M\u00fcsl\u00fcmanlar olarak Hicretin bir y\u0131l d\u00f6n\u00fcm\u00fcn\u00fc daha idr\u00e2k ederek 1412 senesine ba\u015flad\u0131k. \u0130sl\u00e2m \u00e2lemine m\u00fcbarek olsun.<\/p>\n

Hicret, Allah’\u0131n dinini yayma gayretinin m\u00fchim bir merhalesidir. \u0130man, akidenin kalbde ve ak\u0131lda iyice yerle\u015fmesi ise, hicret de bu do\u011fru inanc\u0131n gere\u011fini ya\u015fama, ba\u015fkalar\u0131na da duyurma iradesinin ger\u00e7ekle\u015fmesidir. Cihad ise, bu tebli\u011f ve yayma gayretini -gerekti\u011finde kuvvete de ba\u015fvurarak- daha ileriye g\u00f6t\u00fcrmektir. “Onlar ki iman ettiler, Allah yolunda hicret ve cihad ettiler, onlar ki (muhacirleri) bar\u0131nd\u0131r\u0131p onlara yard\u0131m ettiler… \u0130\u015fte onlard\u0131r ger\u00e7ek m\u00fc’minler” (Enfal, 74)<\/strong> gibi birka\u00e7 \u00e2yet-i kerimedeki iman-hicret-cihad s\u0131ralamas\u0131, her m\u00fcminin hayat\u0131n\u0131 dolduran bu \u00fc\u00e7 merhaleye dikkat \u00e7eker. Biz bu makalemizde, hicret h\u00e2disesinin ihtiva etti\u011fi birtak\u0131m \u00f6rnek davran\u0131\u015flar\u0131 hat\u0131rlamaya \u00e7al\u0131\u015faca\u011f\u0131z. Bunlar, asl\u0131nda sayacaklar\u0131m\u0131zdan \u00e7ok daha fazla olmakla birlikte, biz sadece baz\u0131lar\u0131na temas edece\u011fiz:<\/p>\n

1- \u0130nsan, yarat\u0131l\u0131\u015f\u0131 gere\u011fi do\u011fup b\u00fcy\u00fcd\u00fc\u011f\u00fc ortama ba\u011fl\u0131d\u0131r, oray\u0131 kolay kolay terk edemez. Daha sonra sosyal ve ekonomik \u015fartlar da, onun bu tabi\u00ee meylini iyice kuvvetlendirir. Art\u0131k onun vatan\u0131ndan ayr\u0131lmas\u0131 \u00e2deta imk\u00e2ns\u0131zla\u015f\u0131r. Fakat insan\u0131n iman etti\u011fi bir de\u011fer sistemine ba\u011fl\u0131l\u0131\u011f\u0131 y\u00fcksek bir dereceye ula\u015f\u0131rsa o zor \u015fartlar\u0131 a\u015far : “Ben Rabbime muhacirim, yani Onun emretti\u011fi yere muhacirim” (Ankebut, 26)<\/strong>. Her \u015feyin dizgini elinde olan, yerin g\u00f6\u011f\u00fcn Sahibi, t\u00fckenmez hazinelerin M\u00e2liki Allah da, onun bu feragatine ve d\u00fcnyaya de\u011fer vermeyi\u015fine kar\u015f\u0131: “Her kim Allah yolunda hicret ederse yery\u00fcz\u00fcnde bereketli yer ve geni\u015flik bulur (…)” (Nisa, 100) <\/strong>buyurarak onu l\u00fctfuna mazhar eder. M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n hicret sayesinde devlete ve servete kavu\u015ftuklar\u0131, Medine minberinden, Allah’\u0131n kurtar\u0131c\u0131 davetini her tarafa i\u015fittiren en b\u00fcy\u00fck Muhacir (aleyhi’s-salat \u00fc ve’s-sel\u00e2m) kumandas\u0131nda Medine’yi \u00fcs edinerek, \u0130sl\u00e2m’\u0131, tarihte ba\u015fka hi\u00e7bir yay\u0131lmaya nasib olmayan bir s\u00fcratle ne\u015frettikleri tarih\u00ee bir ger\u00e7ektir.<\/p>\n

\n
1. M\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n lideri olan Hz. Peygamber (asm)’in, hicret edecek b\u00fct\u00fcn t\u00e2bilerinin hicretlerini temin ederek onlar\u0131n salimen gitmelerini sa\u011flamadan kendisi Mekke’den ayr\u0131lmad\u0131. Bunda liderlerin alaca\u011f\u0131 ders vard\u0131r. \u0130mam, icab\u0131nda koca bir ordu i\u00e7inde k\u00fc\u00e7\u00fck bir h\u00fcdh\u00fcd ku\u015funun bile eksikli\u011finin fark\u0131nda olacak, b\u00fct\u00fcn efrad\u0131n durumunu \u00f6\u011frenip gerekli hususlar\u0131 iyile\u015ftirecektir. Lider, aleyhteki \u015fiddetleri g\u00f6\u011f\u00fcsleyecek, ba\u011fl\u0131lar\u0131n\u0131n emniyetini sa\u011flayacakt\u0131r.<\/strong><\/li>\n
2. Medine-i M\u00fcnevvere’ye hicretten sonra Hz. Peygamber (asm)’in te\u015febb\u00fcs etti\u011fi ilk i\u015f, oran\u0131n yerli m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 ile muhacirleri “karde\u015fle\u015ftirme” olmu\u015ftur. Bu “mu\u00e2h\u00e2t”,<\/strong> kelimenin tam anlam\u0131yla bir karde\u015flik olmu\u015ftu. O kadar ki, “karde\u015flik” kelimesi bile -bazan \u00e7a\u011fr\u0131\u015ft\u0131rd\u0131\u011f\u0131 ayk\u0131r\u0131 durumlar sebebiyle- bu vak\u0131ay\u0131 ifade etmekten \u00e2ciz kalmaktad\u0131r. Zira bu mu\u00e2h\u00e2t, ensar\u0131n sahib oldu\u011fu her \u015feye muhacirleri ortak k\u0131lm\u0131\u015f, karde\u015fler vefatlar\u0131ndan sonra birbirlerine v\u00e2ris olmu\u015flar, hatta baz\u0131lar\u0131 nik\u00e2h\u0131 alt\u0131ndaki birden fazla kar\u0131s\u0131ndan bo\u015fanarak, ba\u015fka bir surette evlenme imk\u00e2n\u0131 bulamayan bir muhacir karde\u015finin aile yuvas\u0131na kavu\u015fmas\u0131n\u0131 sa\u011flam\u0131\u015flard\u0131r. Bu mu\u00e2h\u00e2t, \u0130sl\u00e2m’\u0131n i\u00e7tima\u00ee hayata bak\u0131\u015f\u0131n\u0131 anlamak bak\u0131m\u0131ndan \u00e7ok \u00f6rnekler ihtiva etmektedir.<\/strong><\/li>\n
3. Mu\u00e2h\u00e2t\u0131n hemen pe\u015finden gelen i\u015f, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 Allah’a ibadet edecekleri bir mek\u00e2na kavu\u015fturmak te\u015febb\u00fcs\u00fc olmu\u015ftur. Bir arsa sat\u0131n al\u0131narak k\u0131sa zamanda sade bir mescid bina edilmi\u015ftir. Bu mescid, tam ma’n\u00e2s\u0131yla bir cami (yani toplay\u0131c\u0131) olmu\u015f, toplu ibadetin yan\u0131s\u0131ra, m\u00fcsl\u00fcman toplumun e\u011fitim ve \u00f6\u011fretim kurumu olarak kullan\u0131lm\u0131\u015f, ayr\u0131ca ihtiya\u00e7 duyulan daha bir\u00e7ok fonksiyonun ifa edildi\u011fi bir merkez olmu\u015ftur (adl\u00ee i\u015fler, yabanc\u0131 \u00fclke heyetlerinin kabul yeri, duruma g\u00f6re misafirhane vb.). Demekki ihtiya\u00e7lar i\u00e7in, her an kullan\u0131lmaya haz\u0131r, kamuya ait bir mek\u00e2n \u00f6ncelikle gereklidir.<\/strong><\/li>\n
4. Hz. Peygamber (asm) hicret yolculu\u011funun sonunda Medine i\u00e7ine do\u011fru ilerlerken, devesi Kasv\u00e2, \u015fimdi Mescid-i Nebev\u00eenin bulundu\u011fu yere \u00e7\u00f6k\u00fcnce, “\u00een\u015faallah menzilimiz buras\u0131d\u0131r”<\/strong> buyurmu\u015ftu. Buras\u0131 hurma kurutmak i\u00e7in kullan\u0131lan bo\u015f bir arsa idi. Oran\u0131n sahibini sorunca, Muaz b. Afra (ra) “Sehl ve S\u00fcheyl isimli iki yetime ait olup onlar da benim himayem alt\u0131ndad\u0131rlar” dedi. Muaz ile Es’ad b. Z\u00fcrare (ra) bedelini verip arsay\u0131 m\u00fcsl\u00fcmanlara hediye etmek istediler ise de Efendimiz kabul etmedi. Kendilerinden sat\u0131n almak \u00fczere o yetimleri \u00e7a\u011f\u0131rtt\u0131.<\/li>\n<\/ol>\n

   O gen\u00e7ler: “Vallahi satmay\u0131z, bedelini Allah’dan umarak teberru ederiz” dediler. Fakat Hz. Peygamber (asm) kabul etmeyip fiat takdir edilmesinde \u0131srar etti ve de\u011fer bi\u00e7ilen on dinara (alt\u0131na) sat\u0131n ald\u0131. Halbuki i\u00e7tima\u00ee ihtiya\u00e7lar i\u00e7in, zaman zaman, Peygamber Efendimizin m\u00fcminleri teberruya te\u015fvik etti\u011fini Siret-i seniyyesinden \u00f6\u011frenmekteyiz. Kanaatimce, ya o s\u0131rada arsay\u0131 alacak imk\u00e2n bulundu\u011fundan, yahut daha ba\u015flang\u0131\u00e7ta insanlar\u0131 mal\u00ee bir imtihana sokup baz\u0131 zanlar uyand\u0131rmak istemedi\u011finden b\u00f6yle davranmay\u0131 m\u00fcnasip g\u00f6rm\u00fc\u015ft\u00fcr.<\/strong><\/p>\n

   \n
   1. Hz. Eb\u00fb Bekir (ra), Efendimiz (asm)’\u0131n en s\u00e2d\u0131k sahabisi idi. Eb\u00fb Bekir (ra)’\u0131n, O’nun u\u011frunda yapamayaca\u011f\u0131 \u015fey yoktu. Bundan \u00f6t\u00fcr\u00fcd\u00fcr ki hem en a\u011f\u0131r g\u00f6rev, hem de en y\u00fcksek makam olan Hicret refakatini, ona saklam\u0131\u015ft\u0131. Hal b\u00f6yle iken, Hz. Peygamber, hicret edece\u011fi s\u0131rada, biri kendisi, di\u011feri k\u0131lavuzu taraf\u0131ndan kullan\u0131lacak iki deveyi, Hz. Eb\u00fb Bekir (ra)’dan paras\u0131yla sat\u0131n alm\u0131\u015ft\u0131. B\u00f6ylece, din hizmeti kar\u015f\u0131l\u0131\u011f\u0131nda halktan bir \u015fey beklememe hususunda \u00f6rnek olmu\u015f, amelini s\u0131rf Allah i\u00e7in h\u00e2lis k\u0131lm\u0131\u015f, \u015fahs\u00ee menfaat konusunda hi\u00e7bir ittiham veya vesveseye mahal b\u0131rakmam\u0131\u015ft\u0131r.<\/strong><\/li>\n
   2. Yayg\u0131n bir uygulamaya g\u00f6re lider i\u015fleri pl\u00e2nlar ve emirler verir, fiilen \u00e7al\u0131\u015fmaz, i\u015fleri alt seviyede olanlar yaparlar. Fakat Hz. Peygamber (asm) Mescidin in\u015fas\u0131na fiilen kat\u0131lm\u0131\u015f, a\u011f\u0131r ta\u015flar\u0131 ve kerpi\u00e7leri elbisesine doldurarak ta\u015f\u0131m\u0131\u015f, \u00e7al\u0131\u015fanlar\u0131 \u015fevklendirmek i\u00e7in nakarat tarz\u0131nda recez s\u00f6ylemi\u015ftir. \u015e\u00f6yle buyurdu\u011fu nakledilmektedir:<\/li>\n<\/ol>\n

      Ta\u015f\u0131d\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015fu y\u00fck ey Rabbimiz!<\/strong><\/p>\n

      Hayber’in y\u00fck\u00fcnden daha hay\u0131rl\u0131, daha temiz!<\/strong><\/p>\n

      Ya Rabb! hay\u0131r ancak ahiret hayr\u0131,<\/strong><\/p>\n

      Muhacirlerle Ensara Sen ac\u0131!<\/strong> (M.A. Koksal, Medine Devri, I, 123. Terc\u00fcme muhterem Koksal’a ait olup, kaynaklan i\u00e7in oraya bak\u0131labilir).<\/p>\n

      Demek Hz. Peygamber (asm) fiil\u00ee \u00e7al\u0131\u015fmay\u0131 tenezz\u00fcl mes’elesi saymam\u0131\u015f, aksine bir i\u015fi emredene imk\u00e2n \u00f6l\u00e7\u00fcs\u00fcnde onun yap\u0131lmas\u0131na katk\u0131da bulunmas\u0131n\u0131 tavsiye etmi\u015f, bunun mevki ve mehabeti giderece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnmemi\u015f, fakat ashab\u0131 (ra) da, O b\u00f6yle davran\u0131yor diye nazarlar\u0131nda O’n\u00fc k\u00fc\u00e7\u00fck g\u00f6rmeye gitmemi\u015flerdir.<\/strong><\/p>\n

      \n
      1. Hz. Peygamber (asm)’in Medine’ye giri\u015fini Abdullah b. Sel\u00e2m \u015f\u00f6yle anlat\u0131r: “Resulullah (asm) Medine’ye gelince, halk ona \u00fc\u015f\u00fc\u015ft\u00fc. O’nu g\u00f6rmek i\u00e7in ben de halk\u0131n aras\u0131na kar\u0131\u015ft\u0131m. Resulullah’in y\u00fcz\u00fcn\u00fc g\u00f6r\u00fcnce anlad\u0131m ki O’nun y\u00fcz\u00fc, bir yalanc\u0131n\u0131n y\u00fcz\u00fc de\u011fildir. O’ndan ilk i\u015fitti\u011fim s\u00f6z \u015fu oldu:<\/li>\n<\/ol>\n

         “Ey insanlar! Sel\u00e2m\u0131, selamla\u015fmay\u0131 yay\u0131n\u0131z. Yemek yediriniz. Akrabal\u0131k haklar\u0131m g\u00f6zetiniz. Halk uyurken siz namaz k\u0131l\u0131n\u0131z. B\u00f6ylece sel\u00e2metle Cennet’e girersiniz!”<\/strong><\/p>\n

         Demek ki esas hedef, ferdi ve ayr\u0131lmaz bir sonucu olarak toplumu y\u00fcceltmektir. Hasb\u00eelik, sel\u00eem bir kalb ve onun aynas\u0131 olan temiz bir s\u00eema, bir iki s\u00f6zle izhar edilen hay\u0131rhaht\u0131k (iyi niyet), o zamana kadar bir yahudi bilgini olan Abdullah b. Sel\u00e2m’\u0131 \u0130sl\u00e2m’a celbetmeye yetmi\u015fti (Radiyallahu anh).<\/strong><\/p>\n

         \n
         1. Hicret esnas\u0131nda Efendimiz (asm)’in k\u0131lavuzu Abdullah \u0130bn \u00dcreyk\u0131t, isimli bir m\u00fc\u015frik, Medine’ye girmek \u00fczere oldu\u011funu haber ve m\u00fcjde veren de bir yahudi olmu\u015ftu. Demek ki ihl\u00e2s, bazan gayri m\u00fcslimleri bile musahhar eder, ihl\u00e2s sayesinde Allah onlar\u0131 isl\u00e2m’a hizmet ettirebilir.<\/strong><\/li>\n<\/ol>\n

            \u00e7. Hicreti takib eden ilk d\u00f6nemde, siyas\u00ee ve idar\u00ee sahada Peygamberimiz (asm) \u015fu uygulamay\u0131 yapm\u0131\u015ft\u0131: Say\u0131ca fazla olan m\u00fc\u015frikler ve ticar\u00ee hayata h\u00e2kim olan yahudilerle diyalog neticesinde Medine \u015fehir devletini herhangi bir sald\u0131r\u0131 kar\u015f\u0131s\u0131nda m\u00fcdafaa i\u00e7in ortak bir savunma pakt\u0131 tesis etmi\u015fti. B\u00f6ylece hem onlar\u0131n hiyanetlerini \u00f6nlemi\u015f, hem de ba\u015fta Kurey\u015f olarak di\u011fer d\u00fc\u015fmanlar\u0131na kar\u015f\u0131 kuvvetine kuvvet katm\u0131\u015ft\u0131. Demek ki m\u00fcsl\u00fcmanlar, b\u00fct\u00fcn k\u00fcf\u00fcr d\u00fcnyas\u0131na birden cephe almak yerine, mevcut \u015fartlar\u0131 m\u00fcmk\u00fcn mertebe de\u011ferlendirerek Allah’\u0131n hidayetini tebli\u011f ve kendi varl\u0131klar\u0131n\u0131 emniyet alt\u0131na almaya \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131d\u0131rlar.<\/strong><\/p>\n

            \n
            1. Ensar ve muhacirden karde\u015fle\u015fen iki ki\u015fiden biri tarlada, bah\u00e7ede, i\u015f yerinde \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken, d\u00fcnya i\u015flerine verdikleri \u00f6nem kadar din\u00ee bilgilerini \u00f6\u011frenmeye ve ilerletmeye de \u00f6nem veriyorlard\u0131. Hz. Peygamber (asm)’in sohbetinde olma i\u015fini de, aralar\u0131nda n\u00f6bete bindirmi\u015flerdi. Biri i\u015fte iken, \u00f6b\u00fcr\u00fc Hz. Peygamber’in civar\u0131nda bulunuyor, tebli\u011f edilen yeni ahk\u00e2m\u0131, ondan \u00f6\u011frendi\u011fi herhangi bir hususu, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131 ilgilendiren haberi ak\u015famleyin d\u00f6n\u00fcp arkada\u015f\u0131na naklediyordu. Bunda, ba\u015fta din olmak \u00fczere faydal\u0131 her \u015feyi \u00f6\u011frenme i\u00e7in zaman ay\u0131rmak, emek sarfetmek gerekti\u011fine dair alaca\u011f\u0131m\u0131z ders vard\u0131r.<\/strong><\/li>\n
            2. Hz. \u00d6mer (ra)’\u0131n hilafeti d\u00f6neminde sahabe-i kiram (ra) \u0130sl\u00e2m takvimi i\u00e7in bir ba\u015flang\u0131\u00e7 tesbit etme i\u015fini m\u00fczakere ettiler. \u00c7e\u015fitli ihtimaller s\u00f6zkonusu idi. Hz. Peygamber (asm)’\u0131n Mevlidi, yahut bi’seti yani Peygamber yap\u0131ld\u0131\u011f\u0131 zaman veya hicreti yahut \u015firkin belini k\u0131ran Bedir zaferi veya Mekke’nin fethi esas al\u0131nabilirdi. Fakat onlar di\u011ferlerini de\u011fil de, Hicret-i seniyyeyi esas ald\u0131lar. Zira Mevlid-i Nebeviyi esas almada, h\u0131ristiyanlar\u0131n Hz. \u0130sa (as)’\u0131 a\u015f\u0131r\u0131 tazim iddias\u0131yla d\u00fc\u015ft\u00fckleri \u015firk ihtimali vard\u0131. Di\u011fer vak’alar ise, Hicretin bereketi sayesinde elde edilen semereler idi. \u015eu halde onlara g\u00f6re Hicret, \u0130sl\u00e2m tarihindeki b\u00fct\u00fcn f\u00fctuhatlar\u0131n temelinde bulunan ba\u015fl\u0131ca \u00e2mil say\u0131l\u0131yordu.<\/strong><\/li>\n
            3. M\u00fcminler Resulullah (asm)’a g\u00f6sterdikleri bu itaat ve ba\u011fl\u0131l\u0131k, birbirlerine izhar ettikleri bu tesan\u00fcd ve muhabbet s\u0131rr\u0131yla, Hicretten sonra bir mek\u00e2nda toplanma imk\u00e2n\u0131 bulunca, daha \u00f6nce sahib olamad\u0131klar\u0131 bir kuvvete kavu\u015ftular. Daha y\u00fcksek bir sada ile d\u00fcnyaya \u0130sl\u00e2m’\u0131 ilan ettiler. \u0130sl\u00e2m adaleti \u00fczere k\u00e2im olan bir toplum kurdular. Gayr-i m\u00fcslimleri bile hayran b\u0131rakan bu ideal ger\u00e7e\u011fin, \u0130sl\u00e2m’\u0131n yay\u0131lmas\u0131nda \u00e7ok b\u00fcy\u00fck rol\u00fc oldu.<\/li>\n<\/ol>\n

               Demek ki hicret, baz\u0131lar\u0131n\u0131n zannetti\u011fi gibi, sadece bir s\u0131\u011f\u0131nak arama mes’elesi de\u011fil, dini yaymak ve \u0130sl\u00e2m’\u0131n gelece\u011fini pl\u00e2nlamak i\u00e7in m\u00fcsait ortam aramak gayretidir. Bu f\u00fctuhat\u0131n vesilesi ve hak ile bat\u0131l\u0131n yery\u00fcz\u00fcnde, d\u0131\u015f d\u00fcnyada birbirinden ayr\u0131lmas\u0131n\u0131n alameti de hicret oldu\u011fu i\u00e7indir ki Hz. \u00d6mer ve ashab\u0131 (ra) Hicreti takvim ba\u015flang\u0131c\u0131 yapm\u0131\u015flard\u0131r.<\/strong><\/p>\n

               \n
               1. Hicreti mahdut anlayanlar, bid’at ve dalalet irtik\u00e2b edildi\u011finde, yahut d\u00fc\u015fman istila etti\u011finde, ya\u015fad\u0131klar\u0131 \u0130sl\u00e2m diyar\u0131n\u0131 terk edip m\u00fcsl\u00fcman \u00fclkelerden birine hicret ederler. \u0130\u015fi daha tehlikeli hale getiren husus, baz\u0131 \u00e2limlerin, gayr-i m\u00fcslimlerin ekseriyette oldu\u011fu veya \u015fer’\u00ee h\u00fck\u00fcmlerin uygulanmad\u0131\u011f\u0131 yerlerde ikamet etmenin haram oldu\u011funu s\u00f6ylemeleridir. Bunlar, anla\u015f\u0131lan, m\u00fcsl\u00fcmanlar\u0131n Habe\u015fistan’a hicretlerini unutmaktad\u0131rlar. Oysa Habe\u015fistan \u0130sl\u00e2m \u00fclkesi de\u011fildi. \u015eu halde m\u00fchim olan Allah’\u0131n dinini yerine getirmek ve tebli\u011f etmektir. M\u00fcsl\u00fcman, dinini muhafaza etti\u011fi, irtidad tehlikesi olmad\u0131\u011f\u0131 m\u00fcddet\u00e7e diyar\u0131n\u0131 terketmemelidir. Bu, \u0130sl\u00e2m d\u00fc\u015fmanlar\u0131n\u0131n i\u015fine gelir. Onun i\u00e7indir ki Muhacir-i Ekber (asm) buyurmu\u015ftur: “Mekke’nin fethinden sonra art\u0131k hicret yoktur, ancak cihad ve niyyeti b\u00fct\u00fcn tutmak vard\u0131r.”<\/strong><\/li>\n
               2. Hz. Peygamber (asm) Hz. Ebu Bekr (ra)’\u0131n evine gitmi\u015f, geceleyin azam\u00ee ihtiyatla hicrete ba\u015flam\u0131\u015flar, kuzeyde bulunan Medine istikametinin aksine, g\u00fcneybat\u0131 cihetindeki Sevr da\u011f\u0131na do\u011fru gitmi\u015flerdi. Demek ki nazik durumlarda m\u00fcsl\u00fcmanlar azam\u00ee tedbir uygulay\u0131p iz belli etmemeye \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131, d\u00fc\u015fmanlar\u0131na f\u0131rsat vermemelidirler. Nitekim Peygamberimiz, Teb\u00fck seferi hari\u00e7 hi\u00e7bir seferin nereye yap\u0131laca\u011f\u0131n\u0131 askerine bildirmemi\u015f, hatta hedefinden ba\u015fka tarafa gidece\u011fi intiba\u0131n\u0131 uyand\u0131rm\u0131\u015ft\u0131r. D\u00fcnya safdillerin yeri olmad\u0131\u011f\u0131 gibi, \u0130sl\u00e2m da ahmaklar\u0131n dini de\u011fildir, aptallara basan vaad etmez.<\/li>\n
               3. Sevr ma\u011faras\u0131na do\u011fru giderlerken, Hz. Ebu Bekr, g\u00e2h Peygamberimizin \u00f6n\u00fcne ge\u00e7iyor, g\u00e2h arkas\u0131nda kal\u0131yordu. Hz. Peygamber (asm) sebebini sorunca tehlikenin \u00f6nden gelece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fc\u011f\u00fcnde \u00f6ne, arkadan gelebilece\u011fini hat\u0131rlad\u0131\u011f\u0131nda arkaya ge\u00e7ti\u011fini s\u00f6ylemi\u015fti. Sevr ma\u011faras\u0131na vard\u0131klar\u0131nda gece idi. Ma\u011fara y\u0131lan, akrep gibi vah\u015fi hayvanlar\u0131n yuvas\u0131 idi. Hz. Ebu Bekir (ra) Peygamberimiz \u2018in girmesine m\u00e2ni oldu, \u0131srarla \u00f6nce kendisinin girip kontrol edece\u011fini s\u00f6yledi ve \u00f6yle yapt\u0131. “Zarar bana gelsin, gelecekse. Ben \u00f6l\u00fcrsem, nihayet ben \u00f6l\u00fcr\u00fcm, amma Sana bir \u015fey olursa, semadan g\u00f6nderilen hidayet Sen’in nezdinde, bu insanl\u0131\u011f\u0131n hali n’olur?” diyordu. Yoruma ne hacet?<\/strong><\/li>\n<\/ol>\n

                  \u0130\u015fte hicret, bu kab\u00eel ger\u00e7ekleri bize hat\u0131rlat\u0131yor. Say\u0131lar\u0131 ve d\u00fcnyev\u00ee imk\u00e2nlar\u0131 pek az olan bir toplulu\u011fun, il\u00e2h\u00ee d\u00fcsturlar\u0131 uygulayarak nas\u0131l iki cihan mutlulu\u011funa nail olduklar\u0131n\u0131, nas\u0131l \u00f6rnek bir insanl\u0131k sergilediklerini g\u00f6steriyor. O zaman ger\u00e7ekle\u015fmi\u015f bu durumlar\u0131n benzerlerinin her zaman olabilece\u011fini bize telkin ediyor, bize g\u00fc\u00e7 veriyor. Demek biz hicreti mazide kalm\u0131\u015f bir k\u0131ssa olarak de\u011fil, kalbimizi kuvvetlendiren, azmimizi bileyen, \u00fcmidimizi kanatland\u0131ran bir g\u00fc\u00e7 kayna\u011f\u0131 kabul etmeliyiz, o kayna\u011fa y\u00f6nelerek hayat\u0131m\u0131z\u0131 beslemeye \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131y\u0131z.<\/strong><\/p>\n

                  Hicret ihtifali d\u00fczenlemek iyidir. Fakat bu i\u015f s\u0131rf anma toplant\u0131s\u0131, sadece merasim \u00e7er\u00e7evesinde kalacak olursa, elbette zikre de\u011fer fayda sa\u011flamaz. Aksine, bu anma bize aksiyon kazand\u0131rmal\u0131, Resululllah’\u0131n m\u00fcmine \u00e7izdi\u011fi \u00e7al\u0131\u015fma program\u0131na g\u00f6re ilerleme azmi vermelidir. O zaman \u00e7ok az say\u0131daki m\u00fcmin d\u00fcnyan\u0131n gidi\u015fini de\u011fi\u015ftirdiler, \u015fimdi milyonlarca m\u00fcsl\u00fcman neden Allah’\u0131n hayat veren hidayetini ya\u015fayam\u0131yor, ya\u015fatam\u0131yor, insanl\u0131\u011fa \u00f6rnek olacak “\u00fcmmet-i vasat” olam\u0131yor, varl\u0131k g\u00f6steremiyor? Hicreti anma, bize bunlar\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fcrmeli, \u00e7arelerini fiil sahas\u0131na koydurmal\u0131d\u0131r. Hicret, \u0131st\u0131lah ma’n\u00e2s\u0131yla, bitmi\u015ftir. Fakat bunu bildiren had\u00ees-i \u015ferifin devam\u0131n\u0131n g\u00f6sterdi\u011fi \u00fczere, cihad devaml\u0131 bir hicrettir. Etraf\u0131m\u0131z\u0131 saran inkarc\u0131l\u0131ktan, \u015ferlerden, haramlardan yani gayretsizlik, tembellik, yalan, riya, ahitte durmama, haks\u0131zl\u0131k, faiz, i\u00e7ki, zul\u00fcm, r\u00fc\u015fvet, kumar, emanete riayet etmeme ilh. gibi b\u00fct\u00fcn haramlardan fert ve toplum olarak hicrete gayret etmektir.<\/strong><\/p>\n

                  Yeni \u00dcmit Dergisi, Say\u0131: 13, Y\u0131l: 1991<\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

                  Hz. Peygamber (asm) Hz. Ebu Bekr (ra)’\u0131n evine gitmi\u015f, geceleyin azam\u00ee ihtiyatla hicrete ba\u015flam\u0131\u015flar, kuzeyde bulunan Medine istikametinin aksine, g\u00fcneybat\u0131 cihetindeki Sevr da\u011f\u0131na do\u011fru gitmi\u015flerdi. Demek ki nazik durumlarda m\u00fcsl\u00fcmanlar azam\u00ee tedbir uygulay\u0131p iz belli etmemeye \u00e7al\u0131\u015fmal\u0131, d\u00fc\u015fmanlar\u0131na f\u0131rsat vermemelidirler. Nitekim Peygamberimiz, Teb\u00fck seferi hari\u00e7 hi\u00e7bir seferin nereye yap\u0131laca\u011f\u0131m askerine bildirmemi\u015f, hatta hedefinden ba\u015fka tarafa …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":3042,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,5],"tags":[288,37],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3041"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=3041"}],"version-history":[{"count":1,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3041\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":3043,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3041\/revisions\/3043"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/3042"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=3041"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=3041"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=3041"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}