Hayat\u0131n\u0131 inanc\u0131n sihirli ikliminde s\u00fcrd\u00fcrebilenlere g\u00f6re, pe\u015fi-pe\u015fine ayd\u0131nl\u0131klar\u0131n d\u00f6rtbir yan\u0131 saraca\u011f\u0131 ve bir ba\u015ftan bir ba\u015fa d\u00fcny\u00e2m\u0131z\u0131n yeniden cennetlere d\u00f6nece\u011fi ayd\u0131nl\u0131k yar\u0131nlar o kadar yak\u0131n ve o kadar kat’idir ki; onu bug\u00fcnk\u00fc hayatlar\u0131n\u0131n bir par\u00e7as\u0131 olarak duyup ya\u015fayabilirler. Zira, her g\u00fcn, ufukta t\u00fcllenen em\u00e2relerden, em\u00e2relerde \u0131\u015f\u0131ldayan m\u00fcjdelere; r\u00fcyalarda a\u011faran p\u0131r\u0131l p\u0131r\u0131l \u015fafaklardan, karanl\u0131\u011f\u0131n s\u00eenesindeki h\u0131r\u0131lt\u0131lara kadar hemen her \u015fey, o mutlu gelece\u011fin \u015fivesiyle onlar\u0131n g\u00f6zlerine ziya, ir\u00e2delerine kuvvet ve \u00fcmitlerine de fer vermektedir.<\/p>\n
Evet, duyguda, d\u00fc\u015f\u00fcncede uyanm\u0131\u015f bu insanlar i\u00e7in, do\u011fu\u015flar\u0131 do\u011fu\u015flar\u0131n, dirili\u015fleri dirili\u015flerin takip edip durdu\u011fu g\u00fcn\u00fcm\u00fcz, t\u0131pk\u0131 bin ‘ba’s u ba’del mevt’ in birden cereyan etti\u011fi bir d\u00f6nem gibidir. Onlar, bu binbir d\u00fc\u011f\u00fcn, binbir bayram, binbir \u015fehr\u00e2yini birden duyar, birden ya\u015far ve art\u0131k, sadece g\u00f6zleriyle kulaklar\u0131yla de\u011fil, b\u00fct\u00fcn benlikleriyle yukar\u0131lardan ak\u0131p gelen \u0131\u015f\u0131klar\u0131n alt\u0131nda, menek\u015fe renkli h\u00e2diseleri vecd i\u00e7inde seyr ede ede ruhlar\u0131na, zevkine doyum olmayan en f\u00fcs\u00fbnk\u00e2r g\u00fczellikleri i\u00e7irirler.<\/p>\n
Hayat\u0131n b\u00fct\u00fcn\u00fcyle m\u00e2nevile\u015fip derinle\u015fti\u011fi, ruhun sem\u00e2v\u00ee varl\u0131klar gibi kanat \u00e7\u0131rp\u0131p sonsuzlu\u011fa a\u00e7\u0131ld\u0131\u011f\u0131, ge\u00e7mi\u015f-gelecek b\u00fct\u00fcn zamanlar\u0131n i\u00e7 i\u00e7e girip b\u00fct\u00fcnle\u015fti\u011fi ve her \u015feyin en i\u00e7li \u015fiirlerden daha i\u00e7li, en yumu\u015fak t\u00fcylerden daha yumu\u015fak, en derin a\u015fklardan daha derin ve en zevkli vuslat ‘an’lar\u0131ndan daha zevkli b\u00f6yle bir ya\u015fama ku\u015fa\u011f\u0131nda, hep g\u00fczellikler t\u00fcllenir durur; hep g\u00fczel \u015feyler m\u0131r\u0131ldan\u0131r ve hep g\u00fczelliklere a\u00e7\u0131k ya\u015fan\u0131r.<\/p>\n
\u015eanl\u0131 ge\u00e7mi\u015fin hasreti, muhte\u015fem gelece\u011fin \u00fcmit ve i\u015ftiyak\u0131yla yan\u0131p kavrulan; izzete, onura, var olmaya susam\u0131\u015f bizler gibi berzahtaki nesiller, bu duygu ve bu d\u00fc\u015f\u00fcnceyle kendi zamanlar\u0131n\u0131 a\u015farak, ge\u00e7mi\u015fi gelece\u011fin yan\u0131nda yeniden ya\u015far, g\u00fcr\u00fcl g\u00fcr\u00fcl \u015fanl\u0131 m\u00e2ziyi, istikbalin \u00e7a\u011f\u0131lt\u0131lar\u0131yla bir arada dinler; b\u00fct\u00fcn o sevimli eski \u00fclkelerin, Akdeniz’in, Karadeniz’in, Ege denizi ve daha \u00f6telerin kokusunu birden duyar ve kendilerini eski d\u00fcnyalar\u0131n bay\u0131rlar\u0131nda at ko\u015fturan \u015fen \u015fakrak ak\u0131nc\u0131lar gibi kanatlanm\u0131\u015f hissederler.<\/p>\n
Evet kaybetti\u011fimiz b\u00fct\u00fcn de\u011ferler, yitirdi\u011fimiz duygular, terk etti\u011fimiz \u00f6rfler, \u00e2detler, d\u00fc\u015f\u00fcnce tarzlar\u0131 ve sistemler hepsi birden g\u00f6z\u00fcm\u00fcz\u00fcn \u00f6n\u00fcnde canlan\u0131r; b\u00fct\u00fcn mezardakiler dirilip yurtlar\u0131na, yuvalar\u0131na d\u00f6nmeye ve aram\u0131zda gezmeye ba\u015flarlar. Darmada\u011f\u0131n\u0131k d\u00fcny\u00e2m\u0131z\u0131n birbirinden kopar\u0131l\u0131p sa\u011fa sola sa\u00e7\u0131lan par\u00e7alar\u0131n\u0131n yeniden biraraya geldi\u011fini ve y\u0131llar y\u0131l\u0131 birbirine d\u00fc\u015fman, birbirinden ka\u00e7an bu iklim insan\u0131n\u0131n k\u00fcme k\u00fcme \u00f6z\u00fcne d\u00f6nd\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc, sarma\u015f dola\u015f olup birbiriyle b\u00fct\u00fcnle\u015fti\u011fini zevkle seyrederiz. T\u0131pk\u0131 r\u00fcyalar\u0131m\u0131zda oldu\u011fu gibi, bu ruh haletiyle de, g\u00f6r\u00fcp duymak, duyup ya\u015famak istedi\u011fimiz her \u015feyi kolayl\u0131kla yakalar ve sahip \u00e7\u0131kabiliriz.<\/p>\n
B\u00f6yle h\u00fclyalar\u0131m\u0131z\u0131 besleyen koskoca bir mazi v\u00e2rid\u00e2t\u0131 \u015fel\u00e2leler gibi g\u00f6n\u00fcl g\u00f6zlerimiz \u00f6n\u00fcnde en b\u00fcy\u00fcleyici seslerle \u00e7a\u011flarken, bizler, \u00f6telerin g\u00fczelliklerine aralanan bu perdeden renkleri, \u015fekilleri, nizam ve \u00e2henkleri daha bir ba\u015fka sezerek s\u00eenelerimizdeki gizli ezel\u00ee g\u00fczellik a\u015fk ve ihtiyac\u0131n\u0131 derinden derine duyar ve ruhumuzun derinliklerinde binbir zevke uyan\u0131r\u0131z.<\/p>\n
Kim bilir, y\u00fcksek ruh ve derin g\u00f6n\u00fcller daha nice bilinmedik \u015feyleri ke\u015ffeder ve nice ifadesi imk\u00e2ns\u0131z kapal\u0131 temay\u00fcllerimizi sezerek idr\u00e2k ufkumuzu a\u015fan manev\u00ee g\u00fczellik ve hazlarla b\u00fct\u00fcnle\u015firler.<\/span><\/strong><\/p>\n
En tatl\u0131 r\u00fcyalardan daha tatl\u0131 bu sezi\u015f ve bu hissedi\u015flerde, duyup hayk\u0131ramad\u0131\u011f\u0131m\u0131z, hissedip anlatamad\u0131\u011f\u0131m\u0131z d\u00fcnk\u00fc haz ve sevin\u00e7lerimizin, bug\u00fcnk\u00fc hasret ve hicranlar\u0131m\u0131z\u0131n na\u011fmeleri duyulmaktad\u0131r.<\/span><\/strong><\/p><\/blockquote>\n
En yumu\u015fak t\u00fcylerden daha yumu\u015fak, koyun-kuzu, meleyi\u015flerinden daha i\u00e7li, civcivlerin c\u0131v\u0131lt\u0131lar\u0131 kadar yuvalar\u0131n \u015fefkat dolu ikliminden kopup gelen bu ses ve bu na\u011fmelerle ruhlar\u0131m\u0131z dinleni\u015fe ge\u00e7er, g\u00f6n\u00fcllerimiz renk renk r\u00fcy\u00e2lara dalar ve g\u00f6zlerimizin \u00f6n\u00fcnde eski yuvalar\u0131m\u0131z\u0131n ismet ve iffeti, kahraman cedlerimizin yi\u011fitlik ve cesareti, incelerden ince milletimizin asalet ve necabeti t\u00fcllenmeye ba\u015flar. Hay\u00e2l ve h\u00e2t\u0131ralar, m\u0131zraplar gibi g\u00f6n\u00fcllerimize inip kalkt\u0131k\u00e7a, bu Cennet \u00fclkenin binbir g\u00fczellikleri i\u00e7inde yeti\u015fip b\u00fcy\u00fcyen bizler, kendi d\u00fc\u015f\u00fcnce tarzlar\u0131m\u0131zdan, kendi idr\u00e2k ve anlay\u0131\u015flar\u0131m\u0131zdan, kendi \u00fcsl\u00fbp ve \u015f\u00eevelerimizden f\u0131\u015fk\u0131r\u0131p s\u00eenelerimize \u00e7arpan kendi ruhlar\u0131m\u0131z\u0131n feryat ve iniltilerini, sevin\u00e7 ve \u00e7\u0131\u011fl\u0131klar\u0131n\u0131 duyar, zevkiyle-safas\u0131yla, kederiyle, tasas\u0131yla kendi d\u00fcnyam\u0131za uyan\u0131r ve kendi ruh \u00e2lemimize kavu\u015furuz.<\/p>\n
Yazar: Fethullah G\u00fclen, S\u0131z\u0131nt\u0131, May\u0131s 1988, Cilt 10, Say\u0131 112<\/span><\/strong><\/p>\n<\/div>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"
Hayat\u0131n\u0131 inanc\u0131n sihirli ikliminde s\u00fcrd\u00fcrebilenlere g\u00f6re, pe\u015fi-pe\u015fine ayd\u0131nl\u0131klar\u0131n d\u00f6rtbir yan\u0131 saraca\u011f\u0131 ve bir ba\u015ftan bir ba\u015fa d\u00fcny\u00e2m\u0131z\u0131n yeniden cennetlere d\u00f6nece\u011fi ayd\u0131nl\u0131k yar\u0131nlar o kadar yak\u0131n ve o kadar kat’idir ki; onu bug\u00fcnk\u00fc hayatlar\u0131n\u0131n bir par\u00e7as\u0131 olarak duyup ya\u015fayabilirler. Zira, her g\u00fcn, ufukta t\u00fcllenen em\u00e2relerden, em\u00e2relerde \u0131\u015f\u0131ldayan m\u00fcjdelere; r\u00fcyalarda a\u011faran p\u0131r\u0131l p\u0131r\u0131l \u015fafaklardan, karanl\u0131\u011f\u0131n s\u00eenesindeki h\u0131r\u0131lt\u0131lara …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":4022,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,1189],"tags":[1190,23,273,36,420,1411,911,1410,41,1278,219],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4021"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=4021"}],"version-history":[{"count":1,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4021\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":4023,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4021\/revisions\/4023"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/4022"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=4021"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=4021"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=4021"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}