\n

Az\u0131c\u0131k olsun, h\u00e2lihaz\u0131rdaki durumun \u015fikayetlere esas te\u015fkil eden yanlar\u0131ndan nazarlar\u0131m\u0131z\u0131 \u00e7evirip, hay\u00e2len birka\u00e7 ad\u0131m gerilere do\u011fru gidebilsek, \u015fimdilerde \u00e7ok karanl\u0131k ve me\u015f’um g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz g\u00fcnlerin, nispetler perspektifinde ne denli ayd\u0131nl\u0131k, nas\u0131l \u00fcmit ve in\u015fir\u00e2h verici oldu\u011funu sezip anlayacak ve tali’imize tebess\u00fcm edece\u011fiz.<\/p>\n

D\u00fcn, \u00e7\u00f6l gibi kupkuru bir zemin ve kaos gibi kapkara bir sem\u00e2 ile \u00e7evrili bulunan bu yoksullar, bu t\u00e2lisizler diy\u00e2r\u0131 \u015fimdi, d\u00f6rtbir yan\u0131yla \u00fcmit \u0131\u015f\u0131ldayan g\u00f6kleri, ovay\u0131-obay\u0131 saran reng\u00e2renk \u00e7i\u00e7ekleri ve bu iki \u00e2lem aras\u0131nda ar\u0131lar gibi gelip-giden, gelip-gidip gelece\u011fin dantelas\u0131n\u0131 i\u015fleyen \u0131\u015f\u0131\u011fa uyanm\u0131\u015f insanlar\u0131yla \u00e2deta \u0130rem \u00fclkesi… her \u015fey, bir “ba’s\u00fc ba’de’l-mevt” mesaj\u0131 alm\u0131\u015f gibi hayat solukluyor, her \u015fey \u0130sr\u00e2f\u00eel ile hem-h\u00e2l olmu\u015f gibi p\u00fcr ne\u015f’e.. sular “Ya Hayy!” deyip g\u00f6n\u00fcllere \u00fcrperti veren \u00e7a\u011f\u0131lt\u0131larla bir bahara do\u011fru ak\u0131yor; zemin, kar\u0131n-buzun yol verdi\u011fi yerlerde yemye\u015fil fistan\u0131yla g\u00f6zlerimize ve g\u00f6n\u00fcllerimize g\u00fczellikler sa\u00e7\u0131yor; her yanda \u00e7i\u00e7ek kokular\u0131na kar\u0131\u015f\u0131p esen varolma duygusu ruhlar\u0131m\u0131za saadetler \u00fcfl\u00fcyor.. y\u0131llar ve y\u0131llar boyu hayat ad\u0131na k\u00e2bus ya\u015fayan bitkin y\u0131\u011f\u0131nlar, vicdanlar\u0131nda yepyeni emellerin ye\u015ferdi\u011fini duyuyor ve bir \u00e7ocuk ne\u015fesi tad\u0131ndaki bu yeni sabahta, iyili\u011fe, g\u00fczelli\u011fe susam\u0131\u015f ruhlar\u0131n\u0131n b\u00fct\u00fcn i\u015ftiyak\u0131yla dirili\u015flerini hayk\u0131r\u0131yorlar.. t\u0131pk\u0131, Cennet yama\u00e7lar\u0131n\u0131n huz\u00fbr, ne\u015f’e, sevin\u00e7 ve endi\u015fesizli\u011fine ermi\u015f gibi…<\/p>\n

Evet, hay\u00e2llerimizle az gerilere gidip; inan\u00e7, \u00fcmit ve bas\u00eeretlerimizle az ilerilere do\u011fru bakabilsek, her sabah\u0131n bir ba\u015fka zafer renkleriyle t\u00fcllendi\u011fini; her yeni g\u00fcn\u00fcn b\u00fcy\u00fcyen bir hil\u00e2lle ufkumuzda kapand\u0131\u011f\u0131n\u0131, her gecenin de\u011fi\u015fik bir do\u011fum sanc\u0131s\u0131yla gelip-ge\u00e7ti\u011fini g\u00f6recek ve hayretten hayrete d\u00fc\u015fece\u011fiz.<\/strong><\/p><\/blockquote>\n

Bunlar, g\u00f6r\u00fcl\u00fcp sezilemeyecek gibi \u015feyler de\u011fil ama, yine de bir s\u00fcr\u00fc k\u00f6r ve bir s\u00fcr\u00fc kalpsiz, dolay\u0131s\u0131yla da bir y\u0131\u011f\u0131n bedb\u00een ve bir y\u0131\u011f\u0131n da karamsar var… K\u00f6r ve kalpsizler, y\u00fcksek mefk\u00fbremiz ad\u0131na, her \u015feyin bir in\u00e2yet eliyle ve bir gece sessizli\u011fi i\u00e7inde yumakla\u015f\u0131p \u00f6rg\u00fcye haz\u0131r h\u00e2le geldi\u011fini, keleple\u015fip t\u00e2rih \u015fuuru t\u0131\u011f\u0131n\u0131n ucunda ve yepyeni bir kanevi\u00e7e ile irtibatland\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6remiyorlar… K\u00f6r ve kalpsizler, e\u015fy\u00e2n\u0131n tabiat\u0131na vukuflar\u0131 yok, il\u00e2h\u00ee teenn\u00eedeki hikmeti de sezemiyorlar. D\u00fc\u015f\u00fcn\u00fcn ki, “ol!” dedi\u011finde cihanlar\u0131 bir kerede var eden Kudret-i Sonsuz, k\u00e2inat\u0131 alt\u0131 zamanda yarat\u0131yor.. insan\u0131, \u00e7a\u011flar ve \u00e7a\u011flar ge\u00e7tikten sonra varl\u0131\u011fa nez\u00e2rete memur ediyor.. yavruyu anne karn\u0131nda -hem de onca \u00e7ile ve onca \u0131zd\u0131rapla- aylarca tutuyor.. yumurtadan civcive olan o minik mesafeyi haftalar i\u00e7ine serpiyor ve uzat\u0131yor.. deniz derinliklerinde mercana, ne kanlar ne kanlar kusturuyor, kusturuyor da ondan sonra g\u00fcny\u00fcz\u00fcne \u00e7\u0131kma vizesi veriyor.. sular\u0131 bir s\u0131rl\u0131 teenn\u00ee ile bulutla\u015ft\u0131r\u0131yor; bulutlar\u0131 ak\u0131l almaz bir takd\u00eerle damlala\u015ft\u0131r\u0131p yerin ba\u011fr\u0131na indiriyor.. zeminin ba\u011f ve bah\u00e7elerini zaman\u0131n t\u0131\u011f\u0131na tak\u0131p, mevsim atk\u0131lar\u0131 aras\u0131nda ve sab\u0131rla bir dantela gibi \u00f6r\u00fcyor; \u00f6r\u00fcyor ve bize il\u00e2h\u00ee ahl\u00e2k\u0131 ta’lim ediyor…<\/p>\n

\u00c7ocuksu ve aceleci ruhlar, bu teenn\u00eeyi nas\u0131l telakki ederlerse etsinler ezelden beri il\u00e2h\u00ee \u00e2detler, varoldu\u011fu g\u00fcnden bu yana tekv\u00een\u00ee emirler, hep b\u00f6yle cereyan etmi\u015f, b\u00f6yle cereyan ediyor ve b\u00f6yle cereyan edecektir. Beklenen her \u015fey olacakt\u0131r ve O’nun vadetti\u011fi g\u00fcnler do\u011facakt\u0131r ama; kaderle tespit edilen \u00f6l\u00e7\u00fcler i\u00e7inde olacak ve mevsimi geldi\u011fi zaman do\u011facakt\u0131r.<\/p>\n

Varl\u0131\u011fa bu perspektifle bakan, i\u00e7 d\u00fcny\u00e2lar\u0131n\u0131 bu inan\u00e7 ve bu kanaatla tanzim eden dengeli ruhlar, her zaman e\u015fy\u00e2 ve h\u00e2diseleri daha bir de\u011fi\u015fik g\u00f6rm\u00fc\u015f, daha bir de\u011fi\u015fik de\u011ferlendirmi\u015f; en sevimsiz h\u00e2l ve vaziyetler i\u00e7inde bile, pek \u00e7ok sevimli \u015feylerin bulunabilece\u011fi inanc\u0131n\u0131 ta\u015f\u0131m\u0131\u015f ve hayatlar\u0131n\u0131n her lahzas\u0131n\u0131 \u00e2deta bir tem\u00e2\u015f\u00e2 zevki i\u00e7inde ya\u015fam\u0131\u015flard\u0131r. G\u00fcnd\u00fczler, iyilikler, g\u00fczellikler onlara bir \u015fey anlatm\u0131\u015fsa, geceler, karanl\u0131klar, ac\u0131lar bin \u015fey anlatm\u0131\u015ft\u0131r; hem de ne d\u00e2hiy\u00e2ne bir ed\u00e2 ile… Her gece, onlar\u0131n g\u00f6n\u00fcllerine benzeyen emeller, h\u00fcly\u00e2lar\u0131na benzeyen arzular a\u015f\u0131lar ve onlarda, sabahlara ula\u015fma azmini co\u015fturur… Onlara ge\u00e7mi\u015fin r\u00fcy\u00e2lar\u0131n\u0131 hik\u00e2ye eder; r\u00fcy\u00e2lara giden yollar\u0131 a\u00e7ar ve en mahrem hislerini tahrik ederek, en temiz hay\u00e2l iklimlerinde gezdirir. Karanl\u0131klar\u0131n daha da koyula\u015fmas\u0131, onlarda e\u015fi-benzeri olmayan tat ve \u015fivede bir m\u00fcn\u00e2caat ve yakar\u0131\u015f arzusu uyar\u0131r.. derken en m\u00fcphem, en belirsiz durumlarda en \u015fefkatli il\u00e2h\u00ee esintileri duyar; en karanl\u0131k anlarda en eri\u015filmez mazhariyetlere ererler. her \u015feye en derin hazlar sinerek, varl\u0131k ve h\u00e2diselerin, insan\u0131, b\u00f6yle s\u00fcrekli, g\u00fczelli\u011fe, \u00fcmide, tatl\u0131 r\u00fcy\u00e2lara do\u011fru \u00e7ekti\u011fi bu enfes anlarda, i\u00e7inde bulundu\u011fumuz d\u00fcny\u00e2 sihirli bir diyar gibi par\u0131ldar; ruhlar\u0131m\u0131za en romantik duygular f\u0131s\u0131ldar ve hislerimiz \u00fczerinde en co\u015fturucu bir m\u00fbsik\u00ee te’siri icr\u00e2 eder.<\/p>\n

B\u00f6ylece, herkesin ve her \u015feyin bo\u015flukta oldu\u011fu, r\u00fbh\u00ee r\u00e2b\u0131talar\u0131n b\u00fct\u00fcn b\u00fct\u00fcn gev\u015fedi\u011fi, arzu ve emellerin bir bir sars\u0131l\u0131p-devrildi\u011fi en buhranl\u0131 d\u00f6nemlerde bile biz, bo\u015fluk hissetmez, durgunlukla kilitlenmez, bir humm\u00e2 gibi ruhlar\u0131m\u0131z\u0131 d\u00f6rtbir yandan saran a\u015fk ve benli\u011fimizin derinliklerinde tutu\u015fan da’v\u00e2 d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle, her zaman de\u011fi\u015fik bir hareket ayarlamas\u0131 yapar ve yolumuza devam ederiz.<\/p>\n

Zaten millet\u00e7e bize \u00e2it, ruhlar\u0131m\u0131zdaki man\u00e2lar\u0131n kayna\u015farak belli bir k\u0131vama gelmi\u015f bulunmas\u0131, kalblerimizin yumu\u015fay\u0131p muhabbetle atmas\u0131, nazarlar\u0131m\u0131z\u0131n herkesi emniyetle ok\u015fay\u0131p ge\u00e7mesi, f\u00e2n\u00ee yanlar\u0131m\u0131z\u0131n bu kadar l\u00e2h\u00fbt\u00eele\u015fmesi ve bu kadar tatl\u0131la\u015fmas\u0131, ham ruhlar\u0131m\u0131z\u0131n bu kadar pi\u015fip-olgunla\u015fmas\u0131, mevsimlerin birer merhamet \u00e7a\u011flayan\u0131 haline gelip hep bahar gibi ge\u00e7mesi; zaman\u0131n, t\u0131pk\u0131 \u015fehr\u00e2yinlerdeki hav\u00e2\u00ee fi\u015fekler gibi ba\u015f\u0131m\u0131z\u0131n \u00fczerinde \u0131\u015f\u0131klarla a\u00e7\u0131l\u0131p-kapanmas\u0131 ve bizleri z\u00fcmr\u00fctten kanatlar\u0131 alt\u0131na al\u0131p “devlet-i ebed m\u00fcddet” d\u00fc\u015f\u00fcncesi etraf\u0131nda seyahat ettirmesi de \u015fimdiden bize, firdevs\u00ee gelecekten mesajlar sunmakta ve g\u00f6n\u00fcllerimizi hep \u00fcmit iklimlerinde gezdirmektedir.<\/p>\n

Yazar: Fethullah G\u00fclen, S\u0131z\u0131nt\u0131, Nisan 1991, Cilt 13, Say\u0131 147<\/span><\/strong><\/p>\n<\/div>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

Her \u015fey g\u00f6nl\u00fcm\u00fczce olmasa bile, do\u011fruluk sanca\u011f\u0131n\u0131n dalgalanmaya ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 muhakkak.. h\u00e2diseler arzu ve isteklerimize g\u00f6re cereyan etmese de, ruhlar\u0131m\u0131za in\u015fir\u00e2h veren esintilerin oldu\u011funda \u015f\u00fcphe yok.. evet, yer yer ac\u0131 bir poyraz\u0131n esti\u011fi do\u011fru; ama beri yanda, il\u00e2h\u00ee l\u00fctuflar\u0131n bir ne\u015f’e ve sevin\u00e7 \u00e7a\u011flayan\u0131 haline geldi\u011fi de apa\u00e7\u0131k. H\u00e2diselerin b\u00fcy\u00fck \u00f6l\u00e7\u00fcde bir sis ve duman arkas\u0131nda …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":3992,"comment_status":"open","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,1189],"tags":[1190,23,273,36,420,41,1278,1507,219],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4243"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=4243"}],"version-history":[{"count":1,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4243\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":4244,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4243\/revisions\/4244"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/3992"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=4243"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=4243"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=4243"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}