Ahd-\u0130 Cedit’teki M\u00fcjdeler<\/strong><\/p>\n

Ahd-i Cedit (Yeni Ahid), H\u0131ristiyanlar\u0131n Kit\u00e2b-\u0131 Mukaddes’inin, \u0130nciller’i de i\u00e7ine alan b\u00f6l\u00fcm\u00fcd\u00fcr153. Ahd-i Cedit, d\u00f6rt \u0130ncil’den, yirmibir mektup’tan, Rasullerin \u0130\u015fleri ve Vahiy b\u00f6l\u00fcmlerinden olu\u015fur; toplam yirmiyedi b\u00f6l\u00fcmd\u00fcr154. D\u00f6rt \u0130ncil, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adl\u0131 ki\u015filerin yazd\u0131\u011f\u0131 \u0130nciller’dir. \u0130ncil, Hz. \u0130sa’ya indirilmi\u015ftir.<\/p>\n

Bu k\u0131sa bilgiden sonra, Ahd-i Atik’te bulunan m\u00fcjdelere ge\u00e7ebiliriz:<\/p>\n

\n
1. M\u00fcjde: <\/strong>“Ben Baba’dan isteyece\u011fim ve O size, sizinle daim\u00ee kalacak olan ba\u015fka bir Periqlytos g\u00f6nderecektir.”155 “Benim gitmem sizin i\u00e7in hay\u0131rl\u0131d\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc ben gitmezsem, Periqlytos size gelmez. Fakat gidersem, onu size g\u00f6nderirim. Ve o geldi\u011fi zaman, g\u00fcnah i\u00e7in, sal\u00e2h i\u00e7in ve h\u00fck\u00fcm i\u00e7in d\u00fcnyay\u0131 ilzam edecektir…Size s\u00f6yleyecek \u00e7ok \u015feylerim var; fakat \u015fimdi dayanamazs\u0131n\u0131z. Fakat o Periqlytos gelince, size her hakikate yol g\u00f6sterecek; zira kendili\u011finden s\u00f6ylemeyecektir; fakat her ne i\u015fitirse s\u00f6yleyecek ve gelecek \u015feyleri size bildirecektir.”156<\/li>\n<\/ol>\n

   Bu ifadelerdeki ‘Periqlytos’ kelimesi, hristiyanlan taraf\u0131ndan tahrif edilerek ‘Paraklet’ \u015fekline d\u00f6n\u00fc\u015ft\u00fcr\u00fclm\u00fc\u015f ve ‘teselli edici, arac\u0131, hakikat ruhu’ gibi m\u00e2n\u00e2lar verilmi\u015ftir157. Halbuki kelimenin asl\u0131, ‘Periqlytos’tur ve ‘en \u00e7ok \u00f6v\u00fclen, en \u00e7ok hamdeden’ m\u00e2n\u00e2lar\u0131na gelir ve ‘Ahmed’ kelimesinin tam kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131d\u0131r158. Saff S\u00fbresi’nde Hz. \u0130sa’n\u0131n, kendinden sonra gelecek ve ad\u0131 ‘Ahmed’ olacak bir peygamberi m\u00fcjdeledi\u011fi belirtilmektedir159.<\/p>\n

   \u0130bn \u0130shak (151\/768), Yuhanna 15:26-27. \u00e2yetleri \u015f\u00f6yle terc\u00fcme etmi\u015ftir: “Baban\u0131n size g\u00f6nderece\u011fi M\u00fcnhamanna, Baba’dan \u00e7\u0131kan hakikat ruhu geldi\u011fi zaman, benim i\u00e7in \u015fahitlik edecektir. Siz de \u015fahitlik edeceksiniz; \u00e7\u00fcnk\u00fc ba\u015flang\u0131\u00e7tan beri benimle berabersiniz. Bunu size, yanl\u0131\u015fa sapmayas\u0131n\u0131z diye s\u00f6yl\u00fcyorum.” M\u00fcnhamanna, S\u00fcryanice’de Muhammed kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131ndad\u0131r. Yunanca’s\u0131 Paraklitos’tur160. Bu kelime, ‘teselli edici’ olarak \u00e7evrilirse hi\u00e7bir m\u00e2n\u00e2 ifade etmez161.<\/p>\n

   Grek\u00e7e’deki ‘Periqlyte’ kelimesi, \u00c2r\u00e2mice ‘Mhamada’ yahut ‘Hamida’ kelimesinin kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131d\u0131r. Bu kelime, Arap\u00e7a’da ‘Muhammed’ ve ‘Ahmed’ kelimelerine kar\u015f\u0131l\u0131k gelir162.<\/p>\n

   Periqlytos’un bir \u00f6zelli\u011fi de, kendili\u011finden bir\u015fey s\u00f6ylememesi, ne vahyedilmi\u015fse onu aktarmas\u0131 ve olacak \u015feyleri s\u00f6ylemesidir. Bu \u00f6zellikler, Hz. Muhammed’de mevcuttur. O, Kur’an’\u0131n diliyle \u015f\u00f6yle der: “Ben, ancak bana vahyolunana uyar\u0131m ve ben, ancak bir uyar\u0131c\u0131y\u0131m.” (Ahk\u00e2f 46\/9) “O hevas\u0131ndan konu\u015fmaz; konu\u015ftuklar\u0131, ancak ona vahyolunanlard\u0131r.” (Necm 53\/3-4) \u00e2yeti de ayn\u0131 ger\u00e7e\u011fi ifade eder163.<\/p>\n

   Faraklit, Hz. \u0130sa hakk\u0131nda \u015fahitlik yapacakt\u0131r ve Hz. \u0130sa’dan sonra gelecektir. G\u00fcnahlar\u0131ndan dolay\u0131 b\u00fct\u00fcn insanl\u0131\u011f\u0131 ilz\u00e2m edecektir164.Yuhanna \u0130ncili’nin haber verdi\u011fi bu Paraklit’i, bir insan olarak anlamak gerekir; zira onun, Hz. \u0130sa gibi i\u015fitme ve g\u00f6rme yetilerine sahip oldu\u011fu ifade edilmi\u015ftir. Bug\u00fcn elimizde bulunan metindeki ‘Ruhu’l-Kud\u00fcs’ ibaresi, sonradan, tamamen kas\u0131tl\u0131 olarak yap\u0131lm\u0131\u015f bir ilavedir165.<\/p>\n

   Hristiyanlarca z\u0131nd\u0131k say\u0131lan, pek \u00e7ok taraftar\u0131 bulunan bir mezhebin lideri, kendisinin, Hz. \u0130sa’n\u0131n m\u00fcjdeledi\u011fi ‘\u00f6v\u00fclmeye en \u00e7ok l\u00e2y\u0131k kimse’ oldu\u011funu s\u00f6yleyerek, kendisinin ‘Periqlytos’ oldu\u011funu iddia etmi\u015ftir. Bu sahte Periqlytos hareketinden, ilk devir hristiyanlar\u0131n\u0131n, gelece\u011fi va’dedilen bu ‘hakikat ruhu’nu, belli bir \u015fah\u0131s ve Allah’\u0131n son peygamberi olarak anlad\u0131klar\u0131 sonucuna varmaktay\u0131z166.<\/p>\n

   Peygamberimizden \u00f6nce ne Periqlytos isminde bir Yunanl\u0131’ya, ne de Ahmed isminde bir Arap’a rastlan\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r; bu, e\u015fsiz bir m\u00fbcizedir167. B\u00fct\u00fcn bunlardan, Hz. \u0130sa’n\u0131n gelece\u011fini haber verdi\u011fi Periqlytos’un, son peygamber Hz. Muhammed (sav) oldu\u011fu sonucuna varmaktay\u0131z.<\/p>\n

   \n
   1. M\u00fcjde:<\/strong> “T\u00f6vbe edin; \u00e7\u00fcnk\u00fc g\u00f6klerin melek\u00fbtu yak\u0131nd\u0131r.”168 “\u015e\u00f6yle du\u00e2 edin: Ey g\u00f6klerde olan Rabbimiz! \u0130smin mukaddes olsun, melek\u00fbtun gelsin. G\u00f6kte oldu\u011fu gibi, yerde de senin iraden olsun.”169 “\u0130sa havarilerini toplay\u0131p onlar\u0131, Allah’\u0131n melek\u00fbtunu ilan etmek i\u00e7in g\u00f6nderdi.”170<\/li>\n<\/ol>\n

      \u0130ncillerde s\u0131k\u00e7a ge\u00e7en, Hz. \u0130sa’n\u0131n m\u00fcjdeledi\u011fi ‘Melek\u00fbtullah’ veya ‘Melek\u00fbtu’s-sem\u00e2v\u00e2t’, Allah’\u0131n h\u00e2kimiyeti veya g\u00f6klerin h\u00e2kimiyeti anlamlar\u0131na gelir171. G\u00f6klerin melek\u00fbtundan murad, Hz. \u0130sa’n\u0131n getirdikleriyle zuh\u00fbr eden kurtulu\u015f yolu olamaz; \u00f6yle olsayd\u0131 \u0130sa, ‘G\u00f6klerin melek\u00fbtu yakla\u015ft\u0131.’ demez, ‘geldi’ derdi. G\u00f6klerin melek\u00fbtu, Hz. \u0130sa’dan sonra gelen Hz. Muhammed’in getirdi\u011fi \u015feriatle ger\u00e7ekle\u015fmi\u015ftir. Hz. \u0130sa, i\u015fte bu y\u00fcksek \u015feriati m\u00fcjdeliyordu172. Bu m\u00fcjde, do\u011fru yolun yolcusu, tevhidi \u00f6\u011freten ve hi\u00e7bir \u015feyden y\u0131lmayan, y\u00fcce ve e\u015fsiz bir peygamber olan son peygamber Hz. Muhammed’in m\u00fcjdesidir173.<\/p>\n

      “Allah’\u0131n m\u00fclk ve saltanat\u0131, sizden al\u0131nacak ve meyvelerini yeti\u015ftirecek bir millete verilecektir.”174 Bu \u00e2yette, Hz. Peygamber ve \u00fcmmeti m\u00fcjdelenmektedir175. Hz. \u0130sa bu s\u00f6z\u00fcyle, Allah’\u0131n iradesinin yery\u00fcz\u00fcne hakim k\u0131l\u0131nmas\u0131n\u0131 sa\u011flayacak olan Melek\u00fbtullah’\u0131n kendi \u00fcmmetinden, yani \u0130srailo\u011fullar\u0131ndan al\u0131n\u0131p, ba\u015fka bir \u00fcmmete verilece\u011fini ifade etmi\u015f olmaktad\u0131r. Bu \u00fcmmet Hz. Muhammed’in \u00fcmmeti, bu hakimiyeti sa\u011flayan da \u0130sl\u00e2m dinidir176.<\/p>\n

      \u0130ncil’de g\u00f6klerin melek\u00fbtu, bir ba\u011f sahibinin durumuna benzetilmektedir: Ba\u011f sahibi, ba\u011f\u0131n\u0131 baz\u0131 ki\u015filere kiralar. Sonra kiray\u0131 almak i\u00e7in adamlar\u0131n\u0131 g\u00f6nderir. Kirac\u0131lar, ba\u011f sahibinin adamlar\u0131ndan baz\u0131lar\u0131n\u0131 yuhalarlar; baz\u0131lar\u0131n\u0131 d\u00f6verler; baz\u0131lar\u0131n\u0131 ta\u015flarlar; baz\u0131lar\u0131n\u0131 da \u00f6ld\u00fcr\u00fcrler. Sonunda ba\u011f sahibi, sayg\u0131 g\u00f6sterirler diye o\u011flunu g\u00f6nderir; ba\u011fc\u0131lar: ‘Aman bu miras\u00e7\u0131d\u0131r; onu \u00f6ld\u00fcr\u00fcp mirasa konal\u0131m.’ diyerek onu \u00f6ld\u00fcr\u00fcrler. Burada Hz. \u0130sa, dinleyenlere soruyor: ‘Bu durumda ba\u011f\u0131n sahibi ne yapmal\u0131?’ Dinleyenler, ba\u011f sahibinin bu adamlar\u0131 yok edece\u011fini, yerlerine ba\u015fka kirac\u0131lar alaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylerler. Hz. \u0130sa da cevaben: ‘Siz kitapta Yap\u0131c\u0131lar\u0131n reddetti\u011fi ta\u015f, i\u015fte k\u00f6\u015fenin ba\u015f ta\u015f\u0131 oldu.’177 s\u00f6z\u00fcn\u00fc okumad\u0131n\u0131z m\u0131? Bu nedenle, Allah’\u0131n melek\u00fbtu sizden al\u0131nacak ve onun meyvelerini yeti\u015ftirecek bir millete verilecektir.’ demi\u015ftir178. Feris\u00eeler ve ba\u015fk\u00e2hinler, bu meselde kastedilen azg\u0131n kirac\u0131lar\u0131n kendileri olduklar\u0131n\u0131 anlad\u0131lar; ama halktan korktuklar\u0131 i\u00e7in bir\u015fey yapamad\u0131lar. Bu meselde ba\u011f sahibi, Allah’\u0131; azg\u0131n kirac\u0131lar, yahudileri; yeni kirac\u0131lar da Hz. Muhammed’in \u00fcmmeti olan Araplar\u0131 ve di\u011fer m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 temsil etmektedir179.<\/p>\n

      \u0130ncil’de bir mesel daha anlat\u0131lmaktad\u0131r: Bir ba\u011f sahibi, ba\u011f\u0131nda \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 i\u00e7in, birka\u00e7 i\u015f\u00e7iyle bir dinar yevmiyeye anla\u015f\u0131r ve onlar\u0131 ba\u011fa g\u00f6nderir. Bir m\u00fcddet sonra yine \u00e7ar\u015f\u0131 meydan\u0131na u\u011frar ve orada bekleyenleri de \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131 i\u00e7in ba\u011f\u0131na yollar. Ak\u015fam \u00fczeri, \u00e7ar\u015f\u0131da bo\u015f duran birilerini g\u00f6r\u00fcr. Onlara ni\u00e7in \u00e7al\u0131\u015fmad\u0131klar\u0131n\u0131 sorar. Onlar da, ‘Bizi kimse tutmad\u0131.’ derler. Ba\u011f sahibi, onlar\u0131 da ba\u011f\u0131na g\u00f6nderir. G\u00fcn sonunda k\u00e2hyas\u0131na, son gelenlere birer dinar vermesini s\u00f6yler. S\u0131ra, sabah erkenden i\u015fe ba\u015flayanlara gelince, onlara da birer dinar vermesini s\u00f6yler. Bu ki\u015filer ba\u011f sahibine, ‘Bir-iki saat \u00e7al\u0131\u015fanlarla bizi niye e\u015fit tuttun?’ diye sorarlar. O da onlara, kendileriyle bir dinara anla\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 ve birer dinarlar\u0131n\u0131 da verdi\u011fini; di\u011ferlerine fazladan verdiklerine ise kimsenin kar\u0131\u015famayaca\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6yler. B\u00f6ylece sonuncular, birinciler; birinciler de sonuncular olur180. Bu meselde ba\u011f sahibi Allah’\u0131; ba\u011fda \u00e7al\u0131\u015fan i\u015f\u00e7iler, peygamberlerin \u00fcmmetlerini temsil eder. Ak\u015fam \u00fczeri \u00e7al\u0131\u015fmaya ba\u015flayanlar, en son \u00fcmmet olan Hz. Muhammed’in \u00fcmmetidir. Di\u011ferlerinden daha az \u00e7al\u0131\u015fmalar\u0131na ra\u011fmen, hem onlarla e\u015fit yevmiye ald\u0131lar, hem de di\u011fer \u00e7al\u0131\u015fanlardan \u00f6nce yevmiyelerini ald\u0131lar. Bu i\u015f\u00e7ilerin ‘Bizi kimse tutmad\u0131.’ demeleri, onlara as\u0131rlar boyu peygamber g\u00f6nderilmedi\u011fini ifade etmektedir. Hz. Peygamber, “Ben ikindi ile g\u00fcn-bat\u0131m\u0131 aras\u0131nda g\u00f6nderildim.”181 buyurmu\u015ftur. Yine o, “Biz \u00f6ne ge\u00e7en sonuncular\u0131z.”182 buyurmu\u015ftur183.<\/p>\n

      Hz. \u0130sa der ki: “G\u00f6klerin melek\u00fbtu, bir adam\u0131n tarlas\u0131na ekti\u011fi bir hardal tanesine benzer; o tane ki, b\u00fct\u00fcn tohumlar\u0131n en k\u00fc\u00e7\u00fc\u011f\u00fcd\u00fcr; fakat b\u00fcy\u00fcy\u00fcnce, sebzelerden daha b\u00fcy\u00fckt\u00fcr ve a\u011fa\u00e7 olur; ta ki g\u00f6\u011f\u00fcn ku\u015flar\u0131 onun dallar\u0131na konarlar.”184 Fetih S\u00fbresi’nde, Hz. Peygamber’in beraberindekilerle ilgili bir meselin \u0130ncil’de ge\u00e7ti\u011fi s\u00f6ylenmektedir: “Onlar\u0131n \u0130ncil’deki meselleri \u015f\u00f6yledir: Onlar, filizini yar\u0131p \u00e7\u0131karm\u0131\u015f, gittik\u00e7e kuvvetlenerek kal\u0131nla\u015fm\u0131\u015f, g\u00f6vdesi \u00fczerine dikilmi\u015f bir ekine benzerler ki bu, \u00e7ift\u00e7ilerin ho\u015funa gider. Allah, b\u00f6ylece onlar\u0131 \u00e7o\u011falt\u0131p kuvvetlendirmekle, k\u00e2firleri \u00f6fkelendirir.” (Fetih 48\/29)185<\/p>\n

      B\u00fct\u00fcn bunlardan anla\u015f\u0131lan \u015fudur: G\u00f6klerin melek\u00fbtundan maksat, \u0130sl\u00e2m dinidir, onun uygulamaya ge\u00e7irilmesidir186.<\/p>\n

      \n
      1. M\u00fcjde:<\/strong> Yahudiler Hz. Yahya’ya ‘Sen \u0130lya m\u0131s\u0131n, Mesih misin, yoksa o peygamber misin?’ diye sormak i\u00e7in birka\u00e7 ki\u015fi g\u00f6nderdiler. O, bunlar\u0131n hi\u00e7biri olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, \u0130\u015faya peygamberin dedi\u011fi gibi “Rabbin yolunu d\u00fczeltin.”187 diye \u00e7\u00f6lde ba\u011f\u0131ran\u0131n sesi oldu\u011funu s\u00f6ylemi\u015ftir. Onlar ‘\u00d6yleyse ne diye vaftiz ediyorsun? diye sorunca, o dedi ki: ‘Ben su ile vaftiz ediyorum ve ben, benden sonra gelenin \u00e7ar\u0131\u011f\u0131n\u0131n ba\u011f\u0131n\u0131 bile \u00e7\u00f6zmeye l\u00e2y\u0131k de\u011filim. O, kutsal ruh ve ate\u015fle vaftiz edecektir.’188 Burada m\u00fcjdelenen, Hz. \u0130sa de\u011fildir; \u00e7\u00fcnk\u00fc Hz. \u0130sa, Hz. Yahya ile akrand\u0131r ve \u00e7a\u011fda\u015ft\u0131r. Hz. Yahya, ‘benden sonra’ ifadesiyle, bu peygamberin daha sonra gelece\u011fini bildirmi\u015f oluyor189. Bu peygamber, Hz. Muhammed’dir; Yahya ve \u0130sa suyla vaftiz ederken o, ruhlar\u0131 tertemiz eden Allah’\u0131n boyas\u0131, yani dini ile vaftiz ediyor, insanlar\u0131 do\u011fru yola iletiyordu190.<\/li>\n
      2. M\u00fcjde:<\/strong> “F\u00e2n\u00ee olan yiyecek i\u00e7in de\u011fil, ebed\u00ee hayata b\u00e2k\u00ee olan yiyecek i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015f\u0131n; onu size \u0130nsano\u011flu verecektir; \u00e7\u00fcnk\u00fc Baba Allah, ona m\u00fchr\u00fcn\u00fc basm\u0131\u015ft\u0131r.” Ve \u0130sa’ya dediler: “Allah’\u0131n i\u015flerini i\u015flemek i\u00e7in biz ne yapal\u0131m?” \u0130sa cevap verdi: “Allah’\u0131n i\u015fi \u015fudur: O’nun g\u00f6nderdi\u011fi adama \u00eem\u00e2n edesiniz.”191 “Art\u0131k sizinle \u00e7ok \u015feyler konu\u015fmayaca\u011f\u0131m; \u00e7\u00fcnk\u00fc bu d\u00fcnyan\u0131n reisi geliyor ve bende onun hi\u00e7bir \u015feyi yoktur.”192<\/li>\n<\/ol>\n

         \u0130ncil’de, Hz. \u0130sa’n\u0131n a\u011fz\u0131ndan tam 83 yerde ge\u00e7en ‘\u0130nsano\u011flu’ ifadesinin tenkidli bir ara\u015ft\u0131rmas\u0131, Hz. \u0130sa’n\u0131n bu ifadeyi kendisi i\u00e7in kullanmad\u0131\u011f\u0131n\u0131, \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc bir \u015fah\u0131s i\u00e7in kulland\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6stermektedir193. Hz. \u0130sa, onun hakk\u0131nda ‘gelecek, olacak, gelmesi yak\u0131nd\u0131r, kap\u0131dad\u0131r’ gibi istikbal ifade eden s\u00f6zler s\u00f6ylemi\u015ftir. Hz. \u0130sa’n\u0131n, \u00f6zelliklerini sayarak gelece\u011fini s\u00f6yledi\u011fi, m\u00fcjdeledi\u011fi bu ‘\u0130nsano\u011flu’, Hz. Muhammed (sav)’dir194. Bu ib\u00e2reler, Kur’\u00e2n’daki “De ki: Ben de sizin gibi bir be\u015ferim, insan\u0131m.” (Kehf 18\/110) \u015feklinde Peygamberimizin a\u011fz\u0131ndan hik\u00e2ye edilen onun bir insano\u011flu oldu\u011fu ger\u00e7e\u011fi ile \u00f6rt\u00fc\u015fmektedir.<\/p>\n

         \n
         1. M\u00fcjde:<\/strong> “\u00c2dem’den sonra yedinci olan Hanok (\u0130dris) da \u015funlar\u0131 \u00f6nceden haber verdi: ‘Bilin ki Rabb, onbinlerce mukaddes ile gelip, her\u015fey hakk\u0131nda nih\u00e2\u00ee h\u00fckm\u00fcn\u00fc verecektir. Allah’a kar\u015f\u0131 gelerek i\u015fledikleri g\u00fcnahlar\u0131n, O’na kar\u015f\u0131 sert s\u00f6zler s\u00f6yleyerek g\u00fcnah i\u015flemi\u015f olanlar\u0131n hesab\u0131 g\u00f6r\u00fclecektir.'”195<\/li>\n<\/ol>\n

            Hristiyan m\u00fcfessirler, bu s\u00f6zlerden ‘gelecek bir kimse’nin varl\u0131\u011f\u0131na dair bir \u00f6n-haber (be\u015f\u00e2ret) m\u00e2n\u00e2s\u0131 \u00e7\u0131kar\u0131rlar196. Bu mukaddes onbinler, Hz. Peygamber’in ash\u00e2b\u0131d\u0131r. Allah’\u0131n her\u015fey hakk\u0131ndaki nih\u00e2\u00ee h\u00fckm\u00fc de \u0130sl\u00e2m \u015feriatidir197.<\/p>\n

            \n
            1. M\u00fcjde:<\/strong> \u0130ncil, bir kitap m\u00e2n\u00e2s\u0131 ta\u015f\u0131maz; o, bir manev\u00ee fikir ve muvakkat bir yol olarak bilinir198. O, sadece Tevrat kitaplar\u0131n\u0131n harfiyyen muhafaza ve tasdikine dair bir taahh\u00fct ve teminat; ger\u00e7ek saadetin kel\u00e2m\u0131 olan Kur’\u00e2n’\u0131 m\u00fcjdeleyen bir vaaz ve \u015fif\u00e2h\u00ee bir beyann\u00e2medir199. O, gelecek olan Melek\u00fbtullah’\u0131n, bir \u00fcm\u00eedin ve va’dolunan b\u00fcy\u00fck bir sa\u00e2detin m\u00fcjdesidir. ‘Evangelion’, yani ‘\u0130ncil’ kelimesi, ‘ger\u00e7ek sa\u00e2detin m\u00fcjdecisi’ anlam\u0131na gelir200. Madem ki Hz. \u0130sa Allah’\u0131n melek\u00fbtunun m\u00fcjdecisidir, \u0130ncil de Kur’\u00e2n’\u0131n m\u00fcjdecisidir201.<\/li>\n
            2. Barnabas \u0130ncili’nde Bulunan M\u00fcjdeler<\/strong><\/li>\n<\/ol>\n

               M.S. 366’da papa olan Papa Damasus (304-384)’un, Barnabas \u0130ncili’nin okunmamas\u0131na dair bir karar \u00e7\u0131kartt\u0131\u011f\u0131 kaydedilmektedir. Bu karar, M.S. 395’te \u00f6len Kaesaria Piskoposu Gelasus taraf\u0131ndan da desteklenmi\u015fti. Bu \u0130ncil, apokrif kitaplar aras\u0131na dahil edildi. ‘Apokrifa’, k\u0131saca ‘halktan gizlenmi\u015f’ anlam\u0131na gelir. Bu \u0130ncil, M.S. 382’de Bat\u0131 kiliselerince, M.S. 465’te de Papa \u0130nnocent’in karar\u0131 ile yasaklanm\u0131\u015ft\u0131. M.S. 496’da Galasian Karar\u0131 ile Barnabas \u0130ncili, yasaklanm\u0131\u015f kitaplar aras\u0131na dahil edildi202.<\/p>\n

               Barnabas \u0130ncili’nin \u0130ngilizce \u00e7evirisinin dayand\u0131\u011f\u0131 \u0130talyanca elyazmas\u0131, Papa Sextus (1589-1590)’un m\u00fclkiyetinde idi. Sextus, Barnabas \u0130ncili’nden geni\u015f olarak yararlanm\u0131\u015f olan \u0130reneus’un yaz\u0131lar\u0131n\u0131 okuduktan sonra Barnabas \u0130ncili ile yak\u0131ndan ilgilenen, onu merak eden Fra Marino denilen bir ke\u015fi\u015fle dost olmu\u015ftu. Bir g\u00fcn Fra Marino, Papa’y\u0131 ziyarete gitti. Birlikte \u00f6\u011fle ve ak\u015fam yeme\u011fini yedikten sonra, Papa uykuya dald\u0131. Ke\u015fi\u015f Marino, Papa’n\u0131n \u00f6zel k\u00fct\u00fcphanesindeki kitaplar\u0131 g\u00f6zden ge\u00e7irmeye ba\u015flad\u0131 ve Barnabas \u0130ncili’nin \u0130talyanca elyazmalar\u0131n\u0131 ele ge\u00e7irdi. \u0130ncil’i, pelerininin alt\u0131na gizleyerek oradan ayr\u0131ld\u0131 ve Vatikan’a gitti. Bu yazma, daha sonra, Amsterdam’da ‘ya\u015fam\u0131 boyunca bu sayfalar\u0131n de\u011ferini s\u0131k s\u0131k i\u015fitmi\u015f olan \u00f6nemli bir \u015fahsiyete ve yetkiye sahip bir ki\u015fi’ye var\u0131ncaya kadar, elden ele dola\u015ft\u0131. Bu ki\u015fi \u00f6l\u00fcnce bu \u0130ncil, Prusya Kral\u0131 temsilcisi olan J. E. Kramer’in m\u00fclkiyetine girdi. Kramer, yazmay\u0131 1713’te, kitap uzman\u0131 me\u015fhur Savayl\u0131 Prens Eugen’e sundu. 1738’de, h\u00e2len i\u00e7inde bulundu\u011fu Viyana Hofbibliothek’te ele ge\u00e7irildi203.<\/p>\n

               Barnabas \u0130ncili’nin elyazmas\u0131, Canon ve Mrs. Ragg taraf\u0131ndan \u0130ngilizce’ye \u00e7evrildi ve 1907’de bas\u0131ld\u0131. \u0130ngilizce \u00e7evirinin a\u015fa\u011f\u0131 yukar\u0131 b\u00fct\u00fcn n\u00fcshalar\u0131, aniden ve gizemli bir \u015fekilde piyasadan kald\u0131r\u0131ld\u0131. Bu \u00e7eviriden, sadece iki n\u00fcshan\u0131n varl\u0131\u011f\u0131 biliniyor; bunlardan biri British Museum’da, di\u011feri de Washington Kongre K\u00fct\u00fcphanesi’ndedir. Kongre K\u00fct\u00fcphanesi’nden, kitab\u0131n bir mikro-filmi al\u0131nd\u0131 ve \u0130ngilizce \u00e7evirinin yeni bir bask\u0131s\u0131, Pakistan’da yap\u0131ld\u0131204.<\/p>\n

               Hristiyan literat\u00fcr\u00fcnde Barnabas \u0130ncili’nin ad\u0131 nerede ge\u00e7mi\u015fse, oraya bir muhalefet \u015ferhi konmu\u015f, bu \u0130ncil’in, sahte ve uydurma oldu\u011fu, dolay\u0131s\u0131yla reddedilmesi gerekti\u011fi ileri s\u00fcr\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr. Hatt\u00e2 bu \u0130ncil’in, bir m\u00fcsl\u00fcman\u0131n hayal g\u00fcc\u00fcn\u00fcn bir eseri oldu\u011fu iddia edilmi\u015ftir. Bu, b\u00fcy\u00fck bir yaland\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc b\u00f6yle bir kitap, bir m\u00fcsl\u00fcman taraf\u0131ndan yaz\u0131lm\u0131\u015f olsayd\u0131, bu, m\u00fcsl\u00fcmanlar taraf\u0131ndan bilinir ve isl\u00e2m\u00ee eserlerde ondan s\u0131k s\u0131k bahsedilirdi. Taber\u00ee, Mes’\u00fbd\u00ee, Ya’k\u00fbb\u00ee, B\u00eer\u00fbn\u00ee, \u0130bn Hazm, \u0130bn Teymiyye gibi hristiyan kaynaklar\u0131na v\u00e2k\u0131f olan yazarlar, Hristiyanl\u0131k ve onun kutsal kitaplar\u0131ndan bahsederken, Barnabas \u0130ncili’ne en ufak bir i\u015farette bile bulunmam\u0131\u015flard\u0131r. George Sale’in, Kur’an’\u0131n \u0130ngilizce \u00e7evirisinde bundan bahsetmesinden \u00f6nce m\u00fcsl\u00fcmanlar, Barnabas \u0130ncili’nin ad\u0131n\u0131 bile duymam\u0131\u015flard\u0131. \u0130bn\u00fc’n-Ned\u00eem (385\/995) ve Hac\u0131 Halife (1067\/1657) taraf\u0131ndan haz\u0131rlanan, geni\u015f birer bibliyografya eseri olan ‘el-Fihrist’ ve ‘Ke\u015ff\u00fc’z-Z\u00fcn\u00fbn’ adl\u0131 kitaplarda da bu \u0130ncil’in ad\u0131 ge\u00e7memektedir205.<\/p>\n

               Barnabas \u0130ncili’nin m\u00fcsl\u00fcmanlar taraf\u0131ndan yaz\u0131lmad\u0131\u011f\u0131n\u0131n bir delili de \u015fudur: Hz. Peygamber’in d\u00fcnyaya geli\u015finden 75 y\u0131l \u00f6nce (M.S. 496), Papa I.Gelasius d\u00f6neminde ‘yanl\u0131\u015f ve d\u00een\u00ee d\u00fc\u015f\u00fcncelere ayk\u0131r\u0131 kitaplar’ ad\u0131 alt\u0131nda haz\u0131rlanan listede, Barnabas \u0130ncili’nin ad\u0131 ge\u00e7mektedir; o \u00e7a\u011fda, bu s\u00f6zde \u0130ncil’i yazacak bir m\u00fcsl\u00fcman\u0131n var olamayaca\u011f\u0131 a\u00e7\u0131kt\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc o zaman daha Hz. Peygamber bile do\u011fmam\u0131\u015ft\u0131206.<\/p>\n

               Hz. Muhammed’in gelece\u011fine dair m\u00fcjdeler, Barnabas \u0130ncili’nde daha a\u00e7\u0131k ve nettir. Orada, Hz. Muhammed (sav), ad\u0131yla zikredilir; hatta Kelime-i Tevhid bile onda mevcuttur. Her\u015feyin, b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyan\u0131n onun i\u00e7in yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 ifade edilir207.<\/p>\n

               \n
               1. M\u00fcjde:<\/strong> “Aya\u011f\u0131 \u00fczerine kalkan \u00c2dem, havada g\u00fcne\u015f gibi parlayan bir yaz\u0131 g\u00f6rd\u00fc: ‘Allah’tan ba\u015fka ilah yoktur ve Muhammed Allah’\u0131n ras\u00fbl\u00fcd\u00fcr.’ Bunun \u00fczerine \u00c2dem, a\u011fz\u0131n\u0131 a\u00e7arak dedi: ‘\u015e\u00fck\u00fcr sana ey Allah’\u0131m Rabb! Bana hayat nimeti verdin; fakat bana s\u00f6ylemeni istiyorum: Bu, ‘Muhammed Allah’\u0131n el\u00e7isidir.’ s\u00f6z\u00fcn\u00fcn anlam\u0131 nedir? Benden \u00f6nce yarat\u0131lm\u0131\u015f ba\u015fka insanlar m\u0131 vard\u0131?’ Bundan sonra Allah dedi: ‘Tabi ey kulum \u00c2dem, sana diyorum ki, ilk yaratt\u0131\u011f\u0131m insan sensin; senin g\u00f6rm\u00fc\u015f oldu\u011fun, y\u0131llar sonra d\u00fcnyaya gelecek, benim ras\u00fbl\u00fcm olacak ve her\u015feyi kendisi i\u00e7in yaratt\u0131\u011f\u0131m o\u011flundur. O geldi\u011fi zaman, d\u00fcnyaya \u0131\u015f\u0131k verecektir. Ben hi\u00e7bir \u015fey yaratmadan altm\u0131\u015fbin y\u0131l \u00f6nce, ruhu sem\u00e2v\u00ee bir n\u00fbr i\u00e7ine konmu\u015ftur.'”208 “Hz. \u00c2dem, cennetten \u00e7\u0131kar\u0131l\u0131nca da kap\u0131n\u0131n \u00fczerinde yaz\u0131l\u0131 olan kelime-i tevhidi g\u00f6rd\u00fc ve a\u011flayarak \u015f\u00f6yle dedi: ‘Allah’\u0131 raz\u0131 edici olsun ki ey o\u011flum, \u00e7abucak gelesin ve bizi peri\u015fanl\u0131ktan kurtaras\u0131n.'”209<\/li>\n
               2. M\u00fcjde:<\/strong> “\u0130sa dedi ki: ‘Allah’\u0131n 124.000’e varan peygamberi kapal\u0131 konu\u015fmu\u015ftur; fakat benden sonra, b\u00fct\u00fcn peygamberlerin ve kutsal ki\u015filerin ulusu gelecek ve peygamberlerin s\u00f6yledi\u011fi b\u00fct\u00fcn \u015feylerin karanl\u0131\u011f\u0131 \u00fczerine \u0131\u015f\u0131k d\u00f6kecektir; \u00e7\u00fcnk\u00fc o, Allah’\u0131n El\u00e7isi’dir.'”210<\/li>\n
               3. M\u00fcjde:<\/strong> “K\u00e2hinler, \u0130sa’y\u0131 konu\u015furken yakalamak i\u00e7in aralar\u0131nda isti\u015f\u00e2re ettiler ve bunu ger\u00e7ekle\u015ftirmek i\u00e7in de, Levililerle yaz\u0131c\u0131lar\u0131n baz\u0131lar\u0131n\u0131, ona, ‘Sen kimsin?’ diye sormak \u00fczere g\u00f6nderdiler. Hz. \u0130sa itirafta bulunup ger\u00e7e\u011fi s\u00f6yledi: ‘Ben Mes\u00eeh de\u011filim.’ Onlar dediler: ‘Sen \u0130lya m\u0131s\u0131n, Yeremya m\u0131s\u0131n, yoksa eski peygamberlerden biri misin?’ \u0130sa cevap verdi: ‘Hay\u0131r.’ Sonra dediler: ‘Sen kimsin? Bizi g\u00f6nderenlere do\u011fru \u015fahitlikte bulunabilmemiz i\u00e7in s\u00f6yle.’ \u0130sa dedi: ‘Ben, b\u00fct\u00fcn Yahudiye’de hayk\u0131ran ve \u0130\u015faya’da da yaz\u0131l\u0131 oldu\u011fu gibi, Rabb’\u0131n el\u00e7isi i\u00e7in yol a\u00e7\u0131n, diye hayk\u0131ran sesim.’ Onlar dediler: ‘E\u011fer sen Mesih veya \u0130lya ya da herhangi bir peygamber de\u011filsen, neden yeni akide vaz’ediyor ve kendini Mesih’ten daha \u00e7ok sayd\u0131r\u0131yorsun?’ \u0130sa cevap verdi: ‘Allah’\u0131n benim elimde meydana getirdi\u011fi m\u00fbcizeler, benim, Allah’\u0131n diledi\u011fi \u015feyleri konu\u015ftu\u011fumu g\u00f6sterir. Ben hi\u00e7bir zaman, s\u00f6z\u00fcn\u00fc etti\u011finiz ki\u015fiden daha \u00e7ok kendimi sayd\u0131rmad\u0131m; \u00e7\u00fcnk\u00fc ben, sizin Mes\u00eeh dedi\u011finiz, benden \u00f6nce yarat\u0131lm\u0131\u015f ve benden sonra gelecek ve inanc\u0131, dini son bulmas\u0131n diye ger\u00e7e\u011fin s\u00f6zlerini getirecek olan Allah’\u0131n El\u00e7isi’nin ayakkab\u0131lar\u0131n\u0131n ba\u011flar\u0131n\u0131 \u00e7\u00f6zecek de\u011ferde de\u011filim.'”211<\/li>\n<\/ol>\n

                  Hz. \u0130sa’n\u0131n Mes\u00eeh olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 s\u00f6ylemesi, herhalde o zaman Mes\u00eeh kelimesiyle ‘\u00c2hir-zaman peygamberi’nin kastedilmi\u015f olmas\u0131ndand\u0131r; yoksa Hz. \u0130sa’ya, Kur’an’da da Mes\u00eeh212 denmi\u015ftir213.<\/p>\n

                  \n
                  1. M\u00fcjde:<\/strong> “Bak\u0131n size diyorum ki, her peygamber geldi\u011fi zaman, yaln\u0131zca bir kavme Allah’\u0131n rahmetinin i\u015faretini g\u00f6t\u00fcrm\u00fc\u015ft\u00fcr ve s\u00f6zleri de, g\u00f6nderildi\u011fi insanlar\u0131n \u00f6tesine uzanmam\u0131\u015ft\u0131r. Fakat Allah’\u0131n El\u00e7isi geldi\u011fi zaman, Allah ona, kudret ve rahmetinin sonuymu\u015f gibi verecek. O kadar ki, akidesini alacak olan b\u00fct\u00fcn d\u00fcnya kavimlerine rahmet ve sel\u00e2met g\u00f6t\u00fcrecektir. Dinsizler \u00fczerine g\u00fc\u00e7 ile gidecek ve puta tap\u0131c\u0131l\u0131\u011f\u0131 ezecek; o kadar ki, \u015eeytan’\u0131 kahredecektir; \u00e7\u00fcnk\u00fc Allah, \u0130brahim’e b\u00f6yle va’detmi\u015ftir: ‘Dikkat et, senin soyunla yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn b\u00fct\u00fcn kabilelerini kutsayaca\u011f\u0131m ve sen ey \u0130brahim, nas\u0131l putlar\u0131 par\u00e7a par\u00e7a etmi\u015fsen, senin soyun da b\u00f6yle yapacakt\u0131r.’ Sonra \u015f\u00f6yle soruldu: ‘Ey muallim, bu va’d kime verilmi\u015ftir? S\u00f6yle bize; \u00e7\u00fcnk\u00fc yahudiler \u0130shak’a verilmi\u015ftir, diyorlar; \u0130smail\u00eeler de \u0130smail’e.’ \u0130sa cevap verdi: ‘Davud kimin soyundand\u0131?’ Onlar dediler ki: ‘\u0130shak’\u0131n.’ Sonra \u0130sa dedi: ‘\u00d6yleyse Allah’\u0131n El\u00e7isi geldi\u011fi zaman hangi soydan olacakt\u0131r?’ Havariler cevap verdiler: ‘Davud’un soyundan.’ Bunun \u00fczerine \u0130sa dedi: ‘Siz, kendinizi kand\u0131r\u0131yorsunuz; \u00e7\u00fcnk\u00fc Davud, \u015f\u00f6yle s\u00f6yleyerek ona ‘efendi’ der: Allah efendime, ben d\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131 senin ayak taburen yap\u0131ncaya kadar sa\u011f yan\u0131mda otur, dedi. E\u011fer sizin Mesih dedi\u011finiz Allah’\u0131n El\u00e7isi, Davud’un o\u011flu (veya torunu) ise, Davud ona nas\u0131l ‘efendim’ der? Bana inan\u0131n; size s\u00f6yl\u00fcyorum ki va’d, \u0130smail’e yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r, \u0130shak’a de\u011fil.’ Bunun \u00fczerine havariler, Musa’n\u0131n kitab\u0131nda va’din \u0130shak’a yap\u0131lm\u0131\u015f oldu\u011funun yaz\u0131l\u0131 oldu\u011funu s\u00f6ylediler. Hz. \u0130sa dedi ki: ‘\u00d6yledir; ama onu Musa yazmad\u0131, Yu\u015fa da yazmad\u0131; onu, Allah’tan korkmayan hahamlar\u0131n\u0131z yazd\u0131. Allah \u0130brahim’e, ilk do\u011fan \u00e7ocu\u011fun \u0130smail’i al ve da\u011fa \u00e7\u0131k\u0131p onu kurban et, buyurdu. E\u011fer \u0130shak do\u011fdu\u011fu zaman \u0130smail yedi ya\u015f\u0131nda idiyse, \u0130shak nas\u0131l ilk do\u011fan olur? Bu nedenle size diyorum ki, Allah’\u0131n El\u00e7isi, Allah’\u0131n yaratt\u0131\u011f\u0131 hemen her\u015feye mutluluk getirecek olan bir nurdur; \u00e7\u00fcnk\u00fc o, anlay\u0131\u015f ve m\u00fc\u015favere ruhuyla, hikmet ve kudret ruhuyla, korku ve sevgi ruhuyla, ak\u0131l ve itidal ruhuyla donat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Ey onun d\u00fcnyaya gelece\u011fi kutlu zaman! \u0130nan\u0131n bana, onun ruhunu g\u00f6renlere peygamberlik verildi\u011finden, her peygamber gibi ben de onu g\u00f6rd\u00fcm ve ona sayg\u0131 g\u00f6sterdim. Onu g\u00f6r\u00fcnce, ruhum teselli ile doldu ve dedim: Ey Muhammed! Allah seninle olsun ve beni, ayakkab\u0131lar\u0131n\u0131n ba\u011flar\u0131n\u0131 \u00e7\u00f6zecek de\u011ferde k\u0131ls\u0131n. Buna ermekle ben de b\u00fcy\u00fck bir peygamber ve Allah’\u0131n kutsal bir kulu olaca\u011f\u0131m.”214<\/li>\n<\/ol>\n

                     “Allah’\u0131n va’di, Kud\u00fcs’te S\u00fcleyman Mabedi’nde yap\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r; ba\u015fka yerde de\u011fil. Ama inan bana, bir g\u00fcn gelecek ve Allah rahmetini, bir ba\u015fka \u015fehre g\u00f6nderecek ve her yerde O’na ger\u00e7ekten ibadet etmek m\u00fcmk\u00fcn olacakt\u0131r. Ve Allah, her yerde ger\u00e7ek ibadeti rahmetiyle kabul edecektir. Ben, ku\u015fkusuz \u0130srail ailesine bir kurtulu\u015f peygamberi olarak g\u00f6nderilmi\u015f bulunuyorum; fakat benden sonra Allah’\u0131n b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya g\u00f6nderdi\u011fi Mesih gelecek. Allah, d\u00fcnyay\u0131 onun i\u00e7in yaratm\u0131\u015ft\u0131r. O zaman, b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyada Allah’a ibadet edilecek ve rahmete erilecektir.”215<\/p>\n

                     \n
                     1. M\u00fcjde:<\/strong> “Bir k\u00e2hin Hz. \u0130sa’dan, Mesih’in nas\u0131l gelece\u011fini anlatmas\u0131n\u0131 istedi. O da \u015f\u00f6yle cevap verdi: ‘Ruhumun huzurunda durdu\u011fu Allah sa\u011f ve diridir ki O, babam\u0131z \u0130brahim’e, senin soyundan yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn b\u00fct\u00fcn kabilelerini kutsayaca\u011f\u0131m, diye va’detmi\u015fse de ben, yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn b\u00fct\u00fcn kabilelerinin bekledi\u011fi Mesih de\u011filim. Fakat Allah, beni d\u00fcnyadan \u00e7ekip al\u0131nca \u015eeytan, dinsizleri, benim Allah ve Allah’\u0131n o\u011flu oldu\u011fuma inand\u0131racak, bu l\u00e2netli fitneyi yeniden \u00e7\u0131karacak. Bu \u015fekilde, s\u00f6zlerim ve akidem \u00f6ylesine tahrif edilecek ki, ortada otuz m\u00fc’min ya kalacak, ya kalmayacak. Bunun \u00fczerine Allah, d\u00fcnyaya ac\u0131yacak ve her\u015feyi kendisi i\u00e7in yaratt\u0131\u011f\u0131 El\u00e7i’sini g\u00f6nderecek. O, g\u00fcneyden kuvvetle gelecek ve puta tap\u0131c\u0131larla birlikte putlar\u0131 yok edecek. \u015eeytan’dan, insanlar \u00fczerindeki egemenli\u011fini alacak. Yan\u0131nda, kendisine inanacak olanlar\u0131n kurtulu\u015fu i\u00e7in Allah’\u0131n merhametini getirecektir. Onun s\u00f6zlerine inanacak olanlara ne mutlu!'”216<\/li>\n<\/ol>\n

                        “S\u00f6zlerinizden teselli bulmuyorum; \u00e7\u00fcnk\u00fc sizin \u0131\u015f\u0131k umdu\u011funuz yere, karanl\u0131k gelecektir. Fakat tesellim, hakk\u0131mdaki her b\u00e2t\u0131l d\u00fc\u015f\u00fcnceyi yok edecek ve dini b\u00fct\u00fcn d\u00fcnyaya yay\u0131p, d\u00fcnyay\u0131 kontrol\u00fcne alacak olan El\u00e7i’nin gelmesindedir; \u00e7\u00fcnk\u00fc Allah, babam\u0131z \u0130brahim’e b\u00f6yle va’detmi\u015ftir. Ve bana teselli veren, onun dininin sona ermeyecek ve Allah taraf\u0131ndan korunacak olmas\u0131d\u0131r.”217 Hz. \u0130sa’n\u0131n bu s\u00f6zlerinin sonu, \u015fu \u00e2yetle kar\u015f\u0131la\u015ft\u0131r\u0131labilir: “Muhakkak ki Zikr’i biz indirdik ve onu koruyacak olan da biziz.”(Hicr 15\/9)<\/p>\n

                        “Bir k\u00e2hin Hz. \u0130sa’ya sordu: ‘Mesih’e ne ad verilecek ve hangi i\u015faretler onun geli\u015fini ortaya koyacakt\u0131r?’ Hz. \u0130sa cevap verdi: ‘Mesih’in ad\u0131 hayranl\u0131k uyand\u0131r\u0131r; \u00e7\u00fcnk\u00fc Allah, ruhunu yarat\u0131p da g\u00f6ksel bir nur i\u00e7ine koydu\u011fu zaman, ona bu ad\u0131 kendisi vermi\u015ftir. Allah dedi: Bekle Muhammed; \u00e7\u00fcnk\u00fc senin u\u011fruna cenneti, d\u00fcnyay\u0131 ve y\u0131\u011f\u0131nlarca varl\u0131\u011f\u0131 yarataca\u011f\u0131m. \u0130\u00e7lerinden, seni bir el\u00e7i yapaca\u011f\u0131m; \u00f6yle ki, kim seni kutsarsa kutsanacak; kim seni l\u00e2netlerse l\u00e2netlenecektir. Seni d\u00fcnyaya g\u00f6nderece\u011fim zaman, kurtulu\u015fa el\u00e7im olarak g\u00f6nderece\u011fim ve senin s\u00f6z\u00fcn ger\u00e7ek olacak; o kadar ki, g\u00f6k ve yer d\u00fc\u015fecek, fakat senin dinin d\u00fc\u015fmeyecek. Muhammed onun kutlu ad\u0131d\u0131r.’ O zaman kalabal\u0131k seslerini y\u00fckselterek dediler ki: ‘Ey Allah, bize el\u00e7ini g\u00f6nder; ey Muhammed, d\u00fcnyan\u0131n kurtulu\u015fu i\u00e7in \u00e7abuk gel!'”218<\/p>\n

                        \n
                        1. M\u00fcjde:<\/strong> “Bir yaz\u0131c\u0131 dedi ki: ‘Allah’\u0131n kullar\u0131 ve peygamberleri olan Musa ve Yu\u015fa’n\u0131n eliyle yaz\u0131lm\u0131\u015f eski bir kitap g\u00f6rd\u00fcm. Bu kitap, Musa’n\u0131n ger\u00e7ek kitab\u0131d\u0131r. \u0130\u00e7inde, \u0130smail’in, Mesih’in babas\u0131; \u0130shak’\u0131n da, Mesih’in habercisinin babas\u0131 oldu\u011fu yaz\u0131l\u0131d\u0131r. Ve kitap \u015f\u00f6yle der: Musa dedi: ‘Kad\u00eer ve Rah\u00eem olan \u0130smail’in Allah’\u0131 Rabb! Azametinin nurunu kuluna g\u00f6ster.’ Bunun \u00fczerine Allah ona, El\u00e7i’sini, \u0130smail’in kuca\u011f\u0131nda g\u00f6sterdi ve \u0130smail de \u0130brahim’in kuca\u011f\u0131ndayd\u0131. \u0130smail’in yan\u0131nda \u0130shak duruyordu; kuca\u011f\u0131nda bir \u00e7ocuk vard\u0131; parma\u011f\u0131yla, Allah’\u0131n El\u00e7isi’ni g\u00f6sterip diyordu: ‘Bu, Allah’\u0131n b\u00fct\u00fcn her\u015feyi kendisi i\u00e7in yaratt\u0131\u011f\u0131 ki\u015fidir.’ Yaz\u0131c\u0131 bundan sonra dedi ki: ‘Bu kitab\u0131n tamam\u0131n\u0131 okuyamad\u0131m; \u00e7\u00fcnk\u00fc ben kitapl\u0131\u011f\u0131mda iken ba\u015fk\u00e2hin, onu bir \u0130smail\u00eenin yazm\u0131\u015f oldu\u011funu s\u00f6yleyerek, beni menetti.'”219<\/li>\n<\/ol>\n

                           “Ba\u015fk\u00e2hin \u0130sa’ya dedi ki: ‘\u0130brahim’in bu o\u011flu kimdi?’ \u0130sa cevap verdi: ‘Senin \u015fan\u0131n\u0131n ate\u015fi ey Allah, beni tutu\u015fturuyor ve konu\u015fmadan edemiyorum. Bak\u0131n, s\u00f6yl\u00fcyorum: \u0130brahim’in o\u011flu \u0130smail’di. Ondan, kendisiyle yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn b\u00fct\u00fcn kabilelerinin kutsanaca\u011f\u0131, \u0130brahim’e va’dedilen Mesih gelecektir.’ Bunu duyan ba\u015fk\u00e2hin k\u0131zd\u0131 ve ba\u011f\u0131rd\u0131: ‘\u015eu dinsiz herifi gelin ta\u015flayal\u0131m; \u00e7\u00fcnk\u00fc o bir \u0130smail\u00eedir. Hz. Musa’ya, Allah’\u0131n kanununa k\u00fcfretmi\u015ftir.’ Bunun \u00fczerine b\u00fct\u00fcn yaz\u0131c\u0131lar ve Feris\u00eeler, halk\u0131n \u00f6nde gelenleriyle birlikte Hz. \u0130sa’y\u0131 ta\u015flamak i\u00e7in ta\u015f kapt\u0131lar. Hz. \u0130sa g\u00f6zlerden kaybolup mabetten \u00e7\u0131kt\u0131.”220<\/p>\n

                           “Hz. \u0130sa \u015f\u00f6yle du\u00e2 etti: ‘Nimetinden, kavmim \u0130srail i\u00e7in gerekli olan her\u015feyi sa\u011flayan Rab Allah! D\u00fcnyay\u0131 kendisi i\u00e7in yaratt\u0131\u011f\u0131n El\u00e7i’nle kutsamay\u0131 va’detti\u011fin yery\u00fcz\u00fcn\u00fcn b\u00fct\u00fcn kabilelerini unutma. D\u00fcnyaya merhamet et ve El\u00e7i’ni bir an evvel g\u00f6nder ki, d\u00fc\u015fman\u0131n olan \u015eeytan, saltanat\u0131n\u0131 yitirsin.'”221<\/p>\n

                           Barnabas \u0130ncili’nde ge\u00e7en b\u00fct\u00fcn bu ifadeler, Hz. \u0130sa’n\u0131n, kendinden sonra, b\u00fct\u00fcn insanlara rehber olacak bir peygamberi, Hz. Muhammed (sav)’i m\u00fcjdeledi\u011fini g\u00f6stermektedir222.<\/p>\n

                           Sonu\u00e7<\/strong><\/p>\n

                           Hz. Peygamber’le ilgili bu kadar m\u00fcjde, bu kadar haber varken, Ehl-i Kitab’\u0131n onun hak bir peygamber oldu\u011funu kabul etmemeleri, inatlar\u0131ndan ve kendilerine indirilen ger\u00e7ekleri ink\u00e2r etmelerinden kaynaklanmaktad\u0131r. Hz. Peygamber’in Hindu kutsal kitaplar\u0131ndaki isimleri, ‘Narashansah (\u00d6v\u00fclen ki\u015fi)’, ‘Astvishyata (\u00d6v\u00fclecek ki\u015fi)’ veya a\u00e7\u0131k\u00e7a ‘Muhammed’dir. Onun Zerd\u00fc\u015ft\u00ee kitaplardaki ismi, ‘Soi\u015fyant (\u00c2lemlere rahmet)’t\u0131r. Budist kutsal kitaplar\u0131ndaki isimleri de, ‘Metteya’ ve ‘Maitreya’d\u0131r. O, Ahd-i Atik’te, ‘\u015eilo (Allah’\u0131n Ras\u00fbl\u00fc)’, ‘Barna\u015fa (\u0130nsano\u011flu)’ ve ‘Himda (Ahmed)’ diye adland\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. Onun Ahd-i Cedit’teki isimleri, ‘Periqlytos (Ahmed)’, ‘\u0130nsano\u011flu’ ve ‘O Peygamber’dir. Hritiyanlar\u0131n kabul etmedi\u011fi Barnabas \u0130ncili’nde ise onunla ilgili m\u00fcjdeler daha b\u00e2rizdir; bu kitapta o, bizzat ismiyle m\u00fcjdelenmi\u015ftir. G\u00f6r\u00fcld\u00fc\u011f\u00fc gibi, onunla ilgili haberler, olduk\u00e7a a\u00e7\u0131kt\u0131r. Bu kadar bariz bir ger\u00e7e\u011fi kabul etmemek, insaf dairesinin d\u0131\u015f\u0131nda kal\u0131r. Hz. Peygamber, tarih boyunca bir\u00e7ok peygamber taraf\u0131ndan m\u00fcjdelenmi\u015f, insanlar onun risaletini kabule haz\u0131rlanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n

                           Bibliyografya<\/strong><\/p>\n

                           Abdulb\u00e2k\u00ee, Muhammed Fuad, El-Mu’cemu’l-M\u00fcfehres Li Elf\u00e2zi’l-Kur’\u00e2ni’l-Ker\u00eem, \u00c7a\u011fr\u0131 Y., \u0130stanbul, 1990.<\/p>\n

                           Ahmed B. Hanbel (241\/855), M\u00fcsned, I-X, El-Mektebet\u00fc’l-\u0130sl\u00e2m\u00ee Ve D\u00e2ru Sadr, Beyrut, Trs.<\/p>\n

                           At\u00e2urrah\u00eem, Muhammed, Bir \u0130sl\u00e2m Peygamberi: Hz. \u0130sa, Terc: K\u00fcr\u015fat Demirci, \u0130nsan Y., \u0130stanbul, 1994.<\/p>\n

                           Aydemir, Abdullah, Tefsirde \u0130sr\u00e2iliyy\u00e2t, Beyan Y., \u0130stanbul, 1992.<\/p>\n

                           Ba\u011f\u00e7eci, Muhittin, \u00c2yet Ve Hadislerde Peygamberlik Ve Peygamberler, T\u00fcrdav Y., \u0130stanbul, 1977.<\/p>\n

                           Barnabas \u0130ncili, Terc: Mehmet Y\u0131ld\u0131z, \u00d6ns\u00f6z Ve Notlar: Ali \u00dcnal, K\u00fclt\u00fcr Bas\u0131n Yay\u0131n Birli\u011fi, Yrs., Trs.<\/p>\n

                           Bucaille, Maurice, M\u00fcsbet \u0130lim Y\u00f6n\u00fcnden Tevrat, \u0130nciller Ve Kur’an, Terc: Mehmet Ali S\u00f6nmez, Diyanet \u0130\u015fleri Ba\u015fk. Y., \u0130stanbul, 1987.<\/p>\n

                           El-Buh\u00e2r\u00ee, Eb\u00fb Abdillah Muhammed B. \u0130smail B. \u0130brahim (256\/870), El-C\u00e2miu’s-Sah\u00eeh, \u015eerh Ve Tahkik: E\u015f-\u015eeyh K\u00e2s\u0131m E\u015f-\u015eemm\u00e2\u00ee Er-Rif\u00e2\u00ee, D\u00e2ru’l-Erkam, I-Ix, Beyrut, Trs.<\/p>\n

                           Challaye, Felicien, Dinler Tarihi, Terc: S\u00e2mih Tiryakio\u011flu, Varl\u0131k Y., \u0130stanbul, 1960.<\/p>\n

                           El-Cisr, H\u00fcseyin, Ris\u00e2le-\u0130 Ham\u00eediyye, Terc: Manast\u0131rl\u0131 \u0130smail Hakk\u0131, Sadele\u015ftiren: Ahmet G\u00fcl, Bahar Y., \u0130stanbul, 1973.<\/p>\n

                           Davud, Abdulahad (1930), Tevrat Ve \u0130ncil’e G\u00f6re Hz. Muhammed, Terc: Nusret \u00c7am, Nil Y., \u0130zmir, 1992.<\/p>\n

                           ……………, \u0130ncil Ve Sal\u00eeb, Ne\u015fre Haz: Kudret B\u00fcy\u00fckco\u015fkun, \u0130nk\u0131lab Y., \u0130stanbul, 1999.<\/p>\n

                           Eliade, Mircea-Couliano, Ioan P., Dinler Tarihi S\u00f6zl\u00fc\u011f\u00fc, Terc: Ali Erba\u015f, \u0130nsan Y., \u0130stanbul, 1997.<\/p>\n

                           Elmal\u0131l\u0131, Muhammed Hamdi Yaz\u0131r (1942), Hak Dini Kur’an Dili, I-X, Eser Ne\u015fr., \u0130stanbul, (I-Ix) 1971, (X) 1982.<\/p>\n

                           Esed, Muhammed (1992), Kur’an Mesaj\u0131 (Meal-Tefsir), Terc: Cahit Koytak-Ahmet Ert\u00fcrk, \u0130\u015faret Y., \u0130stanbul, 1997.<\/p>\n

                           Garaudy, Roger, 20. Y\u00fczy\u0131l Biyografisi, Terc: Ahmet Zeki \u00dcnal, Fecr Y., Ankara, 1998.<\/p>\n

                           G\u00fclen, M. Fethullah, Sonsuz Nur, I-I\u0131, Feza Y., \u0130stanbul, 1994.<\/p>\n

                           Hamidullah, Muhammed, \u0130sl\u00e2m Peygamberi, I-I\u0131, Terc: Salih Tu\u011f, \u0130rfan Y., \u0130stanbul, 1993.<\/p>\n

                           ………………………, El-Ves\u00e2iku’s-Siy\u00e2siyye, Terc: Vecdi Aky\u00fcz, Kitabevi Y., \u0130stanbul, 1997.<\/p>\n

                           ………………………, Ras\u00fblullah Muhammed, Terc: Salih Tu\u011f, \u0130rfan Y., \u0130stanbul, 1992.<\/p>\n

                           ………………………, \u0130sl\u00e2m’\u0131n Do\u011fu\u015fu, Terc: Murat \u00c7iftkaya, Beyan Y., \u0130stanbul, 1997.<\/p>\n

                           Harman, \u00d6mer Faruk, “F\u00e2ran”, Dia, X\u0131\u0131, \u0130stanbul.<\/p>\n

                           El-Hind\u00ee, Rahmetullah, \u0130zh\u00e2ru’l-Hakk Terc\u00fcmesi, Terc: \u00d6mer Fehmi Efendi-N\u00fczhet Efendi, S\u00f6nmez Y., \u0130stanbul, 1972.<\/p>\n

                           \u0130bn \u00c2\u015f\u00fbr Et-Tahr\u00eer Ve’t-Tenv\u00eer, I-Xxx, Tunus, 1984.<\/p>\n

                           \u0130bn Hi\u015f\u00e2m (218\/833), Es-S\u00eerat\u00fc’n-Nebeviyye, I-Iv, Tahkik: Heyet, D\u00e2ru’l-Hayr, Riyad, 1992.<\/p>\n

                           \u0130bn \u0130sh\u00e2k (151\/768), Siyer, Yay\u0131na Haz\u0131rlayan: M. Hamidullah, Terc. Sezai \u00d6zel, Akabe Y., \u0130stanbul, 1991.<\/p>\n

                           \u0130bn Kes\u00eer, El-H\u00e2f\u0131z Ebu’l-Fid\u00e2 \u0130smail (774\/1372), Tefs\u00eeru’l-Kur’\u00e2ni’l-Az\u00eem, I-Iv, Mektebet\u00fc’l-Men\u00e2r, \u00dcrd\u00fcn, 1990.<\/p>\n

                           Kahraman, Ahmet, Mukayeseli Dinler Tarihi, Kahraman Y., \u0130stanbul, 1993.<\/p>\n

                           Kit\u00e2b-I Mukaddes (Eski Ve Yeni Ahid), Kit\u00e2b-I Mukaddes \u015eirketi, \u0130stanbul, 1995.<\/p>\n

                           Mevd\u00fbd\u00ee, Ebu’l-Al\u00e2 (1979), Tefh\u00eemu’l-Kur’\u00e2n, I-V\u0131\u0131, Terc: Heyet, \u0130nsan Y., \u0130stanbul, 1996.<\/p>\n

                           Nasr, Seyyid H\u00fcseyin, \u0130sl\u00e2m; \u0130dealler Ve Ger\u00e7ekler, Terc: Ahmet \u00d6zel, \u0130stanbul, \u0130z Y., 1996.<\/p>\n

                           Rousseau, Herve, Dinler Tarihi, Terc: Sinan Kocap\u0131nar, Geli\u015fim Y., \u0130stanbul, 1974.<\/p>\n

                           Es-S\u00e2b\u00fbn\u00ee, Muhammed Ali, Safvet\u00fc’t-Tef\u00e2s\u00eer, I-I\u0131\u0131, Dersa\u00e2det Y., \u0130stanbul, Trs.<\/p>\n

                           \u015eeriati, Ali, Dinler Tarihi, I-I\u0131, Terc: Abdullah \u015eahin-Abd\u00fclhamit \u00d6zer, Yedi Gece Kitaplar\u0131, \u0130stanbul, (I. C.) 1990, (I\u0131. C.) 1992.<\/p>\n

                           T\u00fcmer, G\u00fcnay-K\u00fc\u00e7\u00fck, Abdurrahman, Dinler Tarihi, Ocak Y., Ankara, 1993.<\/p>\n

                           T\u00fcmer, G\u00fcnay, “Brahmanizm”, Dia, V\u0131, \u0130stanbul.<\/p>\n

                           ………….., “Budizm”, Dia, V\u0131, \u0130stanbul.<\/p>\n

                           Ulut\u00fcrk, Veli, Kur’an’da Ehl-\u0130 Kitap, \u0130nsan Y., \u0130stanbul, 1996.<\/p>\n

                           Vidyarthi, A. H.-U. Ali, Do\u011fu Kutsal Metinlerinde Hz. Muhammed, Terc: Kemal Karata\u015f, \u0130nsan Y., \u0130stanbul, 1997.<\/p>\n

                           Celil K\u0130RAZ<\/p>\n

                           Uluda\u011f \u00dcniversitesi \u0130lahiyat Fak\u00fcltesi Dergisi Say\u0131: 10, Cilt: 10, 2001<\/p>\n

                           Ar\u015f. G\u00f6r., Uluda\u011f \u00dcniversitesi \u0130lahiyat Fak\u00fcltesi Tefsir Anabilim Dal\u0131.<\/p>\n

                           \n
                           1. T\u00fcmer, age, s. 256.<\/li>\n
                           2. T\u00fcmer, age, s. 257.<\/li>\n
                           3. Yuhanna 14:16.<\/li>\n
                           4. Yuhanna 16:7-13.<\/li>\n
                           5. Davud, age, s.270.<\/li>\n
                           6. Davud, age, s.270.<\/li>\n
                           7. Bkz: Saff 61\/6.<\/li>\n
                           8. \u0130bn Hi\u015fam, es-S\u00eerat\u00fc’n-Nebeviyye, Riyad, 1413\/1992, I, 187-188.<\/li>\n
                           9. Davud, age, s.287.<\/li>\n
                           10. Davud, age, s.288.<\/li>\n
                           11. Davud, age, s.288-289.<\/li>\n
                           12. el-Cisr, age, s.57.<\/li>\n
                           13. Bucaille, Maurice, M\u00fcsbet \u0130lim Y\u00f6n\u00fcnden Tevrat, \u0130nciller ve Kur’an, Terc: Mehmet Ali S\u00f6nmez, \u0130stanbul, 1987, s.176.<\/li>\n
                           14. Davud, age, s.291; ayr\u0131ca bkz: el-Hind\u00ee, age, s.677; el-Cisr, age, s.60.<\/li>\n
                           15. Davud, age, s.289.<\/li>\n
                           16. Matta 4:17.<\/li>\n
                           17. Matta 6:9-10.<\/li>\n
                           18. Luka 9:2.<\/li>\n
                           19. Ulut\u00fcrk, age, s.106.<\/li>\n
                           20. Ulut\u00fcrk, age, s.108.<\/li>\n
                           21. el-Hind\u00ee, age, s.669-670.<\/li>\n
                           22. Matta 21:43.<\/li>\n
                           23. el-Cisr, age, s.88.<\/li>\n
                           24. Ulut\u00fcrk, age, s.108.<\/li>\n
                           25. Matta 21:42.<\/li>\n
                           26. Bkz: Matta 21:33-43.<\/li>\n
                           27. Ulut\u00fcrk, age, s.113.<\/li>\n
                           28. Bkz: Matta 20:1-16.<\/li>\n
                           29. Buh\u00e2r\u00ee, Fed\u00e2il\u00fc’l-Kur’an, 17.<\/li>\n
                           30. Buh\u00e2r\u00ee, Enbiy\u00e2, 55.<\/li>\n
                           31. Ulut\u00fcrk, age, s.114.<\/li>\n
                           32. Matta 13:31-32; Markos 4:26-32.<\/li>\n
                           33. Bkz: Mevd\u00fbd\u00ee, Tefh\u00eem\u00fc’l-Kur’\u00e2n, Terc: Heyet, \u0130stanbul, 1996, V, 428-429; Hamidullah, \u0130sl\u00e2m Peygamberi, I, 576.<\/li>\n
                           34. Davud, \u0130ncil ve Sal\u00eeb, Ne\u015fre Haz: Kudret B\u00fcy\u00fckco\u015fkun, \u0130stanbul, 1999, s.96-97; Ulut\u00fcrk, age, s.111.<\/li>\n
                           35. \u0130\u015faya 40:3.<\/li>\n
                           36. Bkz: Yuhanna 1:19-27; Matta 3:11.<\/li>\n
                           37. Davud, Tevrat ve \u0130ncil’e G\u00f6re Hz. Muhammed, s.208.<\/li>\n
                           38. Davud, age, s.234; Ulut\u00fcrk, age, s.104.<\/li>\n
                           39. Yuhanna 6:27-29.<\/li>\n
                           40. Yuhanna 14:30.<\/li>\n
                           41. Davud, age, s.314.<\/li>\n
                           42. Ulut\u00fcrk, age, s.106.<\/li>\n
                           43. Yahuda’n\u0131n Mektubu 14-15.<\/li>\n
                           44. Hamidullah, Ras\u00fblullah Muhammed, s.51.<\/li>\n
                           45. el-Hind\u00ee, age, s.669; Ulut\u00fcrk, age, s.118.<\/li>\n
                           46. Davud, \u0130ncil ve Sal\u00eeb, s.41.<\/li>\n
                           47. Davud, age, s.185.<\/li>\n
                           48. Davud, age, s.41.<\/li>\n
                           49. Davud, Tevrat ve \u0130ncil’e G\u00f6re Hz. Muhammed, s.197.<\/li>\n
                           50. At\u00e2urrah\u00eem, Muhammed, Bir \u0130sl\u00e2m Peygamberi: Hz. \u0130sa, Terc: K\u00fcr\u015fat Demirci, \u0130stanbul, 1994, s.46-47.<\/li>\n
                           51. At\u00e2urrah\u00eem, age, s.48.<\/li>\n
                           52. At\u00e2urrah\u00eem, age, s.49.<\/li>\n
                           53. Mevd\u00fbd\u00ee, age, VI, 276-277.<\/li>\n
                           54. Mevd\u00fbd\u00ee, age, VI, 277.<\/li>\n
                           55. Ulut\u00fcrk, age, s.118.<\/li>\n
                           56. Barnabas \u0130ncili, Terc: Mehmet Y\u0131ld\u0131z, \u00d6ns\u00f6z ve Notlar: Ali \u00dcnal, yrs., trs., s.110-111.<\/li>\n
                           57. Barnabas \u0130., s.115.<\/li>\n
                           58. Barnabas \u0130., s.118-119.<\/li>\n
                           59. Barnabas \u0130., s.115-116.<\/li>\n
                           60. \u00d6rnek olarak bkz: \u00c2l\u00fc \u0130mran 3\/45.<\/li>\n
                           61. Bkz: Barnabas \u0130ncili, s.116’da Ali \u00dcnal’\u0131n dipnotu.<\/li>\n
                           62. Bkz: Barnabas \u0130., s.118-122.<\/li>\n
                           63. Barnabas \u0130., s.174-175.<\/li>\n
                           64. Barnabas \u0130., s.194-195.<\/li>\n
                           65. Barnabas \u0130., s.195.<\/li>\n
                           66. Barnabas \u0130., s.196.<\/li>\n
                           67. Barnabas \u0130., s.326.<\/li>\n
                           68. Barnabas \u0130., s.346.<\/li>\n
                           69. Barnabas \u0130., s.351.<\/li>\n
                           70. Ulut\u00fcrk, age, s.119-120.<\/li>\n<\/ol>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

                               Ahd-\u0130 Cedit’teki M\u00fcjdeler Ahd-i Cedit (Yeni Ahid), H\u0131ristiyanlar\u0131n Kit\u00e2b-\u0131 Mukaddes’inin, \u0130nciller’i de i\u00e7ine alan b\u00f6l\u00fcm\u00fcd\u00fcr153. Ahd-i Cedit, d\u00f6rt \u0130ncil’den, yirmibir mektup’tan, Rasullerin \u0130\u015fleri ve Vahiy b\u00f6l\u00fcmlerinden olu\u015fur; toplam yirmiyedi b\u00f6l\u00fcmd\u00fcr154. D\u00f6rt \u0130ncil, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adl\u0131 ki\u015filerin yazd\u0131\u011f\u0131 \u0130nciller’dir. \u0130ncil, Hz. \u0130sa’ya indirilmi\u015ftir. Bu k\u0131sa bilgiden sonra, Ahd-i Atik’te bulunan m\u00fcjdelere ge\u00e7ebiliriz: M\u00fcjde: …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":2452,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,6],"tags":[615,607,610,613,611,103,614,608,606,609,612],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2474"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=2474"}],"version-history":[{"count":3,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2474\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":2481,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2474\/revisions\/2481"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/2452"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=2474"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=2474"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=2474"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}