Bir bak\u0131ma e\u011fitim etraf\u0131nda d\u00f6nen ilk sava\u015f insan\u0131 ve d\u00fc\u015f\u00fcncesini skolastik dogmatizmden kurtarmak m\u00fccadelesi olmu\u015ftur. \u0130kinci sava\u015f, e\u011fitimi siyasi do\u011fmadan yani devlet ideolojilerinden kurtarma \u00e7abas\u0131d\u0131r. Son bir bu\u00e7uk y\u00fczy\u0131l i\u00e7inde ideolojisini kesin olarak \u00e7izmi\u015f, laik veya dinsel kurumlar, e\u011fitimi kendi inan\u00e7lar\u0131na uygun tek tip insan yeti\u015ftirmek i\u00e7in kullanm\u0131\u015ft\u0131r. Bunun en a\u00e7\u0131k ve son misalleri Nazi Almanya\u2019s\u0131, Fa\u015fist \u0130talya ve Sovyet Rusya\u2019d\u0131r.<\/p>\n
Bunlar\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda e\u011fitimi \u00e7e\u015fitli \u015fekilde kendi siyasi ama\u00e7lar\u0131 u\u011fruna kullanan daha ba\u015fka bir \u00e7ok rejim vard\u0131r. H\u00e2lbuki e\u011fitimin ana amac\u0131 ferdin, yan\u0131 ki\u015finin, insanl\u0131k bilincine ula\u015fmas\u0131n\u0131 ve do\u011fal kabiliyetlerinin geli\u015fmesini sa\u011flamakt\u0131r. Ki\u015finin kendi insani bilincine ula\u015fmas\u0131 i\u00e7in her \u015feyden \u00f6nce kendi de\u011ferini anlamas\u0131, maddi ve manevi ne gibi g\u00fc\u00e7lere sahip oldu\u011funun bilincine varmas\u0131na ba\u011fl\u0131d\u0131r, insana insan oldu\u011funu anlatmakta ba\u015f ara\u00e7 e\u011fitimdir. Ayaca sa\u011flam bir e\u011fitim insana, do\u011fa ve t\u00fcm di\u011fer yarat\u0131klarla birlikte ahenk i\u00e7inde ya\u015famas\u0131n\u0131 \u00f6\u011fretmektedir. B\u00f6ylece sa\u011flam bir e\u011fitimle, toplumsal ve ulusal de\u011ferleri benimsetmek hem s\u00fcrekli ve hem de daha k\u00f6kl\u00fc olacakt\u0131r. Ayr\u0131ca ki\u015fi-kamu (devlet) \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131 \u00f6nlenecektir.<\/p>\n
Devlet i\u00e7in insan yeti\u015ftiren ve geli\u015ftiren e\u011fitimle; ki\u015fiyi manen ve maddeten ana hedef olarak g\u00f6re e\u011fitim aras\u0131nda b\u00fcy\u00fck farklar vard\u0131r<\/strong>. Devlet\u00e7i e\u011fitimciler rejimi bir dereceye kadar me\u015frula\u015ft\u0131rmak i\u00e7in devleti toplumla bir tutmakta ve ki\u015fiyi toplum u\u011fruna feda etmektedir. Bu totaliter yakla\u015f\u0131m sonunda hem toplumu hem de ki\u015fiyi dejenere etmektedir. Toplum tabii olarak do\u011fan ve ya\u015fayan bir varl\u0131kt\u0131r.<\/p>\n Sa\u011flam b\u00eer toplum \u201c bedenen ve aklen sa\u011flam ki\u015filerden olu\u015fur\u201d. Devletlerin varl\u0131\u011f\u0131 ise en eski Helen Hint d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerinden tutunuz, Farabi, \u0130bn Teymiye, Maverdi, vb. gibi \u0130slam d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerine kadar pek \u00e7ok alime g\u00f6re toplumun ihtiya\u00e7lar\u0131ndan do\u011fmu\u015ftur. \u015e\u00fcphesiz ki bir kurum olarak devlet, Hegel\u2019in istedi\u011fi gibi insanl\u0131\u011f\u0131n son gayesi olamaz. Devlet toplumun iyili\u011fi ve varl\u0131\u011f\u0131n\u0131n arac\u0131d\u0131r.<\/p>\n Sa\u011flam ki\u015filerden kurulmu\u015f bir toplum, sa\u011flam bir devlet yarat\u0131r. Bu \u00fc\u00e7\u00fcn\u00fcn (ki\u015fi, toplum, devlet) birle\u015fimi sa\u011flam medeniyet do\u011furur ki bunlar\u0131n t\u00fcm\u00fcn\u00fcn temeli de sa\u011flam bir e\u011fitime dayan\u0131r. \u015e\u00fcphesiz, kendi bilincine ula\u015fm\u0131\u015f, maddi ve maneviyat\u0131 geli\u015fmi\u015f, dengeli bir akla, v\u00fccut ve ruha sahip kimselerden olu\u015fan bir toplum \u00e7ok daha sa\u011flam ve dayan\u0131kl\u0131 bir devlete temel olabilecektir. Bu d\u00fc\u015f\u00fcnceleri Romal\u0131lar \u201cmetis sana in corpore \u015fano\u201d<\/em><\/strong> –sa\u011flam ak\u0131l sa\u011flam v\u00fccutta bulunur-<\/em><\/strong> \u015feklinde ifade etmi\u015flerdir.<\/p>\n Fakat Roma, ruh meselelerine gereken \u00f6nemi vermedi\u011fi i\u00e7in, devleti insan\u0131n siyas\u00ee, madd\u00ee varl\u0131\u011f\u0131 \u00fczerine bina etmi\u015f, sonunda ki\u015finin manevi y\u00f6n\u00fcn\u00fc \u00f6n plana \u00e7\u0131karm\u0131\u015f olan Hristiyanl\u0131k ve M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131k \u00f6n\u00fcnde \u00e7\u00f6k\u00fcp gitmi\u015ftir. Fakat Hristiyan ve \u0130sl\u00e2m idarecileri de eninde sonunda insan ve d\u00fcnya ger\u00e7eklerini unutmu\u015flar ve insan\u0131 sun\u2019i dogmalar u\u011fruna kullanm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n \u0130sl\u00e2m ihya hareketlerinin \u00f6nc\u00fcs\u00fc say\u0131lan Hintli Serhend\u00ee (Ahmet,\u00f6.1625)\u2019nin izleyicilerinden \u015eah Veliyyullah bir toplumun (cemaatin) \u00e7\u00f6k\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc o toplumu olu\u015fturan h\u00fccrelerin yani ki\u015filerin fikren bozulmas\u0131nda g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr, Veliyyullah\u2019a g\u00f6re ilk \u0130sl\u00e2m toplumu g\u00fcc\u00fcn\u00fc onu olu\u015fturan ki\u015filerin sa\u011flam karakterinden alm\u0131\u015fta. Veliyyullah\u2019a g\u00f6re \u0130sl\u00e2m, t\u00fcm d\u00fcnyan\u0131n ruhen y\u00fckselmesini hedef alan devrimci bir hareketti, fakat bask\u0131c\u0131 devletler nedeniyle bu yoldan ayr\u0131ld\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in, \u0130sl\u00e2m\u00ee toplumlar g\u00fc\u00e7lerini kaybetmi\u015flerdir.<\/p>\n G\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc gibi Serhendi\u2019nin (T\u00fcrkiye\u2019de \u0130mam Rabbani<\/strong> olarak tan\u0131nan) okulundan yeti\u015fmi\u015f bir Nak\u015fibendi olan \u015eah Veliyyullah\u2019in ele\u015ftirdi\u011fi devlet Hindistan\u2019da \u00e7\u00f6kmekte olan Mo\u011ful (Babur\u00ee) devleti idi. \u015eah Veliyyullah \u0130sl\u00e2m devletlerinin kurtulu\u015funu birka\u00e7 ki\u015finin de\u011fil, toplumun b\u00fct\u00fcn\u00fc ile e\u011fitilmesinde g\u00f6rmektedir.<\/p>\n Neticede \u015funu s\u00f6yleyebiliriz. \u0130sl\u00e2m \u0130hya Hareketi\u2019nin \u00f6nc\u00fcleri e\u011fitime b\u00fcy\u00fck \u00f6nem vermi\u015flerdir. Fakat ayn\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnceyi, h\u00fcmanist ve laik bir e\u011fitimi savunanlar da ileri s\u00fcrm\u00fc\u015flerdir. B\u00f6ylece ki\u015fiyi ve toplumu \u00f6n plana alan, din k\u00f6kenli d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrlerle laik k\u00f6kenli h\u00fcmanistler ayd\u0131nl\u0131k \u00e7a\u011fda, ki\u015fiyi e\u011fitimin amac\u0131 olarak g\u00f6rmekte birle\u015fmi\u015flerdir. Her iki taraf da kendi hareket noktalar\u0131 ne olursa olsun, evvelden kati bir \u015fekilde belirlenmi\u015f, yani yaln\u0131z dine veya devlete hizmet edecek bir e\u011fitim sistemini reddetmi\u015flerdir. Di\u011fer yandan her iki taraf da dinin ve d\u00fcnyan\u0131n e\u011fitime konu olabileceklerini kabul etmektedirler.<\/p>\n Bug\u00fcn her demokratik e\u011fitim ki\u015fiyi ba\u015f ama\u00e7 edinmek yolundad\u0131r. Bununla beraber \u00e7a\u011fda\u015f e\u011fitim; ki\u015fiyi ne toplumundan ne devletinden ne de milletinden ay\u0131rmak gayesini g\u00fctmemektedir. Tam tersine, globalle\u015fme s\u00fcreci i\u00e7inde ki\u015fiyi kendine ama\u00e7 edinen e\u011fitim, o ki\u015fiyi mill\u00ee k\u00fclt\u00fcr\u00fc i\u00e7inde inan\u00e7l\u0131 olarak yeti\u015ftirmek istiyor. Sa\u011flam inan\u00e7, h\u00fcr vicdandan \u00e7\u0131kar. K\u00f6keni ruhaniyet ve ulviliktedir. Dinler, bu de\u011ferleri toplu olarak sinelerinde bar\u0131nd\u0131r\u0131r ve savunurlar, fakat din hi\u00e7bir zaman e\u011fitimin ana amac\u0131 olamaz. Bu a\u00e7\u0131dan bak\u0131ld\u0131\u011f\u0131 zaman tamamen devlete veya dine hizmet i\u00e7in kurulmu\u015f bir e\u011fitim d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemez.<\/p>\n Cehalet ve fakirlik i\u00e7inde k\u0131vranan, her \u00e7e\u015fit bilgiden mahrum olan toplumlar\u0131n dini inan\u00e7lar\u0131 da yetersiz kal\u0131r. Bu gibi durumlarda din, ya kendi ba\u015f\u0131na veya devlet hizmetine girerek e\u011fitimi topluma hakim olmak i\u00e7in bir kontrol arac\u0131 olarak kullanabilir. Bu duruma d\u00fc\u015fen toplumlar, misyoner hareketlerin kurban\u0131 olurlar. E\u011fitim ile misyonerlik aras\u0131ndaki ba\u011flar\u0131 incelemek ilgin\u00e7 olsa da \u00fczerinde durmayaca\u011f\u0131z.<\/p>\n K\u0131saca \u015funlar\u0131 belirtmek yerinde olur: Misyoner, kendi dininin \u00fcst\u00fcnl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc pe\u015finen kabul ederek kendi \u015fahs\u0131n\u0131 do\u011fru yolun mihmandar\u0131 olarak g\u00f6r\u00fcr. Misyoner ayn\u0131 zamanda di\u011fer dinleri eksik veya a\u015fa\u011f\u0131 g\u00f6rerek ayr\u0131mc\u0131l\u0131k yapar ve ki\u015finin serbest se\u00e7im yapmas\u0131n\u0131 \u00f6nler. \u0130\u015fte bu gibi durumlarda e\u011fitim misyonerli\u011fin arac\u0131 olur. Misyonerlik ise manevi bunal\u0131m ya\u015fayan toplumlarda g\u00f6r\u00fcl\u00fcr. G\u00fcn\u00fcm\u00fczde en geni\u015f misyonerlik \u00e7abalar\u0131, eski Sovyetler\u2019de ve \u00c7in\u2019de g\u00f6r\u00fclmektedir. Bu iki \u00fclke; insan\u0131n manevi varl\u0131\u011f\u0131n\u0131 hi\u00e7e sayarak ve insan\u0131n manevi y\u00f6n\u00fcn\u00fc yani inan\u00e7 ihtiyac\u0131n\u0131 inkar ederek e\u011fitimi kendi materyalist rejimlerinin ideolojilerini yaymak i\u00e7in ara\u00e7 olarak kullanm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n Orta Asya cumhuriyetlerinde; tekrar maneviyata kavu\u015fma sava\u015f\u0131 verilirken, bu arada \u00e7e\u015fitli Hristiyan misyonerlik hareketlerinin bu co\u011frafyadaki olu\u015fumlar\u0131na \u00f6nemle i\u015faret etmek gerekir. Bu devletler -ki bunlar\u0131n ezici \u00e7o\u011funlu\u011fu M\u00fcsl\u00fcman ve T\u00fcrk k\u00f6kenlidir- bug\u00fcn hem siyasi hem de k\u00fclt\u00fcrel kimliklerini modern bir d\u00fcnyada yeniden tayin ve tarif\u00a0 etmek zorundad\u0131rlar. K\u0131sacas\u0131 Sovyetler Birli\u011fi\u2019nin da\u011f\u0131lmas\u0131 e\u011fitim, modernite, kimlik, din gibi temel baz\u0131 konular\u0131n \u00f6n plana \u00e7\u0131kmas\u0131na neden olmu\u015ftur. Rusya Federasyonu\u2019nun en b\u00fcy\u00fck \u00e7abalar\u0131ndan biri Ortodoks Hristiyanl\u0131\u011f\u0131 tekrar canland\u0131rmakt\u0131r. Bu hareketin \u00f6nc\u00fcleri aras\u0131nda Ba\u015fkan Vladimir Putin vard\u0131r.<\/p>\n Yukar\u0131da s\u00f6ylediklerimiz; dinin tamamen ki\u015finin tercihine kalm\u0131\u015f bir se\u00e7im meselesi oldu\u011fu izlenimini verebilir. Din de\u011fi\u015ftirmek zorla olmad\u0131\u011f\u0131 s\u00fcrece ger\u00e7ekten ki\u015fisel tercih konusudur. Fakat ki\u015fi belirli k\u00fclt\u00fcr, dil, ve gelenekleri olan bir toplumda do\u011far ve b\u00fcy\u00fcr. Bu k\u00fclt\u00fcr ve gelenekler orada hakim olan dinin bir par\u00e7as\u0131 olarak de\u011fi\u015fik ve birle\u015fik bir \u015fekilde, ki\u015finin ve toplumun kimli\u011finin ve k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fcn bir par\u00e7as\u0131 haline gelirler.<\/p>\n B\u00f6ylece M\u00fcsl\u00fcman olmak hem \u0130sl\u00e2m dininin emirlerine uymakla ger\u00e7ekle\u015fti\u011fi gibi hem de \u00fclkenin ahlak, hukuk, ad\u00e2b-\u0131 mua\u015feret, davran\u0131\u015f, sosyalle\u015fme kurallar\u0131 ve geleneklerine ayak uydurmakla yerel ve b\u00f6lgesel, yani mill\u00ee bir karakter al\u0131r. Bu \u015fekilde oru\u00e7 tutmayan, namaz k\u0131lmayan bir kimsenin de kendini M\u00fcsl\u00fcman olarak g\u00f6rmesini baz\u0131 kimseler kabul eder, di\u011ferleri etmez. Bizim as\u0131l temas etmek istedi\u011fimiz konu kimlik ve inan\u00e7-ibadetin birbirinden ayr\u0131 fonksiyonlara sahip olmalar\u0131d\u0131r. Bazen kimlik ve inan\u00e7 ayn\u0131 anlam\u0131 ta\u015f\u0131yabilir, ilgin\u00e7 bir olay\u0131 hat\u0131rl\u0131yorum. \u0130sl\u00e2m \u2019\u0131n herhangi bir vecibesini yerine getirmeyen fakat kendisini M\u00fcsl\u00fcman sayan bir han\u0131m \u00e7ok sevdi\u011fi Amerikal\u0131 dostunu kendisinden evlenme \u015fart\u0131 olarak Hristiyan olmas\u0131n\u0131 isteyince, \u201cbenim mill\u00ee kimli\u011fime h\u00fcrmet etmiyor\u201d<\/strong> diyerek derhal ayr\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n Bir yerde M\u00fcsl\u00fcmanl\u0131k mill\u00ee kimlik \u015fekline b\u00fcr\u00fcnerek yeni bir s\u00fcre\u00e7 i\u00e7ine girmi\u015ftir. Bu geli\u015fme ise geleneksel \u00fcmmet kavram\u0131na yeni bir \u015fekil ve i\u00e7erik vermi\u015ftir. Bu konuda Muhammed Ali Cinnah\u2019\u0131n (1876-1948) bundan yar\u0131m y\u00fczy\u0131l \u00f6nce \u0130sl\u00e2m ve mill\u00ee devletler hakk\u0131nda s\u00f6ylediklerini okumak yerinde olur. Sonu\u00e7ta \u015funu s\u00f6ylemek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr; bir okulun laik dersler \u00e7er\u00e7evesinde, i\u00e7inde belirli bir dini veya t\u00fcm dinleri taraf tutmaks\u0131z\u0131n tan\u0131tmas\u0131 ola\u011fand\u0131r. Nitekim Avrupa\u2019da ve ABD\u2019de, M\u00fcsl\u00fcman e\u011fitimciler yan\u0131nda, Hristiyan ve Musevi hocalar da \u0130sl\u00e2m hakk\u0131nda bitaraf e\u011fitim verdikleri gibi, bir M\u00fcsl\u00fcman\u2019\u0131n da hem kendi dini, hem ba\u015fka dinler hakk\u0131nda b\u00eetaraf bilgi vermesi m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. B\u00f6yle olunca M\u00fcsl\u00fcman bir T\u00fcrk\u2019\u00fcn genel e\u011fitim dersleri i\u00e7inde \u0130sl\u00e2m ve ba\u015fka dinler hakk\u0131nda bilgi vermesi gayet ola\u011fand\u0131r. \u0130\u015fte yukar\u0131da belirtilen ko\u015fullar\u0131 sinesinde bar\u0131nd\u0131rarak d\u0131\u015f \u00fclkelerde kurulmu\u015f T\u00fcrk Okullar\u0131 olarak tan\u0131nan e\u011fitim yuvalar\u0131 insan\u0131 hedef alarak e\u011fitim verdikleri i\u00e7in her \u00fclkede tutunmu\u015f ve sayg\u0131 g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr. Ayr\u0131ca bu okullar globalle\u015fmenin getirdi\u011fi b\u00fcy\u00fck kimlik de\u011fi\u015fmeleri i\u00e7inde ki\u015finin y\u00fczy\u0131l\u0131n ihtiya\u00e7lar\u0131na g\u00f6re geli\u015fmesini sa\u011flad\u0131\u011f\u0131 gibi, bu geli\u015fmenin T\u00fcrk k\u00fclt\u00fcr ve ruh miras\u0131n\u0131 korumas\u0131na yard\u0131m etmektedir.<\/p>\n Kemal Karpat<\/strong><\/p>\n \u201cBar\u0131\u015f K\u00f6pr\u00fcleri\u201d adl\u0131 kitaptan al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n