Asra g\u00f6re her t\u00fcrl\u00fc ihtiya\u00e7lar\u0131 temin edilmi\u015f ve tabi\u00ee geli\u015fmesini s\u00fcrd\u00fcren topluluklarda s\u0131k\u0131nt\u0131 yok denecek kadar azd\u0131r. Madd\u00ee-manev\u00ee ihtiya\u00e7lar\u0131 giderilememi\u015f ve f\u0131tr\u00ee geli\u015fmesini s\u00fcrd\u00fcremeyen topluluklarda ise, i\u00e7 ve d\u0131\u015f bask\u0131 ve zorlamalar\u0131n giderek artmas\u0131yla, buhranlar da o kadar fazlad\u0131r.<\/p>\n

Bunal\u0131mlar ve i\u00e7tim\u00e2\u00ee herc-\u00fc merc, kar, tipi ve f\u0131rt\u0131nalara benzer. Onun i\u00e7in, \u00e7ok defa neticesi itibariyle de g\u00fczeldir. Zira, buhranlarla toplum yeni tekevv\u00fcn ve te\u015fekk\u00fcle zorlan\u0131r ve bu sayede ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 devrin idrakine erer. Bir cemiyet ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 devri bilmiyor, aksiyon ve reaksiyonlar\u0131yla o devrin h\u00e2diselerinin i\u00e7ine giremiyorsa, onu ya\u015f\u0131yor kabul etmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir ve o cebr\u00ee bir ink\u0131raz yolundad\u0131r.<\/p>\n

Ya\u015fad\u0131\u011f\u0131m\u0131z devrede, tabak\u00e2t-\u0131 be\u015fer \u00e7ap\u0131ndaki \u00e7alkalanmalar\u0131n arkas\u0131nda hi\u00e7 \u015f\u00fcphe yok ki, i\u015fte bu bunal\u0131mlar, i\u00e7 ve d\u0131\u015f bask\u0131lar\u0131n huzur cidarlar\u0131n\u0131 zorlamas\u0131yla da yeni tekevv\u00fcn ve te\u015fekk\u00fcle haz\u0131rl\u0131klar var. Bu umum\u00ee \u00e7alkalanma ve tekevv\u00fcnden m\u00fcnkariz olmayan her millet, pay\u0131na d\u00fc\u015feni alacak ve yeni bir d\u00fcnya kuracakt\u0131r.<\/p>\n

Milletimiz ve ba\u011fl\u0131 bulundu\u011fumuz milletler toplulu\u011funun da, bunun d\u0131\u015f\u0131nda kalmas\u0131 herhalde d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemez. O da bunal\u0131mdan bunal\u0131ma m\u00e2ruz kalacak, s\u0131k\u0131nt\u0131dan s\u0131k\u0131nt\u0131ya d\u00fc\u015fecek ve bin t\u00fcrl\u00fc sanc\u0131 \u00e7ekecektir.<\/p>\n

As\u0131l mesele ise, b\u00fct\u00fcn bu olup bitenlerden sonra, yeni olu\u015fu, kad\u00eem ve sars\u0131lmaz prensiplere tevf\u00eekan m\u00fckemmel haz\u0131rlamakt\u0131r. Aksine i\u00e7tim\u00e2\u00eenin kanunlar\u0131 bilinemez, mu\u00e2lece ilm\u00ee olarak yap\u0131lamazsa, ters ve olumsuz davran\u0131\u015flar, her \u015feyi alt-\u00fcst de edebilir.<\/p>\n

\u0130\u015fte bizler bu g\u00fcn, b\u00f6yle bir “olma” veya “olmama” durumuyla kar\u015f\u0131 kar\u015f\u0131ya bulunuyoruz. Ya b\u00fct\u00fcn bu buhranlardan sonra bir idrak ve izanla, kurulmas\u0131n\u0131 tasarlad\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u00fcnyay\u0131 kuracak ve huzura erece\u011fiz veya bir k\u0131s\u0131m k\u00fc\u00e7\u00fck hesap ve \u00e7\u0131karlar u\u011fruna, \u00e7ekilen binlerce \u0131zd\u0131rab\u0131 semeresiz ve bo\u015f yere k\u0131lacak bir anlay\u0131\u015f ve davran\u0131\u015fla -ma\u00e2zallah- gerisin geriye gidece\u011fiz.<\/p>\n

\u0130\u015fte bu hususta, ara\u015ft\u0131rmac\u0131m\u0131z\u0131n me\u015fk\u00fbr mes\u00e2isi ve mevzuu yap\u0131c\u0131 bir eda ile ele almas\u0131, duruma ayd\u0131nl\u0131k ve \u00fcmidimize fer getirici mahiyettedir. Mahir\u00e2ne bir anlay\u0131\u015f ve anlat\u0131\u015fla iftirak ve ittifak\u0131n te\u015frihini yapan yazar\u0131, hem meselelerin i\u00e7ine n\u00fcfuzdaki mukteseb\u00e2t ve zenginli\u011fi ile hem de bu meselenin dertlisi, hem samimi dertlisi olmas\u0131 itibariyle, g\u00f6n\u00fcl ve vicdanlara seslenir bulduk ve ems\u00e2li yaz\u0131, kitap ve makaleler aras\u0131ndan ne\u015fredilmek \u00fczere bunu tavsiye etmeyi uygun g\u00f6rd\u00fck.<\/p>\n

Do\u011frusu ittifak ve iftirak mevzuu, g\u00fcn\u00fcm\u00fczde ehemmiyetini koruyan en akt\u00fcel bir mevzudur. O, her devirde ehemmiyetini korusa bile, merkez\u00ee taazzuvun gerekli, hem \u00e7ok gerekli oldu\u011fu bir d\u00f6nemde, ciddiyeti giderek artan ve b\u00fct\u00fcn i\u00e7tim\u00e2\u00ee meselelerin \u00f6n\u00fcne ge\u00e7en bir mevzu haline gelmi\u015ftir. As\u0131rlardan beri faturas\u0131n\u0131 milletin \u00f6dedi\u011fi bu ihtil\u00e2f ve iftirak, hiss\u00eeli\u011fin \u00f6n ald\u0131\u011f\u0131 g\u00fcn\u00fcm\u00fczde endi\u015fe verici buudlara ula\u015fm\u0131\u015ft\u0131r. \u00c7ok rahatl\u0131kla s\u00f6yleyebiliriz ki, dirili\u015fimiz i\u00e7in bundan daha b\u00fcy\u00fck tehlike tasavvur etmek m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir.<\/p>\n

Toplumumuz, ilm\u00ee ve fikr\u00ee yap\u0131s\u0131 itibariyle alabildi\u011fine s\u0131\u011f, kalb\u00ee ve ruh\u00ee hayat\u0131 itibariyle olduk\u00e7a fakir; imam ve rehberleri itibariyle sahipsiz ve ac\u0131nacak haldedir. Ba\u011fnazl\u0131k ve m\u00fcsamahas\u0131zl\u0131\u011f\u0131n beslenip kaynakland\u0131\u011f\u0131 bu vasat yok edilmedikten sonra, ittifak ve ittihad\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmek bile \u00e7ok zordur.<\/p>\n

Zira, anla\u015fma ve uzla\u015fma, her \u015feyden evvel bir ak\u0131l ve mant\u0131k i\u015fidir. Akla ve mant\u0131\u011fa dayal\u0131 bir vahdettir ki, dayan\u0131r ve uzun \u00f6m\u00fcrl\u00fc olur. Buna kar\u015f\u0131l\u0131k g\u00fcn\u00fcm\u00fczde daha \u00e7ok hiss\u00ee vahdet ve karde\u015flik vard\u0131r. Bu ise zaif, yetersiz ve k\u0131sa \u00f6m\u00fcrl\u00fcd\u00fcr. Belli bir grup kar\u015f\u0131s\u0131ndaki toplanmalar, d\u00fc\u015fmanl\u0131k duygular\u0131yla bir araya gelmeler; sald\u0131rm\u0131\u015f veya sald\u0131r\u0131lm\u0131\u015f olma ruh-h\u00e2leti i\u00e7indeki derlenmeler, hiss\u00ee birle\u015fmelerin gelip ge\u00e7ici dalgalanmalar\u0131ndan ibarettir. Bug\u00fcnk\u00fc keyf\u00ee ve kemm\u00ee buudlar\u0131m\u0131z i\u00e7inde b\u00f6yle bir vahdet katiyen yetersizdir ve hele mukaddes prensiplerimiz a\u00e7\u0131s\u0131ndan asla tecv\u00eez, tasvip ve muhakkak surette takdir g\u00f6remez.<\/p>\n

\u00d6yle ise, i\u00e7 ve d\u0131\u015f ay\u0131r\u0131c\u0131 fakt\u00f6rleri hesaba katarak, fasl-\u0131 m\u00fc\u015ftereklerimizin m\u00fczakereye getirilmesine ve birli\u011fimizin akl\u00eelik ve mant\u0131k\u00eelikle yeniden ele al\u0131nmas\u0131na \u015fiddetle ihtiya\u00e7 vard\u0131r. G\u00e2ye ve ves\u00eelelerin, hedef ve maksatlar\u0131n t\u00e2yin ve tespitlerinin yeniden g\u00f6zden ge\u00e7irilip, vicdan\u00ee bir mukaveleye dilbend olmaya ihtiya\u00e7 vard\u0131r. Madd\u00ee – manev\u00ee, d\u00fcnyev\u00ee ve uhrev\u00ee saadetimizin temel ta\u015f\u0131 olan vahdetimiz i\u00e7in, hi\u00e7 olmazsa Anglo-sakson ve Gall ittifak\u0131 bi\u00e7iminde bir ittihada ihtiya\u00e7, hem \u00e7ok \u015fiddetli ihtiya\u00e7 vard\u0131r.<\/p>\n

D\u00fc\u015fmanlar\u0131m\u0131z\u0131 me\u015fgul etme, d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcrme ve g\u00f6z a\u00e7t\u0131rmama gibi, kiy\u00e2set ve dir\u00e2yet isteyen hususlar\u0131 beceremesek bile, hi\u00e7 de\u011filse onlar\u0131n oyunlar\u0131na gelmeme ve elimizle kendi t\u00fckeni\u015fimizi haz\u0131rlamama, anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131 g\u00f6stermeliyiz. Asl\u0131nda buna mecburuz da…<\/p>\n

Farkl\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnce ve anlay\u0131\u015f, farkl\u0131 yarad\u0131l\u0131\u015f\u0131n neticesidir. Yaradan b\u00f6yle dilemi\u015ftir ve bunda da rahmet ve hikmet vard\u0131r. Fakat, \u015fer\u00eeat-\u0131 f\u0131triyedeki \u00e2henk ve \u0131tt\u0131rad\u0131, be\u015fer kendi iradesiyle temin etme m\u00fckellefiyetindedir. Makro \u00e2lemde cebr\u00eelik, insanl\u0131k \u00e2leminde ise “\u015fart-\u0131 \u00e2di” tarifiyle ir\u00e2dilik h\u00fck\u00fcm ferm\u00e2d\u0131r. \u0130lk varolu\u015f bir ihsan ve sonra her ihsan bir sebebe terett\u00fcp etmektedir. \u0130\u00e7tim\u00e2\u00ee vifak ihsan\u0131na mazhariyetin sebebi de, vicdanlar\u0131n i\u00e7timaile\u015fmesi ve g\u00f6n\u00fcllerde m\u00fcr\u00fcvvet ve insanl\u0131k sevgisinin mayalanmas\u0131yla olacakt\u0131r. Onun i\u00e7in nefse muhabbet ve teabb\u00fcd\u00fcn ifadesi, inhisarc\u0131l\u0131k; vesileleri, hedef ve maksatlar\u0131n yerine oturtma gibi gizli \u015firk “Benim elimde olmad\u0131ktan sonra ba\u015fkalar\u0131n\u0131n getirece\u011fi hayr\u0131 da vesile-i hayr\u0131 da istemem” gibi hakn\u00e2\u015finasl\u0131k; do\u011frulu\u011fu kendine t\u00e2bi olmada g\u00f6r\u00fcp ve b\u00fct\u00fcn t\u00e2b\u00ee olmayanlar\u0131 tekf\u00eer, tadlil ve tecr\u00eemde bulunma gibi hoyratl\u0131k ve ba\u011fnazl\u0131k, vicdanlardan s\u00f6k\u00fcl\u00fcp at\u0131lmad\u0131ktan sonra b\u00f6yle bir anla\u015fma ve uzla\u015fmay\u0131 muh\u00e2l g\u00f6rmekteyiz.<\/p>\n

Her \u015feyden evvel, temelde olmayan farkl\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcncelerin normal kabul edilmesi ve en az\u0131ndan bir yabanc\u0131ya kar\u015f\u0131 tak\u0131n\u0131lan sun\u00ee nezaket kadar, onlar\u0131n da b\u00f6yle bir \u015feye hissedar k\u0131l\u0131nmas\u0131 elzemdir, zarur\u00eedir, mukaddes birlik ve d\u00fczenimize bir temenn\u00e2 ve sel\u00e2md\u0131r.<\/p>\n

Kald\u0131 ki k\u00fc\u00e7\u00fcmsenmeyecek kadar b\u00f6l\u00fcc\u00fc fakt\u00f6rler de vard\u0131r ve bunlar\u0131n mevcudiyetini kabul etmek realitenin ifadesidir:<\/p>\n

1- Uzun zaman din\u00ee hizmetlerin muattal kalmas\u0131 ve sonra da bu vazifenin birbirinden ayr\u0131 ferd ve cemaatler taraf\u0131ndan y\u00fcr\u00fct\u00fclmesi ve hele bu ferd ve cemaatlere s\u00f6z\u00fcn\u00fc ge\u00e7irecek bir lider ve reh – n\u00fcm\u00e2n\u0131n bulunmay\u0131\u015f\u0131, her grubun ayr\u0131 bir yol tutup gitmesine sebebiyet vermi\u015ftir. “Bir k\u0131sm\u0131 her k\u00f6yde Kur’an kursu a\u00e7arak, bir k\u0131sm\u0131 dini ihy\u00e2 edici mahiyette haz\u0131rlanm\u0131\u015f kitaplar\u0131 okuyarak, bir k\u0131sm\u0131 entelekt\u00fcel seviyede adam yeti\u015ftirerek ve bir k\u0131sm\u0131 da siyas\u00ee faaliyet s\u00fcrd\u00fcrerek” milletlerine hizmet yolunu tutmu\u015flard\u0131r. Bu itibarla da, din, vatan hizmetindedirler, fakat ayr\u0131 ayr\u0131d\u0131rlar…<\/strong><\/p>\n

2- Bu gruplardan her birerleri, kendilerine \u0131\u015f\u0131k tutan rehber ve \u00f6nc\u00fclerine m\u00fcceddid nazar\u0131yla bakmalar\u0131 – m\u00e2sum olsa dahi bir ayr\u0131l\u0131\u011fa sebebiyet vermektedir. Zira “M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n vicdan\u0131nda m\u00fcceddid tel\u00e2kkisi oldu\u011fu m\u00fcddet\u00e7e -ki k\u0131yamete kadar devam edecektir- dine kar\u015f\u0131 k\u00f6t\u00fcl\u00fcklerin artt\u0131\u011f\u0131 devirlerde, ilm\u00ee ve amel\u00ee y\u00f6nleriyle i\u015ftih\u00e2r edecek kimseler ve bunlara t\u00e2bi olanlar bulunacakt\u0131r.” Kitlelerin fikir ve ruh yap\u0131lar\u0131n\u0131n haz\u0131rlanmas\u0131nda ve i\u00e7tim\u00e2\u00eenin \u00f6l\u00fc y\u00f6nlerine hayat nefhedilmesinde dahli bulunan bu kimselere de m\u00fcceddid denecektir. Bu ise, \u00e7ok defa t\u00e2bi olanlar i\u00e7in zarars\u0131z olsa bile, m\u00fchtedi ve acemilerin elinde iftirak unsuru h\u00e2line gelmesi, ihtim\u00e2l dahilindedir.<\/strong><\/p>\n

3- Mehd\u00eelik m\u00fcessesinde de, m\u00fcceddidlik i\u00e7in v\u00e2rid olan ayn\u0131 \u015feyler zikredilebilir. Korkun\u00e7 \u00e2hir-zaman fitnesi kar\u015f\u0131s\u0131nda Mehd\u00eelik akidesi, ferd i\u00e7in de, cemaat i\u00e7in de bir kurtar\u0131c\u0131 simittir. Evet, itik\u00e2d\u00ee ba\u011flar\u0131n zaafa u\u011frad\u0131\u011f\u0131, amelin terk edildi\u011fi, muamel\u00e2t\u0131n tamamen muattal kald\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde, \u00f6yle harika bir z\u00e2t l\u00e2z\u0131md\u0131r ki, bize g\u00f6re muh\u00e2l olan, b\u00fct\u00fcn bu i\u015fler i\u00e7in gerekli \u0131slahat\u0131 bir hamlede ve bir nefhada yap\u0131versin. Bu anlay\u0131\u015f da \u00fctopik y\u00f6nleri bir tarafa, yad\u0131rganacak bir husus de\u011fildir. Ancak ferde atfedilen azamet ve cemaattaki asabiyet itibariyle iftiraka sebebiyet verebilmesi kuvvetli muhtemeldir.<\/strong><\/p>\n

4- Bunlardan ba\u015fka, i\u00e7imizdeki ihtil\u00e2flar\u0131n d\u0131\u015ftan k\u00f6r\u00fcklenmesini de hesaba katma mecburiyetindeyiz. \u0130mparatorluklar kurmu\u015f ve as\u0131rlarca insanl\u0131\u011f\u0131n kaderine h\u00fckmetmi\u015f bir millet olarak, kom\u015fular\u0131m\u0131z ve mu\u00e2s\u0131rlar\u0131m\u0131z taraf\u0131ndan hi\u00e7bir zaman hazmedilemedi\u011fimiz bir v\u00e2k\u0131\u00e2d\u0131r. Bin seneye yak\u0131n bir zaman zarf\u0131nda s\u00fcrd\u00fcr\u00fclen b\u00fct\u00fcn “Hil\u00e2l-Sahip kavgalar\u0131 milletimize kar\u015f\u0131 g\u00fcd\u00fclen bir d\u00fc\u015fmanl\u0131k ifadesidir.” Amerika’n\u0131n silah ambargosu ve toplumlar aras\u0131 baz\u0131 meselelerimize kar\u015f\u0131 umursamazl\u0131\u011f\u0131; bu arada bat\u0131l\u0131 devletlerin, hatt\u00e2 \u00fcyesi bulundu\u011fumuz toplumlarda dahi, bize \u00fc\u00e7\u00fcnc\u00fc s\u0131n\u0131f bir devlet nazar\u0131yla bakmalar\u0131 “dipdiri bir ha\u00e7l\u0131 ruhunun devam\u0131” demektir. Su y\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kan bu muamele ve davran\u0131\u015flar\u0131n arkas\u0131ndaki korkun\u00e7 kin ve nefreti g\u00f6rmemek m\u00fcmk\u00fcn m\u00fc?..<\/strong><\/p><\/blockquote>\n

Bu kin ve nefret ha\u00e7l\u0131 seferleriyle ba\u015flamad\u0131\u011f\u0131 gibi, onlarla da bitmemi\u015ftir. Ayn\u0131 zihniyet, strateji ve taktik de\u011fi\u015ftirerek, \u00e7e\u015fitli entelijan servisleriyle bug\u00fcn dahi fa\u00e2liyetini s\u00fcrd\u00fcrmektedir ve dipdiridir.<\/p>\n

Eskiye nispeten tehlike bug\u00fcn biraz daha artm\u0131\u015ft\u0131r. Zira, “eskiden tehlike d\u0131\u015far\u0131dan geliyordu, mukavemet kolayd\u0131; halbuki \u015fimdi i\u00e7eriden geliyor” o nispette mukavemet de g\u00fc\u00e7le\u015fti. S\u00e2r\u00ee bir illet h\u00e2linde, b\u00fct\u00fcn cemiyeti saran l\u00e2 ahl\u00e2k\u00eelik, bir toplumu ayakta tutacak b\u00fct\u00fcn esaslar\u0131 y\u0131kt\u0131; yerle bir etti. Alman ahl\u00e2k\u0131, bat\u0131 ahl\u00e2k\u0131, nihilist ahl\u00e2k ve \u015fuy\u00fbi ahl\u00e2k gibi ahl\u00e2k ad\u0131na \u00e7e\u015fitli cinnetlerle, mukaddes de\u011ferlerine kar\u015f\u0131 sayg\u0131s\u0131z h\u00e2le getirilen neslimiz, en utand\u0131r\u0131c\u0131 ifadesiyle fikr\u00ee ve ruh\u00ee nesepsizli\u011fin kurban\u0131 oldu. Ve o, bug\u00fcn bir anlay\u0131\u015f, bir (terminoloji), bir (metodoloji) ke\u015fmeke\u015fli\u011fi i\u00e7inde oldu\u011funun fark\u0131nda bile de\u011fildir.<\/p>\n

Bu kar\u015f\u0131l\u0131k ve curcunan\u0131n, ehl-i iman kesimine aksetmedi\u011fini iddia etmek olduk\u00e7a zordur ve dikkat isteyen meseledir. Evet, yerinde mezhep anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n de\u011ferlendirilmesi; yerinde me\u015frep ve miza\u00e7lar\u0131n i\u015flettirilmesi ve yerinde etnik havan\u0131n kurcalanmas\u0131, d\u0131\u015f mihraklar\u0131n m\u00fcracaat mah\u00e2lleri olmalar\u0131 itibariyle dikkat edilmesi gereken hususlard\u0131r. V\u00e2k\u0131a dine hizmet eden gruplar\u0131n bu t\u00fcrl\u00fc b\u00f6l\u00fcc\u00fc telkinlere kap\u0131ld\u0131klar\u0131na, beslenip ve idare edildiklerine d\u00e2ir cidd\u00ee bir kar\u00eene mevcut de\u011fildir. “Baz\u0131 gruplar i\u00e7in bu \u00e7e\u015fit iddia ve dedikodu var ise de,” \u0130man ve Kur’an cemaatinin, d\u0131\u015ftan direktif almayaca\u011f\u0131na d\u00e2ir em\u00e2reler daha kuvvetli g\u00f6r\u00fcn\u00fcr. Ancak, cemaatlerin fikr\u00ee ve ruh\u00ee olgunlu\u011fa erememesinden ba\u011fnazl\u0131klar\u0131n olabilece\u011fi ve bunun da dahil\u00ee s\u00fcrt\u00fc\u015fmelere yol a\u00e7abilece\u011fi de asla hat\u0131rdan \u00e7\u0131kar\u0131lmamal\u0131d\u0131r ki, bu da “fark\u0131na var\u0131lmadan, d\u00fc\u015fman\u0131n menfur gayesine hizmet etme” demektir.<\/p>\n

<\/i>\n\t\t\tT\u00fcrkiye ve \u0130slam d\u00fcnyas\u0131nda hizmet maksad\u0131yla bir araya gelen her cemaat i\u00e7in, \u015fu tehlikeler katiyen bahis mevzuudur:<\/strong><\/p>\n

1- Baz\u0131 b\u00fcy\u00fck zev\u00e2t\u0131n madd\u00ee -manev\u00ee hubb-u c\u00e2h hissinin i\u015flettirilip, kar\u015f\u0131 gruplarla rekabete itilmesi.<\/strong><\/p>\n

2- \u0130slam ad\u0131na verilen kavgada, mukabil hizmet cemaatlerini (y\u0131kma) esas\u0131yla hareket edilmesi.<\/strong><\/p>\n

3- \u0130lim ve fazilet semerelerinin elde edilece\u011fi yer ve zaman, yak\u0131n ve uzak istikb\u00e2l oldu\u011fu h\u00e2lde, onun, her k\u00fc\u00e7\u00fck sa’y ve gayret arkas\u0131nda, hemen burada beklenilmesi.<\/strong><\/p>\n

4- \u00c7ekici ve s\u00fcr\u00fckleyici bir hizmet kadrosunun tesirini k\u0131rmak i\u00e7in ona kar\u015f\u0131 yeni bir grup \u00e7\u0131karmak ve bu yeni alternatifle, dahil\u00ee s\u00fcrt\u00fc\u015fmeler meydana getirilerek, i\u00e7 \u015fik\u00e2k ve iftiraklarla o toplulu\u011fun eritilip, t\u00fcketilmesi.<\/strong><\/p>\n

5- Hizmet topluluklar\u0131n\u0131n, kendi mesleklerinin muhabbetiyle ya\u015famalar\u0131 bir esas iken, bunun yerine ba\u015fkalar\u0131na d\u00fc\u015fmanl\u0131kla me\u015fgul ve me\u015fbu bulunup, tevf\u00eek-i il\u00e2h\u00eenin vesilesi bir keyfiyetten inhiraf ettirilmesi…\n\t\t\t<\/div><\/div><\/strong><\/p>\n

Bunlara il\u00e2ve olarak, insan\u0131m\u0131z\u0131n tatm\u00een edilemedi\u011fini, bir kalp ve ruh bo\u015flu\u011funa m\u00e2ruz kald\u0131\u011f\u0131n\u0131, devrimizin bir k\u0131s\u0131m fantazi d\u00fc\u015f\u00fcnce ve sistemlerine k\u00f6r k\u00f6r\u00fcne kap\u0131l\u0131p gitti\u011fi ve bu suretle de kalbinden ve vicdan\u0131ndan uzakla\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 zikredebiliriz…<\/p>\n

\u0130\u015fte o, bir taraftan b\u00f6yle i\u00e7 \u00e2leminin mesnet ve k\u00e2idelerinden mahrum b\u0131rak\u0131l\u0131rken, di\u011fer taraftan da serazat, \u00e7ak\u0131rkeyf bir (\u015firzime-i kal\u00eelin) hayvan\u00ee hisler hesab\u0131na sahnelendirdi\u011fi, i\u00e7 g\u0131c\u0131klay\u0131c\u0131 ahv\u00e2l ve \u015fartlarla, cidd\u00ee hi\u00e7bir \u015fey, fakat bunun d\u0131\u015f\u0131nda her \u015fey olmaya namzet h\u00e2le getirildi.<\/p>\n

Sosyoloji ve antropoloji \u00e2limleri, yery\u00fcz\u00fcnde dinsiz bir kavmin ya\u015famad\u0131\u011f\u0131 hususunda ittifak halindedirler. “Tarihin hi\u00e7 bir devrinde, k\u00fcre-i arz\u0131n hi\u00e7 bir noktas\u0131nda \u015fimdiye kadar dinsiz bir cemiyete rastlanmam\u0131\u015ft\u0131r.” Din hissi, f\u0131tr\u00ee ve tabi\u00eedir. Be\u015feri bundan mahrum etmek, ferd\u00ee ve tabi\u00eedir. Be\u015feri bundan mahrum etmek, ferd\u00ee ve i\u00e7tim\u00e2\u00ee bir k\u0131s\u0131m depresyonlara yol a\u00e7acakt\u0131r. Vicdan\u0131na ve kalbine giden yollar\u0131 t\u0131kal\u0131 g\u00f6ren insanl\u0131k, sistemli sistemsiz kendine g\u00f6re tatmin yollar\u0131 ara\u015ft\u0131racak ve bu tab\u00eei ihtiyac\u0131n\u0131 gidermeye \u00e7al\u0131\u015facakt\u0131r. Her miza\u00e7 ve me\u015frebin kendi rengini vererek olu\u015fturmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 b\u00f6yle bir tatmin yolunun nas\u0131l karma\u015f\u0131kl\u0131\u011fa sebebiyet verece\u011fi ise, her t\u00fcrl\u00fc izahtan v\u00e2reste bir husustur. “Cemiyette de\u011ferler anar\u015fisi ve bunun sonucu da kanl\u0131-b\u0131\u00e7akl\u0131 m\u00fcs\u00e2deme… ” \u0130\u015fte, tabiat ve f\u0131trat k\u00e2le al\u0131nmadan ortaya at\u0131lan hayat felsefesi ve i\u015fte bin bir curcunan\u0131n h\u00fck\u00fcm s\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fc peri\u015f\u00e2n vatan!.<\/p>\n

Bu mefhum ke\u015fmeke\u015fli\u011fi i\u00e7inde, m\u00fcsta\u011friplerin durumu da ayr\u0131ca \u00fczerinde durulmaya de\u011fen cidd\u00ee hususlardand\u0131r. “(Vatan) deyince Turanc\u0131l\u0131k, (millet) deyince fa\u015fistlik, din deyince gericilik m\u00e2n\u00e2s\u0131n\u0131 anlayan” bu (Mehlika Sultan \u00e2\u015f\u0131klar\u0131)’n\u0131n bir bu\u00e7uk as\u0131rd\u0131r ne dediklerini ne yazd\u0131klar\u0131n\u0131 anlamak olduk\u00e7a zordur. Bir zamanlar b\u00fct\u00fcn yollar\u0131 bat\u0131ya ba\u011flayan, bat\u0131 yama\u00e7lar\u0131nda tenezz\u00fche \u00e7\u0131kan ve bat\u0131 sahillerine seyahat d\u00fczenleyen bu garip ve garip oldu\u011fu kadar da cidd\u00ee bir hesab\u0131 olmayan garbonarilerimiz, daha sonra b\u00fct\u00fcn g\u00fc\u00e7leriyle “emperyalizm” ve “kapitalizm” on ikisinden bat\u0131ya kur\u015fun ya\u011fd\u0131rmaya ba\u015flad\u0131lar. Bu demekti ki, bizde bat\u0131l\u0131la\u015fma bir muhasebenin neticesi olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, ba\u015fka sevd\u00e2larla ona ve sistemine s\u0131rt \u00e7evirmemiz de yine bir muhasebe ve pl\u00e2n\u0131n neticesi de\u011fil de, her \u015fey bir kuru sevdal\u0131l\u0131k, her hamle bir maceradan ibaretmi\u015f…<\/p>\n

Netice olarak diyebiliriz ki, din ihtiyac\u0131n\u0131n yeteri kadar kar\u015f\u0131lanmay\u0131\u015f\u0131, bir tarafta m\u00fclhit ve ateist bir grubun yeti\u015fmesine yol a\u00e7arken, di\u011fer taraftan da, bu me\u015fru ihtiyac\u0131 giderme yolunda, birbirinden habersiz ve sistemsiz, ayr\u0131 ayr\u0131 topluluklar\u0131n, din\u00ee ve i\u00e7tim\u00e2\u00ee birer hizmet sahas\u0131n\u0131 kendilerine hizmet sahas\u0131 edinerek o yolda fa\u00e2liyet g\u00f6stermeleri, pek \u00e7ok grubun meydana gelmesine yol a\u00e7m\u0131\u015ft\u0131r. Ve yer yer bu hizipler aras\u0131nda sert tart\u0131\u015fmalara, endi\u015fe verici kavgalara ve cidd\u00ee vuru\u015fmalara millet\u00e7e \u015fahit olunmu\u015ftur. Hele ihl\u00e2s ve samimiyet gibi amelin \u00f6z\u00fcnden habersizlik, nefse muhabbet, inhisar-\u0131 fikir de araya girince, karga\u015fal\u0131k \u00fcstesinden gelinmez buudlara ula\u015fm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n

Bu kadar g\u00e2ile i\u00e7inde, mevcudiyeti muhafaza dahi \u00e7ok zor oldu\u011fu halde, bir in\u00e2yet eliyle b\u00fcy\u00fck geli\u015fmelere ve yeni tekevv\u00fcnlere ula\u015ft\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015f\u00e2yan-\u0131 \u015f\u00fckr\u00e2nd\u0131r.<\/p>\n

M\u00fcellif b\u00fct\u00fcn h\u00e2ileleri hesaba katarak, \u00e2det\u00e2 bu ate\u015ften k\u00fctlenin (ta\u00e7- tabakas\u0131na) y\u00fckselip, insan ve hadiselerin realitesi i\u00e7inde bizlere ak\u0131l ve mant\u0131\u011f\u0131n zaferini, iman ve \u00fcmidin s\u0131r\u00e7a saraylar\u0131n\u0131 g\u00f6steriyor. Bana kal\u0131rsa, as\u0131l yap\u0131lmas\u0131 gereken \u015fey de budur. Ne panik ne de kuru \u00fcmniyye… Belki bir g\u00f6rme ve idrak, bir af ve m\u00fcs\u00e2maha ile h\u00e2diselerin \u00fczerine gitme…<\/p>\n

Grupla\u015fma hissi, insan\u0131n f\u0131trat\u0131nda vard\u0131r ve h\u00fckm\u00fcn\u00fc icr\u00e2 edecektir. As\u0131l mesele, bu duyguyu zarars\u0131z, hatta f\u00e2ideli k\u0131lmakt\u0131r. \u0130yi kanalize edilememi\u015f bu his, \u00e7ok defa insana da insan\u0131n tabiat\u0131na da z\u0131t bir istikamette geli\u015fir ve zararl\u0131 olur. Ceh\u00e2let, g\u00f6rg\u00fcs\u00fczl\u00fck, ba\u011fnazl\u0131k gibi i\u00e7tim\u00e2\u00ee \u00e2r\u0131zalar, bu hissi bask\u0131 alt\u0131nda tuttuklar\u0131 m\u00fcddet\u00e7e her an kanl\u0131 b\u0131\u00e7akl\u0131 kavga haz\u0131r demektir. Aksine, ilim ve irfan\u0131n, ho\u015fg\u00f6r\u00fc ve m\u00fcsamahan\u0131n yayg\u0131nla\u015ft\u0131\u011f\u0131 nispette de, anla\u015fma ve uzla\u015fma pozisyonlar\u0131 do\u011far ve gruplar\u0131n ittifak edece\u011fi bir (sulh \u00e7izgisi) belirir. B\u00f6ylece f\u0131trat ve onun kanunlar\u0131 i\u00e7inde k\u0131smen reaksiyonlar\u0131m\u0131z frenlenmi\u015f, hiddet ve \u00f6fkelerimiz de dinmi\u015f olur.<\/p>\n

Dav\u00e2n\u0131n hakkaniyeti, hedef ve temel prensiplerin vahdeti, metot ve vesile farkl\u0131l\u0131\u011f\u0131n\u0131 tesirsiz k\u0131lacak kadar muhterem, r\u00e2s\u0131h ve sars\u0131lmaz olduktan sonra, en ehemmiyetsiz bah\u00e2nelerle ihtil\u00e2f \u00e7\u0131karmak, \u00e7ocuk me\u015freplilik, hakn\u00e2\u015finasl\u0131k ve m\u00fcr\u00fcvvetsizli\u011fin ifadesidir. miza\u00e7 ve me\u015frep olarak “mahl\u00fbk\u00e2t\u0131n soluklar\u0131nca Allah’a (c.c.) v\u00e2s\u0131l yollar vard\u0131r. Ehl-i s\u00fcnnet’in cevaz verdi\u011fi s\u0131n\u0131rlar i\u00e7inde, her yolculuk aziz bilinmeli ve her hizmet alk\u0131\u015flanmal\u0131d\u0131r.<\/p>\n

Ba\u015fkas\u0131n\u0131 tekf\u00eer, tadl\u00eel ve tecr\u00eeme ne gerek var, herkes kendi yolunu terv\u00eec, te\u015fr\u00eeh ve tavsiye ile me\u015fgul olmal\u0131 ve onun muhabbetiyle ya\u015famal\u0131d\u0131r. Bu yol akl\u0131n ve mant\u0131\u011f\u0131n yolu oldu\u011fu gibi, iman ve Kur’an’\u0131n da yoludur. Bu yolda “herkes kendi mesle\u011finin sevgisiyle hareket eder, di\u011fer gruplara husumet beslemez. Onlara y\u00f6neltece\u011fi tenkitler, y\u0131k\u0131c\u0131, k\u0131r\u0131c\u0131 ve k\u00fcst\u00fcr\u00fcc\u00fc de\u011fildir. Kendi grubunun itibar kazanmas\u0131n\u0131 \u00f6b\u00fcr\u00fcn\u00fcn ibd\u00e2l ve tezl\u00eelinde aramaz. Onu da bir karde\u015f bilir ve kusurlar\u0131n\u0131 ara\u015ft\u0131rmaz. Fazilet ve ba\u015far\u0131lar\u0131n\u0131 g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc zaman takdir eder ve sevinir. K\u0131sacas\u0131, herkesle beraber bir hay\u0131r yar\u0131\u015f\u0131nda bulundu\u011funu ve gene onlarla, k\u0131ymetli bir hazineyi ta\u015f\u0131ma mecburiyetinde oldu\u011funu bir l\u00e2hza hat\u0131r\u0131ndan \u00e7\u0131karmaz. B\u00f6yle olunca da, ayni istikamette hareket eden herkesi, kendine yard\u0131mc\u0131 kabul eder, her muvaffakiyete tazim durur, her sa’yi alk\u0131\u015flar ve her yard\u0131m elini \u00f6per.<\/p>\n

Devr-i Ris\u00e2let -Pen\u00e2h\u00eede, emirler bu istikamette s\u00e2d\u0131r oldu\u011fu gibi, pratik de, bu anlay\u0131\u015f \u00e7izgisi \u00fczerinde cerey\u00e2n etmi\u015ftir. Uzla\u015ft\u0131r\u0131c\u0131 fakt\u00f6rlerin \u015fuur haline gelmesine, karde\u015flik anlay\u0131\u015f\u0131n\u0131n \u00e7ok ileri seviyeye ula\u015ft\u0131r\u0131lm\u0131\u015f olmas\u0131na ra\u011fmen, ayr\u0131 ayr\u0131 \u00e7i\u00e7ek ve semereleri tekeff\u00fcl eden farkl\u0131 istidatlara hi\u00e7 ili\u015filmemi\u015ftir.<\/p>\n

Bir Ebu Zer ile Abdurrahman bin Avf’\u0131n, bir Bil\u00e2l ile Hz. Osman’\u0131n, k\u00fc\u00e7\u00fcmsenmeyecek kadar farkl\u0131, m\u00fcl\u00e2hazalar\u0131, teferruattaki farkl\u0131 g\u00f6r\u00fc\u015fleri, hi\u00e7 mi hi\u00e7 yad\u0131rganmam\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n

\u0130\u00e7tim\u00e2\u00ee vahdeti zedelemedikten sonra, kab\u00eele ve a\u015f\u00eeretler aras\u0131ndaki tutkunlu\u011fa da dokunulmam\u0131\u015ft\u0131r. Evet, Muh\u00e2cir ve Ans\u00e2r diye iki ayr\u0131 \u015ferefli \u00fcnvana dokunulmad\u0131\u011f\u0131 gibi, Evs ve Hazrec namlar\u0131 da ilelebet s\u00fcr\u00fcp gitmi\u015ftir. Sad b. Muaz’\u0131n, kabilesine “Efendinize aya\u011fa kalk\u0131n” derken tabiat\u0131 be\u015fer teyit buyruluyor ve her kabile ayr\u0131 ayr\u0131 buyruklar alt\u0131nda cih\u00e2da g\u00f6t\u00fcr\u00fcl\u00fcrken, hamiyet ocaklar\u0131, fetih ve zafer hesab\u0131na yak\u0131l\u0131p tutu\u015fturuluyordu. Hatta aralar\u0131ndaki muf\u00e2herelere – cid\u00e2le girmemek kayd\u0131yla – g\u00f6z yumuluyordu. “Kur’an’\u0131 ezberleyenler bizdendir, falan bizdendir, filan bizdendir” \u015feklinde cereyan eden her \u015fey hemen hemen hep m\u00fcs\u00e2maha ile kar\u015f\u0131lan\u0131yordu ve bir bak\u0131ma bunlar, \u00e7ok h\u0131zl\u0131 y\u00fckselen o cemaat i\u00e7in, y\u00fckseltme nirengileri oluyordu.<\/p>\n

Evet.. B\u00fct\u00fcn bunlar vard\u0131, ama ittifak ve \u00e2henk de vard\u0131. Marz-i \u0130l\u00e2h\u00eeyi kazanma sath-\u0131 m\u00e2ilinde her ferd, senfonizmadaki “intib\u00e2k\u00e2t-\u0131 asv\u00e2t” keyfiyetinde oldu\u011fu gibi, na\u011fmesini umum havaya uyum ritmiyle ed\u00e2 ediyordu. Ediyordu, \u00e7\u00fcnk\u00fc olgundu; hakperestti; mukaddes bildi\u011fi \u015feylerin ufkunda \u015fehb\u00e2l a\u00e7mas\u0131n\u0131n delisiydi ve \u015fe\u00e2irin tazim g\u00f6rmesini istiyordu; bunlar kimin taraf\u0131n yap\u0131l\u0131rsa yap\u0131ls\u0131n, onun i\u00e7in ehemmiyeti yoktu.. G\u00fcn do\u011fup bir sabah olduktan sonra ona, ha sultanl\u0131k verilmi\u015f, ha bir dilencilik…<\/p>\n

Yeni do\u011fu\u015fun Ans\u00e2r ve H\u00e2v\u00e2rileri, saadetlerini ba\u015fkalar\u0131 i\u00e7in unutmu\u015f b\u00fcy\u00fck di\u011ferg\u00e2mlar ve etraf\u0131n lezzet ve mutlulu\u011fuyla g\u00f6nl\u00fcnde cennet kuranlar olacakt\u0131r.<\/p>\n

Devrimizdeki grupla\u015fmalardan biri de belki de en tehlikelisi, kana, \u0131rka dayal\u0131 grupla\u015fmad\u0131r. Bu da bat\u0131 men\u015felidir ve bat\u0131 men\u015feli olmas\u0131 da hi\u00e7 bir m\u00fcnevverin \u015f\u00fcphe etmeyece\u011fi kadar kat’idir.<\/strong><\/p>\n

Tabakat-\u0131 be\u015fer \u00e7ap\u0131nda kavgalar\u0131n verildi\u011fi ve b\u00fct\u00fcn insanl\u0131\u011f\u0131 i\u00e7ine alacak \u015fekilde ideolojilerin ideolojilerle \u00e7arp\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131 bir d\u00f6nemde, b\u00f6yle bir anlay\u0131\u015f olduk\u00e7a garibdir. Hele hele, bir m\u0131nt\u0131kada bulunup da, ayn\u0131 sosyolojik yap\u0131ya sahip olan kimseleri, \u00e7e\u015fitli etnik gruplar halinde m\u00fct\u00e2l\u00e2a etmek, gayet g\u00fcl\u00fcn\u00e7 ve g\u00fcl\u00fcn\u00e7 oldu\u011fu kadar da, yar\u0131nki herc-\u00fc merci haz\u0131rlamas\u0131 bak\u0131m\u0131ndan tehlikelidir. G\u00fcl\u00fcn\u00e7t\u00fcr, zira as\u0131rlardan beri (tebelb\u00fcl\u00fc akv\u00e2m)’a sahne olmu\u015f vatan\u0131m\u0131zda, (safkan) dedi\u011fimiz \u015feyi arama “levh-i mahfuz”a muttali olmaya v\u00e2bestedir. Kald\u0131 ki, \u015fark, garb, cenub, \u015fim\u00e2l Anadolu\u2019nun hemen her taraf\u0131ndan yerle\u015fmi\u015f, olduk\u00e7a farkl\u0131 topluluklar vard\u0131r. Ve bunlardan her birerlerinin i\u00e7inde de\u011fi\u015fik (\u0131rk) iddias\u0131yla te\u015fekk\u00fcl etmi\u015f gruplar da vard\u0131r. Bu gruplardan her birerlerinin bilerek veya bilmeyerek bu g\u00fcl\u00fcn\u00e7 duruma d\u00fc\u015ft\u00fc\u011f\u00fc de muhakkakt\u0131r. \u00d6yle ise, siy\u00e2si, gayr-i siy\u00e2si b\u00fct\u00fcn gruplar i\u00e7in (vahy-i m\u00fcnzel)’in \u00e2lem-\u015f\u00fcm\u00fbl davetine icabetten ba\u015fka, ne \u00e7are ne de makul bir mesnet kalmad\u0131\u011f\u0131 \u00e7a\u011fr\u0131s\u0131yla insan\u0131m\u0131za sesleniyoruz; “Hepiniz toptan Allah’\u0131n ipine s\u0131ms\u0131k\u0131 sar\u0131l\u0131n ve sak\u0131n par\u00e7alan\u0131p ayr\u0131lmay\u0131n” don oldu\u011fu gibi bug\u00fcn de b\u00f6yle bir karde\u015fli\u011fi ger\u00e7ekle\u015ftirmek m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr. Elverir ki, bu \u00e7ok ciddi mesele, \u0130l\u00e2hi if\u00e2de adesesi alt\u0131nda, ak\u0131l ve mant\u0131k d\u00fcsturlar\u0131yla ele al\u0131ns\u0131n.<\/p>\n

Art\u0131k b\u00fct\u00fcn meselelerimizi bir his ve heyecan zemzemesi i\u00e7inde de\u011fil de, mukaddes prensiplerimiz muv\u00e2cehesinde ve bir i\u00e7tim\u00e2i muk\u00e2vele \u015feklinde ele alma mecb\u00fbriyetindeyiz. Zira, d\u0131\u015f mihraklar\u0131n imal etti\u011fi \u00e7e\u015fitli alternatifler ve bizim i\u00e7imizde de bir k\u0131s\u0131m menfaat gruplar\u0131n\u0131n zuhuru, bundan ba\u015fka mukaddes gaye ve ide\u00e2llere kar\u015f\u0131 ihtiram hissinin sars\u0131lmas\u0131, keza b\u00fcy\u00fck dava ve ona ba\u011fl\u0131 m\u00fcbeccel mefhumlar\u0131n yerini bir k\u0131s\u0131m k\u00fc\u00e7\u00fck hesap ve \u00e7\u0131karlar\u0131n almas\u0131, aradaki rab\u0131tay\u0131 daha kuvvetli hale getirmemizi zaruri k\u0131lmaktad\u0131r. Oda, b\u00fct\u00fcn fasl-\u0131 m\u00fc\u015ftereklerimizi ortaya d\u00f6kerek, onlarla ay\u0131r\u0131c\u0131 fakt\u00f6rlerin muvazenesini yapma \u015feklinde olacakt\u0131r. \u0130man esaslar\u0131 birli\u011fini, amel ve ibadet birli\u011fi, sonra vatan ve k\u00fclt\u00fcr birli\u011fi, as\u0131rlar\u0131 a\u015fan ac\u0131, tatl\u0131 kader birli\u011fi d\u00fc\u015fman ve has\u0131m birli\u011fi gibi fasl-\u0131 m\u00fc\u015ftereklerimizi… Evet b\u00fct\u00fcn bunlar en m\u00fcbeccel \u015feylerden daha m\u00fcbeccel, daha mukaddes ba\u011flay\u0131c\u0131 ve birle\u015ftirici unsurlar oldu\u011fu halde, bunlar\u0131n yan\u0131nda b\u00f6l\u00fcnmeyi gerektirecek \u015feyler, kayda de\u011fer \u015feyler olmad\u0131\u011f\u0131 da bir vak\u0131ad\u0131r.<\/p>\n

Esasen, Sahib-i \u015eeriat taraf\u0131ndan da mesele, bu \u015fekilde ele al\u0131nm\u0131\u015ft\u0131r. Kelime-i \u015eah\u00e2det, en b\u00fcy\u00fck bir esas kabul ve tespit edildi\u011fi gibi, ed\u00e2 eden her ferdin de m\u00e2suniyetinin remzi olmu\u015ftur. \u00dcsame’nin \u015fiddetli it\u00e2b g\u00f6r\u00fcp, azarlanmas\u0131, Muhallem’in huzurdan uzakla\u015ft\u0131r\u0131l\u0131p y\u00fcz\u00fcne bak\u0131lmamas\u0131 gibi pek \u00e7ok h\u00e2dise var ki, neyin s\u00e2hib-i \u015eeriat’a en birinci r\u00e2b\u0131ta ve esas oldu\u011funu a\u00e7\u0131k\u00e7a g\u00f6stermektedir.<\/p>\n

Mesele b\u00f6yle ortaya konunca, ehl-i \u00eeman, ehl-i secde ve ehl-i k\u0131ble olanlarla anla\u015fmama, uzla\u015fmama bir tarafa, onlar\u0131 tekf\u00eer, tadl\u00eel ve tecr\u00eem etmeye kalkmak, iman ve izanla nas\u0131l telif edilir!. Bir de bu i\u015fi yapanlar, kitleleri sevk ve idare eden liderler olursa, o zaman tahrib\u00e2t kadar cinayet ve c\u00fcr\u00fcm de bir ka\u00e7 kat olmaz m\u0131? Evet bu umum\u00ee muvazenesizlik mevzuunda en bedbahtlar “\u0130\u00e7tim\u00e2\u00ee durumu itibariyle bir hatas\u0131 binlere b\u00e2li\u011f olan imam, rehber ve liderlerdir.”<\/p>\n

B\u00fct\u00fcn rehber ve rehn\u00fcm\u00e2lara lider ve ba\u015fbu\u011flara vicdan-i umum\u00eeyi t\u00e2mire m\u00e2tuf bir hususu, bir kere daha hat\u0131rlatmak istiyoruz.<\/p>\n

Sevginiz Allah i\u00e7in, nefretiniz Allah i\u00e7in, \u00f6fkeniz Allah i\u00e7in olsun. Nefsin mabudiyetine art\u0131k bir son verin, zira nefsine peresti\u015f edenin ne Hakk’\u0131 ne de halk\u0131 sevmesi m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildir. Dostlar\u0131n\u0131z\u0131 Hak \u00f6l\u00e7\u00fcleri i\u00e7inde sevin ve onlara kar\u015f\u0131 m\u00fcr\u00fcvvetten ayr\u0131lmay\u0131n. D\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131z entrikalar\u0131na kar\u015f\u0131 uyan\u0131k olun: Onlar\u0131n oyunlar\u0131na gelmeyin ve onlar\u0131 idare etmesini bilin. Kendi aran\u0131zda birbirinizden adam ayartma ve aktarmay\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnmeyin ve bu al\u00e7alt\u0131c\u0131 yola tenezz\u00fcl etmeyin. \u00c7\u00fcnk\u00fc toplulu\u011funuz, ne kemm\u00ee ne de keyf\u00ee bundan hi\u00e7 bir \u015fey kazanmayacakt\u0131r.<\/strong><\/p><\/blockquote>\n

Kinin ve nefretin \u015fimdiye kadar halletti\u011fi hi\u00e7 bir mesele olmad\u0131\u011f\u0131n\u0131 bir kere daha hat\u0131rlayarak, medenilere kar\u015f\u0131 galebenin ancak ikn\u00e2 ile olabilece\u011fine katiyen inan\u0131n ve son bir kere de bu yolu deneyin.<\/p>\n

Birle\u015ftirme Havarisi gibi, u\u011frad\u0131\u011f\u0131n\u0131z her \u015fahsa (Gelin, birle\u015felim) demeyiniz ve hele bunu derken, grubunuza davet ed\u00e2s\u0131 i\u00e7inde asla ifade etmeyiniz. Zira bu tutumunuz \u015fimdiye kadar en hakperestlerde dahi grup hamiyetini tahrik etmeden ba\u015fka bir i\u015fe yaramam\u0131\u015ft\u0131r. Bilakis u\u011frad\u0131\u011f\u0131n\u0131z kimselerin, hizmetlerini sen\u00e2 ediniz, rehber ve m\u00fcr\u015fitlerine kar\u015f\u0131 h\u00fcrmetk\u00e2r oluruz.<\/p>\n

Bir m\u00fcmin olarak k\u00e2inata “mehd-i uhuvvet” nazariyle bak\u0131p, her varl\u0131kla m\u00fcnasebet kurma yolunu ara\u015ft\u0131r\u0131n\u0131z ve hele mutlak surette, m\u00fcminlere kar\u015f\u0131 daima m\u00fcl\u00e2yim ve dif\u00fczyona haz\u0131r durumda bulununuz.<\/p>\n

Sizi buraya kadar haz\u0131rlay\u0131p sevk ve idare eden in\u00e2yet eliniz i\u015fledi\u011fi hikmetleri de zinh\u00e2r tenkit etmeyiniz. Kim bilir hen\u00fcz r\u00fc\u015fd\u00fcn\u00fc idrak edememi\u015f \u015fu heyet-i umumiyenin, belki bir m\u00fcddet daha ayr\u0131 ayr\u0131 cetvellerde akmas\u0131 gerekmektedir.<\/p>\n

Ve hepiniz tenkidi at\u0131p bir miktar da takdir ve tebcille ya\u015fay\u0131n\u0131z. Allah mu\u00eeniniz olsun..<\/p>\n

Do\u00e7. Dr. \u0130brahim C\u00e2n\u00e2n Bey,(merhum) b\u00fcy\u00fck muhtev\u00e2l\u0131 ve k\u00fc\u00e7\u00fck hacimli kitab\u0131yla, bu en b\u00fcy\u00fck derdimize parmak bas\u0131yor ve bir hekim haz\u00e2kati i\u00e7inde teker teker tedavi yollar\u0131na tasadd\u00ee ediyor.<\/p>\n

Kendisine b\u00fct\u00fcn okuyucular\u0131 ad\u0131na te\u015fekk\u00fcr eder, ems\u00e2li hizmetlerinin tem\u00e2disini dilerim.<\/p>\n

Fethullah G\u00fclen, S\u0131z\u0131nt\u0131, Temmuz 1979, Say\u0131 6<\/strong><\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

G\u00fcn\u00fcm\u00fczde \u00e7e\u015fitli fikir ak\u0131mlar\u0131 ve \u00e7alkalanmalar vard\u0131r ve olacakt\u0131r da.. \u00c7\u00fcnk\u00fc insan\u0131m\u0131z bunal\u0131mlar i\u00e7indedir. \u0130limlerin esas\u0131, ara\u015ft\u0131rmaya g\u00f6t\u00fcren \u015f\u00fcpheler oldu\u011fu gibi, fikir ak\u0131mlar\u0131n\u0131n men\u015fei de bir bak\u0131ma bunal\u0131mlard\u0131r. Asra g\u00f6re her t\u00fcrl\u00fc ihtiya\u00e7lar\u0131 temin edilmi\u015f ve tabi\u00ee geli\u015fmesini s\u00fcrd\u00fcren topluluklarda s\u0131k\u0131nt\u0131 yok denecek kadar azd\u0131r. Madd\u00ee-manev\u00ee ihtiya\u00e7lar\u0131 giderilememi\u015f ve f\u0131tr\u00ee geli\u015fmesini s\u00fcrd\u00fcremeyen topluluklarda ise, i\u00e7 …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":2783,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,122],"tags":[898,340,897,23,899,36,112,41,440,900],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2780"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=2780"}],"version-history":[{"count":3,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2780\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":2784,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/2780\/revisions\/2784"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/2783"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=2780"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=2780"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=2780"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}