Tar\u0131k Burak<\/h3>\n\n\n\n

Ahl\u00e2t ve Seyyidler Soyu<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Fethullah G\u00fclen Hocaefendi\u2019nin baba taraf\u0131ndan dedeleri, Bitlis’in Ahl\u00e2t il\u00e7esinden Erzurum\u2019un Korucuk K\u00f6y\u00fc\u2019ne g\u00f6\u00e7 edip gelmi\u015flerdi. \u00c7\u00fcnk\u00fc ailenin bilinen ilk reisi Halil A\u011fa ba\u015flar\u0131na gelen k\u00f6t\u00fc bir hadiseye tahamm\u00fcl edememi\u015f, kavgaya kar\u0131\u015fm\u0131\u015f ve kaderin bir sevki buraya s\u00fcrg\u00fcn edilmi\u015fti. Bu olay tahminen Sultan III. Selim (1789-1807) veya II. Mahmud (1807-1839) d\u00f6nemlerinde olmu\u015ftu. 
Ecdatlar\u0131n\u0131n Ahl\u00e2t\u2019\u0131 terkedip Erzurum’a gelmelerini Fethullah G\u00fclen Hocaefendi \u015fu \u015fekilde anlat\u0131yor:  \u2018Halil Dedem, hep Ahl\u00e2t’a geri d\u00f6nme d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131r. Onun i\u00e7indir ki, Ahlat’taki mal varl\u0131\u011f\u0131na dokunmam\u0131\u015f, sadece ta\u015f\u0131nabilir mallar\u0131yla bu s\u00fcrg\u00fcn edildi\u011fi Hasankale’ye oradan da Korucuk’a gelmi\u015ftir. Ancak hi\u00e7birine bir daha Ahl\u00e2t’a d\u00f6nmek nasip olmayacakt\u0131r.Halil Dedem’in \u00e7ocuklar\u0131 buradaki gayr-i menkulleri 80 bin alt\u0131na satarlar ve aralar\u0131nda payla\u015f\u0131rlar.\u201d
Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, hem baba hem de anne taraf\u0131ndan Peygamber Efendimiz Aleyhissalat\u00fc Vessel\u00e2m\u2019\u0131n m\u00fcbarek soyundan gelen k\u00f6kl\u00fc bir aileye mensuptu. \u201cAilenizin seyyidler soyundan geldi\u011fi s\u00f6yleniyor?\u201d \u015feklinde kendisine sorulan bir soruya Hocaefendi \u015f\u00f6yle cevap veriyor:  \u201cOlabilir, \u00f6yle diyorlar. Ancak bu mevzu bizim aile i\u00e7inde ne annem ne de babam taraf\u0131ndan konu\u015fulmazd\u0131. Ben annemden iki defa b\u00f6yle bir merbutiyetten bahis duydum. Her ikisi de \u015fecerenin kayboldu\u011fundan bahsederken oldu. Babam daha da dikkatliydi. Ahmet dedem de bu mevzuda bir \u015fey anlatmazd\u0131. Zaten \u00e7ok az konu\u015furdu. Ben daha \u00e7ok bu t\u00fcr konu\u015fmalara yak\u0131n akrabalar\u0131m\u0131zda muttali oldum. Ancak, \u015fu anda \u015fecere var m\u0131d\u0131r, yok mudur onu da bilmiyorum. Onun i\u00e7in kesin bir \u015fey s\u00f6ylemem m\u00fcmk\u00fcn de\u011fil…\u201d
Bedi\u00fczzaman\u2019\u0131n soyu da baba taraf\u0131ndan Hz. Hasan\u2019a (ra), anne taraf\u0131ndan Hz. H\u00fcseyin\u2019e (ra) dayanmas\u0131na ra\u011fmen o da Fethullah G\u00fclen Hocaefendi gibi ihl\u00e2s\u0131 muhafaza ve insanlar nazar\u0131nda manevi bir makam kazanmak maksad\u0131ndan uzak durmak gayesiyle, bu hususu risalelerinde a\u00e7\u0131k\u00e7a beyan etmemi\u015fti. 
Emevi ve Abbasi d\u00f6nemlerinde Peygamber Efendimiz Aleyhissalat\u00fc Vessel\u00e2m\u2019\u0131n m\u00fcbarek torunlar\u0131 g\u00f6rd\u00fckleri bask\u0131 ve zul\u00fcm \u00fczerine Anadolu\u2019ya do\u011fru g\u00f6\u00e7 etmi\u015flerdi. 1071 Malazgirt Zaferiyle onlar\u0131n bir k\u0131sm\u0131 girmi\u015fti Anadolu\u2019ya. Bulunduklar\u0131 b\u00f6lgenin \u00f6rf ve adetlerine uyarak, oran\u0131n dilini konu\u015fmu\u015flard\u0131. 
O\u2019nun (sav) g\u00fczide torunlar\u0131n\u0131n s\u0131\u011f\u0131nd\u0131klar\u0131 \u00f6nemli yerlerden birisi de Bitlis yani Ahl\u00e2t ve y\u00f6resiydi. \u0130stanbul’u topuyla, t\u00fcfe\u011fiyle g\u00fc\u00e7 ve kuvvetiyle fetheden askerdir ve o askere kumanda eden Fatih’tir; fakat \u0130stanbul’a ruh \u00fcfleyen ve onu bir Osmanl\u0131 \u015fehri haline getiren daha do\u011frusu \u0130stanbul’u, Bizans k\u00fclt\u00fcr\u00fcn\u00fcn elinden kurtar\u0131p \u0130sl\u00e2mla\u015ft\u0131ran, T\u00fcrkle\u015ftiren Ahl\u00e2t’t\u0131r. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u0130sl\u00e2m b\u00fct\u00fcn Anadolu\u2019ya oldu\u011fu gibi \u0130stanbul’a da bu kap\u0131dan girmi\u015ftir. Ve oradan ge\u00e7en b\u00fct\u00fcn T\u00fcrk boylar\u0131n\u0131n iliklerine kadar \u0130sl\u00e2m k\u00fclt\u00fcr\u00fc burada sinmi\u015ftir. 
Atalar\u0131 1800\u2019l\u00fc y\u0131llarda Bitlis Ahl\u00e2t\u2019tan Erzurum\u2019a g\u00f6\u00e7 eden Muhterem Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, Bitlis ve y\u00f6resi hakk\u0131nda \u015fu enfes de\u011ferlendirmelerde bulunuyor:     \u201c\u2026 Seyyidler soyunun, g\u00f6\u00e7 yerlerinden biri olarak Bitlis y\u00f6resini se\u00e7meleri kaderin garip bir cilvesi. Geyl\u00e2niler\u2019in ve di\u011fer tarikat kollar\u0131n\u0131n burada zuhuru ancak Sel\u00e7uklular\u0131n Anadolu\u2019ya yerle\u015fmesinden sonra olmu\u015f. Kar-k\u0131\u015f kalkm\u0131\u015f, k\u00f6hne Bizans h\u00e2kimiyeti bertaraf edilmi\u015f, di\u011fer taraftan da Emevi ve Abbasi zulm\u00fcnden emin olunmu\u015f ve bu seyyidler soyu, belli tarikatlar\u0131n i\u00e7inde ve ba\u015f\u0131nda kar \u00e7i\u00e7ekleri gibi a\u00e7maya ba\u015flam\u0131\u015flard\u0131. Bu g\u00fcnlere gelinceye kadar da hep sakland\u0131lar, gizlendiler. Bitlis ve y\u00f6resi, seyyidler ad\u0131na sanki Ashab-\u0131 Kehf\u2019in Tarsus\u2019taki ma\u011faras\u0131 gibi oldu. Birka\u00e7 as\u0131r, tabir yerindeyse ma\u011fara d\u00f6nemi ya\u015fad\u0131lar. Sel\u00e7uklular\u0131n Anadolu\u2019ya yerle\u015fmesiyledir ki, karanl\u0131k g\u00fcnler sona ermi\u015f ve \u00e7ekirdekler filiz vermeye ba\u015flam\u0131\u015ft\u0131r. 
\u0130\u015fte Bitlis\u2019e bakarken b\u00f6yle bakmak laz\u0131m. Bir Bedi\u00fczzaman\u2019\u0131n, g\u00fcn\u00fcm\u00fczde dahi ula\u015fmas\u0131 zor yerlerden zuhuru, yani o \u015fecerenin, memba\u0131ndan kalk\u0131p oralara yerle\u015fmesi katiyen tesad\u00fcf de\u011fildir. Hizan ve Nurs yaz aylar\u0131nda bile zor var\u0131lan yerlerdir ki, bu nesil ka\u00e7abildi\u011fince ka\u00e7m\u0131\u015f ve saklanabildi\u011fi kadar saklanm\u0131\u015f ve orada bir potansiyel meydana getirmi\u015ftir.  
Anadolu\u2019da, T\u00fcrk boyunun ed\u00e2 edece\u011fi nice fonksiyonlar vard\u0131r. Denilebilir ki, T\u00fcrk boylar\u0131 i\u00e7in tarihindeki ge\u00e7mi\u015f dirili\u015flerinin yan\u0131nda \u0130sl\u00e2m\u2019la yeniden dirili\u015fe erme, \u0130sl\u00e2m\u2019\u0131n en yak\u0131n\u0131 say\u0131lan Ehl-i Beyt\u2019le olmu\u015ftur. Buna bir manada telkih de denebilir. Sanki Bitlis ve \u00f6zellikle Ahl\u00e2t, o a\u015f\u0131lmaz da\u011f ve vadilerini, Ehl-i Beyt d\u00fc\u015fmanlar\u0131na kar\u015f\u0131 bir silah gibi kullanm\u0131\u015f ve zul\u00fcmden ka\u00e7an veya \u0130sl\u00e2m\u2019la b\u00fct\u00fcnle\u015fen b\u00fct\u00fcn m\u00e2n\u00e2 erlerine de ba\u011fr\u0131n\u0131, sinesini alabildi\u011fine a\u00e7m\u0131\u015f ve onlar\u0131 koruma alt\u0131na alm\u0131\u015ft\u0131r. Bitlis ve y\u00f6resi, m\u00e2n\u00e2 ad\u0131na \u00f6yle m\u00fcmbit bir topra\u011fa sahiptir ki, Anadolu\u2019yu \u0131\u015f\u0131k huzmeleriyle y\u00f6nlendirecek b\u00fct\u00fcn se\u00e7kin insanlar burada yeti\u015fmi\u015f, boy atm\u0131\u015f ve dal-budak salm\u0131\u015ft\u0131r.\u201d (Fethullah G\u00fclen, Ufuk Kitap, 2006)  
Allah (cc) \u0130slam\u2019\u0131n korunmas\u0131 ve ya\u015fat\u0131lmas\u0131n\u0131 tesad\u00fcflere b\u0131rakmam\u0131\u015ft\u0131. Her devirde oldu\u011fu gibi ahirzamanda da mukaddes emanetlere sahip \u00e7\u0131k\u0131p imar ve \u0131slah hamlelerini ba\u015flatacak olan garipler Peygamber Efendimiz Aleyhissalat\u00fc Vessel\u00e2m\u2019\u0131n soyundan gelecekti. Onlar bitirecekti \u0130slam\u2019\u0131n gurbetini. Peygamber Efendimiz Aleyhissalat\u00fc Vessel\u00e2m, bu konuda tercih hatas\u0131 yapmamam\u0131z i\u00e7in as\u0131rlar \u00f6ncesinden \u015fu s\u00f6zlerle bize hitap etmi\u015fti: 
\u201cSize iki b\u00fcy\u00fck ve hukuku a\u011f\u0131r emanet b\u0131rak\u0131yorum. Birisi Aziz ve Celil olan Allah\u2019\u0131n kitab\u0131 Kur\u2019an, di\u011feri de g\u00f6z\u00fcm\u00fcn nuru ehl-i beytimdir. Allah\u2019\u0131n kitab\u0131 Kur\u2019an, semadan yery\u00fcz\u00fcne uzat\u0131lm\u0131\u015f (\u0130lah\u00ee ve nuran\u00ee) bir iptir. L\u00e2tif ve Habir olan (her \u015feyi bilen) Rabbim bana bildirdi ki: Kur\u2019an\u2019la ehl-i beytim (ahirette) kevser havz\u0131n\u0131n ba\u015f\u0131nda bana gelene kadar birbirinden ayr\u0131lmayacak. \u00d6yleyse sizler (size emanet etti\u011fim) bu iki \u015feyde bana nas\u0131l halef oldu\u011funuza (benden sonra onlara nas\u0131l davrand\u0131\u011f\u0131n\u0131za) iyi bak\u0131n\u0131z; onlar\u0131n hakk\u0131n\u0131 korumaya dikkat ediniz!\u201d (Ahmed, M\u00fcsned 111,17; V, 182; Taber\u00e2n\u00ee, el-Mu\u2019cemu\u2019l-Kebir, V 154; Tirmiz\u00ee, Menak\u0131b, 32) 
Fethullah G\u00fclen Hocaefendi\u2019nin Baba Taraf\u0131ndan Soyu<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Ahl\u00e2t\u2019tan Korucuk K\u00f6y\u00fc\u2019ne g\u00f6\u00e7 eden Hocaefendi\u2019nin dedesi Halil Efendi\u2019nin Hur\u015fid A\u011fa isminde bir o\u011flu vard\u0131. Onun da iki erkek \u00e7ocu\u011fu do\u011fmu\u015ftu. Bunlardan biri S\u00fcleyman Efendi, ikincisi Molla Ahmed’ti. 
Molla Ahmed\u2019in Zakir, \u015eakir, Mehmet Ali, Akif, \u015eAM\u0130L (1880) ve Abdullah ad\u0131nda alt\u0131 o\u011flu ve G\u00fclnu\u015f ad\u0131nda bir k\u0131z\u0131 d\u00fcnyaya gelmi\u015fti. Molla Ahmed Hocaefendi\u2019nin dedesi \u015eamil A\u011fa\u2019n\u0131n babas\u0131yd\u0131. \u0130lim ve takvas\u0131yla temay\u00fcz etmi\u015f m\u00fcstesna bir insand\u0131. Hayat\u0131n\u0131n son otuz senesinde aya\u011f\u0131n\u0131 uzat\u0131p yatmam\u0131\u015f, daha do\u011frusu s\u0131rt\u0131 yatak y\u00fcz\u00fc g\u00f6rmemi\u015fti. Denildi\u011fine g\u00f6re uykunun a\u011f\u0131r bast\u0131\u011f\u0131 anlarda sa\u011f elini aln\u0131na koyar ve biraz kestirirdi. \u0130\u015fte onun b\u00fct\u00fcn uykusu, aln\u0131 eline dayal\u0131 bu kestirmeden ibaretti. Vaktinin di\u011fer k\u0131sm\u0131n\u0131 hep \u00e7al\u0131\u015farak ve ibadet ederek ge\u00e7irirdi. Pehlivan yap\u0131l\u0131, uzun boylu mehabet dolu fizik\u00ee g\u00f6r\u00fcn\u00fcm\u00fcn\u00fcn yan\u0131nda onun bu surete denk bir de s\u00eereti ve ruh\u00ee yap\u0131s\u0131 vard\u0131. Riyazat\u0131 \u00f6mr\u00fc boyunca terketmemi\u015fti. Onu tan\u0131yanlar, g\u00fcnde bir-ka\u00e7 zeytinle iktifa etti\u011fini s\u00f6ylemektedirler. O’nun z\u00fchd ve takvas\u0131 dillere destand\u0131. \u00c7\u00fcnk\u00fc o varl\u0131k i\u00e7inde bir z\u00e2hid hayat\u0131 ya\u015fam\u0131\u015ft\u0131. Babalar\u0131ndan kalan miras\u0131 iki karde\u015f pay ederken, alt\u0131nlar\u0131 tas tas payla\u015fm\u0131\u015flard\u0131. Teker teker saymak \u00e7ok vakitlerini alaca\u011f\u0131 i\u00e7in b\u00f6yle yapm\u0131\u015flard\u0131. O devirlerde onlar\u0131n bu miras b\u00f6l\u00fc\u015fme keyfiyetleri de \u00e7ok me\u015fhur olmu\u015f bir h\u00e2diseydi.
S\u00fcleyman Efendi, hep d\u00fcnyaya a\u00e7\u0131k ya\u015fam\u0131\u015f, her ge\u00e7en g\u00fcn mal\u0131na mal katm\u0131\u015f ve ticaret hayat\u0131na at\u0131lm\u0131\u015f, muvaffak da olmu\u015ftu. O’nun evlat ve torunlar\u0131nda da bu y\u00f6n a\u011f\u0131r basm\u0131\u015ft\u0131. Molla Ahmed ise tamamen bir ukba insan\u0131yd\u0131. Tarlada \u00e7al\u0131\u015f\u0131rd\u0131. Kitap okumaya d\u00fc\u015fk\u00fcnd\u00fc ve ibadetle me\u015fgul olmay\u0131 hayat\u0131n\u0131n gayesi h\u00e2line getirmi\u015fti.
Molla Ahmed, 93 Harbi denilen 1877-1878 Osmanl\u0131-Rus sava\u015f\u0131nda Korucuk\u2019u terk ederek ailesiyle birlikte Sivas taraf\u0131na g\u00f6\u00e7\u00fcp yerle\u015fmi\u015fti. Sava\u015f sonras\u0131nda tekrar k\u00f6ye d\u00f6nd\u00fcklerinde ise kendilerini zor g\u00fcnler bekliyordu. Her taraf yerle bir olmu\u015f, ta\u015f \u00fcst\u00fcnde ta\u015f kalmam\u0131\u015ft\u0131. Ba\u015ftan a\u015fa\u011f\u0131ya kadar yak\u0131lm\u0131\u015ft\u0131 b\u00fct\u00fcn k\u00f6y. Bunun yan\u0131nda g\u00f6\u00e7leri \u00e7ok me\u015fakkatli ge\u00e7ti\u011finden aile maddi olarak da b\u00fcy\u00fck s\u0131k\u0131nlara girmi\u015fti. \u00c7etin hayat \u015fartlar\u0131yla m\u00fccadele etmek zorundayd\u0131lar. 
\u015e\u00e2mil A\u011fa, o s\u0131ralarda k\u00fc\u00e7\u00fck bir \u00e7ocuk veya gen\u00e7lik basamaklar\u0131na t\u0131rmanmaya haz\u0131rlanan bir delikanl\u0131yd\u0131. Korucuk’a d\u00f6nd\u00fckten 8-9 sene kadar sonra, yani 1890 y\u0131l\u0131 civar\u0131nda Molla Ahmed vefat etti. 
\u015eamil A\u011fa ve Munise Han\u0131m<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Molla Ahmed\u2019in evlatlar\u0131 b\u00fcy\u00fck fedak\u00e2rl\u0131klarla gayret edip mal m\u00fclk edindiler. \u0130mk\u00e2nlar\u0131 tekrar geni\u015fledi. Bu arada \u015eamil A\u011fa ile Munise Han\u0131m evlendi. Bu evlilikten RAM\u0130Z (1905), Rasim, Nureddin, Enver, D\u00fcrd\u00e2ne, Sefer ve Seyfullah adlar\u0131nda yedi \u00e7ocuklar\u0131 d\u00fcnyaya geldi.  Bu yedi karde\u015fin birbirlerine ba\u011fl\u0131l\u0131klar\u0131, aralar\u0131ndaki h\u00fcrmet ve sayg\u0131, akrabal\u0131k ba\u011flar\u0131n\u0131 korumadaki hassasiyetleri hakikaten dillere destan olacak \u00e7aptayd\u0131.
1914\u2019te b\u00fct\u00fcn \u015fiddetiyle ortal\u0131\u011f\u0131 kas\u0131p kavuran Birinci D\u00fcnya Sava\u015f\u0131 Korucuk\u2019ta yeniden hummal\u0131 bir g\u00f6\u00e7e neden oldu. Hocaefendi\u2019nin dedesi \u015e\u00e2mil A\u011fa ve ailesi, y\u00fckledikleri be\u015f alt\u0131 ka\u011fn\u0131 arabas\u0131 e\u015fya ve yiyecekle yola \u00e7\u0131karak Yozgat\u2019a ba\u011fl\u0131 Yerk\u00f6y\u00fc\u2019n\u00fcn Terzili K\u00f6y\u00fc\u2019ne gidip yerle\u015ftiler. Burada birka\u00e7 sene ikamete mecbur kald\u0131lar. Cihan Harbinin sars\u0131nt\u0131s\u0131 ge\u00e7ince tekrar Korucuk’a d\u00f6nmeye karar verdiler. Ancak getirdikleri her \u015feyi bu zaman zarf\u0131nda bitirip t\u00fcketmi\u015flerdi. D\u00f6nerken sadece iki merkepleri vard\u0131. \u00c7ocuklardan y\u00fcr\u00fcyemeyecek kadar k\u00fc\u00e7\u00fck olan\u0131n\u0131, Munise Han\u0131m kuca\u011f\u0131na al\u0131p merkebe bindi. Di\u011fer aile fertleri ba\u015fta \u015e\u00e2mil A\u011fa olmak \u00fczere o kadar yolu hep yaya y\u00fcr\u00fcd\u00fcler. D\u00f6nd\u00fcklerinde k\u00f6y\u00fc yine harabeye d\u00f6nm\u00fc\u015f buldular. Evler y\u0131k\u0131lm\u0131\u015f, ah\u0131rlar yerle bir olmu\u015f ve ortada gezinen birka\u00e7 c\u0131l\u0131z koyun ve ke\u00e7iden ba\u015fka davar nam\u0131na da bir \u015fey kalmam\u0131\u015ft\u0131. K\u00f6y\u00fc yeniden kurup in\u015fa etmeleri gerekiyordu. \u015e\u00e2mil A\u011fa, azim ve \u00fcmidinden hi\u00e7bir \u015fey kaybetmedi. Y\u0131llarca yokluk ve sefaletle m\u00fccadele ettiler. Bir zamanlar kap\u0131s\u0131nda \u0131rgatlar\u0131n \u00e7al\u0131\u015ft\u011f\u0131 bu h\u00e2ne fertleri kendi i\u015flerinde birer \u0131rgat gibi \u00e7al\u0131\u015ft\u0131lar. Zaten hi\u00e7biri \u00e7al\u0131\u015fmaya yabanc\u0131 de\u011fildi. A\u00e7, susuz, yokluk ve sefaletle ge\u00e7en g\u00fcnlerle birlikte k\u00f6y\u00fc yeniden in\u015fa ettiler.    
Hocaefendi, dedesi \u015eamil A\u011fa i\u00e7in \u015fu hat\u0131ralar\u0131n\u0131 kaydetmektedir:<\/strong><\/p>\n\n\n\n

 <\/strong>\u201cDedem \u015eamil A\u011fa’n\u0131n babas\u0131na (Molla Ahmed\u2019e) benzer y\u00f6nleri vard\u0131. O da bir ukba adam\u0131 gibiydi. En \u015fiddetli d\u00f6nemlerde bile sar\u0131ks\u0131z gezdi\u011fini g\u00f6rmedim. Sar\u0131\u011f\u0131n\u0131 Osman Gazi Hazretleri gibi sarard\u0131. \u00c7ok ciddi bir insand\u0131. Belki tebess\u00fcm etti\u011fini g\u00f6rm\u00fc\u015f olabilirim, hat\u0131rlam\u0131yorum, fakat g\u00fcld\u00fc\u011f\u00fcn\u00fc hi\u00e7 g\u00f6rmedim. Onun bu ciddiyet ve vakar\u0131 k\u00f6y halk\u0131n\u0131n \u00fczerinde bir mehabet ve korku tesiri yapard\u0131. B\u00fct\u00fcn k\u00f6yl\u00fc ondan korkar ayn\u0131 zamanda ona \u00e7ok ciddi sayg\u0131 duyarlard\u0131.Dedemin hakiki ulemaya \u00e7ok sayg\u0131s\u0131 vard\u0131. Fakat bir d\u00f6nemde me\u015fayihin su-i istimali kar\u015f\u0131s\u0131nda o m\u00fccerred mant\u0131k ve m\u00fccerred d\u00fc\u015f\u00fcnce sahibi dedemde me\u015fayihin yiyen i\u00e7en k\u0131sm\u0131na ciddi bir antipati uyanm\u0131\u015ft\u0131. Fakat yine de \u00e7o\u011fu me\u015fayihe bir \u015fey demezdi. O, ger\u00e7ek veliyi babas\u0131 Molla Ahmed’in \u015fahs\u0131nda g\u00f6rm\u00fc\u015f, tan\u0131m\u0131\u015ft\u0131. Molla Ahmed ki, yemez i\u00e7mez, kimseden hediye dahi kabul etmez, sabahlara kadar namaz k\u0131lar, bir zeytinle yetinir, g\u00fcnlerinin \u00e7o\u011funu oru\u00e7lu ge\u00e7irirdi. \u0130\u015fte dedeme g\u00f6re velinin tarifi buydu.O bu tarifin d\u0131\u015f\u0131nda kalanlar\u0131 me\u015fay\u0131htan kabul etmez ve “Bunlar \u015feyh de\u011fil pilavc\u0131 tak\u0131m\u0131” derdi. Yani, dedemin manaya inanmama gibi bir durumu yoktu. Fakat babas\u0131nda g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fc ger\u00e7ek mana eri olma gibi durumu ba\u015fkalar\u0131nda g\u00f6remedi\u011finden veya onlar\u0131 babas\u0131 \u00f6l\u00e7\u00fcs\u00fcnde bulamad\u0131\u011f\u0131ndan itimad\u0131nda bir sars\u0131lma vard\u0131.\u201d\u015eamil A\u011fa\u2019n\u0131n e\u015fi Munise Han\u0131m ise, s\u00f6zden daha \u00e7ok ya\u015fay\u0131\u015f\u0131yla dinin g\u00fczelliklerini yans\u0131tmaya \u00e7al\u0131\u015fan bir h\u00e2l insan\u0131yd\u0131. 
Hocaefendi anne ve babas\u0131ndan daha ziyade b\u00fcy\u00fckannesi Munise Han\u0131m\u2019\u0131n kendi \u00fczerinde tesir b\u0131rakt\u0131\u011f\u0131n\u0131 anlat\u0131r:”Babam bana dinimi \u00f6\u011fretmeye \u00e7al\u0131\u015ft\u0131. Arap\u00e7a okutmaya \u00e7al\u0131\u015ft\u0131. Ba\u015fka me\u015fayihten b\u00fcy\u00fck zevat\u0131n dizlerinin dibine oturma l\u00fctfunu da Allah bana l\u00fctfetti. Hi\u00e7 liyakatim yoktu. Fakat Rabbim batmas\u0131n diye bir m\u00fccrimi, \u00e7ok g\u00fcnahk\u00e2r birisini, daima ona l\u00fctfedip b\u00f6yle iyi yerlerde gezdirdi. Bir veli hayata g\u00f6zlerini yumunca ben bir ba\u015fkas\u0131n\u0131n dizinin dibinde kendimi buldum. Ve onun gurub zaman\u0131 yakla\u015f\u0131nca bir ba\u015fkas\u0131n\u0131n… On ya\u015flar\u0131nda iken de, Rabbim bu b\u00fcy\u00fck zevat\u0131n dizleri dibinde dola\u015ft\u0131rd\u0131. Leh\u00fclhamd ve leh\u00fclminne. Ona binlerce hamd ve sena olsun. Bunlar\u0131n hepsi ruhumu y\u0131kayacak \u015feyler anlatt\u0131. Allah dedikleri zaman \u00fcrperece\u011fim insanlar g\u00f6rd\u00fcm.Fakat inan\u0131n, bana b\u00fcy\u00fckannemin anlatt\u0131\u011f\u0131 \u015feyleri hi\u00e7biri anlatmad\u0131. B\u00fcy\u00fckannem bana \u00e7ok \u015feyler anlatt\u0131. Onu kaybederken 14 -15 ya\u015f\u0131ndayd\u0131m. Ama ruhuma dolduraca\u011f\u0131 \u015feyleri doldurmu\u015ftu. Babam o evin i\u00e7inde daha “C\u00fcd bi l\u00fctfik ya ilahi, ilahi!” deyince kad\u0131n\u0131n etekleri ya\u015fla dolard\u0131. Ve denir ki \u015fimdi “Munise Han\u0131m vefat etti insanl\u0131k a\u011flamay\u0131 unuttu. “Allah” derdin o kadar heyecanlan\u0131rd\u0131 ki, 24 saat -m\u00fcbala\u011fa etmiyorum- 24 saat yemekten i\u015ftah\u0131 kesilirdi. B\u00fct\u00fcn hayat\u0131n\u0131 belki 30 c\u00fcmleyle idare ederdi. Hayat\u0131nda 30 c\u00fcmlesi vard\u0131 onun. O kadar az bilirdi, o kadar az konu\u015furdu. Fakat bu kadar dine \u00e2\u015f\u0131k.
Kur’an derken daha “Elif lam mim. Zalikel kitab” Ne duydu o senin nezih vicdan\u0131n. Bay\u0131l\u0131r kendinden ge\u00e7er adeta, y\u0131\u011f\u0131l\u0131r yerlere ve \u00f6yle bir y\u0131\u011f\u0131lmayla gitmi\u015ftir. Elini y\u00fcz\u00fcne vurmu\u015f, g\u00f6zlerini sonsuzlu\u011fa firdevse dikiyor gibi dikmi\u015f “Allah” demi\u015f, “\u00d6l\u00fcyorum bu gece cenazem evde kalacak” demi\u015f gitmi\u015ftir.Bana Rabbimi o anlatt\u0131 desem sezad\u0131r. Bana Peygamberimi, Peygamber sevgisini o anlatt\u0131 desem sezad\u0131r.Onun \u00f6yle sessiz, durgun deryalar gibi derinli\u011fi benim \u00fczerimde b\u00fcy\u00fck bir tesir b\u0131rakt\u0131. \u0130nanmay\u0131 ve Allah\u2019la irtibat\u0131 onda g\u00f6rd\u00fcm. Belki eskiden g\u00fclm\u00fc\u015ft\u00fcr, m\u00fctebessim bir kad\u0131nd\u0131, ama ben \u00f6yle kahkaha att\u0131\u011f\u0131n\u0131 hi\u00e7 g\u00f6rmedim. \u00c7ok onurluydu. Onun benim \u00fczerimde bin nasihten daha etkili oldu\u011funu s\u00f6yleyebilirim. Ben d\u00f6rt-be\u015f ya\u015f\u0131nda iken o, bana annemden daha b\u00fcy\u00fck g\u00f6r\u00fcn\u00fcrd\u00fc. Onun i\u00e7in benden iki ya\u015f b\u00fcy\u00fck amcamla \u00e7ok defa kavga ederdik; ederdik de o, \u2018benim annem\u2019 deyince ben de \u2018hay\u0131r, benim annem\u2019 diye ona \u00e7\u0131k\u0131\u015f\u0131rd\u0131m.B\u00fcy\u00fckannem, \u00e7ok az konu\u015fan ve h\u00e2liyle \u0130sl\u00e2m’\u0131 b\u00fct\u00fcn\u00fcyle aksettirmeye \u00e7al\u0131\u015fan bir kad\u0131nd\u0131. A\u011flayan, d\u00fc\u015f\u00fcnen, b\u00fcy\u00fcklere, ulemaya, me\u015f\u00e2y\u0131ha sayg\u0131 duyan m\u00fcstesna bir durumu vard\u0131. Bana kar\u015f\u0131 duydu\u011fu alaka ve ilgi ise kelimelerle anlat\u0131lmayacak \u00f6l\u00e7\u00fcdeydi. B\u00fct\u00fcn beraberli\u011fimiz m\u00fcddetince bir defaya mahsus dahi bana ka\u015flar\u0131n\u0131 \u00e7att\u0131\u011f\u0131n\u0131 hat\u0131rlam\u0131yorum. Zaten tabiat\u0131 itibariyle \u00e7ok yumu\u015fakt\u0131.
Babam\u0131n, anneme bir defa k\u0131zd\u0131\u011f\u0131n\u0131 hat\u0131rl\u0131yorum. Ka\u015flar\u0131n\u0131 \u00e7atm\u0131\u015f annemin \u00fczerine y\u00fcr\u00fcyecekti. Derhal b\u00fcy\u00fckannem araya girdi ve “Ramiz, s\u00fct\u00fcm\u00fc-eme\u011fimi sana haram ederim.” dedi. \u00d6yle melek gibi bir kad\u0131nd\u0131.\u201d 
Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, b\u00fcy\u00fckannesinin c\u00f6mertli\u011fini ise \u015f\u00f6yle ifade ediyor:\u201c\u015eayet evde her g\u00fcn birka\u00e7 misafir olmazsa, zann\u0131mca o m\u00fcteessir olurdu. Bu c\u00f6mert kad\u0131n, hayvanlardan biriktirdi\u011fi o teneke teneke ya\u011f\u0131, gelen misafirlere ikram etmekle k\u0131sa s\u00fcrede bitirirdi. \u00d6yle ki o, eve daima bir hoca, me\u015fayih veya s\u0131radan misafir gelsin de, elinde avucunda ne varsa onlara ikram etsin isterdi. Zannediyorum sadece c\u00f6mertli\u011fi ve g\u00f6zya\u015flar\u0131 onun i\u00e7in bir vesile-i necat olabilir.\u201dAlvarl\u0131 Muhammed L\u00fctfi Efendi, onun karde\u015fi Vehbi Efendi, Ta\u011fi \u015feyhlerinden S\u0131rr\u0131 Efendi, \u015eeh\u00e2beddin Efendi ve k\u00f6y\u00fcn hocalar\u0131 gibi \u00e7evrenin en tan\u0131nm\u0131\u015f ve sevilen, sayg\u0131 duyulan insanlar\u0131 \u015eamil A\u011fa ve Munise Han\u0131m\u2019\u0131n evinde bamba\u015fka bir alaka g\u00f6r\u00fcrd\u00fc. Ailenin me\u015f\u00e2y\u0131h ve ulemadan olan bu zatlara \u00e7ok derin bir m\u00fcnasebeti vard\u0131.  \u0130\u015fte, Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, b\u00f6yle bir ruh ortam\u0131nda ne\u015fv\u00fc nema buldu.      
Muhterem Hocaefendi, Munise Han\u0131m ile \u015eamil A\u011fa\u2019n\u0131n birbirlerine \u00e7ok kuvvetli bir muhabbetleri ve ba\u011fl\u0131l\u0131klar\u0131 oldu\u011funu ifade ile: \u201cb\u00fct\u00fcn k\u00f6y\u00fcn kendisinden \u00e7ekindi\u011fi o sert adam\u0131n e\u015fine ka\u015flar\u0131n\u0131 \u00e7at\u0131p bakt\u0131\u011f\u0131na kimse \u015fahit olmam\u0131\u015ft\u0131.\u201d der. Yine, Hocaefendi, annesi Refia Han\u0131m\u2019\u0131n kendisine anlatt\u0131\u011f\u0131na g\u00f6re, Munise Han\u0131m\u2019\u0131n defaatle \u201cAllah\u2019\u0131m beni bu adamdan bir saat bile geri b\u0131rakma.\u201d diye dua etti\u011fini aktar\u0131r.   <\/p>\n\n\n\n

http:\/\/www.samanyoluhaber.com\/yazar\/tarik-burak\/asik-i-s-dik-fethullah-gulen-hocaefendi-2\/1319953\/<\/a><\/h6>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

Tar\u0131k Burak Ahl\u00e2t ve Seyyidler Soyu Fethullah G\u00fclen Hocaefendi\u2019nin baba taraf\u0131ndan dedeleri, Bitlis’in Ahl\u00e2t il\u00e7esinden Erzurum\u2019un Korucuk K\u00f6y\u00fc\u2019ne g\u00f6\u00e7 edip gelmi\u015flerdi. \u00c7\u00fcnk\u00fc ailenin bilinen ilk reisi Halil A\u011fa ba\u015flar\u0131na gelen k\u00f6t\u00fc bir hadiseye tahamm\u00fcl edememi\u015f, kavgaya kar\u0131\u015fm\u0131\u015f ve kaderin bir sevki buraya s\u00fcrg\u00fcn edilmi\u015fti. Bu olay tahminen Sultan III. Selim (1789-1807) veya II. Mahmud (1807-1839) …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":3520,"comment_status":"closed","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,122],"tags":[],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4623"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=4623"}],"version-history":[{"count":2,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4623\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":4625,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4623\/revisions\/4625"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/3520"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=4623"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=4623"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=4623"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}