E\u011fer o, as\u0131rlar ve as\u0131rlar \u00f6nce, yerin sakin olmay\u0131p da g\u00fcne\u015fin etraf\u0131nda d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc ve g\u00fcne\u015fin de kendi mihverinde hareket etti\u011fini eski kozmolojiye ra\u011fmen, “G\u00fcne\u015f de bir al\u00e2met (ve ni\u015fand\u0131r) kendi mihveri etraf\u0131nda bir vakte kadar cereyan eder durur.” (Y\u00e2s\u00een. 36\/38)<\/strong> demi\u015fse, zaman, bu zaman \u00fcst\u00fc mesaj\u0131 kendi orijiniyle ortaya koymu\u015f, insan\u0131n ak\u0131l, mant\u0131k ve muhakemesine ezel kadar eski ve en yenilerden daha yeni bir tem\u00e2\u015f\u00e2 konusu sunmu\u015ftur!<\/p>\n Ve \u015fayet o, “Sen da\u011flar\u0131 g\u00f6r\u00fcr de onlar\u0131 hareketsiz san\u0131rs\u0131n, oysaki onlar bulutlar gibi y\u00fczer ge\u00e7er\u201d (Nemi, 27\/88)<\/strong> ferman etmi\u015fse; da\u011flar\u0131n arzla beraber hareketlerinin hat\u0131rlat\u0131lmas\u0131 ve bu sabit g\u00f6r\u00fcn\u00fcml\u00fc, olduk\u00e7a da cesametli varl\u0131klar\u0131n, bulutlar gibi y\u00fcz\u00fcp gittiklerinin, sonra da eriyip toz-duman olduklar\u0131n\u0131n ifade esprisi i\u00e7inde, mevsimi gelince nice sabit gibi g\u00f6r\u00fcnen h\u00fclyalar\u0131n ve k\u00f6hnemi\u015f d\u00fc\u015f\u00fcncelerin de, zaman\u0131n g\u00fc\u00e7l\u00fc yorumlar\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda delik-de\u015fik olup gideceklerine i\u015faret etmi\u015f demektir.<\/p>\n Bir de o, sesini biraz daha y\u00fckseltip mek\u00e2n, feza ve hayatla al\u00e2kal\u0131 en yeni tespitleri a\u015fk\u0131n ve bir tomurcuk gibi daha da a\u00e7\u0131lmaya m\u00fcsait \u00e7ok \u00f6nemli bir ger\u00e7e\u011fi, en d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcr\u00fcc\u00fc bir \u00fcsl\u00fbpla, “O inkarc\u0131lar g\u00f6rmezler mi ki, g\u00f6kler ve yer biti\u015fik bir b\u00fct\u00fcnken Biz onlar\u0131 birbirinden ay\u0131rd\u0131k ve her canl\u0131 nesneyi sudan yaratt\u0131k; h\u00e2l\u00e2 inanmayacaklar m\u0131?” (Enbiya, 21\/30)<\/strong> zaman \u00fcst\u00fc mesaj\u0131 ehl-i dikkatin dikkatine sunmu\u015fsa; zaman\u0131n iki b\u00fckl\u00fcm olup tasdik secdesine kapand\u0131\u011f\u0131 b\u00f6yle bir hakikati ink\u00e2ra mecal olmasa gerek!<\/p>\n Varl\u0131k ve h\u00e2diseleri topluca duyup de\u011ferlendirmeden \u00e7ok uzak, k\u00e2inat ve i\u00e7indekileri sadece \u015fairane duygularla tem\u00e2\u015f\u00e2 eden, varl\u0131\u011f\u0131n i\u00e7 ahenk ve dinamizmlerinden habersiz o g\u00fcn\u00fcn insan\u0131 da \u015f\u00fcphesiz bunlardan bir \u015feyler anlam\u0131\u015ft\u0131; o anlad\u0131\u011f\u0131 gibi g\u00fcn\u00fcm\u00fcz\u00fcn insan\u0131 da mutlaka bu a\u015fk\u0131n beyanlardan bir \u015feyler anlayacak ve onlar\u0131n ihtiva etti\u011fi ger\u00e7eklere kar\u015f\u0131 daha fazla l\u00e2kayt kalamayacakt\u0131r.<\/p>\n Kur\u2019\u00e2n, “G\u00f6klerin ve yerin yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131 ve (Allah’\u0131n) onlarda canl\u0131lar\u0131 \u00fcretip yaymas\u0131 (evet bunlar\u0131n hepsi O’nun varl\u0131k ve kudretinin mucizelerindendir. (\u015eura 42\/29)<\/strong> buyurup ve s\u00fcrekli nazarlar\u0131, “Do\u011frusu, g\u00f6kleri ve yerin yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131nda, gece ve g\u00fcnd\u00fcz\u00fcn birbirini takip edip durmas\u0131nda sa\u011fduyulu basiret erbab\u0131 i\u00e7in (O\u2019nun varl\u0131k, kudret ve azametini g\u00f6sterir) kat’\u00ee deliller vard\u0131r.” (Al-i \u0130mr\u00e2n. 3\/190)<\/strong> gibi beyanlar\u0131yla varl\u0131k, kitap ve me\u015fherine \u00e7evirmi\u015fse, zaman\u0131n en parlak yorumlar\u0131n\u0131n muhataptan say\u0131lan bug\u00fcnk\u00fc ayd\u0131nlar\u0131n bunlara kar\u015f\u0131 lakayt kalmas\u0131 m\u00fcmk\u00fcn m\u00fc?..<\/p>\n Yukanda i\u015faret edilip ge\u00e7ilen \u00e2yetler gibi, Kuran\u2019\u0131n daha y\u00fczlerce tenbih, ikaz, tevcih ifade eden \u00e2yetleri sayesinde, hicri ikinci as\u0131rda ba\u015flay\u0131p be\u015finci asra kadar devam eden ve bug\u00fcnk\u00fc bat\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncesine de \u00f6nemli katk\u0131da bulunan ilk M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n d\u00fc\u015f\u00fcnce ufuklar\u0131, ilim a\u015fklar\u0131, meslek ahl\u00e2klar\u0131 g\u00f6stermektedir ki; t\u00e2 ba\u015ftan beri \u0130sl\u00e2m dini ile ilim aras\u0131nda hi\u00e7bir zaman herhangi bir problem s\u00f6z konusu olmam\u0131\u015ft\u0131r. Hem nas\u0131l olur ki, akla, d\u00fc\u015f\u00fcnceye, tecr\u00fcbeye gerekti\u011finden fazla de\u011fer veren Kur\u2019\u00e2n ve onun m\u00fccmelini tafsil, m\u00fcphemini tefsir eden S\u00fcnnet bu konuda, onu yak\u0131n takibe alm\u0131\u015f ve ona s\u00fcrekli d\u00fc\u015f\u00fcnme, yapma, de\u011ferlendirme emirlerini vermekte; tembellikten dolay\u0131 onu tehdit, gayret ve ba\u015far\u0131lar\u0131ndan dolay\u0131 da takdir ve tebcil etmektedir. Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerimde tefekk\u00fcr ve akl\u0131n di\u011fer fonksiyonlar\u0131n\u0131 nazara veren altm\u0131\u015f k\u00fcsur ve cehaleti yeren de otuzu a\u015fk\u0131n \u00e2yet vard\u0131r. Kur\u2019\u00e2n, ya do\u011frudan do\u011fruya veya dolayl\u0131 bir yolla hemen her f\u0131rsatta ve hususiyle de tevhid d\u00fc\u015f\u00fcncesini tesis m\u00fcl\u00e2hazas\u0131yla s\u0131k s\u0131k insanlar\u0131 bak\u0131p de\u011ferlendirmeye ve tefekk\u00fcr edip derinle\u015fmeye davet eder ki, zaman itibar\u0131yla taptaze ve g\u00fcn\u00fcm\u00fcz a\u00e7\u0131s\u0131nda da derinle\u015fen bir yenilikle de\u011fi\u015fik konulara her zaman dikkatlerimizi \u00e7ekerek, ilim ve d\u00fc\u015f\u00fcnce hayat\u0131m\u0131z itibar\u0131yla bizlere, s\u00fcrekli \u201cba\u2019s\u00fc ba\u2019del mevtler\u201d ya\u015fatmaktad\u0131r. \u0130\u015fte birka\u00e7 num\u00fbne:<\/p>\n “\u015eimdi insan bir baks\u0131n (ve d\u00fc\u015f\u00fcns\u00fcn) o, neden yarat\u0131ld\u0131?” (T\u00e2r\u0131k. 86\/5)<\/strong><\/p>\n “Ne g\u00fcne\u015fin aya yeti\u015fmesi ne de gecenin g\u00fcnd\u00fcz\u00fc ge\u00e7mesi m\u00fcmk\u00fcn.. hepsi (g\u00fcne\u015f, ay, y\u0131ld\u0131zlar) ayr\u0131 bir felekte y\u00fczer ve devirlerini tamamlarlar.” (Y\u00e2s\u00een, 36\/40)<\/strong><\/p>\n “\u015e\u00fcphesiz g\u00f6klerin ve yerin yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131nda; gece ve g\u00fcnd\u00fcz\u00fcn birbirini takip edi\u015finde; denizde insanlar i\u00e7in yararl\u0131 \u015feyler ta\u015f\u0131y\u0131p g\u00f6t\u00fcren gemide; kupkuru h\u00e2le geldikten sonra Allah’\u0131n g\u00f6kten ya\u011fmur indirerek arz\u0131 yeniden diriltmesinde ve arzda her \u00e7e\u015fit canl\u0131 yaymas\u0131nda; r\u00fczg\u00e2rlar\u0131 de\u011fi\u015fik y\u00f6nlerden estirmesinde; (nihayet) yerle g\u00f6k aras\u0131nda emrine musahhar (muallakta duran) bulutlarda, ak\u0131l sahipleri i\u00e7in O’nun birli\u011fine, kudret ve ululu\u011funa del\u00e2let eden bir\u00e7ok \u00e2yet ve mucizeler vard\u0131r (Bakara, 2\/164)<\/strong><\/p>\n Arz etmeye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015fu birka\u00e7 \u00f6rnekte de g\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc gibi Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim, tabiat olaylar\u0131n\u0131 ve \u015feriat-\u0131 f\u0131triye prensiplerini, \u00fczerinde titizlikle durmaya de\u011fer birer vak a olarak serdetmek suretiyle, ilim ve h\u00fcr d\u00fc\u015f\u00fcnceye rehberlik yaparak insanlara geni\u015f bir tem\u00e2\u015f\u00e2 zemini sunmaktad\u0131r. Ger\u00e7i ge\u00e7mi\u015f kitaplarda oldu\u011fu gibi, Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim\u2019de de \u00e2detlerin hark\u0131ndan ibaret olan bir hayli kevn-i mucizedenbahsedilmektedir. Ancak, onun bahsetti\u011fi b\u00fct\u00fcn bu mucizeler bir \u00f6l\u00e7\u00fcde enbiya-\u0131 iz\u00e2m efendilerimizin hayat-\u0131 seniyye ve misyonlar\u0131yla mukayyettir.\u0130sl\u00e2m’\u0131n ebed\u00ee mucizesi ise Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim\u2019dir ve O, her yan\u0131yla b\u00fct\u00fcn bir hayat\u0131 kucaklayan evrensel bir mu\u2019cizedir.<\/p>\n Evet Kur’\u00e2n-\u0131 Kerim bir taraftan peygamberlerin vazife ve sorumluluklar\u0131yla al\u00e2kal\u0131 mu\u2019cizelerini s\u0131ralarken, di\u011fer taraftan da, “Sen Allah’\u0131n s\u00fcnnetinde (\u00e2det-i S\u00fcbh\u00e2niye) bir tebdil bulamazs\u0131n, (kez\u00e2) sen Allah’\u0131n s\u00fcnnetinde bir tahvil de bulamazs\u0131n.” (Fat\u0131r, 35\/43)<\/strong> diyerek, tekvin\u00ee emirlerde tecr\u00fcb\u00ee ilimlere ve rasyonel bilgilere i\u015farette bulunup, insanlar i\u00e7in ayr\u0131 bir rahmet dalga boyu say\u0131lan de\u011fi\u015fmezlik disiplinine de dikkatleri \u00e7ekmektedir.<\/p>\n Asl\u0131nda Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim, bunlar gibi hem yerde, hem de g\u00f6klerde, bu \u00f6l\u00e7\u00fcde rahmet tecellisi say\u0131lan daha pek \u00e7ok disiplin ve s\u00e2biteden bahsetmektedir. “(Sizce, \u00f6ld\u00fckten sonra O’nun) sizi tekrar yaratmas\u0131 m\u0131 zor, yoksa sem\u00e2lar\u0131 yaratmak m\u0131?. Dikkat edin o (semalar\u0131) Allah bina etmi\u015ftir.” (Naziat, 79\/27,28)<\/strong><\/p>\n \u0130\u015fte, bu m\u00fcl\u00e2hazalar sayesindedir ki, \u0130sl\u00e2m \u00e2leminde – \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131 bilmemeden kaynaklanan ba\u011fnazca bir-iki hur\u00fb\u00e7 istisna edilecek olursa- kat\u2019iyen ilim-din \u00e7eki\u015fmesi s\u00f6z konusu olmam\u0131\u015ft\u0131r. B\u00f6yle bir \u00e7eki\u015fmenin s\u00f6z konusu olmas\u0131 bir yana, Kur\u2019\u00e2n her zaman bizi, e\u015fya ve h\u00e2diseleri yorumlamaya, de\u011ferlendirmeye, bu konuda i\u00e7tihat kap\u0131s\u0131n\u0131 ard\u0131na kadar a\u00e7\u0131k tutarak, zaman\u0131n yorumlar\u0131n\u0131 da yan\u0131m\u0131za almak suretiyle yeni yeni h\u00fck\u00fcmler vaz\u2019etmeye ve olaylar \u00fczerinde derin derin d\u00fc\u015f\u00fcnmeye \u015fevketmi\u015f; akl\u0131, mant\u0131\u011f\u0131 hislerle beraber kullanmaya te\u015fvikte bulunmu\u015f, melekelerimiz a\u00e7\u0131s\u0131ndan herhangi bir bo\u015fluk ya\u015famamam\u0131z i\u00e7in de bize, s\u00fcrekli \u0130lm\u00ee metod yolunu, m\u00fc\u015fahede \u00fcsl\u00fbbunu ve istikr\u00e2 \u00e2d\u00e2b\u0131n\u0131 talim etmi\u015ftir. Hatta denebilir ki, Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim\u2019in en a\u00e7\u0131k bir \u015fekilde kar\u015f\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 \u015feylerin ba\u015f\u0131nda skolastizm, zan, tahmin, taklit ve \u015fablonculuk gelmektedir<\/strong>. O her zaman, bu \u00f6ld\u00fcr\u00fcc\u00fc saplant\u0131lar\u0131 ifade ederken, mutedil fakat olduk\u00e7a mert bir \u00fcsl\u00fbpla, “O m\u00fc\u015frikler; Allah’\u0131n indirdi\u011fine iman edin ve ona t\u00e2bi olun denildi\u011finde, onlar, (hay\u0131r biz atalar\u0131m\u0131z\u0131 neyin \u00fczerinde hangi yolda bulmu\u015f isek ona uyar\u0131z) derler. Ya atalar\u0131 hi\u00e7bir \u015fey anlamaz ve do\u011fruyu se\u00e7emez olsalar da m\u0131 (onlara uyacaklar)!” (Bakara, 2\/170)<\/strong> der ve bu kabil \u015fartlanm\u0131\u015fl\u0131klar\u0131 fevkal\u00e2de ay\u0131plar. \u015eu \u00e2yetin muhtev\u00e2s\u0131 \u00f6ncekine nispeten daha da d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcr\u00fcc\u00fcd\u00fcr: “K\u00e2firlerin \u00e7o\u011fu s\u0131rf bir zan (ve tahmine) t\u00e2bi olurlar. Oysaki zan, kat’iyen hi\u00e7bir \u015fey ifade etmez.” (Y\u00fbnus, 10\/36)<\/strong><\/p>\n B\u00fct\u00fcn bu ayr\u0131 ayr\u0131 konularda, Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Kerim\u2019in kendi ruhunu ve alem\u015f\u00fcm\u00fbl mesaj\u0131n\u0131 takdim etme mevzuunda teemm\u00fcl, tedebb\u00fcr, tefekk\u00fcr, akletme ve vicdan\u0131 dinleme yolunu se\u00e7ti\u011finde \u015f\u00fcphe yoktur. Evet O, hemen her yerde, zihinleri hakikate uyaran bir yol takip etmi\u015f; her h\u00e2dise kar\u015f\u0131s\u0131nda d\u00fc\u015f\u00fcnceyi harekete ge\u00e7irmi\u015f; akl\u0131n \u00f6n\u00fcndeki b\u00fct\u00fcn m\u00e2nialar\u0131 kald\u0131rarak, onun eline tutu\u015fturdu\u011fu s\u00e2bite ve disiplinlerle ona \u00e2deta s\u0131n\u0131rs\u0131z bir hareket imk\u00e2n\u0131 bah\u015fetmi\u015f ve insana varl\u0131\u011f\u0131n hakikatini ke\u015ffetme gibi daha nice ger\u00e7ekleri g\u00f6stererek ona hep himmetini \u00e2li tutmas\u0131n\u0131 ye\u011flemi\u015ftir.<\/p>\n Arz edilen \u00d6rneklerden de anla\u015f\u0131ld\u0131\u011f\u0131 \u00fczere Kur\u2019\u00e2n ve hatta S\u00fcnnetin k\u00e2inat ve h\u00e2diselere, ak\u0131l ve onun taalluk etti\u011fi noktalara bak\u0131\u015f\u0131 ve de\u011ferlendiri\u015fi, mevcut Tevrat ve \u0130ncil\u2019in bu konudaki yakla\u015f\u0131mlar\u0131ndan \u00e7ok farkl\u0131d\u0131r. Bu itibarla da gelmi\u015f-ge\u00e7mi\u015f b\u00fct\u00fcn dinlerin tefsir ve yorumlar\u0131yla, ilim aras\u0131nda herhangi bir tenakuz bahis mevzuu olsa da, b\u00f6yle bir durum, Kur\u2019\u00e2n ve S\u00fcnnetle beslenen \u0130sl\u00e2miyet i\u00e7in hi\u00e7bir zaman s\u00f6z konusu olamaz. Evet \u0130sl\u00e2miyet, daha \u00f6nceki dinlerde oldu\u011fu gibi, akl\u0131, muhakemeyi ne b\u00fct\u00fcn b\u00fct\u00fcn azletmi\u015f ne de m\u00fcnhas\u0131ran her \u015feyi naslarla irtibatland\u0131rarak onlar\u0131 eli-kolu ba\u011fl\u0131 h\u00e2le getirmi\u015ftir. Bilakis akla, ibret, tefekk\u00fcr, tedebb\u00fcr, i\u00e7tihat ve in\u015f\u00e2 sorumluluklar\u0131n\u0131 da y\u00fckleyerek onu, b\u00fct\u00fcn duyu organlar\u0131yla beraber vahyin ayd\u0131nlat\u0131c\u0131 \u015fu\u00e2lar\u0131 alt\u0131nda kendi kudretinin dantelas\u0131n\u0131 \u00f6rmeye memur etmi\u015ftir. \u0130\u015fte, daha sonra, de\u011fi\u015fik d\u00f6nemlerdeki h\u00fcr d\u00fc\u015f\u00fcnce ve ilm\u00ee a\u00e7\u0131l\u0131mlar\u0131n temelinde de hep bu anlay\u0131\u015f\u0131n mevcudiyeti s\u00f6z konusudur.<\/p>\n * * *<\/p>\n Bu temel dinamiklerle ortaya \u00e7\u0131kan \u0130sl\u00e2miyet, R\u00e2\u015fit Halifeler\u2019den Emev\u00eelere, onlardan Abbas\u00eelere ve bu d\u00f6nemde ba\u015fta T\u00fcrkler olmak \u00fczere b\u00fct\u00fcn m\u00fchted\u00ee milletlere, hicr\u00ee be\u015finci asra kadar tam bir tefekk\u00fcr, ilim ve ara\u015ft\u0131rma kayna\u011f\u0131, s\u00e2iki ve m\u00fc\u015fevviki olmu\u015ftur. V\u00e2k\u0131a Emeviler d\u00f6nemi de, ilk halifeler asr\u0131nda oldu\u011fu gibi b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde f\u00fctuhatla ge\u00e7ti\u011finden, harp-sulh meseleleri, iktisad\u00ee- siyas\u00ee konular, asker\u00ee-idar\u00ee olu\u015fumlar; ilm\u00ee, fikr\u00ee ve k\u00fclt\u00fcrel faaliyetlerin \u00f6n\u00fcne ge\u00e7ti\u011finden, m\u00fcnhas\u0131ran sadece bu devrede bir \u00e2hesterevlik g\u00f6ze \u00e7arpar; ama bu durum o g\u00fcnk\u00fc konjonkt\u00fcrle al\u00e2kal\u0131d\u0131r. Bu d\u00f6nemde, umum\u00ee ahv\u00e2l\u00a0 elverdik\u00e7e hareket h\u0131zland\u0131r\u0131lm\u0131\u015f, \u015fartlar n\u00e2m\u00fcsait h\u00e2le gelince de muvakkaten r\u00f6lantiye ge\u00e7ilmi\u015ftir.<\/p>\n \u0130sl\u00e2m \u00e2leminde, \u00fc\u00e7 as\u0131r boyu devam edecek olan ilm\u00ee ve fikr\u00ee hamleler, b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde bu sahadaki eserlerin terc\u00fcme, adaptasyon, \u015ferh ve izahlar\u0131yla ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. Daha hicretin 85. y\u0131l\u0131nda, Halid bin Yezid, \u0130skenderiye\u2019deki bir k\u0131s\u0131m ilim ve fikir adamlar\u0131n\u0131 huzuruna celbederek bunlara, Yunan ve K\u0131pt\u00ee dillerinden baz\u0131 eserlerin terc\u00fcme edilmesini teklif eder ki, terc\u00fcme edilen bu eserler aras\u0131nda – eski m\u00e2n\u00e2s\u0131yla- kimya ve ilm-i n\u00fcc\u00fbm risaleleri de vard\u0131r. T\u0131p ilmiyle al\u00e2kal\u0131 bir kitap ise, t\u00e2 Mervan bin Hakem d\u00f6neminde bir S\u00fcryani vas\u0131tas\u0131yla Arap\u00e7aya kazand\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Zaten, daha sonra bu h\u0131zl\u0131, bu erken terc\u00fcme ve adaptasyon faaliyetlerinin nas\u0131l geli\u015fti\u011fi herkesin m\u00e2lumudur.. ve zannediyorum izahtan da varestedir. Az\u0131c\u0131k bilim tarihiyle me\u015fgul olan hemen herkes bilir ki -baz\u0131 kusurlar\u0131yla beraber- bu \u00e7a\u011f, insanl\u0131\u011f\u0131n alt\u0131n \u00e7a\u011f\u0131d\u0131r. Bu itibarla da ben, b\u00f6yle \u00f6nemli bir konuya \u015fimdilik ar\u00eez ve am\u00eek olarak girmeyi z\u00e2id say\u0131yor ve ge\u00e7iyorum.<\/p>\n Zaten, bizim as\u0131l konumuz da, din ve ilim \u00e7at\u0131\u015fmas\u0131 ve b\u00f6yle bir \u00e7at\u0131\u015fman\u0131n b\u00fct\u00fcn Hristiyan \u00e2leminde \u00e7alkant\u0131lara sebebiyet vermesine kar\u015f\u0131l\u0131k, \u0130sl\u00e2m d\u00fcnyas\u0131n\u0131n bu \u00f6l\u00e7\u00fcde bir kavgan\u0131n d\u0131\u015f\u0131nda kalmas\u0131 ve hatta bu karanl\u0131k d\u00f6nemi bir ayd\u0131nlanma \u00e7a\u011f\u0131 h\u00e2line getirmesi h\u00e2disesidir. \u0130sl\u00e2miyet bunu yapm\u0131\u015ft\u0131r; zira o, bir din olarak, h\u00fcr d\u00fc\u015f\u00fcnceye, serbest muhakemeye ve ilm\u00ee ara\u015ft\u0131rmalara hep te\u015fvik etmi\u015f; dolay\u0131s\u0131yla da, \u0130sl\u00e2m d\u00fcnyas\u0131ndaki fikr\u00ee ve \u0130lm\u00ee geli\u015fmeler Kur\u2019\u00e2n ruhunun filizleri olarak onun tabiat\u0131yla irtibat i\u00e7inde varl\u0131\u011fa ermi\u015f ve varl\u0131klar\u0131n\u0131 s\u00fcrd\u00fcrm\u00fc\u015flerdir. Herhangi bir dinin, h\u00fcr d\u00fc\u015f\u00fcnce, ak\u0131l mant\u0131k ve muhakeme ile \u00e7eki\u015fip \u00e7eki\u015fmemesinin arkas\u0131nda -zannediyorum- i\u015fte b\u00f6yle bir tabiatla irtibatl\u0131 olup. olmama meselesi yatmaktad\u0131r. Evet bir din, ne kadar yayg\u0131n ve uzun \u00f6m\u00fcrl\u00fc olursa olsun, ak\u0131l ve d\u00fc\u015f\u00fcnce ile tev’em (ayn\u0131 d\u00f6l yata\u011f\u0131nda) ne\u015fet edip geli\u015fmemi\u015fse b\u00f6yle bir din \u00f6m\u00fcr boyu ilimle s\u00fcrt\u00fc\u015fme gibi bir olumsuzluktan kurtulamaz. Ya din, ya da ilim b\u00fct\u00fcn b\u00fct\u00fcn devre d\u0131\u015f\u0131 kalaca\u011f\u0131, \u00f6b\u00fcr\u00fcn\u00fcn de gelip onun taht\u0131na oturaca\u011f\u0131 \u00e2na kadar da bu kavga s\u00fcrer gider.<\/p>\n E\u011fer biz bug\u00fcn, var oldu\u011fu d\u00f6nemden bu yana, \u0130sl\u00e2miyet\u2019in h\u00e2kim oldu\u011fu yerlerde -ilim tarihi bunun \u00f6nemi bir vesikas\u0131 say\u0131l\u0131r- bir din-ilim m\u00fccadelesinin s\u00f6z konusu olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 iddia ediyorsak -ki bu bir ger\u00e7ektir- bunun a\u00e7\u0131k, net baz\u0131 sebeplerinin olmas\u0131 icap eder. Yoksa ortaya at\u0131lan iddialar\u0131n, vehim ve hayal oldu\u011funa her aman h\u00fckmedenler \u00e7\u0131kabilir. Bu itibarla, b\u00f6yle bir noktaya gelmi\u015fken, hi\u00e7 olmazsa konuyla al\u00e2kal\u0131 bir-iki sebebi s\u0131ralamada yarar olacak:<\/p>\n \u0130\u015fte ilk M\u00fcsl\u00fcmanlar bu i\u00e7 ve d\u0131\u015f s\u00e2iklerle, \u00f6nce ellerindeki kaynaklan evire-\u00e7evire son santimine kadar de\u011ferlendirmi\u015f; sonra da kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131ktar\u0131 de\u011fi\u015fik bilgi ve k\u00fclt\u00fcr hazinelerini, yeni tahlil ve terkiplere t\u00e2bi tutarak \u00e7ok farkl\u0131 ve zengin sentezler ortaya koymu\u015flard\u0131r. Ayd\u0131nlar\u0131n ortaya koyduklar\u0131 bu yeni terkip, tespit ve ke\u015fifler toplumun hemen her kesimi taraf\u0131ndan en a\u015fk\u0131n takdir hisleriyle kar\u015f\u0131lanm\u0131\u015f ve bir il\u00e2h\u00ee ilham esprisi i\u00e7inde sahip \u00e7\u0131k\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. \u00d6yle ki o g\u00fcn t\u0131p ilminin esaslar\u0131, h\u00fck\u00fcmdar V\u00e2s\u0131k\u2019\u0131n saray\u0131nda t\u0131pk\u0131 din\u00ee eserler gibi m\u00fctal\u00e2a ediliyor., hendes\u00ee meseleler ve m\u00fcselles\u00e2t (trigonometri) mahalle mekteplerinde, \u00e2d\u00ee dersler s\u0131ras\u0131nda geni\u015f kitlelere ula\u015ft\u0131r\u0131l\u0131yor, hemen bir\u00e7ok ilim mahfilinde, Bir\u00fbn\u00ee\u2019nin, bug\u00fcnk\u00fc tespitlere \u00e7ok yak\u0131n olan, arz\u0131n kendi mihveri etraf\u0131ndaki d\u00f6n\u00fc\u015f\u00fc nazariyesi m\u00fczakere ediliyor ve feza her g\u00fcn ayr\u0131 bir derinli\u011fiyle ilim ve d\u00fc\u015f\u00fcnce ufkuna yeni buudlar kazand\u0131r\u0131yordu. Far\u00e2b\u00ee, \u0130bn-i S\u00een\u00e2, N\u00e2s\u0131ruddin et-T\u00fbs\u00ee, \u0130bn-i Heysem, Ebubekir er-R\u00e2z\u00ee hem birer filozof, hem de birer ilim adam\u0131 olarak u\u011frad\u0131klar\u0131 her yerde ola\u011fan\u00fcst\u00fc ihtimam g\u00f6r\u00fcyor ve ma\u2019\u015fer\u00ee vicdan\u0131n te\u015fvikleriyle ke\u015fiften ke\u015ffe ko\u015fuyorlard\u0131. Bat\u0131da ilim adamlar\u0131n\u0131n, \u00f6nceleri engizisyon mahkemelerinin korkusuyla tir tir titredi\u011fi, sonralar\u0131 da tecritler ve te\u015friiler ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde, Ak\u015femseddinler, Molla Fen\u00e2riler, Hocaz\u00e2deler, Ali Ku\u015f\u00e7ular, \u0130bn-i Kemaller, K\u0131nal\u0131z\u00e2deler, her yerde en cidd\u00ee te\u015frifat merasimleriyle istikbal ediliyor ve h\u00fck\u00fcmdarlar\u0131n huzuruna teklifsiz girebiliyorlard\u0131. Hatta bunlardan pek \u00e7o\u011fu birer din\u00ee aziz gibi, tazim ediliyor ve ilim ad\u0131na harcad\u0131klar\u0131 mes\u00e2inin bedelini kat kat alabiliyorlard\u0131.<\/p>\n Bu itibarlad\u0131r ki, temelde \u0130sl\u00e2miyet\u2019i ba\u015fka dinlerle mukayese etmek m\u00fcmk\u00fcn olmad\u0131\u011f\u0131 gibi \u0130sl\u00e2m dininin ilimle, d\u00fc\u015f\u00fcnce ile ve ulem\u00e2 ile m\u00fccadelesi de s\u00f6z konusu de\u011fildir. D\u00fcn ve bug\u00fcn bir k\u0131s\u0131m talihsiz beyanlar ya meselenin ruhunu ara\u015ft\u0131rmadan ortaya at\u0131lm\u0131\u015f avamca tel\u00e2kkiler veya Allah, Peygamber ve din d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131 yapabilmek i\u00e7in uydurulmu\u015f bahanelerdir. Tarihe gizli kalmayan bu ger\u00e7ek, insaf erbab\u0131 m\u00fctefekkir ve ilim adamlar\u0131ndan da uzun zaman sakl\u0131 kalamayacakt\u0131r. \u0130sl\u00e2m Peygamberi\u2019nin (s.a.s) evrenselli\u011fi, Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n zenginli\u011fi ve \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n yeterlili\u011fi er-ge\u00e7 anla\u015f\u0131lacak ve bug\u00fcne kadar akl\u00ee ve mant\u0131k\u00ee g\u00fcc\u00fc, kitleleri aldatma istikametinde kullananlar ettikterine n\u00e2dim olup a\u011flayacaklard\u0131r.<\/p>\n Fethullah G\u00fclen,\u201d Yeni Bir Bak\u0131\u015f A\u00e7\u0131s\u0131yla \u0130lim ve Din\u201d adl\u0131 kitaba yaz\u0131lan takdim yaz\u0131s\u0131d\u0131r.<\/p>\ntweet<\/a>\n