Bu has, bu emsalsiz bir \u015feydi. \u0130sl\u00e2m olmadan olacak \u015fey de\u011fildi. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu nefsini feda etmekti, \u00e7\u00fcnk\u00fc bu bir \u00f6m\u00fcr bir ek\u015fi ayran\u0131 ummak kadar olsun murat ta\u015f\u0131mamakt\u0131. Bu lezzeti, hazz\u0131, aya\u011f\u0131n\u0131 basacak, ba\u015f\u0131n\u0131 koyacak yeri unutmakt\u0131.<\/p>\n
Evet, ba\u015fkalar\u0131n\u0131n da davalar\u0131 oldu. Fakat hi\u00e7birinin, d\u00fcnya kendilerine g\u00fcl\u00fcyorken, lezzeti, hazz\u0131, rahat\u0131, zevki, e\u011flencesi, mans\u0131b\u0131, serveti, yetkisi eksilmedi. Zaten haz i\u00e7in ya\u015fayan ve kavgas\u0131 d\u00fcnya i\u00e7in olan insanlardan o t\u00fcrl\u00fc \u015feyler de beklenemezdi.<\/p>\n
\u00dcstad\u0131m\u0131z, tam fedaili\u011fi tarif ederken \u201cNur\u2019un erk\u00e2nlar\u0131\u201d<\/strong> dedi\u011fi a\u011fabeylerimizi misal veriyor, \u201cher hissini maksad\u0131na feda etmeyi\u201d<\/strong> anlat\u0131yordu. Onun fedak\u00e2rl\u0131k ufku buydu. Her hissini feda etmek. Lezzetini, menfaatini, benli\u011fini, gururunu, l\u00e2z\u0131m olsa hakl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131. Her hissini.<\/p>\n Bu, kaderini davas\u0131na ba\u011flamakt\u0131; bu, hayat\u0131n\u0131 davas\u0131 i\u00e7in ya\u015famak ve vakfetmekti. Bir \u00f6m\u00fcr ayn\u0131 dikkat ve teyakkuzla kalmakt\u0131. Bu \u015fekilde ya\u015famak ve olmak ise \u00e7ok zordu.<\/p>\n Makam hissini feda etti<\/strong><\/p>\n \u00c7oklar\u0131n\u0131n makam i\u00e7in ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 d\u00fcnyada, o makam\u0131 da makam sevgisini de bir kenara itti, g\u00f6nl\u00fcnde \u00f6yle bir arzuya zerre kadar yer vermedi.<\/p>\n Ona \u015eeyh S\u00fcn\u00fbs\u00ee\u2019nin yerine \u015eark vil\u00e2yetleri umum vaizli\u011fi<\/strong> teklif edildi. Dilerse ayn\u0131 zamanda milletvekili<\/strong> de olabilirdi.<\/p>\n Reddetti. \u0130tibarl\u0131, yetkili olmay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmedi. Bu teklif ba\u015fkas\u0131na yap\u0131lsa belki de \u015feytan sa\u011fdan yakla\u015fabilir, \u201cSen insanlar\u0131 ir\u015fat i\u00e7in f\u0131rsat ar\u0131yordun. \u0130\u015fte ruhsatl\u0131, izinli ir\u015fat… Bu vazifeyi kabul eder, diledi\u011fin gibi anlatabilirsin.\u201d diyebilir, tuza\u011fa d\u00fc\u015f\u00fcrebilirdi. \u00c7\u00fcnk\u00fc ona bu teklif, diledi\u011fi gibi anlats\u0131n diye de\u011fil, tesiri k\u0131r\u0131ls\u0131n diye yap\u0131l\u0131yordu. Ondaki beklentisizli\u011fe bir par\u00e7a da olsa g\u00f6lge bula\u015ft\u0131r\u0131lacakt\u0131. Konu\u015fturanlar, bir g\u00fcn dilediklerini de konu\u015fturmaya \u00e7al\u0131\u015facak, verdiklerinin kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 isteyecek, ondan dinin ruhunu incitecek fetvalar ve tav\u0131rlar talep edeceklerdi.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z, o teklifi reddederken ba\u015f\u0131na a\u00e7\u0131lacak gaileleri biliyordu. O g\u00fcnden sonra, kar\u015f\u0131s\u0131nda yetkililerin h\u00fcrmetle, tazimle durdu\u011fu Nur adam\u2019a kar\u015f\u0131 onlara dalkavukluk yapmay\u0131 vazife ve paye sananlar bile tahakk\u00fcm edecek, bask\u0131da bulunacakt\u0131. O g\u00fcnden sonra en ufak memur, \u201c\u015f\u00f6yle yapma, b\u00f6yle yap, oturma, aya\u011fa kalk!\u201d diyecekti. Nitekim \u00f6yle de oldu, hem defalarca.<\/p>\n Mesel\u00e2 bir memur, hastal\u0131\u011f\u0131na ve yetmi\u015f be\u015f ya\u015f\u0131na ald\u0131rmadan, Afyon Mahkemesi\u2019nin kap\u0131s\u0131nda beklerken bu nuran\u00ee adam\u0131n oturmas\u0131na m\u00fcsaade etmeyecek, \u201cAyakta beklesin!\u201d diyecekti. En yetkililerin, en ufak tavr\u0131na tahamm\u00fcl edemeyen, dinlemeyen ve cevap veren adam, tahriklere kap\u0131lmayacak, kap\u0131lmamay\u0131 \u00f6\u011fretecek, aya\u011fa kalkacak, katlanacakt\u0131. Bunlar\u0131 ve o g\u00fcnden sonra ba\u015f\u0131na gelebilecek \u015feyleri bilerek, makam\u0131, yetkiyi reddetti.<\/p>\n Z\u00fcbeyir A\u011fabey ile Sungur A\u011fabey<\/strong> de o nam\u00fcsait \u015fartlarda i\u015f ba\u015fa d\u00fc\u015ft\u00fc deyip, memuriyeti terk etmi\u015f, \u00dcstadlar\u0131n\u0131n yan\u0131na, hizmete ko\u015fmu\u015flard\u0131. Halbuki o d\u00f6nemde, yani Milli \u015eef d\u00f6neminde devlet memuru olmak, do\u011fu bloku \u00fclkelerindeki gibi, devlet olmak demekti. Ekonomik olarak da d\u00fcnyev\u00ee itibar olarak da \u201celit\u201d<\/strong> olmakt\u0131. Fakat o kahraman fedailerin, Kur\u2019\u00e2n sahipsizken \u015fah\u0131slar\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnecek, madd\u00ee m\u00e2nev\u00ee makam arayacak h\u00e2lleri yoktu.<\/p>\n Tabiidir ki bir memlekette herkes makam\u0131 terk edemezdi. \u00dcstad\u0131m\u0131z maksatl\u0131 verilen makam\u0131 reddetmi\u015f, di\u011fer iki a\u011fabe-yimiz de ona yard\u0131mc\u0131l\u0131k yapmay\u0131 makamlara tercih etmi\u015flerdi. Elbette makam sahibiyken de insan dinini ya\u015famal\u0131, hizmet etmeliydi.<\/p>\n Makamlar\u0131n\u0131 kaybetmek endi\u015fesiyle dinden ellerini gev\u015feten, din\u00ee hizmetlerden uzak durmaya \u00e7al\u0131\u015fanlara model olarak Cenab-\u0131 Hak yine bir Nur talebesini se\u00e7mi\u015f, bu mevzuda g\u00fczel \u00f6rnek olma bahtiyarl\u0131\u011f\u0131n\u0131 Hulusi A\u011fabeyimize<\/strong> bah\u015fetmi\u015fti. O da devlet memuruydu, askerdi, albayd\u0131. Bunlar\u0131n hi\u00e7 birisi, insan\u0131n dinini ya\u015famas\u0131na, dinine hizmet etmesine m\u00e2ni de\u011fildi. A\u011fabeyimiz, bunu ya\u015fant\u0131s\u0131yla g\u00f6sterdi. Bulundu\u011fu her yerde sohbet halkalar\u0131 kurdu. \u00dcstad\u0131n\u0131 tan\u0131tt\u0131, iman hakikatlerini anlatt\u0131. \u00d6yle oldu\u011fu i\u00e7in, \u201csaff-\u0131 evvel\u201d<\/strong>deydi. \u00d6yle oldu\u011fu i\u00e7in, Hazreti Ali Efendimiz\u2019in ve Abd\u00fclkadir-i Geyl\u00e2n\u00ee Hazretleri\u2019nin ihbar\u0131na, i\u015faretine mazhard\u0131. \u00d6yle oldu\u011fu i\u00e7in, \u201cKur\u2019\u00e2n hizmeti\u00acnin 800 ve 1300 sene evvelinden g\u00f6r\u00fcnen\u201d \u015f\u00e2hikalar\u0131ndand\u0131.<\/p>\n Sadece madd\u00ee de\u011fil, m\u00e2nev\u00ee makamlara talip olmak arzusunu da a\u015fm\u0131\u015flard\u0131. Z\u00fcbeyir A\u011fabeyimiz, \u201cDershanede ders yapmakla, tuvalet temizlemek aras\u0131nda, hizmet noktas\u0131nda bir fark yoktur.\u201d diyor, diyebiliyordu.<\/p>\n Makam sevdas\u0131, \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n da talebelerinin de aya\u011f\u0131na ba\u011f, yoluna engel olamad\u0131.<\/p>\n Menfaatini d\u00fc\u015f\u00fcnmedi<\/strong><\/p>\n Menfaatperestlerin d\u00fcnyas\u0131nda, menfaati reddetmek inan\u0131lmaz bir h\u00e2ldi. Fakat o, \u00f6n\u00fcne konulan y\u0131\u011f\u0131n y\u0131\u011f\u0131n alt\u0131nlara d\u00f6n\u00fcp bakmad\u0131\u011f\u0131 gibi, bir hediye olsun kabul etmedi.<\/p>\n Erek Da\u011f\u0131\u2019ndayken K\u00f6r H\u00fcseyin Pa\u015fa,<\/strong> \u00f6n\u00fcne bir y\u0131\u011f\u0131n alt\u0131n koymu\u015f, s\u00fcrg\u00fcne g\u00f6nderilirken zenginler yolunu kesip ihtiyac\u0131 olur diye keseler dolusu alt\u0131n teklif etmi\u015flerdi. \u201c\u0130htiyac\u0131m yok!\u201d dedi, almad\u0131. Zira, o fedak\u00e2rl\u0131k zirvesinin hat\u0131r i\u00e7in dahi olsa en ufak bir \u015fey almas\u0131na m\u00e2nen izin \u00e7\u0131kmam\u0131\u015ft\u0131. Ba\u015fkas\u0131n\u0131n bir \u015feyini yese ya hasta oluyor, ya a\u011fz\u0131na at\u0131nca bo\u011faz\u0131ndan ge\u00e7miyor, yutam\u0131yordu<\/strong>. Karde\u015finin getirdi\u011fi \u00e7orbay\u0131 bile ancak paras\u0131n\u0131 verip i\u00e7ebiliyordu. Bunu nasihatindeki tesir k\u0131r\u0131lmas\u0131n diye yap\u0131yordu. Samimiyetin tesiri hi\u00e7bir \u015feye feda edilemezdi. Menfaatini d\u00fc\u015f\u00fcnseydi, d\u00fcnyev\u00ee bir \u015fey hat\u0131r\u0131na, insanlar\u0131n ebed\u00ee kazanc\u0131na zarar vermi\u015f, cam\u0131 elmasa tercih etmi\u015f olacakt\u0131. Halk\u0131n bak\u0131\u015f\u0131 bulanacak, itimatlar\u0131 darbe alacakt\u0131. Bu k\u00f6t\u00fcl\u00fckt\u00fc ve bu k\u00f6t\u00fcl\u00fc\u011f\u00fc ne kendisine ve ne de ba\u015fkalar\u0131na yapabilirdi. Halk i\u00e7in, m\u00fcr\u015fidin h\u00e2li hakikate h\u00fcccet, kalplerine takviyeydi.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n vazifesi farkl\u0131 oldu\u011fu gibi, \u00f6l\u00e7\u00fcleri de farkl\u0131yd\u0131. Hususiyle, menfaatin putla\u015ft\u0131\u011f\u0131 bir \u00e7a\u011fda ona ayr\u0131 bir ufuk g\u00f6sterilmi\u015f, d\u00fcnyay\u0131 de\u011fil, \u00e2hireti bile maksat yapmaktan men edilmi\u015fti. Bu garip durumu kendisi bile hayretle anlat\u0131yor:<\/p>\n \u201cBu der\u00fbn\u00ee hisler ve ilhamlar beni hayretler i\u00e7inde b\u0131rak\u0131-yordu. Salih amellerle herkesin ho\u015fland\u0131\u011f\u0131 m\u00e2nev\u00ee makamlar\u0131 ve \u00e2hiret saadetini kazanmak, bu yola y\u00f6nelmek, me\u015fru bir hak oldu\u011fu h\u00e2lde ben ruhen ve kalben men ediliyordum.\u201d<\/strong> diyordu. Halbuki insanlar i\u015flerini m\u00e2nev\u00ee kazan\u00e7 i\u00e7in yapmaya te\u015fvik edilmekteydi.<\/p>\n Sanki ondan, \u00f6z evl\u00e2d\u0131n sadakati gibi bir sadakat istenmi\u015f, \u201cSiz de sevap i\u00e7in yap\u0131yorsunuz, o da menfaat\u201d diyeceklere daha o g\u00fcnden verilecek cevap haz\u0131rlanm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n Yak\u0131n bir tarihte bir i\u015f adam\u0131, d\u00fcnyan\u0131n d\u00f6rt bir taraf\u0131nda imana ve Kur\u2019\u00e2n\u2019a hizmet eden karde\u015flerimizi kastederek:<\/p>\n \u201cSizin de menfaatiniz var?\u201d demi\u015fti.<\/p>\n Kastetti\u011fi o insanlar beceriksiz insanlar de\u011fildi. Hemen hepsi \u00fcniversite mezunuydu. Mai\u015fet i\u00e7in onca fedak\u00e2rl\u0131\u011f\u0131 g\u00f6ze almalar\u0131na gerek yoktu, belki de hemen her yerde o kadar\u0131n\u0131 kazanabilirlerdi.<\/p>\n Muhatab\u0131, anlamas\u0131na ra\u011fmen, kastetti\u011fi menfaatin ne oldu\u011funu sordu.<\/p>\n \u201cSevap kazan\u0131yorsunuz.\u201d<\/p>\n \u201cSiz kom\u015funun \u00e7ocu\u011funu tarif ediyorsunuz. \u00d6z evl\u00e2t \u00f6yle d\u00fc\u015f\u00fcnmez!\u201d<\/p>\n \u201cNas\u0131l yani?\u201d<\/p>\n \u201cKom\u015funun \u00e7ocu\u011fu, mahalledeki Hatice teyzeyi, pasta, b\u00f6rek veriyor diye sever. Ama Hatice teyzenin o\u011flu, \u201cO benim annem!\u201d der, \u00f6yle sever. \u201cPasta verse de, vermese de annem!\u201d<\/p>\n \u201cKarde\u015flerimiz de \u2018O bizim Allah\u2019\u0131m\u0131z!\u2019 diyor, sadece O\u2019nun bilinmesini ve O\u2019na sayg\u0131s\u0131zl\u0131k yap\u0131lmamas\u0131n\u0131 istiyorlar. Ba\u015fka bir gayeleri yok!\u201d<\/p>\n Elbette Sonsuz Kerem Sahibi, fazl\u0131ndan onlar\u0131 mahrum b\u0131rakacak, onlar da O\u2019nun ihsan\u0131na m\u00fcsta\u011fni kalacak de\u011fildi. Fakat as\u0131l gaye hep O\u2019nun ho\u015fnutlu\u011fu ve y\u00fcce ad\u0131 olmu\u015ftu, bunun i\u00e7in ya\u015f\u0131yorlard\u0131.<\/p>\n \u0130\u015f adam\u0131 anlad\u0131. G\u00f6zlerinin i\u00e7i g\u00fcl\u00fcyordu.<\/p>\n \u00dcstad\u2019\u0131n anla\u015f\u0131lmas\u0131 g\u00fc\u00e7 o meselden kast\u0131 belki de b\u00f6yle bir \u015feydi. Fakat kat\u2019i olan bir \u015fey varsa, o da milyonlarca insan\u0131n, hayatlar\u0131n\u0131n gayesini bu \u00f6l\u00e7\u00fcde a\u015fk\u0131n ve duru tutmay\u0131 \u00dcstad\u2019dan \u00f6\u011frendi\u011fiydi.<\/p>\n Servetleri elinin tersiyle itti<\/strong><\/p>\n \u0130nsanlar paray\u0131 put h\u00e2line getirmi\u015flerdi. Onun i\u00e7in her \u015fey yap\u0131l\u0131r, her \u015feye katlan\u0131l\u0131r san\u0131yorlard\u0131. Oyuna dald\u0131klar\u0131n\u0131n, ta\u015fa cevher ad\u0131n\u0131 takt\u0131klar\u0131n\u0131n fark\u0131nda bile de\u011fillerdi. B\u00fcy\u00fck fedai, servetleri elinin tersiyle itiyor, yap\u0131lan her t\u00fcrl\u00fc teklifi reddediyordu.<\/p>\n \u015eark Umum Vaizli\u011fi\u2019ni kabul etseydi, ayl\u0131k \u00fc\u00e7 y\u00fcz lira maa\u015f<\/strong> alacakt\u0131. Bu mebla\u011f, iyi dereceli bir devlet memurunun ald\u0131\u011f\u0131n\u0131n on kat\u0131ndan fazla<\/strong> idi. So\u011fuk k\u0131\u015f g\u00fcnlerinde, bir k\u00fc\u00e7\u00fck k\u00fcrekle ate\u015fe k\u00f6m\u00fcr atmak kadar k\u00fc\u00e7\u00fck bir masraf\u0131 hesap etmeyi ve iktisatla ya\u015famay\u0131 tercih ediyor, onca maa\u015fa d\u00f6n\u00fcp bakmaya bile tenezz\u00fcl etmiyordu.<\/p>\n O g\u00fcn reddetti\u011fi gibi, Emirda\u011f\u2019\u0131na s\u00fcrg\u00fcn g\u00f6nderildi\u011finde de reddetti. \u0130lk teklifin \u00fczerinden yirmi y\u0131ldan fazla zaman ge\u00e7mi\u015fti. Bu s\u00fcre i\u00e7erisinde yokluklarla ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131. Y\u0131pranm\u0131\u015f olmal\u0131yd\u0131. Yeni bir teklif yap\u0131ld\u0131, bir kez daha denendi. Hay\u0131r, umduklar\u0131 olmad\u0131. D\u00f6rt y\u00fcz liral\u0131k harc\u0131rah<\/strong> teklifini reddederken bir lahza d\u00fc\u015f\u00fcnmedi. Parayla, pulla yolundan d\u00f6nmeyecekti.<\/p>\n Bunu reddetmek de o kadar kolay bir \u015fey de\u011fildi. \u00c7\u00fcnk\u00fc para getirecek bir i\u015fi de, herkesinki gibi a\u015f\u0131 da yoktu. Dar\u00fc\u2019l- Hikmet\u2019ten ald\u0131\u011f\u0131 maa\u015f\u0131 muhafaza ediyor, onunla hayat\u0131n\u0131 devam ettirmeye \u00e7al\u0131\u015f\u0131yor, madd\u00ee fedak\u00e2rl\u0131k gerekti\u011finde de hemen gerekeni yap\u0131yordu. G\u00fcnl\u00fck masraf\u0131n\u0131 kuru\u015flarla ifade edilecek kadar az tutmas\u0131na ra\u011fmen, Mu\u2019cizatl\u0131 Kur\u2019\u00e2n-\u0131 Ker\u00eem\u2019in bas\u0131lmas\u0131 i\u00e7in o alt\u0131nlardan ay\u0131rd\u0131\u011f\u0131 bir miktar\u0131 a\u011fabeylere vermi\u015f, bu vesileyle Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n \u00e2hirette kendisine \u015fefaat\u00e7i olmas\u0131n\u0131 ummu\u015ftu.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n bu samimiyet ve fedak\u00e2rl\u0131\u011f\u0131 kalplere aksetti\u011fi i\u00e7in Nur\u2019un el yazmas\u0131 n\u00fcshalar\u0131 alt\u0131 y\u00fcz bin adede ula\u015f\u0131yordu. Alt\u0131nba\u015fak soyad\u0131n\u0131, \u0130sparta\u2019daki tarlalar\u0131ndan \u00f6t\u00fcr\u00fc alan H\u00fcsrev A\u011fabeyimiz, onunla tan\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 g\u00fcn\u00fcn hemen akabinde servetinin b\u00fcy\u00fck bir k\u0131sm\u0131n\u0131 sat\u0131yor, iman hizmetinde kullan\u0131yordu. G\u00f6nl\u00fcndeki dava ve fedak\u00e2rl\u0131k ate\u015finin ta\u015fmas\u0131na bir defa g\u00f6r\u00fc\u015fmek yetmi\u015fti. \u00d6yle olmasa idi, o imk\u00e2ns\u0131zl\u0131klar i\u00e7erisinde, k\u00e2\u011f\u0131t, kalem, m\u00fcrekkep, a\u015f, mek\u00e2n, malzeme, yol paras\u0131 nereden bulunacakt\u0131.<\/p>\n Tahiri A\u011fabey de Nurlar\u2019\u0131n matbaada bas\u0131m\u0131 i\u00e7in gerekli paray\u0131, k\u00f6y\u00fcndeki tarlalar\u0131n\u0131 satarak tedarik etmi\u015f, vazifesini yapman\u0131n ve \u00dcstad\u0131n\u0131n g\u00f6nl\u00fcn\u00fc \u015fad etmenin sevincini ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n Z\u00fcbeyir A\u011fabey, Afyon H\u00e2disesi\u2019nden \u00f6t\u00fcr\u00fc memuriyetten uzakla\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f, mahk\u00fbmiyet temyiz mahkemesince bozulunca biriken iki bu\u00e7uk y\u0131ll\u0131k maa\u015f\u0131n\u0131n tamam\u0131n\u0131, kuru\u015funa dahi dokunmadan, hizmet i\u00e7in \u00dcstad\u0131na g\u00f6ndermi\u015fti. \u00c7\u00fcnk\u00fc ondan almay\u0131 de\u011fil, vermeyi \u00f6\u011freniyorlard\u0131.<\/p>\n Kahraman a\u011fabeyimiz, \u00dcstad\u0131n\u0131 tan\u0131d\u0131ktan sonra zaten maa\u015f\u0131n\u0131n tamam\u0131n\u0131 hizmetlerde kullan\u0131r olmu\u015ftu.<\/p>\n Lezzetleri terk etti<\/strong><\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z, o kadar az yiyordu ki, Ceylan A\u011fabey, bir g\u00fcn \u201cSizin yedi\u011finizle Z\u00fcbeyir A\u011fabey\u2019in yedi\u011fi benim di\u015fimin kovu\u011funa bile gitmez.\u201d<\/strong> demi\u015fti. Hem \u00e7ok sade yiyor, hem \u00e7ok az yiyordu.<\/p>\n Bir ekme\u011fi on be\u015f g\u00fcnde bitiriyordu<\/strong>. Afyon hapsindeyken, g\u00fcn boyu yedi\u011fi sadece bir tas \u015fehriye \u00e7orbas\u0131yd\u0131. Genellikle \u015fehriye veya pirin\u00e7 \u00e7orbas\u0131, f\u0131nd\u0131k kadar tereya\u011f\u0131, yo\u011furt ve yumurta yerdi. A\u011fabeylerimiz yan\u0131nda kalmaya ba\u015flad\u0131ktan sonra, iki haftada bir koyun eti de ald\u0131rd\u0131\u011f\u0131 olmu\u015ftu.<\/p>\n Abdullah Ye\u011fin A\u011fabey\u2019i dinleyelim: \u201cHer g\u00fcn veya g\u00fcn a\u015f\u0131r\u0131 yo\u011furt ald\u0131r\u0131rd\u0131. Topraktan bir \u00e7anak yirmi be\u015f kuru\u015fayd\u0131. A\u011fz\u0131 \u00f6rt\u00fcl\u00fc gelmezse ondan yemiyordu. Hem ekmekten bir avucu ile ne kadar koparabilirse o kadar yerdi. Bazen onu da yiyemiyordu. Ekmek f\u0131r\u0131ndan ve kapal\u0131 yerden al\u0131n\u0131rd\u0131. A\u00e7\u0131ktaki ekmekten ald\u0131rmaz ve ondan yemezdi. Bir bez torba i\u00e7inde \u00e7ar\u015f\u0131dan gelir ve daima kapal\u0131 kal\u0131rd\u0131. Yeme\u011fi yaln\u0131z ba\u015f\u0131na yerdi. Yemek yerken g\u00f6rsek, yeme\u011finin belki yar\u0131s\u0131n\u0131 bize veriyordu.\u201d<\/p>\n O da, talebeleri de yemek i\u00e7in ya\u015fam\u0131yor, lezzet hislerini ayaklar\u0131 alt\u0131na al\u0131yorlard\u0131. Z\u00fcbeyir A\u011fabey\u2019in ifadesiyle, bedenlerini hizmet i\u00e7in besliyorlard\u0131.<\/p>\n \u00c7ocukluk arkada\u015f\u0131 Mehdi Hal\u0131c\u0131, Ak\u015fehir\u2019de \u00e7al\u0131\u015f\u0131yorken, Z\u00fcbeyir A\u011fabeyimizi ziyarete gitmi\u015fti. \u00d6\u011fle yeme\u011fini birlikte yediler. Sofrada sadece kuru ekmek par\u00e7alar\u0131 vard\u0131. \u0130zzetle, \u201cBuyurun!\u201d diye arkada\u015f\u0131n\u0131 davet etmi\u015fti. Mehdi Bey, o \u201cBuyurun!\u201d s\u00f6z\u00fcn\u00fc hi\u00e7 unutamad\u0131. Ekmekleri yedikten sonra ellerini kald\u0131rm\u0131\u015f, \u201cEy bizi nimetleri ile perverde eden Sultan\u0131m\u0131z!\u201d diye dua etmi\u015f, \u201cMehdi karde\u015f! Cenab-\u0131 Hak, ne nimetler veriyor, de\u011fil mi? \u015e\u00fckretmesini bilmemiz gerekir.\u201d demi\u015fti.<\/p>\n Bir g\u00fcn Barla\u2019da, Z\u00fcbeyir, Bayram ve Ceylan A\u011fabey her zamanki gibi y\u0131ld\u0131z \u015fehriyeden yapt\u0131klar\u0131 \u00e7orbay\u0131 i\u00e7iyor, \u201ckimin ka\u015f\u0131\u011f\u0131na \u015fehriye tanesi gelecek\u201d diye \u015fakala\u015f\u0131yorlard\u0131. Z\u00fcbeyir A\u011fabeyin ka\u015f\u0131\u011f\u0131na bir \u015fehriye denk d\u00fc\u015fm\u00fc\u015ft\u00fc. \u201cOoo, sen \u015fansl\u0131s\u0131n.\u201d diye g\u00fclerlerken \u00dcstad\u0131m\u0131z \u00e7\u0131kageldi. Seslerini i\u015fitmi\u015fti.<\/p>\n \u201cNe bu? Siz obur olmu\u015fsunuz, koca bir tencereyi yiyorsunuz. B\u00f6yle giderse ben size bakamayaca\u011f\u0131m.\u201d diye onlara latife yapm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n Hemen Ceylan A\u011fabey, ka\u015f\u0131\u011f\u0131n\u0131 tencereye dald\u0131r\u0131p, yava\u015f yava\u015f bo\u015faltt\u0131. \u201cBak \u00dcstad\u0131m, bak! G\u00f6r\u00fcyorsun ki yedi\u011fimiz bir su!\u201d diyordu. \u00dcstad Hazretleri h\u00e2llerine tebess\u00fcm etmi\u015fti.<\/p>\n Urfa\u2019da Abdullah Ye\u011fin, Z\u00fcbeyir G\u00fcnd\u00fczalp ve H\u00fcsn\u00fc Bayram a\u011fabeyler hapse at\u0131lm\u0131\u015flard\u0131. Mahpuslar, onlara \u201cGe\u00e7mi\u015f olsun.\u201d deyince, \u201cBize ge\u00e7mi\u015f olsun demeyin; bizi tebrik edin. Biz buraya iman i\u00e7in, \u0130sl\u00e2miyet i\u00e7in ve Kur\u2019\u00e2n i\u00e7in girdik.\u201d demi\u015flerdi. Hapishanedeki yakla\u015f\u0131k d\u00f6rt y\u00fcz ki\u015fiden, akl\u00ee dengesi yerinde olmayan birka\u00e7 ki\u015fi hari\u00e7 hemen tamam\u0131 namaza ba\u015flam\u0131\u015f, bunu duyan savc\u0131 onlara h\u00fccre cezas\u0131 vermi\u015fti. Urfa halk\u0131, dehliz gibi karanl\u0131k, rutubetli, kanalizasyon kokusunun yay\u0131ld\u0131\u011f\u0131 h\u00fccreden sa\u011f \u00e7\u0131kamazlar diye endi\u015fe ediyor, iyi beslenmeleri i\u00e7in s\u00fcrekli kebap ve k\u00fcnefe g\u00f6nderiyordu. Onlar da hepsini te\u015fekk\u00fcr ve dua ile kar\u015f\u0131l\u0131yor, yemeden gardiyanlara veriyorlard\u0131.<\/p>\n Nur talebelerinin ger\u00e7ek bir dervi\u015f gibi nefislerine pay bi\u00e7memek hayat tarzlar\u0131yd\u0131. Belki de nefislerin putla\u015ft\u0131\u011f\u0131, gemsiz hevesat\u0131n ya\u015fand\u0131\u011f\u0131 \u00e7a\u011fda kendilerini ancak nefislerine yan \u00e7\u0131kmamakla koruyabiliyorlard\u0131.<\/p>\n Bir Nur dershanesinde, kab\u0131n i\u00e7ine iki avu\u00e7 \u015feker at\u0131p, \u00fcst\u00fcn\u00fc de su ile doldurduktan sonra yemek \u00e2det olmu\u015ftu. Ad\u0131n\u0131 da \u00f6rdek \u00e7orbas\u0131 koymu\u015flard\u0131. Bir g\u00fcn birisi, \u201c\u00d6rdek \u00e7orbas\u0131, \u00f6rdek \u00e7orbas\u0131… Yeter art\u0131k! Dizlerimde fer kalmad\u0131!\u201d diye sitem etti. \u201cGidip kendimize 250 gram k\u0131yma al\u0131p bir \u00e7orba yapal\u0131m. Kendimize bir ziyafet \u00e7ekelim.\u201d diyordu. Art\u0131k o d\u00f6nemde ziyafet \u00f6l\u00e7\u00fcleri bu h\u00e2le gelmi\u015fti.<\/p>\n \u00dcstad\u2019\u0131n vefat\u0131ndan sonrayd\u0131, altm\u0131\u015fl\u0131 y\u0131llar\u0131n sonlar\u0131yd\u0131. Mazhar \u0130yid\u00f6ner ile Said Gezegen, Z\u00fcbeyir A\u011fabey\u2019i \u0130stanbul\u2019da kald\u0131\u011f\u0131 evde ziyaret ettikten sonra \u00e7\u0131km\u0131\u015f, bir m\u00fcddet sonra lokantaya girmi\u015flerdi. Z\u00fcbeyir A\u011fabey de i\u00e7erdeydi. \u00d6n\u00fcnde ise az bir pilav ve 50 gram kadar yo\u011furt vard\u0131. Onlar\u0131 g\u00f6r\u00fcnce kalk\u0131p mecbur ve mahcup yanlar\u0131na geldi. \u201cKarde\u015flerim, beni mazur g\u00f6r\u00fcn! Sizi misafir edecek durumda de\u011filim, bu benim \u00fc\u00e7 g\u00fcnl\u00fck tayinat\u0131md\u0131r (yiyece\u011fimdir).\u201d dedi.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z seneler evvel onun bu durumunu anlatm\u0131\u015f, memurluk yaparken ayn\u0131 zamanda da alt\u0131 adet \u015firkete ortak olup ticaret yapan Z\u00fcbeyir A\u011fabey i\u00e7in, \u201cYedi y\u00fcz liray\u0131 b\u0131rak\u0131p geldi, benim yan\u0131mda otuz kuru\u015f tayinata raz\u0131 oldu.\u201d demi\u015fti.<\/strong><\/p>\n Evi, yuvas\u0131, k\u00f6\u015fk\u00fc olmad\u0131<\/strong><\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131za, \u015eark umum vaizli\u011fi ile birlikte bir adet de k\u00f6\u015fk teklif edilmi\u015f, o bunu da reddetmi\u015fti. Halbuki inan\u0131lmaz bir hayat\u0131 vard\u0131. Misafirhane olan d\u00fcnyada tam bir misafir gibi ya\u015f\u0131yordu. Ba\u015f\u0131n\u0131 hangi g\u00fcn, nerede yast\u0131\u011fa koyaca\u011f\u0131 belli de\u011fildi. Herkesin s\u0131\u011f\u0131nacak bir k\u00f6\u015fesi varken o b\u00f6yle bir hayat\u0131 tercih etmi\u015fti. \u00c2hiret yurdunu, as\u0131l kal\u0131nacak diyar\u0131 i\u015faret edebilmek, y\u00fczleri ona \u00e7evirebilmek ve vazifesini hakk\u0131yla yapabilmek i\u00e7in b\u00f6yle ola\u011fan\u00fcst\u00fc fedak\u00e2rl\u0131klara katlan\u0131yordu. Emirda\u011f\u2019a geldi\u011finde bu teklif de tekrarland\u0131. \u0130stesin yeterdi. Hemen dayal\u0131 d\u00f6\u015feli, \u00f6zel bir ev in\u015fa edilecekti.<\/p>\n Cami k\u00f6\u015felerinde, misafirhanelerde, otel odalar\u0131nda, kiral\u0131k evlerde ya\u015fayan adam yine erimedi, istikametini asla de\u011fi\u015ftirmedi. O bu yola, sefil bir d\u00fcnyada \u015fahs\u0131na haneler kurmak, misafirhanede hane yapmak i\u00e7in de\u011fil, karde\u015flerine Cennet\u2019te saraylar haz\u0131rlamak i\u00e7in \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131. Bu teklif, o y\u00fcce hedef kar\u015f\u0131s\u0131nda \u00e7ok k\u00fc\u00e7\u00fck kal\u0131yordu.<\/p>\n Bu yolu tercih etmek, \u00e7ok b\u00fcy\u00fck s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131 g\u00f6ze almak, \u00e7e\u015fitli me\u015fakkatlere katlanmak demekti. Hususiyle \u00f6ylesine hassas ve nezih bir ruhun buna tahamm\u00fcl edip kabullenmesi, muhakkak ki s\u0131radan insanlardan \u00e7ok daha b\u00fcy\u00fck ve \u00f6zel bir fedak\u00e2rl\u0131kt\u0131.<\/p>\n Hayat\u0131, bir y\u00fcz\u00fc h\u00fcz\u00fcn ve hicran, bir y\u00fcz\u00fc fedak\u00e2rl\u0131k olan kesitlerle doluydu. Mesel\u00e2, 16 Haziran 1944\u2019te Denizli hapsinden beraat edip, tahliye edilmi\u015fti. Beraat eden Nur talebelerinden ayr\u0131 kalm\u0131\u015ft\u0131. Denizli \u015eehir Oteli\u2019nde bir bu\u00e7uk ay tek ba\u015f\u0131na g\u00f6z hapsinde beklemek zorunda b\u0131rak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131. Kaderin h\u00fckm\u00fcne boyun e\u011fip, bekledi.<\/p>\n Nihayet beklenen emir Ankara\u2019dan geldi. Yeni s\u00fcrg\u00fcn yeri Afyon\u2019un Emirda\u011f il\u00e7esiydi. Bir komiser nezaretinde, iki g\u00fcnl\u00fck bir seyahatten sonra Afyon\u2019a ula\u015ft\u0131. Afyon\u2019da da bir otelde, on, on be\u015f g\u00fcn bekletildi. Daha sonra iki jandarma e\u015fli\u011finde Emirda\u011f\u2019a g\u00f6t\u00fcr\u00fcld\u00fc.<\/p>\n Orada da otelin yolunu tuttu. Alt\u0131nda kahvehane olan bu oteldeki g\u00fcr\u00fclt\u00fcden rahats\u0131z olunca, Hasan \u00c7al\u0131\u015fkan\u2019\u0131n tuttu\u011fu eve ta\u015f\u0131nd\u0131. Yine kirac\u0131yd\u0131.<\/p>\n \u00d6m\u00fcr boyu sadece zaruri ihtiyac\u0131na yetecek kadar e\u015fyas\u0131 oldu. Kald\u0131\u011f\u0131 evler, ah\u015fap, eski evlerdi. D\u00fcnya y\u00fck\u00fcn\u00fc bir elinde ta\u015f\u0131yabilen adam\u0131n odas\u0131na giren \u015fa\u015f\u0131r\u0131yordu. Mustafa Ramazano\u011flu g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc bu manzaray\u0131 \u015f\u00f6yle anlatm\u0131\u015ft\u0131: \u201cD\u00fcnyaperestlerin, hal\u0131larla, koltuklarla m\u00fczeyyen tantanal\u0131 odas\u0131 gibi bir oda de\u011fildi. D\u00fcnyaya ve d\u00fcnya saltanat\u0131na hi\u00e7 ehemmiyet vermeyen, d\u00fcnyas\u0131n\u0131 \u00e2hiretine mezraa yapan, yaln\u0131z \u00e2hiretini d\u00fc\u015f\u00fcnen, oras\u0131 i\u00e7in \u00e7al\u0131\u015fan m\u00fcsta\u011fni bir z\u00e2t\u0131n odas\u0131yd\u0131. Bu odada taban hal\u0131s\u0131 gibi bir zinet e\u015fyas\u0131 yoktu. Karyolas\u0131nda, karyola \u00f6rt\u00fcs\u00fc ve karyola ete\u011fi gibi \u015feyler de yoktu. Sadece karyolada bir yatak vard\u0131. Odaya girdi\u011fimde hemen \u00dcstad\u2019\u0131n elini \u00f6pt\u00fcm. G\u00f6z\u00fcm oturacak bir koltuk veya sandalye arad\u0131. Ne gezer? Karyolan\u0131n ba\u015f ucunda yere serilmi\u015f bir minder vard\u0131.\u201d<\/p>\n Ali \u00c7akmak ise ziyaretinde, bunlara il\u00e2ve olarak sadece bir \u00e7ift takunya ile le\u011fen ve ibrik g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fc. Zaman zaman bir has\u0131r\u0131 ve rahlesi de olmu\u015ftu.<\/p>\n Bir\u00e7o\u011fu da emanetti. Emirda\u011f\u2019dan ayr\u0131ld\u0131ktan sonra Ceylan A\u011fabey\u2019e yazd\u0131\u011f\u0131 mektupta emanetleri say\u0131yor, \u00e7o\u011fu \u00c7al\u0131\u015fkanlar\u2019a ait olan emanetlerin sahiplerine iadesini istiyordu.<\/p>\n Giyimi de yeme\u011fi gibi fevkal\u00e2de sadeydi. Yedi senede giyimine sadece yedi banknot harcam\u0131\u015f, ald\u0131\u011f\u0131 eski bir paltoyu tam on sene giymi\u015fti.<\/p>\n Evlenmedi<\/strong><\/p>\n Etraf\u0131ndan talebeleri, u\u011fruna can\u0131n\u0131 feda edecek kadar sevenleri hi\u00e7 eksik olmad\u0131. M\u00e2nev\u00ee evl\u00e2tlar\u0131 vard\u0131. Fakat onun ne hususi bir d\u00fcnyas\u0131 ne de \u00f6z evl\u00e2d\u0131 oldu. Muhakkak ki o b\u00fcy\u00fck g\u00f6n\u00fcl, o temizlik ve nezaket abidesi, \u015fahs\u00ee i\u015flerini yaparken de yapt\u0131r\u0131rken de zorlan\u0131yordu. Fakat ahdetmi\u015f, meydan yerine Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131 hak etti\u011fi y\u00fcceli\u011fe oturtmak i\u00e7in \u00e7\u0131km\u0131\u015ft\u0131. Giydi\u011fi m\u00e2nev\u00ee \u00fcniformay\u0131 onun i\u00e7in \u00fczerinden hi\u00e7 \u00e7\u0131karmad\u0131, onun i\u00e7in hep g\u00f6rev ba\u015f\u0131nda gibi ya\u015fad\u0131.<\/p>\n Evlenmemesini yad\u0131rgayanlar\u0131 anlayam\u0131yor gibiydi. Ge\u00e7mi\u015fin b\u00fcy\u00fcklerinden, \u015fahs\u00ee kem\u00e2l\u00e2t i\u00e7in d\u00fcnyas\u0131n\u0131 terk edenleri herkes biliyordu ve bu takdirle yad ediliyordu. H\u00e2l b\u00f6yle iken, haric\u00ee ve dahili dinsizlerin h\u00fccumuna kar\u015f\u0131 koyabilmek, b\u00ee\u00e7arelerin dal\u00e2lete d\u00fc\u015fmelerini \u00f6nlemek ve ebed\u00ee saadetlerini kazanmalar\u0131na yard\u0131mc\u0131 olmak i\u00e7in f\u00e2ni d\u00fcnyay\u0131 terk etmek, \u201celbette s\u00fcnnet-i seniyyeye muhalefet de\u011fil, belki hakikat-i s\u00fcnnete mutabakatt\u0131.\u201d<\/strong> Sahabiler ve selefin b\u00fcy\u00fckleri, cidd\u00ee ve \u00e7etin g\u00fcnlerde, vazife ba\u015f\u0131ndayken \u015fahs\u00ee hayatlar\u0131n\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fc\u015fler miydi? S\u0131dd\u0131k-\u0131 Ekber, o vazife \u015fuuruyla ve \u015fefkatle, ba\u015fkalar\u0131na yer kalmamas\u0131 i\u00e7in \u201cCehennem\u2019i ben dolduray\u0131m.\u201d<\/strong> demiyor muydu? O ihl\u00e2s\u0131n zerresini kazanmak isteyen \u201cb\u00ee\u00e7are Said\u201d de \u201cb\u00fct\u00fcn \u00f6mr\u00fcnde tecerr\u00fcd\u00fc, isti\u011fnay\u0131 ihtiyar etmi\u015f\u201d, evlenmemi\u015fti. De\u011fil o, Bayram Y\u00fcksel A\u011fabeyle birlikte hizmet yolunda vefat eden Ali U\u00e7ar Beyefendiye bile, Mahmut Allahverdi A\u011fabey: \u201cEvlenmeyi d\u00fc\u015f\u00fcnm\u00fcyor musun?\u201d diye sormu\u015f, o, gayet safiyane, \u201cA\u011fabey, sen s\u00f6yledin, ben hat\u0131rlad\u0131m. Ben Cennet\u2019te hurileri bile istemiyorum, sen bana evlenmekten bahsediyorsun.\u201d<\/strong> demi\u015fti.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z da \u00f6yle buyurmu\u015f, \u201cK\u0131rk seneden beri gayet deh\u015fetli bir z\u0131nd\u0131ka h\u00fccumu kar\u015f\u0131s\u0131nda, her \u015feyini feda edecek hakik\u00ee fedak\u00e2rlar l\u00e2z\u0131m geldi\u011fi bir zamanda\u201d de\u011fil evlenmeye, on huri verilse bakmamaya mecbur oldu\u011funu anlatm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n Evlili\u011fin te\u015fvik edilmesine ve Nur talebelerinin de hemen tamam\u0131n\u0131n evli olmas\u0131na ra\u011fmen, o ola\u011fan\u00fcst\u00fc \u015fartlar, b\u00f6yle bir fedak\u00e2rl\u0131\u011f\u0131 gerektirmi\u015f, \u201cb\u00fct\u00fcn d\u00fcnya mal\u0131n\u0131 bir eliyle ta\u015f\u0131yabilecek olan\u201d \u00dcstad\u0131m\u0131z, \u00e2zam\u00ee bir takva ve fedak\u00e2rl\u0131kla ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131. Onun i\u00e7idir ki, Emirda\u011f Lahikas\u0131\u2019nda g\u00f6n\u00fcl rahatl\u0131\u011f\u0131yla:<\/p>\n \u201cBen madd\u00ee ve m\u00e2nev\u00ee her \u015feyimi feda ettim, her musibete katland\u0131m, her i\u015fkenceye sabrettim. Bu sayede hakikat-i imaniye her tarafa yay\u0131ld\u0131. Bu sayede Nur mekteb-i irfan\u0131n\u0131n y\u00fcz binlerce, belki de milyonlarca talebeleri yeti\u015fti.\u201d<\/strong> diyebiliyordu.<\/p>\n \u015eahs\u00ee onurunu de\u011fil, davas\u0131n\u0131n izzetini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcyordu<\/strong><\/p>\n \u0130mandan ve insaniyetten gelen izzet ile, Allah kar\u015f\u0131s\u0131ndaki k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fc idrak onda cem olmu\u015ftu. Fevkal\u00e2de m\u00fctevaz\u0131, fevkal\u00e2de vakurdu.<\/p>\n \u00c7ocuklu\u011fundan beri izzetini korumas\u0131na ra\u011fmen, dini, davas\u0131 bahis mevzuu oldu\u011funda, \u201cizzetim, onurum\u201d demiyor, her t\u00fcrl\u00fc tahakk\u00fcme katlan\u0131yordu. Evet, mesele dava oldu\u011funda as\u0131l onur, \u015fahs\u00ee onurunun derdinde olmamakt\u0131.<\/p>\n Emirda\u011f\u2019da bir ara camiye gitmesi bile engellenmi\u015fti. Onun eskiden en k\u00fc\u00e7\u00fck bir tahakk\u00fcme tahamm\u00fcl edemedi\u011fini bilenler, tahrik etmek maksad\u0131yla bunu yap\u0131yorlard\u0131. Komplo kuranlar, o bahane ile ba\u015fta Hazreti \u00dcstad olmak \u00fczere ilgili ilgisiz b\u00fct\u00fcn masumlar\u0131 cezaland\u0131racaklard\u0131.<\/p>\n \u00dcstad Hazretleri, maksatlar\u0131n\u0131 anlam\u0131\u015ft\u0131. Durumdan haberdar olan talebelerine yazd\u0131\u011f\u0131 mektupta \u201cHi\u00e7 ehemmiyeti yok, hi\u00e7 merak etmeyiniz.\u201d dedi. Nur\u2019un okunmas\u0131na ve yay\u0131lmas\u0131na zarar gelmemesi i\u00e7in her g\u00fcn bir ihanete u\u011frasa, azaba d\u00fc\u015fse, Allah\u2019a \u015f\u00fckredecek, ald\u0131rmayacakt\u0131.<\/p>\n Hizmet yolunda y\u00fcr\u00fcn\u00fcrken farkl\u0131 miza\u00e7lar aras\u0131nda zaman zaman ihtil\u00e2flar oluyordu. \u00dcstad\u0131m\u0131z hemen meseleye m\u00fcdahale ediyor, onlara kim olduklar\u0131n\u0131 hat\u0131rlat\u0131yordu.<\/p>\n Sadakatlerinin ve Nurlar\u2019a olan ba\u011fl\u0131l\u0131klar\u0131n\u0131n gere\u011fi olarak birbirleri i\u00e7in hayatlar\u0131n\u0131 feda etmekten \u00e7ekinmeyen bu insanlar, k\u00fc\u00e7\u00fck ve \u00f6nemsiz hislerini feda etmekle de m\u00fckellefti. \u00c7\u00fcnk\u00fc g\u00fcn, f\u00e2ni ve fena hislerin bahis mevzuu yap\u0131laca\u011f\u0131 g\u00fcn de\u011fildi.<\/p>\n Z\u00fcbeyir A\u011fabey, karde\u015fler aras\u0131nda bir meseleden \u00f6t\u00fcr\u00fc ihtil\u00e2f \u00e7\u0131k\u0131nca hastal\u0131klar\u0131na ald\u0131rmadan yollara d\u00fc\u015fm\u00fc\u015f, kendisine so\u011fuk bakanlar\u0131n bulundu\u011fu dershaneye gidip, \u201cDershane-i nuriyenizin e\u015fi\u011fini \u00f6pmeye geldim!\u201d demi\u015fti. \u0130\u015fte bu kadar melek gibi duruydular.<\/p>\n Zul\u00fcmlere, eziyetlere dayand\u0131<\/strong><\/p>\n Hulusi A\u011fabey bu durumu anlat\u0131rken: \u201c\u00dcstad\u2019a yap\u0131lan zul\u00fcmlere bizden bir cemaat bile tahamm\u00fcl edemez.\u201d <\/strong>demi\u015fti.<\/p>\n A\u011fabeyimiz tespitinde hakl\u0131yd\u0131. Zira ne \u00f6l\u00e7\u00fcde fedak\u00e2r olursa olsun, k\u0131rlara \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131nda arkas\u0131ndan kur\u015fun at\u0131lmas\u0131na, yetmi\u015fini a\u015fm\u0131\u015fken k\u0131yafetine, sar\u0131\u011f\u0131na ili\u015filip on iki kez karakol, savc\u0131l\u0131k ve mahkeme huzuruna \u00e7\u0131kar\u0131lmaya, evinin kap\u0131s\u0131nda s\u00fcrekli bir bek\u00e7inin bulunmas\u0131na, zaman zaman kap\u0131s\u0131n\u0131n d\u0131\u015ftan kilitlenip, anahtar\u0131n\u0131n al\u0131nmas\u0131na, bask\u0131nlara, evinin kap\u0131s\u0131n\u0131n k\u0131r\u0131lmas\u0131na, ziyaret\u00e7ilerle g\u00f6r\u00fc\u015fmesine ve camiye gitmesine engel olunmas\u0131na, halk\u0131n so\u011futulmas\u0131na ve aleyhte propagandaya, iftiralara, soka\u011fa \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131 andan itibaren ad\u0131m ad\u0131m takip edilmeye hangi fert tahamm\u00fcl edebilir, kim katlanabilirdi ki?<\/p>\n O nezih \u00dcstad\u0131m\u0131z b\u00fct\u00fcn bunlardan o kadar bunal\u0131yordu ki, hapishaneyi arzular, kabre girmeyi ister h\u00e2le geliyordu. Emirda\u011f\u2019\u0131 onun i\u00e7in tam bir \u201cesirda\u011f\u201d yapm\u0131\u015flard\u0131.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n \u015fahs\u0131na fiil\u00ee m\u00fcdahale yapamasalar da talebelerine zaman zaman i\u015fkence yap\u0131yor ve dayak at\u0131yorlard\u0131. Onlar, yine de her g\u00fcn ayn\u0131 i\u015fleri yapmaktan, \u00dcstad\u2019\u0131n hizmetine ko\u015fmaktan d\u00fbr olmuyorlard\u0131.<\/p>\n Z\u00fcbeyir A\u011fabey, bir g\u00fcn \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n hizmetini g\u00f6r\u00fcrken gardiyanlara yakalanm\u0131\u015ft\u0131. Onu hemen falakaya yat\u0131rm\u0131\u015flar, adamlar\u0131n her vuru\u015funda, ba\u015f\u0131na basanlar\u0131n y\u00fcz\u00fcne t\u00fck\u00fcr\u00fcr gibi, \u201cVur! Zalimler i\u00e7in ya\u015fas\u0131n Cehennem!\u201d<\/strong> diye ba\u011f\u0131rm\u0131\u015f, izzetini kurtarm\u0131\u015ft\u0131. Gardiyanlar, onu yorulana kadar d\u00f6vm\u00fc\u015flerdi. O g\u00fcn a\u011fabeyimiz ancak duvarlara tutunarak ko\u011fu\u015funa gidebilmi\u015fti.<\/p>\n Cehennem\u2019in deh\u015fetini o kadar a\u00e7\u0131k g\u00f6rm\u00fc\u015f, \u00f6yle hissetmi\u015flerdi ki, insanlar\u0131 o yang\u0131ndan kurtarmaya ko\u015farken sanki ac\u0131lar\u0131 hissetmez olmu\u015flard\u0131.<\/p>\n \u0130ntikam duygusu yoktu<\/strong><\/p>\n Davas\u0131 u\u011frunda hislerini o kadar ayaklar\u0131 alt\u0131na alm\u0131\u015ft\u0131 ki, en umulmaz anda bile \u015fefkatin gere\u011fini yap\u0131yordu.<\/p>\n Afyon hapsinde iken \u00dcstad\u2019\u0131 zehirlediklerinde Sungur A\u011fabey\u2019e, \u201cBelki hayatta kalmayaca\u011f\u0131m, benim mevcudiyetim vatan, millet, gen\u00e7lik ve \u00c2lem-i \u0130sl\u00e2m ve be\u015ferin ebed\u00ee rahat ve saadeti u\u011fruna feda olsun. \u00d6l\u00fcrsem dostlar\u0131m intikam\u0131m\u0131 almas\u0131nlar!\u201d<\/strong> demi\u015fti.<\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z can\u0131n\u0131 ortaya koyan, fakat ayn\u0131 zamanda her hissine her an cihad il\u00e2n eden, arzular\u0131n\u0131 me\u015fru dahi olsa aya\u011f\u0131n\u0131n alt\u0131na al\u0131p \u00e7i\u011fneyen bir fedaiydi. D\u00fcnyan\u0131n kap\u0131lar\u0131n\u0131 ard\u0131na kadar a\u00e7t\u0131klar\u0131nda reddetmesi bundand\u0131. Teklifleri kabul etseydi, \u201chi\u00e7bir \u015feye alet olamayan ve t\u00e2bi olmayan ve s\u0131rr-\u0131 ihl\u00e2s\u0131 ta\u015f\u0131yan Risale-i Nur meydana gelmezdi.\u201d<\/strong><\/p>\n Evet, zaman, \u201c\u0130sl\u00e2miyet fedaisi olmak zaman\u0131yd\u0131\u201d<\/strong> ve e\u011fer \u00dcstad\u0131m\u0131z fedak\u00e2rl\u0131\u011f\u0131 \u00e2zam\u00ee \u00f6l\u00e7\u00fcde ya\u015famasayd\u0131, yaln\u0131z bir adam\u0131n, \u00f6ls\u00fcn diye g\u00f6nderildi\u011fi k\u00f6yden, \u00e7ekirdek olup, d\u00fcnyay\u0131 saran bir ilim ve irfan \u00e7\u0131nar\u0131 gibi ye\u015fermesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildi.<\/p>\n Hareketinin sebebi emir, neticesi il\u00e2h\u00ee r\u0131zayd\u0131<\/strong><\/p>\n \u0130sl\u00e2m\u2019da hikmet \u00e7ok \u00f6nemlidir. K\u00e2inat bir maksatla kurulmu\u015f, \u00f6l\u00e7\u00fc ve ahenkle yarat\u0131lm\u0131\u015ft\u0131r. S\u0131rr\u0131 arayan, perdeyi aralar, sahibini bulur. Fakat emir, maslahat ve faydadan \u00e7ok daha \u00f6nemlidir.<\/p>\n Emir, inciyi de\u011fil Sultan\u2019\u0131 tercih etmektir. Emir, kendi k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc, O\u2019nun sonsuz b\u00fcy\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc anlamakt\u0131r. Darac\u0131k bir kovuk gibi olan akla deryalar\u0131 s\u0131k\u0131\u015ft\u0131rmaya, s\u0131\u011fd\u0131rmaya \u00e7al\u0131\u015fmamak; Sonsuz \u0130lim Sahibi\u2019nin adedi bilinmeyen maksad\u0131n\u0131, g\u00f6r\u00fcnen bir sebebe ba\u011flamamakt\u0131r. \u0130steyen O oldu\u011fu i\u00e7in, O\u2019nun r\u0131zas\u0131 oldu\u011fu i\u00e7in yapmakt\u0131r.<\/p>\n Bedi\u00fczzaman Hazretleri, meselelere sem\u00e2v\u00ee bir ak\u0131lla baksa, din\u00ee hikmeti arasa da hep o edeple ya\u015fam\u0131\u015f, akl\u0131n\u0131n, zihninin mahk\u00fbmu olmam\u0131\u015ft\u0131. Ayaklar\u0131n\u0131n kendi g\u00f6lgesine tak\u0131ld\u0131\u011f\u0131 v\u00e2ki de\u011fildi. Onun i\u00e7in her s\u00f6z\u00fcn\u00fcn ten kafesinin d\u0131\u015f\u0131ndan geldi\u011fi belliydi. Ve zaten insan da sesi d\u0131\u015fardan geleni dinlemeliydi.<\/p>\n Emredildi\u011fi i\u00e7in yapmak, maksat ve fayda aramamak iman\u0131n ve samimiyetin gere\u011fiydi.<\/p>\n Nurlar\u2019\u0131n bir\u00e7ok yerinde mesele tafsil\u00e2t\u0131yla anlat\u0131l\u0131yordu: \u0130badetin ruhu, ihl\u00e2st\u0131. \u0130hl\u00e2s ise, yap\u0131lan ibadetin yaln\u0131z emredildi\u011fi i\u00e7in yap\u0131lmas\u0131yd\u0131. E\u011fer ba\u015fka bir hikmet ve fayda ibadete illet g\u00f6sterilirse, o ibadet b\u00e2t\u0131l olurdu. Faydalar, hikmetler yaln\u0131z tercih ettirebilir, sebep olamazd\u0131.<\/strong><\/p>\n \u00dcstad\u0131m\u0131z, bu mevzuda, Cel\u00e2leddin-i Harzem\u015fah\u2019\u0131 ve onun samimiyetini misal veriyordu. Vezirleri ona, \u201cSen galip geleceksin.\u201d deyince o, \u201cBen, Allah\u2019\u0131n emriyle, cihad yolunda hareket etmeye vazifedar\u0131m. Cenab-\u0131 Hakk\u2019\u0131n vazifesine kar\u0131\u015fmam. Muzaffer etmek veya ma\u011fl\u00fbp etmek O\u2019nun vazifesidir.\u201d demi\u015f, \u00e7ok defa bu samimiyeti galibiyetle m\u00fck\u00e2fatland\u0131r\u0131lm\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n \u0130\u00e7tihad Risalesi\u2019nde de emrin hikmetten \u00f6te oldu\u011funu anlatt\u0131. Seferde namaz\u0131n k\u0131salt\u0131lmas\u0131n\u0131n sebebinin me\u015fakkat de\u011fil, emir oldu\u011funu, me\u015fakkatli i\u015flerde namaz k\u0131salt\u0131lmazken, me\u015fakkatsiz seferlerde namaz\u0131n k\u0131salt\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 ifade etti.<\/p>\n \u201cNe\u015fr-i hak\u201d<\/strong> emrine uydu\u011fu i\u00e7in hizmet etmi\u015f, Cenab-\u0131 Hakk\u2019\u0131n ho\u015fnutlu\u011fundan ba\u015fka hi\u00e7bir \u015feyi maksat yapmam\u0131\u015f, bunu b\u00e2t\u0131l g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fc. Zira hakik\u00ee bir dava adam\u0131, Rabbisinin ho\u015fnutlu\u011funu tercih ederdi. Sad\u0131k kul, kendi ho\u015fnutlu\u011fundan \u00f6nce Efendisinin ho\u015fnutlu\u011funu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrd\u00fc.<\/p>\n Davas\u0131na g\u00f6lge d\u00fc\u015f\u00fcrmemek i\u00e7in g\u00f6revini en iyi \u015fekilde yapmaya dikkat etse de i\u015fini insanlar\u0131n kabul veya reddine bina etmemi\u015f, bunu ikilik saym\u0131\u015ft\u0131. Kalbin kast\u0131 Allah\u2019\u0131n r\u0131zas\u0131 ve ho\u015fnutlu\u011fu olmal\u0131, insanlar\u0131n kabul\u00fc O\u2019nun sonsuz hikmetli takdirine ve rahmetine havale edilmeliydi.<\/p>\n Lem\u2019alar\u2019da, bu mevzudaki edebi anlatmak i\u00e7in \u015f\u00f6yle diyor: \u201cH\u00fcner, kesret-i etba ile -t\u00e2bi olanlar\u0131n \u00e7ok olmas\u0131- de\u011fildir. Belki h\u00fcner, r\u0131za-y\u0131 il\u00e2h\u00eeyi kazanmaklad\u0131r. Sen neci oluyorsun ki, b\u00f6yle h\u0131rsla, \u201cHerkes beni dinlesin.\u201d diye, vazifeni unutup vazife-i il\u00e2hiyeye kar\u0131\u015f\u0131yorsun? Kabul ettirmek, senin etraf\u0131na halk\u0131 toplamak Cenab-\u0131 Hakk\u2019\u0131n vazifesidir. Vazifeni yap, Allah\u2019\u0131n vazifesine kar\u0131\u015fma!\u201d<\/strong> Bu ders, idrak erbab\u0131na k\u00e2fi geliyordu.<\/p>\n \u0130badetler de din\u00ee hizmetler de sadece emir oldu\u011fu i\u00e7in yap\u0131l\u0131rd\u0131. M\u00e2nen ar\u0131nmak, keramet g\u00f6stermek, halk\u0131n takdirini kazanmak gibi duygular ve beklentiler istikamet kaymas\u0131yd\u0131, Cenab-\u0131 Hakk\u2019\u0131n ho\u015fnutlu\u011funun \u00f6n\u00fcne ba\u015fka \u015feyler koymakt\u0131. \u00c7ok defa bu t\u00fcrl\u00fc beklentiye girenler muratlar\u0131na erememi\u015f, belki ba\u015flar\u0131na maksatlar\u0131n\u0131n tersi gelmi\u015f, b\u00f6ylece tokatlanm\u0131\u015flard\u0131. \u00d6yle olanlar ne kalplerindeki bulan\u0131kl\u0131ktan ar\u0131nabilmi\u015f, ne ke\u015ffe mazhar olabilmi\u015flerdi. Onlar\u0131n bahtlar\u0131na ancak istiskal g\u00f6rmek, alaya al\u0131nmak d\u00fc\u015ferdi.<\/p>\n D\u00fcnya, uzleti \u00fclfete tercih etmelerine, gaybubeti ya\u015famalar\u0131na ra\u011fmen, insanlardan alk\u0131\u015f bekleyenlerin de\u011fil, sadece il\u00e2h\u00ee r\u0131zay\u0131 arayanlar\u0131n y\u00f6r\u00fcngesine girmi\u015f, onlar d\u00fcnyayla me\u015fgul olmasa da d\u00fcnya onlarla me\u015fgul olmu\u015ftu.<\/p>\n Kur\u2019\u00e2n\u2019a hizmetk\u00e2r olmak, bir kulun erebilece\u011fi en y\u00fcksek payeydi. \u201cBen mal sahibi de\u011filim. Kur\u2019\u00e2n\u2019\u0131n m\u00fccevherat d\u00fckk\u00e2n\u0131n\u0131n bir b\u00ee\u00e7are dell\u00e2l\u0131y\u0131m.\u201d, \u201cM\u00fcflis bir adam\u0131n gayet k\u0131ymettar ve zengin elmas ve m\u00fccevherat d\u00fckk\u00e2n\u0131n\u0131n dell\u00e2l\u0131 oldu\u011fu gibi ben dahi mukaddes ve Kur\u2019\u00e2n\u00ee bir d\u00fckk\u00e2n\u0131n dell\u00e2l\u0131y\u0131m.\u201d<\/strong> demi\u015f, ilim, fazilet, keramet iddias\u0131nda bulunmam\u0131\u015ft\u0131.<\/p>\n Yerin ho\u015fnutlu\u011fu, g\u00f6klerin ho\u015fnutlu\u011funa, yerin sevgisi, g\u00f6klerin sevgisine ba\u011fl\u0131yd\u0131. Zaten hakk\u0131nda sevgi vaz edilenler de samimane hislerle Hakk\u2019\u0131n sevgisini, r\u0131zas\u0131n\u0131 talep edip emredileni yapmay\u0131 her \u015feyden \u00fcst\u00fcn tutanlardan olmu\u015ftu.<\/p>\n Mehmet Akar, \u015eahdamar Yay\u0131nlar\u0131, \u201cDava Adam\u0131\u201d adl\u0131 kitaptan al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. <\/strong><\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":" \u00dcstad\u0131m\u0131z\u0131n ve talebelerinin fedak\u00e2rl\u0131\u011f\u0131n\u0131n bir yan\u0131 vard\u0131 ki, onlar\u0131 di\u011ferlerinden daha aziz ve de\u011ferli k\u0131lan da buydu. Bu has, bu emsalsiz bir \u015feydi. \u0130sl\u00e2m olmadan olacak \u015fey de\u011fildi. \u00c7\u00fcnk\u00fc bu nefsini feda etmekti, \u00e7\u00fcnk\u00fc bu bir \u00f6m\u00fcr bir ek\u015fi ayran\u0131 ummak kadar olsun murat ta\u015f\u0131mamakt\u0131. Bu lezzeti, hazz\u0131, aya\u011f\u0131n\u0131 basacak, ba\u015f\u0131n\u0131 koyacak yeri unutmakt\u0131. Evet, …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":2534,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,123],"tags":[677,673,670,666,667,372,675,672,664,669,665,676,671,678,668,625,173,674],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2531"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=2531"}],"version-history":[{"count":1,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2531\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":2533,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2531\/revisions\/2533"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/2534"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=2531"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=2531"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=2531"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}\n