\n

Evet, bir tarafta anne karn\u0131ndan \u00e7ocuklu\u011fa, \u00e7ocukluktan delikanl\u0131l\u0131k ve olgunlu\u011fa, derken ya\u015fl\u0131l\u0131k ve \u00f6l\u00fcme u\u011frayarak upuzun bir sefere \u00e7\u0131km\u0131\u015f gariplerden garip insan fertleri; di\u011fer yanda, elindeki me\u015f\u00e2leyle \u00e7a\u011flara \u0131\u015f\u0131k sa\u00e7an, \u00e7e\u015fitli devirlere m\u00fchr\u00fcn\u00fc basan; a\u00e7t\u0131\u011f\u0131 nurlu yolda arkas\u0131na d\u00fc\u015fenleri hep medeniyetin \u015f\u00e2hikalar\u0131nda dola\u015ft\u0131ran; sinesinde tutu\u015fturdu\u011fu k\u0131v\u0131lc\u0131mlarla kendine g\u00f6n\u00fcl verenlerin ruhlar\u0131n\u0131 ayd\u0131nlat\u0131p onlar\u0131 iman ve \u00fcmit ku\u015fa\u011f\u0131nda \u00f6l\u00fcms\u00fczl\u00fc\u011fe haz\u0131rlayan; ayd\u0131nl\u0131k d\u00fc\u015f\u00fcnceleriyle, karadeliklerin \u00e7ehrelerinde, cennetlere ait \u0131\u015f\u0131k ve renk c\u00fcmb\u00fc\u015f\u00fc \u00e7\u0131kararak karanl\u0131klar\u0131n ve karamsarl\u0131\u011f\u0131n h\u00fckmetti\u011fi ayn\u0131 noktalarda, \u00fcmit me\u015fcerelikleri meydana getiren y\u00fcce rehber ve y\u00fcksek k\u00e2metler, hep birer yolcudurlar ve b\u00fct\u00fcn bir hayat boyu g\u00f6\u00e7 edip dururlar. \u0130nan\u00e7lar\u0131, d\u00fc\u015f\u00fcnceleri, davalar\u0131 u\u011frunda bitip t\u00fckenme bilmeyen bir g\u00f6\u00e7…<\/p>\n

Bir hakikatin de\u011fi\u015fik r\u00fck\u00fbn ve y\u00f6nlerinden ib\u00e2ret olan; \u00eeman, g\u00f6\u00e7 ve cihad \u00fc\u00e7l\u00fcs\u00fcn\u00fcn, Kutlu Beyan’da ekseriya pe\u015fi pe\u015fine zikredilmesi, bu meselenin ne denli ehemmiyet arz etti\u011finin en parlak delilidir. \u0130nanma, hicret etme ve inanc\u0131 u\u011frunda verece\u011fi m\u00fcc\u00e2deleyi, bu yeni iklimde, yeni muhatap ve yeni \u015fartlara g\u00f6re durup dinlenmeden devam ettirme.. i\u015fte kutsilerin sabah-ak\u015fam ba\u015fvura geldikleri \u00fc\u00e7 musluklu h\u0131z\u0131r \u00e7e\u015fmesi! Bu \u00e7e\u015fmeden kana kana i\u00e7enler, inan\u00e7la gerilecek ve karanl\u0131k bucaklara durmadan k\u0131v\u0131lc\u0131mlar salacaklard\u0131r; yollar sarpa sar\u0131p \u00e7evreyi terslikler, yanl\u0131\u015fl\u0131klar, cahiliye duygu ve tutkular\u0131 al\u0131nca da mal-men\u00e2l, yurt-yuva, evl\u00e2t \u00fc iy\u00e2le bakmadan ‘bir ba\u015fka diy\u00e2r!’ deyip yeniden yolculu\u011fa \u00e7\u0131kacaklard\u0131r.<\/p>\n

Dava ne kadar y\u00fcksek, d\u00fc\u015f\u00fcnce ne kadar yararl\u0131 ve orijinal, mesajlar ne kadar parlak da olsa, onu ilk defa duyan ruhlar\u0131n irdemesi, muk\u00e2belede bulunup zorluklar \u00e7\u0131karmas\u0131 ka\u00e7\u0131n\u0131lmaz ve bir \u00f6l\u00e7\u00fcde de tabi\u00eedir. Buna g\u00f6re, kendi toplumunda yeni bir \u00eeman, yeni bir a\u015fk ve heyecan uyarmak isteyen herkes, ya m\u00fcc\u00e2delesini orada a\u00e7\u0131k-kapal\u0131 devam ettirecek veya hicret edip g\u00f6nl\u00fcn\u00fcn ilhamlar\u0131na, takdimiyle vazifeli oldu\u011fu mesajlar\u0131na ba\u015fka talip ve ba\u015fka me\u015fcerelikler ara\u015ft\u0131racakt\u0131r.<\/p>\n

Birinci \u015f\u0131kta, o inan\u00e7 ve d\u00fc\u015f\u00fcnceye g\u00f6n\u00fcl veren her ferdin, fevkal\u00e2de dikkatli, tedbirli ve yenilmi\u015flik ad\u0131na ne varsa hepsini daha ba\u015ftan a\u015fmas\u0131 \u015fartt\u0131r. Yoksa, \u00fcmit edildi\u011fi m\u00e2n\u00e2da ayd\u0131nlatma olamayaca\u011f\u0131 bir yana, \u00e7ok defa k\u00fc\u00e7\u00fck bir dikkatsizlik, az bir yanl\u0131\u015fl\u0131k, \u015fartlar\u0131n a\u011f\u0131rla\u015ft\u0131r\u0131lmas\u0131na, atmosferin de b\u00fct\u00fcn b\u00fct\u00fcn ya\u015fanmaz h\u00e2le gelmesine sebebiyet verebilir… Bir heyetin b\u00fct\u00fcn fertlerinin her zaman bu denli dikkat ve teyakkuz i\u00e7inde bulunmalar\u0131 \u00e7ok zor, hatta imk\u00e2ns\u0131z oldu\u011fundan, bu t\u00fcrl\u00fc durumlarda ayd\u0131nlatma ve ir\u015f\u00e2d\u0131n ayr\u0131 bir iklimde devam ettirilmesi bir bak\u0131ma zar\u00fbridir; ba\u015fka \u015fekilde hareket ve direnmelerin de hi\u00e7bir faydas\u0131 yoktur.<\/p>\n

\u00d6teden beri her yeni d\u00fc\u015f\u00fcnce, do\u011fdu\u011fu muhitte hor kar\u015f\u0131lan\u0131p, aleyhinde kampanyalar olu\u015fturulmas\u0131na kar\u015f\u0131l\u0131k; o d\u00fc\u015f\u00fcnce ve onu temsil eden \u015fah\u0131slar\u0131 \u00e7ocukluk ve gen\u00e7likleriyle bilmeyen bir ba\u015fka muhit, \u00e7ok defa onlara kucak a\u00e7m\u0131\u015f ve destek olmu\u015ftur.<\/span><\/strong><\/p><\/blockquote>\n

Bu itibarla, her kutsinin kaderinde de\u011fi\u015fmez \u015fu \u00e7izgiler, \u00e2deta bir fasl-\u0131 m\u00fc\u015fterektir: \u00d6nce \u00eeman ve a\u015fk, sonra y\u0131\u011f\u0131nlar\u0131 saran yanl\u0131\u015fl\u0131k ve inhiraflara kar\u015f\u0131 m\u00fcc\u00e2dele, sonra da gerekirse insanl\u0131\u011f\u0131n mutluluk ve saadeti u\u011frunda, yurt-yuva her \u015feyi fed\u00e2 ederek, ba\u015fka \u00e2\u015fin\u00e2 g\u00f6n\u00fcller aramak \u00fczere yeniden yollara d\u00f6k\u00fclmek…<\/p>\n

Hemen her yeni dirili\u015fte bu iki esas ve iki merh\u00e2le \u00e7ok \u00f6nemlidir. Birinci merh\u00e2le, ferdin \u015fahsiyet kazanmas\u0131, inan\u00e7la \u015fahlan\u0131p a\u015fkla gerilmesi, nefis ve benli\u011fini a\u015farak Hakk’\u0131n az\u00e2t kabul etmez k\u00f6lesi olma merh\u00e2lesidir. Bu merh\u00e2ledeki cihad, b\u00fct\u00fcn buutlar\u0131yla nefsin d\u00fcmenlerine kar\u015f\u0131, benli\u011fi yenmeye m\u00fcteveccih ve insan\u0131n kendisini yeniden in\u015f\u00e2 etmesiyle al\u00e2kal\u0131d\u0131r. Bu itibarla da cihatlar\u0131n en b\u00fcy\u00fc\u011f\u00fc ‘Cihad-\u0131 Ekber’dir. \u0130kinci merh\u00e2le ise, her g\u00f6n\u00fclde bir kor, bir alev h\u00e2line gelen inanc\u0131n ayd\u0131nl\u0131k tufan\u0131, art\u0131k \u00e7evreye \u00e7e\u015fitli dalga boylar\u0131nda \u015fualar ne\u015fretmeye ba\u015flar. \u00c7ok defa bu safhan\u0131n tahakkukuyla beraber hicret de gelip kap\u0131ya dayan\u0131r.<\/p>\n

Asl\u0131nda, bu devreye kadar ge\u00e7irilen safhalarda dahi, ruh pl\u00e2n\u0131nda bir hicretten bahsetmek her zaman m\u00fcmk\u00fcnd\u00fcr: \u0130nsan, i\u00e7inde bulundu\u011fu durumdan olmas\u0131 gerekli olan duruma; hareketsizlik ve da\u011f\u0131n\u0131kl\u0131ktan aksiyon ve sisteme; donmu\u015fluk ve bozulmu\u015fluktan kendini yenilemeye, binbir g\u00fcnah\u0131n bo\u011fucu atmosferinden ruh ve kalbin hayat derecesine y\u00fckselme gibi.. hususlar\u0131n hemen hepsinde bir hicret m\u00e2n\u00e2s\u0131 vard\u0131r ve bu m\u00e2n\u00e2larda o, hep hicret edip durmaktad\u0131r. Kanaatimizce, ikinci hicretin, fonksiyonunu tam ed\u00e2 edebilmesi de, birinci merh\u00e2ledeki hicretlerin yap\u0131l\u0131p ya\u015fanmas\u0131na ba\u011fl\u0131d\u0131r. Nefsinden kalbine, cisminden ruhuna, d\u0131\u015f \u015fatafatlardan vicdan\u0131ndaki ihti\u015f\u00e2ma, \u00f6z\u00fcnden \u00f6z\u00fcne hicrette ba\u015far\u0131l\u0131 olanlar, \u00f6b\u00fcr hicret ve \u00f6tesinde de ba\u015far\u0131l\u0131 olurlar. Bunu tam temsil edemeyenler, \u00e7ok defa di\u011fer hicret ve ona ba\u011fl\u0131 olanlar\u0131 da kusursuz temsil edemezler.<\/p>\n

Bu m\u00e2n\u00e2da hicret, ilk defa, insanl\u0131k sem\u00e2s\u0131n\u0131n aylar\u0131, g\u00fcne\u015fleri say\u0131lan Hz. \u0130brahim, Hz. L\u00fbt, Hz. Mus\u00e2, Hz. \u0130s\u00e2 gibi y\u00fcce k\u00e2metler taraf\u0131ndan ba\u015flat\u0131ld\u0131; sonra da bu ayd\u0131nl\u0131k yolun e\u015fsiz rehberi, insanl\u0131\u011f\u0131n iftihar tablosu, zaman ve mek\u00e2n\u0131n Efendisi bu yoldan y\u00fcr\u00fcy\u00fcp gitti. Kap\u0131y\u0131 da k\u0131y\u00e2mete kadar arkadan gelenlere a\u00e7\u0131k b\u0131rakt\u0131…<\/span><\/strong><\/p><\/blockquote>\n

Hakk yolunda ve Hakk’\u0131n hat\u0131r\u0131 i\u00e7in yap\u0131lan hicret o kadar kutsidir ki, mal ve canlar\u0131n\u0131 inand\u0131klar\u0131 dava ve o davan\u0131n e\u015fsiz temsilcisi u\u011frunda fed\u00e2 eden kutlulardan kutlu bir cemaatin, en \u00e7ok sevilip takdir edildi\u011fi noktada, daha de\u011fi\u015fik s\u0131fat ve \u00fcnvanlarla de\u011fil de ‘muhacir’ unvan\u0131yla y\u00e2d edilmesi ne kadar m\u00e2nid\u00e2rd\u0131r! Hatta bu kutsiler d\u00f6nemine bir tarih ba\u015flang\u0131c\u0131 aran\u0131rken; Neb\u00ee’nin do\u011fumu, peygamberlikle \u015fereflendirilmesi, Medine halk\u0131n\u0131n bu y\u00fcce davaya omuz vermesi, Bedir harbi, Mekke fethi gibi.. her biri ayr\u0131 bir p\u0131rlanta olan bunca hadise i\u00e7inde, tarih ba\u015flang\u0131c\u0131 olarak hicretin se\u00e7ilmesi, \u00fczerinde hassasiyetle durulmaya de\u011fer \u00f6nemli bir mevzuudur.<\/p>\n

Bir kere, y\u00fcksek bir mefk\u00fbre u\u011frunda g\u00f6\u00e7 eden her ferd, hayat\u0131n\u0131n her lahzas\u0131nda, g\u00f6\u00e7e sebep te\u015fkil eden y\u00fcksek gayenin bask\u0131s\u0131n\u0131 vicdan\u0131nda hissedecek ve hayat\u0131n\u0131 bu y\u00fcksek duyguya g\u00f6re d\u00fczenleme mecburiyetini duyacakt\u0131r. Ayr\u0131ca \u00e7ocukluk ve gen\u00e7lik d\u00f6nemleriyle al\u00e2kal\u0131 horlay\u0131c\u0131 nazarlardan kurtulmas\u0131, rahat ve endi\u015fesiz hareket etmesi de ancak bu mukaddes g\u00f6\u00e7le tahakkuk edebilecektir. Zir\u00e2, kim olursa olsun, \u00e7ocukluk ve gen\u00e7lik d\u00f6nemini ge\u00e7irmi\u015f oldu\u011fu \u00e7evrede, o devreye has, has\u0131mlar\u0131 taraf\u0131ndan baz\u0131 yanlar\u0131n\u0131n tenkit edilmesi ihtimaline kar\u015f\u0131l\u0131k; hicretle ger\u00e7ekle\u015ftirilen yeni muhitte, p\u0131r\u0131l p\u0131r\u0131l h\u00e2li, tertemiz d\u00fc\u015f\u00fcnceleri, ba\u015fd\u00f6nd\u00fcr\u00fcc\u00fc fed\u00e2k\u00e2rl\u0131klar\u0131yla devaml\u0131 takdir edilen biri olacakt\u0131r. \u0130ster bunlar isterse ba\u015fka fakt\u00f6rler olsun, \u00f6teden beri tarihte devir a\u00e7\u0131p-devir kapayanlar ve b\u00fcy\u00fck bir \u00f6l\u00e7\u00fcde tarihin ak\u0131\u015f\u0131n\u0131 de\u011fi\u015ftirenler hep muhacir kavimler olmu\u015ftur.<\/p>\n

<\/a><\/p>\n

Sosyologlar\u0131n tespitine g\u00f6re, yery\u00fcz\u00fcndeki medeniyetlerin hemen hepsi g\u00f6\u00e7 eden fert ve cemaatler taraf\u0131ndan kurulmu\u015ftur. Toynbee, g\u00f6\u00e7ebelerin kurdu\u011fu medeniyetten bahseder ki; bu da hemen hemen \u00e7a\u011flar boyu yery\u00fcz\u00fcnde, g\u00f6\u00e7ebe hakimiyeti demektir. Kendini rahata, reh\u00e2vete kapt\u0131rmam\u0131\u015f, her an her \u015feyden ayr\u0131lmaya haz\u0131r, verece\u011fi m\u00fccadelenin do\u011furaca\u011f\u0131 s\u0131k\u0131nt\u0131lar\u0131, \u00f6nceden ya\u015famaya al\u0131\u015fm\u0131\u015f ve bir asker gibi her an sefer emrini bekleyen bu dinamik ruhlarla m\u00fccadele etmeye ve onlar\u0131 silip ge\u00e7meye kimsenin g\u00fcc\u00fc yetmeyecektir.<\/p>\n

\u0130\u015fte ilk kutsiler ve ilk medeniyet muallimleri! Ve i\u015fte birka\u00e7 a\u015firetten cihan imparatorluklar\u0131 kuranlar! Y\u0131ld\u0131r\u0131mlar gibi karanl\u0131k \u00e7a\u011flar\u0131n ba\u011fr\u0131na inen bu insanlar, rahat\u0131 zahmette, diri kalmay\u0131, \u00f6l\u00fcm ve \u00f6tesindeki her \u015feyi hak\u00eer g\u00f6rmede, ebed-m\u00fcddet varolmay\u0131 \u015fartlara g\u00f6re kendilerini yenilemede g\u00f6rd\u00fc ve ters-y\u00fcz edilmez birer g\u00fc\u00e7 haline geldiler.<\/strong><\/span><\/p><\/blockquote>\n

Ke\u015fke, g\u00fcn\u00fcm\u00fcz\u00fcn nesillerini; rahattan, rehavetten, hazlar\u0131na d\u00fc\u015fk\u00fcnl\u00fck ve nefs\u00e2nilikten kurtararak, ruhlar\u0131n\u0131 y\u00fcce duygularla donat\u0131p daha \u00e7ok \u0131zd\u0131rap \u00e7eken, daha \u00e7ok ac\u0131 ve s\u0131z\u0131 duyan ide\u00e2l insanlar haline getirebilseydik. Belki o zaman, millet\u00e7e, k\u00fc\u00e7\u00fck hesaplar\u0131n, has\u00ees zevklerin tesirinde kalmayacak ve bir k\u0131s\u0131m ehemmiyetsiz s\u0131k\u0131nt\u0131lardan \u00f6t\u00fcr\u00fc de hi\u00e7 mi hi\u00e7 yer ve y\u00f6n de\u011fi\u015ftirmeyecektik…<\/p>\n

Yazar: Fethullah G\u00fclen, S\u0131z\u0131nt\u0131, Ekim 1985, Cilt 7, Say\u0131 81<\/strong><\/p>\n<\/div>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

G\u00f6\u00e7, yarat\u0131ld\u0131\u011f\u0131 g\u00fcnden bu yana hi\u00e7 durmak bilmeyen insano\u011flu i\u00e7in umum\u00ee m\u00e2n\u00e2da; insanlar aras\u0131nda se\u00e7kinlerden se\u00e7kin ayd\u0131nl\u0131k ordusu kutsiler i\u00e7in de husus\u00ee m\u00e2n\u00e2da ve ayn\u0131 zamanda medeniyet tarihini de yak\u0131ndan al\u00e2kadar eden \u00f6nemli bir mefh\u00fbmdur. Evet, bir tarafta anne karn\u0131ndan \u00e7ocuklu\u011fa, \u00e7ocukluktan delikanl\u0131l\u0131k ve olgunlu\u011fa, derken ya\u015fl\u0131l\u0131k ve \u00f6l\u00fcme u\u011frayarak upuzun bir sefere \u00e7\u0131km\u0131\u015f gariplerden …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":3767,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,1189],"tags":[119,1190,23,1362,36,420,103,1361,41,219],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3766"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=3766"}],"version-history":[{"count":2,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3766\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":3770,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/3766\/revisions\/3770"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/3767"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=3766"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=3766"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=3766"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}