\u00a0Huzur, her mahfilde s\u00f6z\u00fc edilen ve asla vasl\u0131na erilemeyen bir mahbub oldu. Esasen bu dert meyhanesinde, daima huzursuzluktan \u015fik\u00e2yet edilmi\u015f ve huzur ad\u0131na t\u00fcrk\u00fcler s\u00f6ylenmi\u015ftir. Ne var ki, her devirde meydana gelen yeni huzursuzluklar, bir evvelki devri aratm\u0131\u015f ve: ‘Hay\u00e2li cihan de\u011fer’ dedirtmi\u015ftir…<\/p>\n<\/header>\n
Huzur ve huzursuzluk, \u015fimdiye kadar tarihin ‘gergin’ \u00e7ehresinde, bir gece-g\u00fcnd\u00fcz dever\u00e2n\u0131 i\u00e7inde devredip durmu\u015f ve bir t\u00fcrl\u00fc iz\u00e2f\u00ee \u00e7izgiden ayd\u0131nl\u0131\u011fa ve kat’iyyete ula\u015famam\u0131\u015ft\u0131r. Nas\u0131l ula\u015f\u0131r ki, buras\u0131 ger\u00e7ek huzur ve huzursuzlu\u011fun yeri de\u011fil; ancak yoludur. \u0130lk mevhibelerini de\u011ferlendirenler ve istid\u00e2t mumlar\u0131n\u0131 tutu\u015fturanlar, ir\u00e2denin hakk\u0131n\u0131 vermi\u015f, nura ve huzura v\u00e2s\u0131l olmu\u015flard\u0131r. G\u00f6n\u00fcl ve vicdanlar\u0131nda bir ayd\u0131nl\u0131k ve huzura… Var olu\u015f s\u0131rr\u0131n\u0131 kavrayamayanlar, melekelerini \u015fer hesab\u0131na geli\u015ftirenler ve sefil arzular\u0131na zeb\u00fbn olanlar ise, karanl\u0131\u011fa, ama mutlak karanl\u0131\u011fa ve huzursuzlu\u011fa maruz kalm\u0131\u015flard\u0131r.<\/p>\n
\u0130nananlar ve ger\u00e7e\u011fin yolunda olanlar i\u00e7in, mutlak huzursuzluk asla bahis mevzuu de\u011fildir. Onlar her rahats\u0131zl\u0131k ve tedirginli\u011fin arkas\u0131nda dahi, bir \u00fcmit ve emniyet be\u015f\u00e2reti al\u0131r ve h\u00e2diseleri g\u00fclerek kar\u015f\u0131larlar.<\/p>\n
\u0130man ve \u00fcmit huzurun ilk \u015fart\u0131d\u0131r. Vicdan\u00ee y\u00fcceli\u011fe erememi\u015f, orada kendi cennetini kuramam\u0131\u015f kimselerin huzurlu olmas\u0131 d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemeyece\u011fi gibi, gelece\u011fi \u00fcmitle bekleyen ve mutlu istikbalin hazlar\u0131yla g\u00f6nl\u00fcnde Cennetler kuranlar\u0131n da huzursuzlu\u011fu d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fclemez. Bu itibarla, millet\u00e7e b\u00fct\u00fcn \u00e7\u0131rp\u0131n\u0131\u015flar\u0131m\u0131z, insan\u0131m\u0131z\u0131 b\u00f6yle bir huzur toplulu\u011fu h\u00e2line getirme istikametinde olmal\u0131d\u0131r. Hasis ve sefil duygulardan ar\u0131nm\u0131\u015f, y\u00fcce \u00e2lemlere do\u011fru perv\u00e2z eden bir huzur toplulu\u011fu… \u00c2s\u00fbde vicdanl\u0131 fertleriyle, emniyet ve saadet gamzeden \u00e2ileleriyle; sulh ve s\u00fck\u00fbn va’deden milletiyle bir huzur toplulu\u011fu…<\/p>\n
Evet huzur, evvel\u00e2 fertte ba\u015flar, \u00e2ilede k\u00fc\u00e7\u00fck bir i\u00e7tim\u00e2\u00ee b\u00fct\u00fcnle\u015fmeye ula\u015f\u0131r ve nihayet toplumun b\u00fct\u00fcn kesimlerine h\u00fckmedecek h\u00e2le gelir.<\/p>\n
\u00d6yle ise, iyinin, g\u00fczelin; \u00fcmit ve emniyetin gelmesini d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcrken de, i\u015fe, fertle ba\u015flama mecburiyetinde oldu\u011fumuzu kat’iyyen hat\u0131rdan \u00e7\u0131karmamal\u0131y\u0131z. \u00c7\u00fcnk\u00fc, \u00e2ileyi olu\u015fturacak o oldu\u011fu gibi, topluma r\u00fck\u00fcn ve par\u00e7a olacak da odur. Par\u00e7alar\u0131 g\u00fcnahlardan m\u00fcte\u015fekkil bir toplulu\u011fun vadedece\u011fi hi\u00e7bir hay\u0131r, hi\u00e7bir y\u00fcm\u00fcn, hi\u00e7bir \u00fcmit ve saadet yoktur. B\u00fct\u00fcn hay\u0131r ve saadetler, emniyet ve huzurlar, benlik ve \u015fahsiyetin s\u0131rlar\u0131n\u0131 kavram\u0131\u015f; zihn\u00ee ve ruh\u00ee derinli\u011fe ermi\u015f fertlerin etraf\u0131nda h\u00e2lelenmektedir. Ayn\u0131 zamanda b\u00f6ylesine sa\u011flam bir r\u00fck\u00fcn h\u00e2line gelen fert, iyi bir \u00e2ile par\u00e7as\u0131 ve m\u00fckemmel bir vatanda\u015f olma h\u00fcviyetini de kazanm\u0131\u015ft\u0131r.<\/p>\n
B\u00f6ylece y\u00fcce kamet fertlerden te\u015fekk\u00fcl eden \u00e2ilelerin, kurduklar\u0131 yuvalar cennet k\u00f6\u015felerini hat\u0131rlat\u0131r. Bu saadet ocaklar\u0131nda, anne-baba ve evl\u00e2t olma, do\u011fumla ba\u015flamad\u0131\u011f\u0131 gibi, \u00f6l\u00fcmle de bitmez. \u00d6teler ve \u00f6telerin \u00f6tesi, bu bitmeyen oyun i\u00e7in, \u0131\u015f\u0131klarla donat\u0131lm\u0131\u015f; en i\u00e7 a\u00e7\u0131c\u0131 renklerle s\u00fcslendirilmi\u015f bir renk ve ses c\u00fcmb\u00fc\u015f\u00fc h\u00e2linde onlara hep yeni sahneler haz\u0131rlamaktad\u0131r. Onun i\u00e7indir ki, zaman, o sa\u011flam yap\u0131y\u0131 a\u015f\u0131nd\u0131ramad\u0131\u011f\u0131 gibi, onlar\u0131 birbirine s\u0131ms\u0131k\u0131 ba\u011flayan h\u00fcrmet ve \u015fefkati solduramayacakt\u0131r. O h\u00e2ne-i ‘ebed-m\u00fcddet’ devam edip gidecektir. Alabildi\u011fine \u00e2henkli ve ras\u00e2netli bu yuva, istikb\u00e2l va’deden bir milletin de temel r\u00fckn\u00fcd\u00fcr. Millet bu r\u00fckn\u00fcn fazilet ve nez\u00e2hetiyle varl\u0131k g\u00f6sterir ve derinle\u015fir. Bu k\u00e2ideyi kaybedince de, b\u00fct\u00fcn hayatiyetini kaybeder. \u00c2ilede var olmayan millet, millet olma h\u00fcviyetini de yitirmi\u015ftir. B\u00fct\u00fcn\u00fcyle sevgi, sayg\u0131, dayan\u0131\u015fma ve yard\u0131mla\u015fma, milletin itibar\u00ee varl\u0131\u011f\u0131na \u00e2ileden akseder ve b\u00f6yle bir millet, milletleraras\u0131 muv\u00e2zenenin, cihan sulh ve sal\u00e2h\u0131n\u0131n \u015fahit ve n\u00e2z\u0131r\u0131 durumuna y\u00fckselir; e\u015fy\u00e2 ve h\u00e2diselere h\u00fckmeder h\u00e2le gelir.<\/p>\n
Bu topluma ait, yap\u0131 ta\u015flar\u0131ndaki tenas\u00fcp, terbiyedeki vahdet ve g\u00f6n\u00fcllerdeki di\u011ferg\u00e2ml\u0131k hissi, par\u00e7alar\u0131 \u00f6ylesine s\u0131ms\u0131k\u0131 birbirine ba\u011flar ki, bir h\u00fccredeki \u0131zd\u0131rab, b\u00fct\u00fcn organizmada derin bir inilti meydana getirir, par\u00e7alarda h\u00e2s\u0131l olan haz dahi, ayn\u0131 uzuvlarda lezzetlere vesile olur.<\/p>\n
B\u00f6yle bir toplulukta, teb’a, devleti ve ric\u00e2l-i devleti omuzlar\u0131nda ta\u015f\u0131r. Devlet ve ric\u00e2l-i devlet de, teb’an\u0131n fahr\u00ee hizmet\u00e7ili\u011fini yapar. Merhametli bir \u00e7oban, \u015fefkatli bir baba gibi, sa\u00e2det ve hazlar\u0131n\u0131, g\u00fctt\u00fc\u011f\u00fc ve yeddi\u011finin sa\u00e2det ve huzurunda bulur.<\/p>\n
B\u00f6yle bir toplulukta, patron i\u015f\u00e7inin yan\u0131ndad\u0131r. Yemesinde, giymesinde ve me\u015fru b\u00fct\u00fcn isteklerinde… Bir \u00e2ile efrad\u0131 gibi, yedi\u011finden yedirir, giydi\u011finden giydirir ve t\u00e2kat\u0131n\u0131n fevkinde i\u015f tahmil etmez. \u0130\u015f\u00e7i ise, o da i\u015fin ve i\u015f verenin yan\u0131nda; servet ve patron d\u00fc\u015fmanl\u0131\u011f\u0131ndan uzak, sa’yin ve gayretin mis\u00e2li olma yolundad\u0131r. \u0130\u015fin en iyisini yaparken, kan-ter i\u00e7inde ceht edip bo\u011fu\u015furken, y\u00fcceler \u00e2leminde kendisine alk\u0131\u015f tutuldu\u011funu ve Hakk kat\u0131nda tebc\u00eel ve takd\u00eer edildi\u011fini bilir, yapt\u0131\u011f\u0131 her \u015feyi g\u00f6n\u00fcl ho\u015fnutlu\u011fu i\u00e7inde yapar.<\/p>\n
B\u00f6yle bir toplulukta b\u00fct\u00fcn m\u00fcesseseleriyle maarif, fazilet duygusunu geli\u015ftirir; sevgi ve m\u00fcr\u00fcvvet kap\u0131lar\u0131n\u0131 a\u00e7ar; nesline, insanl\u0131\u011fa \u015fefkati ve herkesle anla\u015f\u0131p uzla\u015fmay\u0131 \u00f6\u011fretir. Onu, merhametsiz emellerden, s\u00fcfl\u00ee duygulardan, insanl\u0131k i\u00e7in y\u00fczkaras\u0131 olmadan ve her t\u00fcrl\u00fc hoyratl\u0131ktan korur ve bilhassa mukaddes mefhumlar\u0131na kar\u015f\u0131 sayg\u0131l\u0131 yeti\u015ftirir.<\/p>\n
Ve nihayet b\u00f6yle bir toplulukta, adliye, ad\u00e2let felsefesiyle h\u00fckmeder; z\u00e2limin, m\u00fctec\u00e2vizin takip\u00e7isi; masumun ve mazlumun h\u00e2m\u00eesi olur.<\/p>\n
Biz, topyek\u00fcn nesiller olarak, as\u0131rlardan beri beklenen bu ide\u00e2l cemaat\u0131 ara\u015ft\u0131r\u0131p durmakta ve b\u00f6yle bir tekevv\u00fcne sebebiyet verece\u011fini zannetti\u011fimiz her \u00e7areyi kurcalamaktay\u0131z. kim bilir, bu yolda daha ne kadar zaman \u00e7\u0131rp\u0131n\u0131p duraca\u011f\u0131z.<\/p>\n
Yazar: Fethullah G\u00fclen, S\u0131z\u0131nt\u0131, A\u011fustos 1979, Cilt 1, Say\u0131 7 Tarih: