Kin ve nefret ise, habis ruhlar\u0131n, insanlar aras\u0131na sa\u00e7t\u0131\u011f\u0131 Cehennem tohumlar\u0131d\u0131r. Yery\u00fcz\u00fcn\u00fc gayyaya \u00e7eviren bu kin ve nefret k\u00f6r\u00fckleyicilerine mukabil, bin bir bunal\u0131m i\u00e7inde, itile kak\u0131la hep me\u00e7hullere sevk edilen insan\u0131m\u0131z\u0131n imdad\u0131na, affedicilikle ko\u015fmal\u0131y\u0131z. Arkada b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131m\u0131z \u015fu bir iki as\u0131r, af bilmezlerin, m\u00fcsamaha tan\u0131mazlar\u0131n gaseyanlar\u0131yla en kirli ve en sevimsiz h\u00e2le getirildi. Gelece\u011fe de bu nasipsizlerin h\u00fckmedece\u011fini d\u00fc\u015f\u00fcnd\u00fck\u00e7e, \u00fcrpermemek elden gelmiyor. Onun i\u00e7indir ki, bug\u00fcnk\u00fc nesillerin kendi evlat ve torunlar\u0131na en b\u00fcy\u00fck arma\u011fan\u0131, \u201caffetmesini\u201d \u00f6\u011fretmek olmal\u0131d\u0131r.<\/p>\n

En kaba davran\u0131\u015flar, en i\u00e7 buland\u0131r\u0131c\u0131 h\u00e2diseler kar\u015f\u0131s\u0131nda dahi affetmesini… Ne var ki, ruhu h\u0131r\u00e7\u0131nla\u015fm\u0131\u015f, vicdan\u0131 ac\u0131 \u00e7ektirmekten zevk alan insan azmanlar\u0131n\u0131n, affedilmesini d\u00fc\u015f\u00fcnmek de, af m\u00fcessesesine kar\u015f\u0131 bir h\u00fcrmetsizlik olacakt\u0131r. Evet, onlar\u0131 affetmek, hem elimizden gelmez, hem de b\u00f6yle bir af, insanl\u0131\u011fa kar\u015f\u0131 bir sayg\u0131s\u0131zl\u0131kt\u0131r. B\u00f6yle bir sayg\u0131s\u0131zl\u0131\u011f\u0131 makul g\u00f6recek ve g\u00f6sterecek kimse de bilmiyoruz. Belli bir ge\u00e7mi\u015fiyle, d\u00fc\u015fmanl\u0131k telkinleri alt\u0131nda yeti\u015fen bir nesil, i\u00e7ine itildi\u011fi karanl\u0131k d\u00fcnyalarda hep arenalar\u0131n deh\u015fet ve vah\u015fetini seyretti. Ufkunun a\u011fard\u0131\u011f\u0131 anda, \u00f6ten horozlar\u0131n na\u011fmelerinde dahi, o, hep kan ve irin g\u00f6r\u00fcyordu. B\u00f6ylesine, sesi kan, solu\u011fu kan, d\u00fc\u015f\u00fcn\u00fc\u015f\u00fc kan, g\u00fcl\u00fc\u015f\u00fc kan bir topluluktan ne \u00f6\u011frenebilirdi. Ona verilen \u015feylerle, kalbinin bin bir hafakan i\u00e7inde arzulad\u0131\u011f\u0131 \u015feyler, tamamen birbirine z\u0131t ve ters \u015feylerdi. Senelerin ihmali ve yanl\u0131\u015f telkinleri alt\u0131nda ikinci bir f\u0131trat kazanm\u0131\u015f bu nesli, onun sergiledi\u011fi fitne ve fesad\u0131n bir sel ve tufan h\u00e2lini ald\u0131\u011f\u0131 \u015fu dakikada bari onu anlayabilseydik! Heyh\u00e2t! Nerede o basiret…<\/p>\n

Biz aff\u0131n ve ho\u015fg\u00f6r\u00fcn\u00fcn, yaralar\u0131m\u0131z\u0131n b\u00fcy\u00fck bir k\u0131sm\u0131n\u0131 saraca\u011f\u0131na inan\u0131yoruz. Elverir ki bu semav\u00ee silah, dilinden anlayanlar\u0131n elinde olsun. Yoksa \u015fu \u00e2na kadar, tedavi deyip de s\u00fcrd\u00fcrd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz yanl\u0131\u015f mu\u00e2leceler, kar\u015f\u0131m\u0131za pek \u00e7ok komplikasyonlar \u00e7\u0131karacak ve bundan sonra da bizi hep \u015fa\u015fk\u0131na \u00e7evirecektir.<\/p>\n