \u201cbel\u00e2gat\u201d kelimesi, daha \u00e7ok yo\u011funluklu ve a\u011f\u0131rl\u0131kl\u0131 olarak terim kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131yla \u00f6nem kazanm\u0131\u015f ve en \u00e7ok bu boyutu \u00fczerinde durulmu\u015ftur. Bel\u00e2gat, hem Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n mucize olu\u015funun \u00f6nemli ay\u0131r\u0131c\u0131 \u00f6zelliklerinden birisi, hem de edebiyat tarihinde ba\u015fl\u0131 ba\u015f\u0131na bir ilim disiplini h\u00e2line d\u00f6n\u00fc\u015fm\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/p>\n
Bel\u00e2\u011fat kelimesine y\u00fcklenen anlamlar ve onun etraf\u0131nda \u00f6r\u00fclm\u00fc\u015f olan fikir, k\u00fclt\u00fcr ve bilim disiplinleri, kayna\u011f\u0131n\u0131 hep: \u201cO insan\u0131 yaratt\u0131 ve ona beyan\u0131 (d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc a\u00e7\u0131klamay\u0131) \u00f6\u011fretti.\u201d(Rahman; 3-4) ve \u201cVe \u00c2dem\u2019e b\u00fct\u00fcn o isimleri \u00f6\u011fretti\u201d (Bakara; 31)<\/strong> \u00e2yetlerinden alm\u0131\u015flard\u0131r. \u0130nsan\u0131n di\u011fer varl\u0131klardan ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131 en temel \u00f6zelliklerinden ikisi \u201cbilin\u00e7\u201d ve \u201cdil\u201d sahibi olmas\u0131d\u0131r.<\/p>\n \u0130nsan, \u00e7evresindeki t\u00fcm varl\u0131klar\u0131, olaylar\u0131 ve hareketleri, ge\u00e7mi\u015f, \u015fimdi ve gelecek t\u00fcm zaman dilimlerini do\u011frudan ya da dolayl\u0131 yollardan alg\u0131lar, tan\u0131r, varl\u0131klar ve olaylar aras\u0131ndaki t\u00fcm ili\u015fki bi\u00e7imlerini, etkile\u015fimleri anlamland\u0131rabilir ve zihninde b\u00fct\u00fcn bu alg\u0131lamalar\u0131n\u0131 bir senteze ula\u015ft\u0131rarak kendince anlaml\u0131 bir sonuca ula\u015f\u0131r. \u0130nsan\u0131n her t\u00fcrl\u00fc alg\u0131lama, anlama ve kavrama faaliyetleri, onun fikir y\u00fcr\u00fctmesine ve tav\u0131r almas\u0131na birer zemin olu\u015ftururlar. Bu durumu en genel anlam\u0131yla insan\u0131n bilin\u00e7 (\u015fuur) sahibi olmas\u0131yla a\u00e7\u0131klayabiliyoruz. Bilin\u00e7 kavram\u0131, duygusal olarak hissetme, akletme ba\u011flam\u0131nda anlama ve hay\u00e2le ba\u011fl\u0131 olarak da tasavvur etme anlamlar\u0131n\u0131 bir b\u00fct\u00fcn olarak i\u00e7erir. \u015eu h\u00e2lde insan, \u00f6ncelikle bilin\u00e7 sahibi bir yarat\u0131kt\u0131r.<\/p>\n \u0130nsan, akletme, hissetme ve hay\u00e2l gibi faaliyetlerle, bilincinde te\u015fekk\u00fcl ettirdi\u011fi soyut m\u00e2n\u00e2y\u0131 somut dil kal\u0131plar\u0131na d\u00f6kerek, sosyalle\u015fme a\u015famas\u0131n\u0131 tamamlam\u0131\u015f olur. Dil, bilinen yayg\u0131n anlam\u0131yla yaln\u0131zca \u201cs\u00f6z\u201dlerden meydana gelmi\u015f bir ileti\u015fim arac\u0131 de\u011fildir. \u0130nsanlararas\u0131 mesaj al\u0131\u015fveri\u015fini sa\u011flamak bir y\u00f6nden ileti\u015fim kurma amac\u0131na d\u00f6n\u00fck olan resim, m\u00fczik, pl\u00e2stik sanatlar, anlaml\u0131 i\u015faret, davran\u0131\u015f, hareket ve tav\u0131rlar da \u201cdil\u201ddirler.<\/p>\n Allah, Kur\u2019\u00e2n\u2019daki \u201cinsana beyan\u0131 (d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc a\u00e7\u0131klamay\u0131) \u00f6\u011fretti\u201d ifadesiyle insan\u0131n di\u011fer varl\u0131klardan farkl\u0131 olarak bir dil ayr\u0131cal\u0131\u011f\u0131na sahip oldu\u011funu vurgulamaktad\u0131r.<\/p>\n \u0130nsan, ferd\u00ee \u00e2leminde bilinciyle duyar, d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcr, hay\u00e2l eder ve bunlar\u0131 sosyal \u00e2leminde di\u011fer insanlara beyan eder. Bir yolla a\u00e7\u0131klar, d\u0131\u015fa vurur. Mesaj\u0131n\u0131n hemcinsi olan di\u011fer insanlarca da alg\u0131lan\u0131p payla\u015f\u0131lmas\u0131n\u0131 ister. Ancak insan\u0131n beyan etme y\u00f6ntemleri tarihin de\u011fi\u015fik zaman ve co\u011frafya dilimlerinde farkl\u0131l\u0131klar arzetmi\u015ftir. Baz\u0131 ilkel kabilelerin v\u00fccutlar\u0131n\u0131n de\u011fi\u015fik yerlerine farkl\u0131 renkte i\u015faretler koymalar\u0131, boyalar s\u00fcrmeleri, aksesuar takmalar\u0131, \u00f6zelli\u011fi olan e\u015fyalar ta\u015f\u0131malar\u0131 hep birer beyan etme y\u00f6ntemidir. Ba\u015fka insanlara o yollarla d\u00fc\u015f\u00fcncelerini, niyetlerini, taleplerini ve konumlar\u0131n\u0131 iletmek, bildirmek istemi\u015flerdir.<\/p>\n En ilkel ba\u011fr\u0131\u015fma ve seslenme bi\u00e7imlerinden en modern m\u00fczik ak\u0131mlar\u0131na kadar t\u00fcm ses malzemesine dayal\u0131 ileti\u015fim y\u00f6ntemleri de birer dil ve beyan etme y\u00f6ntemidir. Yine en ilkel ma\u011fara resim ve \u00e7izgilerinden hat, minyat\u00fcr ve soyut resme kadar t\u00fcm resmetme ve \u00e7izgiler, en ilkel Afrika kabilelerinin toplu danslar\u0131ndan en modern tiyatroya, oturu\u015f, kalk\u0131\u015f, y\u00fcr\u00fcy\u00fc\u015f bi\u00e7imlerine kadar t\u00fcm davran\u0131\u015f ve tav\u0131r al\u0131\u015flar da beyan etmeyi ama\u00e7layan birer dildirler.<\/p>\n Beyan etme, sosyalle\u015fmeyle do\u011frudan ilintili bir kavramd\u0131r. \u0130nsan, ba\u015fka insanlardan ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak ya\u015fayamaz ve varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etmi\u015f olmaz. \u0130nsan taall\u00fcmle tekemm\u00fcl eder. Yani \u00f6\u011frenerek m\u00fckemmelle\u015fir. \u00d6\u011frenme yani bilgi al\u0131\u015fveri\u015fi, insanlar\u0131n birebir ya da dolayl\u0131 olarak ili\u015fki kurmalar\u0131yla m\u00fcmk\u00fcn olur. Bilin\u00e7 sahibi insan\u0131n benimsedi\u011fi herhangi bir dille sosyallik i\u00e7inde kalarak beyan etme y\u00f6ntemleri \u0130sl\u00e2m\u00ee literat\u00fcrde \u201cbel\u00e2gat\u201d terimiyle kar\u015f\u0131lanm\u0131\u015ft\u0131r. En kapsaml\u0131 anlam\u0131yla beyan etmeyi belirli kurallar ve sistemli disiplinler i\u00e7erisinde inceleyen bel\u00e2gat ilmi, zamanla bu genel anlam\u0131n\u0131 yitirerek malzemesi s\u00f6z olan dille s\u0131n\u0131rl\u0131 h\u00e2le gelmi\u015ftir. Bel\u00e2\u011fat, yaln\u0131zca s\u00f6z\u00fcn d\u00fczg\u00fcn, a\u00e7\u0131k, net, duruma ve konuma uygun s\u00f6ylenmesi olarak alg\u0131lanm\u0131\u015ft\u0131r. Bir ba\u015fka ifadeyle bel\u00e2\u011fat ilme, s\u00f6ze ili\u015fkin retorikler b\u00fct\u00fcn\u00fcd\u00fcr. S\u00f6z\u00fcn fasih ve mukteza-y\u0131 h\u00e2le ve makama uygun olmas\u0131, edeb\u00ee sanatlar, s\u00f6z ve anlam incelikleri hep bel\u00e2gat ilmi i\u00e7erisinde de\u011ferlendirilir. Bu ilimle u\u011fra\u015fanlar bel\u00e2\u011fat\u0131 ma\u00e2ni, beyan ve bedi olmak \u00fczere \u00fc\u00e7e ay\u0131r\u0131rlar. Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n s\u00f6z ve anlam \u00f6zellik ve inceliklerini, edeb\u00ee \u00fcr\u00fcn \u00f6zellikle \u015fiir kritikleri (tenkit, ele\u015ftiri), dil (Arap\u00e7a) \u00f6\u011fretimi hep bel\u00e2\u011fat ilminin kurallar\u0131na g\u00f6re yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, Muhakemet adl\u0131 eserinin ikinci makalesi olan \u201cUns\u00fbru\u2019l Bel\u00e2\u011fat\u201d b\u00f6l\u00fcm\u00fcn\u00fc bel\u00e2\u011fat konusuna ay\u0131rm\u0131\u015f ayr\u0131ca de\u011fi\u015fik eserlerinde yeri geldik\u00e7e bu konuya yer vermi\u015ftir. O bel\u00e2\u011fat\u0131 \u00f6z bir \u015fekilde \u015f\u00f6yle tan\u0131ml\u0131yor. \u201cVe mut\u00e2b\u0131k-\u0131 muktez\u00e2-y\u0131 h\u00e2ldir ki, bel\u00e2\u011fat\u0131n tarifidir ve esas\u0131d\u0131r ve israf-\u0131 kelam olan m\u00fcbal\u00e2\u011fadan m\u00fcnezzehtir\u201d (Lem\u2019alar, 13. Lem\u2019a. 3. \u0130\u015faret)<\/strong><\/p>\n \u201cBel\u00e2\u011fat, mukteza-y\u0131 h\u00e2le mutabakattan ibarettir. Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n muhataplar\u0131 muhtelif as\u0131rlarda m\u00fctefavit tabakalard\u0131r.\u201d (\u0130\u015f\u00e2r\u00e2t\u00fc\u2019l-\u0130\u2019c\u00e2z, s. 50)<\/strong><\/p>\n Bel\u00ee\u011f s\u00f6z, belli bir yer, zaman ve belli bir sosyal gruba hitap eden ge\u00e7ici g\u00fcncelli\u011fe sahip s\u00f6z de\u011fildir. Bil\u00e2kis zamanlar \u00f6tesi kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 olan ve her co\u011frafyaya ve t\u00fcm zamanlar\u0131n insanlar\u0131na hitap eden evrensel de\u011feri ve karakteri olan s\u00f6zd\u00fcr. O h\u00e2lde bel\u00e2\u011fat, kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 ve evrenselli\u011fi yakalayabilmelidir.<\/p>\n Bel\u00e2\u011fat ilminin \u00fc\u00e7 \u015fubesinden birisi \u201cMa\u00e2n\u00ee\u201ddir. Ma\u00e2ni s\u00f6z\u00fcn mukteza-y\u0131 h\u00e2l ve makama uygunlu\u011fudur. Bu tan\u0131mda en \u00f6nemli unsur, mukteza-y\u0131 h\u00e2le mutabakat yani durumun gere\u011fine uygun davranmakt\u0131r. S\u00f6z\u00fcn yerinde ve muhatab\u0131n sosyo-k\u00fclt\u00fcrel seviyesine uygun s\u00f6ylenmesidir. Bu ifade s\u00f6z\u00fcn hem pedagojik hem de etik (ahl\u00e2k\u00ee) boyutlar i\u00e7ermesidir. Bir ilkokul \u00f6\u011frencisine kendine has terminolojisiyle felsefe dersi verilmesinin abesli\u011fi, Bedi\u00fczzaman\u2019\u0131n h\u00fckm\u00fcn\u00fcn pedagojik boyutunu ortaya koyarken, resm\u00ee bir kurumda makam\u0131n ciddiyetiyle ba\u011fda\u015fmayacak bir \u00fcsl\u00fbpla konu\u015fman\u0131n abesli\u011fi de etik boyutunu ortaya koymaktad\u0131r.<\/p>\n \u00a0 Edebiyat tart\u0131\u015fmalar\u0131nda \u015fekil (bi\u00e7im) ve muhteva (\u00f6z) tart\u0131\u015fmas\u0131 yap\u0131lagelmi\u015f, kimisi \u015feklin kimisi de muhtevan\u0131n daha \u00f6nemli oldu\u011fu iddias\u0131nda bulunmu\u015ftur. Bedi\u00fczzaman bu konuda muhtevay\u0131 yani m\u00e2n\u00e2y\u0131 \u00f6ncelemi\u015f, s\u00f6z\u00fcn m\u00e2n\u00e2ya hizmet etmesi gere\u011fi \u00fczerinde durmu\u015ftur.<\/p>\n \u201cL\u00e2f\u0131zperestlik, nas\u0131l bir hastal\u0131kt\u0131r, \u00f6yle de suretperestlik ve \u00fcsl\u00fbpperestlik ve te\u015fbihperestlik ve hayalperestlik ve kafiyeperestlik \u015fimdi filc\u00fcmle ileride ifrat ile tam bir hastal\u0131k ve m\u00e2n\u00e2y\u0131 kendine feda edecek derecede bir maraz olacakt\u0131r.\u201d<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, edeb\u00ee bir t\u00fcr olan \u201c\u015fiir\u201de ili\u015fkin d\u00fc\u015f\u00fcncelerini zaman zaman de\u011finiler h\u00e2linde teorik ve felsef\u00ee bir yakla\u015f\u0131mla ortaya koymu\u015ftur.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, \u015fiiri bir y\u00f6n\u00fcyle \u201chay\u00e2l-hakikat\u201d kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 ba\u011flam\u0131nda irdelemektedir. Bu kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 genellikle Kur\u2019\u00e2n \u00fcsl\u00fbbuyla \u015fiir \u00fcsl\u00fbbunu mukayese ederken belirgin bir \u015fekilde \u00f6ne \u00e7\u0131kar\u0131yor:<\/p>\n \u201cKur\u2019\u00e2n-\u0131 Hak\u00eem, nihayetsiz parlak, y\u00fcksek hakikatlar\u0131 c\u00e2mi oldu\u011fundan, \u015fiirin hay\u00e2l\u00e2t\u0131ndan m\u00fcsta\u011fn\u00eedir.\u201d (S\u00f6zler, 13. s\u00f6z)<\/strong><\/p>\n \u201cSenin parlak b\u00fcy\u00fck hakikatlerin \u015fiirin hayal\u00e2t\u0131ndan m\u00fcnezzeh ve tezyinat\u0131ndan m\u00fcsta\u011fn\u00eedir.\u201d (S\u00f6zler, 25. s\u00f6z)<\/strong><\/p>\n \u201c\u00c2yetlerin bahsettikleri hakikatlar, \u015fiirlerin bahsettikleri hay\u00e2lattan pek v\u00e2si ve pek y\u00fcksektir. Bu itibar ile \u015fiirden addedilmemi\u015ftir. Hem de \u00e2yetler, sahibinin \u015fu\u00fbnat ve ef\u00e2linden bahseder. \u015eiir ise fuz\u00fbl\u00ee olarak gayrden bahseder. Hem de filc\u00fcmle adi \u015feylerden bahsi harik\u00fbl\u00e2dedir. \u015eiirin harikul\u00e2delerden bahsi, ale\u2019lekser adidir.\u201d (Mesnev\u00ee-i Nuriye, \u015eemme)<\/strong><\/p>\n Bu d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle Bedi\u00fczaman, genel anlamda dilin iki temel ifade imk\u00e2n\u0131 olan naz\u0131m ve nesrin tekab\u00fcl ettikleri manalar\u0131 i\u015faret etmektedir. Buna g\u00f6re nesir, hakikatlar\u0131n dolay\u0131ms\u0131z (do\u011frudan, birebir kar\u015f\u0131lamal\u0131, a\u00e7\u0131k) ifade imk\u00e2n\u0131; naz\u0131m (\u015fiir) ise hayallerin ifade imk\u00e2n\u0131d\u0131r.<\/p>\n Hakikat, reel \u00e2lemde, nefs\u00fc\u2019l\u2019emrde, insan s\u00fcjesinden ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak var olan ger\u00e7ekliktir. Somutlu\u011fu tart\u0131\u015f\u0131lmazd\u0131r. \u201cS\u00f6z\u201dden ba\u011f\u0131ms\u0131z olarak varl\u0131\u011f\u0131 kesindir. Dolay\u0131s\u0131yla hakikat\u0131 ifade eden s\u00f6z, ara\u00e7t\u0131r, vas\u0131tad\u0131r, g\u00f6stergedir, Hakikat\u0131 bizatihi \u00f6ncelikli k\u0131lan, var olu\u015funu sa\u011flayan onun g\u00f6sterge vas\u0131tas\u0131 olan \u201cs\u00f6z\u201d de\u011fildir. Hakikat as\u0131l, s\u00f6z tebe\u00eedir. Hakikat birincil, s\u00f6z ikincil konumdad\u0131r.<\/p>\n Kur\u2019\u00e2n \u00e2yetleri, as\u0131l olarak nesir \u00fcsl\u00fbbuna sahiptir ve \u00e2yetlerin harf ve kelimeleri, hakikatlar\u0131n sembolleri ve i\u015faretleridir. Mesel\u00e2 \u201cSizi topraktan yaratm\u0131\u015f bulunmas\u0131. Onun \u00e2yetlerindendir.\u201d (Rum; 20) \u00e2yetindeki \u201cinsan\u0131n topraktan yarat\u0131lmas\u0131\u201d \u00f6nermesi, bir hakikatt\u0131r. Bu hakikat, reel \u00e2lemde objektif bir varl\u0131\u011fa sahiptir ve ki\u015fiden ki\u015fiye de\u011fi\u015febilirli\u011fi olan s\u00fcbjektif, izafi (g\u00f6receli, r\u00f6latif) bir de\u011feri yoktur. Bu hakikat kar\u015f\u0131s\u0131nda insan tek bir tutum sergilemek durumundad\u0131r. O da inanmak ya da inanmamak. Yoksa bana g\u00f6re, ona g\u00f6re, sana g\u00f6re \u015f\u00f6yle olabilir gibi konumlama yap\u0131lamaz.<\/p>\n Dolay\u0131s\u0131yla nesir \u00fcsl\u00fbbuyla ifade edilen \u201cinsan\u0131n topraktan yarat\u0131lmas\u0131\u201d hakikat\u0131 s\u00fcjeden ve s\u00f6zden ba\u011f\u0131ms\u0131z, objektif ve a\u00e7\u0131k bir olgudur.<\/p>\n \u015eiir ise ontolojik anlam\u0131yla hakikatlerin de\u011fil, hayallerin ifade imk\u00e2n\u0131d\u0131r. Yahya Kemal\u2019in,<\/p>\n Kandilli y\u00fczerken uykularda, <\/strong><\/p>\n Mehtab\u0131 s\u00fcr\u00fckledik sularda.<\/strong><\/p>\n beytini ele alal\u0131m. Burada dil, her ne kadar do\u011frudan do\u011fruya olan bir vak\u0131an\u0131n iletilmesi misyonuna sahipse de; \u015fiir dilinin as\u0131l g\u00f6stermek istedi\u011fi, objektif ger\u00e7eklik de\u011fil; s\u00fcbjektif (\u00f6znel, zihinsel) ger\u00e7ekliktir. \u015eairin s\u00f6yledi\u011fi \u015fey, duyurmak istedi\u011fi \u015feyin vas\u0131tas\u0131d\u0131r. Objektif varl\u0131k ve vak\u0131alar, \u015fairin duygu ve hayal \u00e2leminde ald\u0131\u011f\u0131 bi\u00e7imle; yani s\u00fcjenin yeniden \u00fcretti\u011fi bi\u00e7imle s\u00f6ze yans\u0131r. Onun i\u00e7in s\u00fcbjektiftir, soyuttur. \u015eiirin tekab\u00fcl etti\u011fi hayaller, \u015fairin bireysel olarak duygu ve hayal d\u00fcnyas\u0131ndaki soyut tasar\u0131mlard\u0131r.<\/p>\n Yukar\u0131daki m\u0131sralarda Yahya Kemal, \u201cBo\u011fazda sevgiliyle yap\u0131lm\u0131\u015f bir sandal gezintisi\u201dni anlat\u0131yor. Bu gezinti, objektif bir vak\u0131ad\u0131r. Reel \u00e2lemde ba\u011f\u0131ms\u0131z bir ger\u00e7ekli\u011fi vard\u0131r. Ancak \u015fairin as\u0131l amac\u0131, yaln\u0131zca bu objektif vak\u0131ay\u0131 belirtmekle yetinmek de\u011fildir. \u00d6yle olsayd\u0131 \u201cSevgiliyle Bo\u011fazda bir sandal gezintisi yapt\u0131k\u201d gibi y\u00fczeysel anlam boyutuyla s\u0131n\u0131rl\u0131 bir nesir c\u00fcmlesi kullanarak meram\u0131n\u0131 ifade ederdi. Beytin iletti\u011fi y\u00fczeysel ve a\u00e7\u0131k anlam\u0131 \u201cSevgiliyle yap\u0131lan sandal gezintisi\u201ddir. \u00d6rt\u00fck anlam\u0131 ise bu objektif vak\u0131an\u0131n arac\u0131 k\u0131l\u0131narak dile getirilmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 s\u00fcbjektif bir mutluluk h\u00e2lidir. Reel d\u00fcnyadan al\u0131nan unsurlar (Kandilli, su mehtap, vb.) \u015fairin duygu ve hayalinde onun tekil d\u00fcnyas\u0131na \u00f6zg\u00fc soyut, bir hali do\u011furan anlaml\u0131 bir kompozisyon olu\u015fturmu\u015ftur. Bu hayal, izafidir. Yahya Kemal, d\u0131\u015f d\u00fcnyadan ald\u0131\u011f\u0131 bu unsurlarla kendisi i\u00e7in olumlanabilecek bir hayal d\u00fcnyas\u0131 kurmu\u015ftur.<\/p>\n Ayn\u0131 somut unsurlarla ba\u015fka bir \u015fair ba\u015fka duygulan\u0131mlarla gene \u00f6rne\u011fin s\u00fcbjektif bir h\u00fcz\u00fcn hali, yani kendisi i\u00e7in olumlanamayacak bir hayal \u00fcretebilir. O da soyut, izaf\u00ee ve s\u00fcbjektif bir h\u00e2ldir.<\/p>\n Demek ki \u015fairler, \u015fiirlerinde nesir \u00fcsl\u00fbbundan farkl\u0131 olarak a\u00e7\u0131k anlam\u0131n \u00f6tesinde \u00f6rt\u00fck, \u00f6znel bir anlam\u0131 yani kendi hayallerini duyurmak isterler. Her insan\u0131n soyut yap\u0131s\u0131 yani duygu ve hay\u00e2l \u00e2lemi ayr\u0131 oldu\u011fundan (on sekiz bin \u00e2lem) hayaller, reel \u00e2lemde kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olan objektif varl\u0131klar de\u011fil, izaf\u00ee, s\u00fcbjektif ger\u00e7ekliklerdir. \u015eiirde ama\u00e7 a\u00e7\u0131k anlam de\u011fil \u00f6rt\u00fck anlamd\u0131r.<\/p>\n Bu bak\u0131mdan nesrin hakikatlar\u0131 s\u00f6zden \u00f6nce ve s\u00f6zden ba\u011f\u0131ms\u0131z iken; \u015fiirin hayalleri ancak s\u00f6zle, \u015fiirsel \u00fcslubun etkileyicili\u011fiyle varl\u0131k sahas\u0131na \u00e7\u0131kabilen olgulard\u0131r. Yukar\u0131da verdi\u011fimiz \u00f6rnekten yola \u00e7\u0131karsak \u201cinsan\u0131n topraktan yarat\u0131lmas\u0131\u201d hakikat\u0131n\u0131n varl\u0131k sahas\u0131na \u00e7\u0131kmas\u0131, ille de bir s\u00f6zle ifade edilmesine ba\u011fl\u0131 de\u011fildir. \u0130nsan\u0131n arz \u00fczerinde dola\u015fmas\u0131, ba\u015fkalar\u0131 taraf\u0131ndan g\u00f6r\u00fclmesi, onun yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131n yeter delilli al\u00e2metidir. Ancak yarat\u0131lm\u0131\u015f ve yarat\u0131lacak her insan\u0131n duygu ve hayal d\u00fcnyas\u0131 di\u011fer t\u00fcm insanlar\u0131nkinden farkl\u0131d\u0131r (bu te\u015fahhus ve ehadiyet-vahidiyyet terimleri \u0131\u015f\u0131\u011f\u0131nda d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclmeli).<\/p>\n Hayaller, fertten (insan teki) ba\u011f\u0131ms\u0131z objektif bir olgu de\u011fildir. \u0130nsan s\u00fcjesinde somut varl\u0131klara<\/p>\n ba\u011fl\u0131 \u00e7a\u011fr\u0131\u015f\u0131mlarla olu\u015fan soyut tasar\u0131mlard\u0131r. Varl\u0131k sahas\u0131na \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131 da yaln\u0131zca s\u00f6zle, dille ve \u00f6zellikle \u015fiirsel \u00fcsl\u00fbpla m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. \u0130nsan hayalinin foto\u011fraf\u0131 \u00e7ekilemez, g\u00f6r\u00fclemez ve g\u00f6sterilemez. Ancak \u015fiirin imk\u00e2nlar\u0131yla hissettirilmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131l\u0131r. Nesrin hakikat\u0131 ise insan zihninde yer alan soyut bir h\u00e2l de\u011fil insan\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda reel \u00e2lemde var olan, g\u00f6r\u00fclen, g\u00f6sterilebilen veya varl\u0131\u011f\u0131 somut delillerle ispatlanabilen olgulard\u0131r.<\/p>\n Yukar\u0131ya \u00f6rnek olarak ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z ayetin amac\u0131, objektif bir vak\u0131ay\u0131 insanlara \u201chaber vermek\u201dtir. Gene \u00f6rnek olarak ald\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015fiirin amac\u0131 ise objektif bir vak\u0131a olan \u201cbo\u011faz gezintisini haber vermek\u201d de\u011fil, bu olay\u0131n \u015fairin hayalinde ald\u0131\u011f\u0131 duygusal bi\u00e7imin insanlara da yans\u0131t\u0131lmas\u0131 ve duyurulmas\u0131d\u0131r.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, \u015fiiri fert, topluluk ve milletlerin \u00fcrettikleri t\u00fcm k\u00fclt\u00fcrel ve tarih\u00ee de\u011ferlerin nesilden nesile etkili bir \u015fekilde aktar\u0131m\u0131n\u0131 ve kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 sa\u011flayan sihirli bir ileti\u015fim arac\u0131 olarak g\u00f6r\u00fcr:<\/p>\n \u201cCeziret\u00fc\u2019l-Arab ahalisi o as\u0131rda ekseriyyet-i mutlaka itibariyle \u00fcmm\u00ee idi. \u00dcmm\u00eelikleri i\u00e7in mefahirlerini ve vuk\u00fb\u00e2t-\u0131 tarihiyyelerini ve meh\u00e2sin-i ahl\u00e2ka yard\u0131m edecek dur\u00fbb-\u0131 ems\u00e2llerini kit\u00e2bet yerine \u015fiir ve bel\u00e2gat kayd\u0131yla muh\u00e2faza ediyorlard\u0131. M\u00e2nidar bir kel\u00e2m, \u015fiir ve bel\u00e2gat cazibesiyle eslafdan ahfada h\u00e2f\u0131zalarda kal\u0131p gidiyordu.\u201d (S\u00f6zler, 25. S\u00f6z)<\/strong><\/p>\n \u201cArab kavminin div\u00e2nlar\u0131 \u015fiir idi. Yani med\u00e2r-\u0131 iftih\u00e2r olan h\u00e2llerini \u015fiir ile kayd ve muh\u00e2faza ederlerdi.\u201d (\u0130\u015f\u00e2r\u00e2t\u00fc\u2019l-\u0130c\u00e2z)<\/strong><\/p>\n \u201cHer insan k\u0131ymetli bir s\u00f6z\u00fcn\u00fc ve fiilini b\u00e2kile\u015ftirmek i\u00e7in i\u015ftiy\u00e2kla kit\u00e2bet ve \u015fiir, hatta sinema ile h\u0131fz\u0131na \u00e7al\u0131\u015f\u0131r.\u201d (\u00c2s\u00e2-y\u0131 M\u00fbs\u00e2, 11. Mesele)<\/strong><\/p>\n Genel anlamda edebiyat, \u015fiirle \u00f6zde\u015fle\u015fmi\u015f gibidir. Edebiyat\u0131 yaln\u0131zca \u015fiire indirgemek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. \u00c7\u00fcnk\u00fc edeb\u00ee olman\u0131n yeter \u015fartlar\u0131 \u015fiirde m\u00fcndemi\u00e7tir. \u015eiirin sihri s\u00f6z\u00fc disipline edebilmesindedir. \u015eiirde dilin t\u00fcm unsurlar\u0131, olmas\u0131 gerekti\u011fi kadard\u0131r ve olmas\u0131 gereken yerdedir. \u201cAz s\u00f6zle \u00e7ok \u015feyin ifade edilmesi\u201d s\u00f6z\u00fcn k\u0131\u015fr\u0131ndan ar\u0131n\u0131p l\u00fcbbe evrilen tasaffilerini i\u015faretliyor. \u015eiir, ilintisiz m\u00e2n\u00e2lar\u0131n ve da\u011f\u0131n\u0131k olay, d\u00fc\u015f\u00fcnce ve duygular\u0131n anlaml\u0131, mant\u0131kl\u0131 ve insicaml\u0131 bir b\u00fct\u00fcnl\u00fc\u011fe ula\u015ft\u0131\u011f\u0131 duru bir havuzdur.<\/p>\n O bak\u0131mdan de\u011fi\u015fik zaman ve mek\u00e2nlarda cereyan etmi\u015f olaylar (vuk\u00fb\u00e2t-\u0131 t\u00e2rihiyye) ancak \u015fiirin sihirli s\u00f6z\u00fcn\u00fcn simgeselli\u011finde zamanlar \u00f6tesine ula\u015fabilir. Ya\u015fanan pek \u00e7ok olay, ba\u015ftan ge\u00e7en bir \u00e7ok tecr\u00fcbe, kalbe do\u011fan pek \u00e7ok duygu ve akla h\u00fccum eden binlerce d\u00fc\u015f\u00fcnce, ancak \u015fiirin sembolle\u015ftirmeye imk\u00e2n veren yap\u0131s\u0131 i\u00e7inde yo\u011funla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f bir h\u00e2lde anlaml\u0131 bir dile kavu\u015fabilir.<\/p>\n \u00c7o\u011fun ve da\u011f\u0131n\u0131k olan\u0131n \u201c\u00f6z\u201de indirgenmesi ya da yo\u011funla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 ameliyesinden sonra mill\u00ee mefahirlerin, \u00f6v\u00fcn\u00e7 ve k\u0131van\u00e7lar\u0131n, tarih\u00ee olaylar\u0131n ve ahl\u00e2k\u0131n g\u00fczelle\u015fmesine yard\u0131m edecek hikmetlerin tecrid imbi\u011finden ge\u00e7erek kal\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 m\u00fcmk\u00fcn h\u00e2le gelebilir.<\/p>\n Ferdin ya da milletin sahip oldu\u011fu t\u00fcm k\u00fclt\u00fcrel birikimleri onlar\u0131n birebir kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131 olan tek boyutlu g\u00f6stergeleri, yani s\u0131radan ileti\u015fimi olan tek boyutlu g\u00f6stergeleri, yani s\u0131radan ileti\u015fimi sa\u011flayan dil dizgesi, zamanlar\u0131n sert tarayan kas\u0131rgas\u0131na kar\u015f\u0131 koruyabilecek bir g\u00fcce sahip de\u011fildir. Onun i\u00e7in insanl\u0131\u011f\u0131n tarih\u00ee s\u00fcre\u00e7 i\u00e7erisinde buldu\u011fu en evrensel de\u011fer, soyutun \u00fcst dile aktar\u0131labilmesi ba\u015far\u0131s\u0131d\u0131r. Vukua gelen olaylar, tecr\u00fcbelerle elde edilen kazan\u0131mlar, ahl\u00e2k\u00ee olana g\u00f6t\u00fcren de\u011ferler; b\u00fct\u00fcn bunlar ilk do\u011fu\u015f anlar\u0131nda somutturlar, ancak vukua geli\u015flerini tamamlad\u0131ktan sonra soyut bir h\u00fcviyet kazan\u0131rlar.<\/p>\n Mill\u00ee bir ba\u015far\u0131, olu\u015f an\u0131nda somut bir hadisedir. Bir s\u00fcre sonra o milletin g\u00f6nl\u00fcnde o somut ba\u015far\u0131 soyut bir \u00f6v\u00fcn\u00e7 duygusuna d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fcr. Tarihsel d\u00f6neme\u00e7leri ger\u00e7ekle\u015ftiren olaylar ve ahl\u00e2k\u00ee de\u011ferlerin do\u011fu\u015funa zemin haz\u0131rlayan tecr\u00fcbeler de \u00f6yledir.<\/p>\n O h\u00e2lde soyut bir niteli\u011fe b\u00fcr\u00fcnen t\u00fcm be\u015fer\u00ee kazan\u0131mlar\u0131n nesiller ve \u00e7a\u011flar \u00f6tesine aktar\u0131m\u0131 da g\u00fcncel i\u015flekli\u011fe sahip somut dil sistemiyle ger\u00e7ekle\u015femez. Bu, yaln\u0131zca somut dil unsurlar\u0131n\u0131n soyut bir yap\u0131ya evrilmi\u015f bi\u00e7imi olan \u00fcst dil yani \u015fiirsel \u00fcsl\u00fbpla m\u00fcmk\u00fcn k\u0131l\u0131nabilir. Olaylar fizik d\u00fcnyada, \u00e7a\u011f\u0131n\u0131n mevcut \u015fartlar\u0131n\u0131n i\u00e7inde o anda g\u00fcncel \u00f6zellikleriyle somut bir olgu olarak ya\u015fan\u0131r, sonra soyut bir h\u00fcviyet kazan\u0131r. Ve soyutla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f bir dil evreninde; yani \u015fiirde canl\u0131 kalabilir.<\/p>\n \u015eiir evreni kendi dilinin husus\u00ee l\u00e2tif bir \u00e2lemidir. \u015eiirin ba\u015fka dile \u00e7evrilemezli\u011finin s\u0131rr\u0131 da buradad\u0131r. G\u00fcndelik dil, y\u00fczeysel tek boyutlu bir anlam yap\u0131s\u0131na sahiptir. Zamanla fonksiyon de\u011fi\u015fimine u\u011frayabilir, ba\u015fka dile \u00e7evrilebilir de, ancak \u015fiir dili ba\u015fka dile ya da nesre \u00e7evrilemezli\u011fiyle d\u0131\u015f m\u00fcdahalelere kapal\u0131 olu\u015funu, deformasyona maruz kalamayaca\u011f\u0131n\u0131 ve zaman\u0131n kendisini de\u011fi\u015ftirip y\u0131pratmayaca\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6steriyor. Dolay\u0131s\u0131yla \u015fiir, kodlad\u0131\u011f\u0131n\u0131 koruyup aktarmada bir yeg\u00e2neli\u011fe sahip. Bunu da en \u00e7ok yo\u011funla\u015ft\u0131rma, tecrid etme, vezin, kafiye gibi unsurlarla sa\u011flad\u0131\u011f\u0131 m\u00fczi\u011fin g\u00fcc\u00fcyle ve sihriyle yapabilmektedir. M\u00fczik nas\u0131l \u00fcst soyut bir dilse \u015fiir de bir bak\u0131ma \u00f6yledir.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman dikkat edilirse \u015fiire \u201cmuhafaza etme\u201d, sa\u011flad\u0131\u011f\u0131 \u201ccazibe\u201dyle \u201cnesilden nesle haf\u0131zalarda kal\u0131p gitmesini temin etme\u201d, \u201ckayd etme\u201d, \u201cbak\u00eee\u015ftirme\u201d, \u201ch\u0131fz\u0131na \u00e7al\u0131\u015fma\u201d gibi fonksiyonlar y\u00fcklemi\u015ftir.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, \u015fiiri bir ba\u015fka a\u00e7\u0131dan \u201c\u015fekil-muhteva\u201d kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 i\u00e7erisinde de\u011ferlendirme yoluna gitmi\u015f; \u015fiiri \u015fekli \u00f6nceleyen edeb\u00ee bir form olarak g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr:<\/p>\n \u201cBen dahi naz\u0131m ve kafiyeyi bilmedi\u011fimden ona k\u0131ymet vermezdim. Safiyeyi kafiyeye feda etmek tarz\u0131nda hakikat\u0131n s\u00fbretini nazm\u0131n keyf\u00eene g\u00f6re ta\u011fyir etmek hi\u00e7 istemezdim. Yaln\u0131z manay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordum.<\/strong><\/p>\n Cesedi libasa g\u00f6re yontmakla rendeleyen \u015fuar\u00e2ya tenkidimi g\u00f6stermek istedim.<\/strong><\/p>\n Y\u0131rt\u0131k \u00fcsl\u00fbba bak\u0131p o \u00e2li hakikatlara kar\u015f\u0131 dikkatsizlik ile h\u00fcrmetsizlik etme!..<\/strong><\/p>\n Zann\u0131mca lafz ve naz\u0131m, sanat\u00e7a cazibedar olsa nazar\u0131 m\u00e2n\u00e2dan \u00e7evirmemek i\u00e7in peri\u015fan olmas\u0131 daha iyidir.\u201d (S\u00f6zler, Leme\u00e2t)<\/strong><\/p>\n Bedi\u00fczzaman\u2019\u0131n terminolojisine g\u00f6re \u015fiirde \u201c\u015fekil, kafiye, naz\u0131m, libas, y\u0131rt\u0131k \u00fcsl\u00fbp, l\u00e2f\u0131z kavramlar\u0131yla; \u201cSafiye\u201d, \u201chakikat\u201d, \u201c\u00e2l\u00ee hakikatler\u201d, \u201cmana\u201d kavramlar\u0131yla da \u201cmuhteva\u201d kar\u015f\u0131lanmaktad\u0131r. Yukar\u0131ya al\u0131nt\u0131lad\u0131\u011f\u0131m\u0131z s\u00f6zlerde hem \u201cdin\u201din yerine \u201csanat\u201d\u0131n ikame edilmesi d\u00fc\u015f\u00fcncesine hem de \u015fairlerin ve ele\u015ftirmenlerin \u201c\u015fiirde \u015fekil mi \u00f6nemlidir, muhteva m\u0131?\u201d tart\u0131\u015fmalar\u0131na g\u00f6ndermeler yap\u0131lmaktad\u0131r.<\/p>\n \u201cDin\u201din yerine \u201csanat\u201d\u0131n ya da \u201cestetik de\u011fer\u201din konulmas\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesi kimi zaman uygulama pl\u00e2n\u0131nda kimi zaman da teorisi ve felsefesi yap\u0131larak s\u00fcrd\u00fcr\u00fclegelmektedir.<\/p>\n Din, insan\u0131n do\u011frudan yani dolay\u0131ms\u0131z hakikatlarla ayn\u00eele\u015fmesi ve varl\u0131k amac\u0131yla b\u00fct\u00fcnle\u015fmesini sa\u011flar. Bu bak\u0131mdan \u00f6ncelikle ve bizatihi \u201ch\u00e2l\u201ddir. \u201cK\u00e2l\u201d, s\u00f6z ve l\u00e2f\u0131z onu b\u00fct\u00fcn\u00fcyle kar\u015f\u0131layamayan k\u0131sm\u00ee aktar\u0131m ve anlat\u0131m vas\u0131tas\u0131d\u0131r. Dinin i\u00e7selle\u015fmi\u015f ve \u201ch\u00e2l\u201d olmu\u015f m\u00fctek\u00e2mil bi\u00e7imi l\u00e2f\u0131zla tam ifade edilemezli\u011fe sahiptir.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman\u2019\u0131n \u201cman\u00e2\u201d ve \u201cal\u00ee hakikat\u201d diye ifade etti\u011fi \u00f6z veya din, nazm\u0131n y\u0131rt\u0131k \u00fcsl\u00fbbuna ve l\u00e2fz\u0131n s\u0131n\u0131rlay\u0131c\u0131 ve daralt\u0131c\u0131 kal\u0131b\u0131na sokulamayacak kadar l\u00e2tif bir i\u00e7 h\u00e2lidir. Mutasavv\u0131f \u015fairlerin bile s\u00f6yledikleri \u015fiirlerinde biz onlar\u0131n ya\u015fad\u0131klar\u0131 m\u00e2n\u00e2 d\u00fcnyalar\u0131ndan yaln\u0131zca k\u00fc\u00e7\u00fck i\u015faret ve de\u011finiler bulabiliyoruz. Anlatabildikleri, k\u00e2l diliyle ifadelendirebildikleri, ya\u015fad\u0131klar\u0131n\u0131n ve hissettiklerinin \u00e7ok az bir par\u00e7as\u0131d\u0131r. O bak\u0131mdan m\u00e2n\u00e2; soyut, l\u00e2tif ve s\u0131n\u0131rs\u0131zd\u0131r. L\u00e2f\u0131z ve naz\u0131m ise somut s\u00f6zlerin s\u0131n\u0131rl\u0131l\u0131\u011f\u0131na sahiptir. \u015eekil muhtevay\u0131 kar\u015f\u0131layamaz.<\/p>\n Din, insan\u0131 do\u011frudan do\u011fruya mutlak hakikat\u0131n g\u00fczelli\u011fiyle y\u00fczy\u00fcze getirirken \u015fiir ve sanat, s\u00f6zlerin, \u015fekillerin ve objelerin kompozisyonundan olu\u015fturulmu\u015f izaf\u00ee ve suni g\u00fczellikle y\u00fczle\u015ftirir. Mutasavv\u0131f \u015fairler, do\u011frudan do\u011fruya mutlak hakikat\u0131n, il\u00e2h\u00ee a\u015fk\u0131n, varl\u0131\u011f\u0131n b\u00fct\u00fcn\u00fcn insicam\u0131ndan do\u011fan h\u00fcsn-i m\u00fccerredin, l\u00e2tif m\u00e2n\u00e2n\u0131n \u015fiirini s\u00f6ylerken; estet \u015fairler, s\u00f6zle, \u00e7izgiyle ya da ta\u015fla veya ba\u015fka bir maddeyle in\u015fa edilmi\u015f estetik yap\u0131lar\u0131n, somutun, somut g\u00fczelli\u011fin \u015fiirini s\u00f6ylemi\u015flerdir. Bu bir anlamda \u201cdin\u201de kar\u015f\u0131 \u201cestetizm dini\u201dnin ya da daha genel anlamda \u201csanata taparl\u0131\u011f\u0131n\u201d \u00f6nce \u00e7\u0131kar\u0131lmas\u0131 giri\u015fimidir.<\/p>\n Tanp\u0131nar gibi estetizm dininin kullar\u0131, Osmanl\u0131dan tevar\u00fcs edilen ve bug\u00fcn bir k\u0131sm\u0131 g\u00f6r\u00fcng\u00fcler \u00e2leminde sergilenen muhte\u015fem sanat eserlerinin yaln\u0131zca estetik de\u011ferini, somut g\u00fczelliklerini \u00f6ne \u00e7\u0131kar\u0131rlar. \u201cBursa\u2019da Zaman\u201d \u015fiirinde bunu g\u00f6rmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Bu \u015fiirde cami ve benzeri di\u011fer yap\u0131lar, b\u00fcy\u00fck din\u00ee heyecanlar\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131, manevi tek\u00e2m\u00fcllerin ger\u00e7ekle\u015fti\u011fi dini mabedler de\u011fil; manev\u00ee ve din\u00ee boyutundan tecrid edilmi\u015f sanat mabedi olarak alg\u0131lanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n \u201cBir il\u00e2h uykusu olur elbette \u00d6l\u00fcm bu t\u0131ls\u0131ml\u0131 ebediyette\u201d<\/strong><\/p>\n Burada \u201ct\u0131ls\u0131ml\u0131 ebediyyet\u201d, sanat\u0131n estetik d\u00fcnyas\u0131n\u0131 ifade ediyor.<\/p>\n Tanp\u0131nar, muhte\u015fem Osmanl\u0131 eserleri hayranl\u0131\u011f\u0131yla asl\u0131nda m\u00e2n\u00e2n\u0131n yani dinin esteti\u011fine de\u011fil; somut sanat\u0131n esteti\u011fine taparak \u00e7ok gizli bir materyalistik yakla\u015f\u0131m i\u00e7inde olmu\u015ftur.<\/p>\n Estetizm dininin sanat eserlerinde ruh\u00ee tatmin aramas\u0131n\u0131n as\u0131l \u00e7\u0131k\u0131\u015f noktas\u0131, materyalistik d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcn ve bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131n\u0131n kurulu\u011funu ve kat\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 sun\u00ee yollarla yumu\u015fatma arzusunda yatmaktad\u0131r.<\/p>\n Di\u011fer yandan Bedi\u00fczzaman, \u015fairinin nazm\u0131n bi\u00e7imsel unsurlar\u0131yla ve s\u00f6z malzemesiyle sa\u011flayaca\u011f\u0131 sihirli yap\u0131n\u0131n b\u00fcy\u00fcleyici s\u00f6z in\u015fas\u0131n\u0131n m\u00e2n\u00e2n\u0131n hakikat\u0131na perde yap\u0131lmamas\u0131 gerekti\u011fine de vurgu yapmaktad\u0131r. \u015eu h\u00e2lde hem genel anlamda sanat ve estetik de\u011fer, dinin yerini almamal\u0131d\u0131r hem de \u015fiirlerde \u015fekil, muhtevay\u0131 s\u0131n\u0131rlamamal\u0131d\u0131r. As\u0131l s\u00f6ylenmek istenen \u015fey, s\u00f6yleme bi\u00e7imine feda edilmemelidir. \u015eekil belirleyici olmamal\u0131; muhteva, kendi bi\u00e7imini kendisi do\u011furmal\u0131d\u0131r.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman, safiyeyi yani manay\u0131 kafiyeye yani \u015fekle feda etmemekle, hakikat\u0131n suretini nazm\u0131n keyfine g\u00f6re de\u011fi\u015ftirmemekle, cesedi libasa g\u00f6re yontmamakla ve yaln\u0131zca m\u00e2n\u00e2y\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmekle, nazar\u0131 m\u00e2n\u00e2dan \u00e7evirmemekle \u015fekle yani somuta (materyale) kar\u015f\u0131 m\u00e2n\u00e2y\u0131 \u00f6nceleyerek antimateryalistik bir tavr\u0131 \u00f6zenle vurgulam\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u015fiirin somut unsuru olan \u015fekli m\u00e2n\u00e2ya \u00f6ncelemek, \u201cmadde as\u0131ld\u0131r, belirleyicidir\u201d yarg\u0131s\u0131n\u0131n bir tezah\u00fcr\u00fcd\u00fcr ve bu da materyalizmdir.<\/p>\n Yap\u0131salc\u0131lar da ayn\u0131 yakla\u015f\u0131mdan yola \u00e7\u0131karak dili ve dil \u00fcr\u00fcnlerini incelerken kelime, c\u00fcmle gibi dilin yap\u0131 ta\u015flar\u0131n\u0131 belirleyici unsur olarak al\u0131yorlar ve m\u00e2na \u00e7\u00f6z\u00fcmlerini madd\u00ee yap\u0131dan yola \u00e7\u0131kararak yapmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorlar ki bu da materyalizmdir.<\/p>\n Di\u011fer sanat t\u00fcrleri gibi \u201croman\u201d da d\u0131\u015far\u0131dan bir m\u00fcdahaleyi veya empozeyi kabul etmez.<\/p>\n O, \u00fcretici ferd\u00ee kabiliyetlerin ve sab\u0131rl\u0131 \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131n ortak bir \u00fcr\u00fcn\u00fcd\u00fcr. Ancak, gerek teorisi ve gerekse uygulamadaki \u00f6rnekleri etraf\u0131nda yap\u0131lan konu\u015fmalar ve k\u00e2\u011f\u0131da d\u00f6k\u00fclen yaz\u0131larla teorik bir \u201croman k\u00fclt\u00fcr\u00fc\u201dn\u00fcn olu\u015fturulmas\u0131, romanc\u0131ya m\u00fcdahaleden ziyade; ona beslenece\u011fi bir atmosfer haz\u0131rlam\u0131\u015f olur. Bu \u00e7er\u00e7evede bir yerde ortak duyarl\u0131klar\u0131m\u0131z\u0131n olu\u015fma zemini olan Risale-i Nur eserlerinde M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n romanlar\u0131n\u0131n \u00fczerine temellenebilece\u011fi baz\u0131 k\u00f6klere, inki\u015fafa m\u00fcstaid n\u00fcvelere ve en nihayet bu romana hayatiyet verecek usarelere de\u011finmenin<\/p>\n \u00f6nemi bir gereklilik arz ediyor.<\/p>\n \u0130ster kl\u00e2sik, ister modern olsun, tarih\u00ee s\u00fcre\u00e7 i\u00e7inde roman\u0131n ana damar\u0131n\u0131 diyalektik \u00e7at\u0131\u015fma olu\u015fturmu\u015ftur. Bu diyalektik \u00e7at\u0131\u015fma, romanc\u0131n\u0131n felsef\u00ee, ideolojik ya da din\u00ee d\u00fcnya g\u00f6r\u00fc\u015fleri do\u011frultusunda \u00e7e\u015fitlilik g\u00f6stermektedir.<\/p>\n \u00d6rne\u011fin, Marksist romanc\u0131lar, sosyal s\u0131n\u0131flar m\u00fccadelesini, toplumu yaln\u0131zca sosyo-ekonomik \u00f6zellikleriyle tan\u0131mlad\u0131klar\u0131 iki s\u0131n\u0131f-burjuvazi ve proleterya-\u00e7eli\u015fkisi \u00fczerine kurarlarken roman tiplerini de bu iki s\u0131n\u0131f\u0131n ay\u0131rt edici \u00f6zelliklerini bask\u0131n bi\u00e7imde temsil eden ki\u015filerden se\u00e7erler. Bu duruma ba\u011fl\u0131 olarak roman\u0131n vak\u2019as\u0131, zaman\u0131 ve mek\u00e2n\u0131 da bu sosyal m\u00fccadelenin cereyan etti\u011fi yer olacakt\u0131r.<\/p>\n Bu ve benzer\u00ee di\u011fer diyalektik \u00e7al\u0131\u015fmalar, iki veya daha \u00e7ok \u00e7evrede onlar\u0131 temsil eden ki\u015filer aras\u0131nda ge\u00e7ebilece\u011fi gibi tek bir ki\u015finin kendi ruh d\u00fcnyas\u0131nda da ge\u00e7ebilir. Olumlu ve olumsuz duygu, arzu ve d\u00fc\u015f\u00fcncelerin \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131 gibi. \u00c7\u00fcnk\u00fc genel olarak insan hayat\u0131nda mutlak iyi ve g\u00fczel yoktur. Bunun yerine iz\u00e2f\u00ee iyi ve g\u00fczel vard\u0131r. Bir ba\u015fka ifadeyle insan\u0131n iyi, olumlu yanlar\u0131 olabildi\u011fi gibi zaman zaman k\u00f6t\u00fc, olumsuz duygu, d\u00fc\u015f\u00fcnce ve davran\u0131\u015flar\u0131 da olabilir. Be\u015fer olman\u0131n gere\u011fi budur. Yani M\u00fcsl\u00fcman\u0131n her hareketi M\u00fcsl\u00fcman olmad\u0131\u011f\u0131 gibi k\u00e2firin her hareketi de k\u00e2fir olmaz. Mutlak iyi ise d\u00e2r\u00fc\u2019l-hikmet olan d\u00fcnya \u00f6ncesi ruhlar \u00e2lemi ile d\u00fcnya sonras\u0131 Cennet \u00e2lemindedir. O bak\u0131mdan d\u00fcnya insanlar\u0131na sunulacak roman\u0131n d\u00fcnya realitesiyle \u00e7eli\u015fmemesi istenir. Bunun i\u00e7in de bir tarafta hep iyi, di\u011fer yanda da hep k\u00f6t\u00fclerden olu\u015fan insanlar\u0131n maceras\u0131, \u00e7a\u011f\u0131n roman\u0131 olmaktan uzak d\u00fc\u015f\u00fcyor. Ancak diyalektik \u00e7at\u0131\u015fmay\u0131 ger\u00e7ekle\u015ftiren ayr\u0131 tiplerin ayr\u0131 olmalar\u0131n\u0131 sa\u011flayan onlar\u0131n \u201ck\u00fclt\u00fcrel \u00f6zleridir. Hayat\u0131 yorumlama bi\u00e7imlerine y\u00f6n veren \u201ctemel dinamik\u201dtir. Ama bununla birlikte bu k\u00fclt\u00fcrel \u00f6zden kaynaklanan de\u011fer yarg\u0131lar\u0131n\u0131 insanlar, hayat\u0131n bunca de\u011fi\u015fkenli\u011fi ve bunca karma\u015f\u0131kl\u0131\u011f\u0131 i\u00e7inde b\u00fct\u00fcn\u00fcyle uygulamaya ge\u00e7iremiyorlar.<\/p>\n \u0130\u015fte Risale-i Nur\u2019daki gerek \u201ctems\u00eel\u00ee hik\u00e2yelerde, gerekse di\u011fer bir\u00e7ok yerde iki ayr\u0131 \u201ck\u00fclt\u00fcrel \u00f6z\u201d\u00fcn kar\u015f\u0131tl\u0131\u011f\u0131 mukayeselerle sergilenmektedir. \u201c\u0130man\u201d ve \u201ck\u00fcf\u00fcr\u201d terimleriyle ifade edebilece\u011fimiz bu \u201c\u00f6z\u201dler, \u201csa\u011fdaki yol\u201d-\u201dsoldaki yol\u201d, \u201chikmet-i Kur\u2019aniyye\u201d-\u201dhikmet-i felsefe\u201d, \u201cfelsefe tilmizi\u201d-\u201dKur\u2019\u00e2n \u015fakirdi\u201d gibi kelimelerle de isimlendirilirken hep diyalektik \u00e7eli\u015fkiyi bar\u0131nd\u0131ran durumlar\u0131yla ortaya konur. Tabi\u00ee ayr\u0131ca s\u00f6z konusu \u201c\u00f6zlerin \u00fcretti\u011fi k\u00fclt\u00fcr yap\u0131lanmalar\u0131, hem birer sistem ve ilke olarak, hem de onlar\u0131 ya\u015fant\u0131lar\u0131yla olaylar ve e\u015fya kar\u015f\u0131s\u0131ndaki duygu, d\u00fc\u015f\u00fcnce ve tepkileriyle temsil eden tipler yoluyla ortaya konmaktad\u0131r. Bu tipler, \u201cbahtiyar nefer\u201d, \u201cbedbaht nefer, \u201cHudab\u00een\u201d, \u201cmuallem, vazifeperver\u201d, \u201cacemi nefisperver\u201d, \u201cak\u0131ll\u0131, akl\u0131 ba\u015f\u0131nda olan\u201d, \u201cma\u011frur, nefsi firavunla\u015fm\u0131\u015f\u201d, \u201cg\u00fczel huylu karde\u015f\u201d, \u201cahl\u00e2ks\u0131z ve serseri\u201d, \u201chikmet-i Kur\u2019an\u2019\u0131n halis tilmizi-, \u201cfelsefenin halis tilmizi\u201d gibi isim ve s\u0131fatlarla belirtilen ki\u015filerden olu\u015fmaktad\u0131r.<\/p>\n \u00c7a\u011f\u0131n\u0131n tan\u0131\u011f\u0131 olan romanc\u0131, bu sembolik tiplerin \u00e7a\u011fda\u015f iz d\u00fc\u015f\u00fcmlerini tan\u0131r, irdeler ve onlar\u0131 felsef\u00ee boyutlar\u0131yla vak\u2019a kurulu\u015flar\u0131n\u0131n canl\u0131 d\u00fcnyas\u0131nda var k\u0131lar.<\/p>\n \u0130ki ayr\u0131 \u00e2lemin temsilcisi olan bu tiplerden ilki, Risale-i Nur\u2019un kazand\u0131rd\u0131\u011f\u0131 tahk\u00eek\u00ee iman k\u00fclt\u00fcr temeline dayal\u0131 d\u00fcnyay\u0131 yorumlamada do\u011fru mant\u0131\u011f\u0131n ifadesi olan \u0130sl\u00e2m iman\u0131na sahip m\u00fcmin insand\u0131r. Bu insan\u0131n varl\u0131\u011fa, hayata olaylara, zamana ve b\u00fct\u00fcn\u00fcyle k\u00e2inata bak\u0131\u015f esprisi nirengi noktalar\u0131yla i\u015faret edilmi\u015ftir.<\/p>\n Di\u011feri ise, hayata bak\u0131\u015f a\u00e7\u0131s\u0131nda \u0130sl\u00e2m iman\u0131n\u0131 temel dayanak olarak almam\u0131\u015f insand\u0131r ki, bunun varyantlar\u0131 bir hayli fazlad\u0131r. Ateist, nihilist, egzistansiyalist, paganist ve bunlara benzer daha bir\u00e7ok kendilerine felsef\u00ee d\u00fc\u015f\u00fcnce sistemlerinin adlar\u0131n\u0131 izafe eden bu marjinallerin ya\u015fama ser\u00fcvenleriyle m\u00fcminin anlam\u0131n\u0131 m\u00fcdrik olarak ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 hayat\u0131n, Risale-i Nur\u2019un de\u011findi\u011fimiz kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131rmal\u0131 izah esprisi i\u00e7inde romanla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr.<\/p>\n \u00d6zellikle tems\u00eel\u00ee hik\u00e2yelerdeki her iki tipin olaylar ve e\u015fya kar\u015f\u0131s\u0131ndaki davran\u0131\u015f ve tepkileri, zamana ve hayata kar\u015f\u0131 duygu ve d\u00fc\u015f\u00fcnceleri semboller ve genel prensipler h\u00e2linde verilmi\u015f olup, romanc\u0131 sentezci sanat duyarl\u0131l\u0131\u011f\u0131yla bu sembollerin ya\u015fanan akt\u00fcel d\u00fcnyada kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 bulan anlamlar\u0131n\u0131, tekab\u00fcl etti\u011fi ya\u015fama bi\u00e7imlerini tahkiyeye d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcrecektir.<\/p>\n Roman i\u00e7in \u00f6zelle\u015ftirilen buradaki \u00f6rnekleyici kalk\u0131\u015f noktalar\u0131, hik\u00e2ye, tiyatro gibi tahkiyeye dayal\u0131 di\u011fer sanat dallar\u0131 i\u00e7in de genelle\u015ftirilebilir.<\/p>\n Murat S\u00f6nmez; K\u00f6pr\u00fc Dergisi Yaz 2000 \u201cBedi\u00fczzaman’da Edebiyat D\u00fc\u015f\u00fcncesi\u201d adl\u0131 makaleden al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.<\/strong><\/p>\n\n
\n
\n