Tar\u0131k Burak<\/h4>\n\n\n\n

Elif gibi dosdo\u011fru<\/strong><\/p>\n\n\n\n

Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnden beri tahakk\u00fcm\u00fc, zilleti asla kabul etmemi\u015fti.  \u0130zzet-i nefsini muhafaza etmi\u015fti daima. Haks\u0131zl\u0131\u011fa katlanmam\u0131\u015f, zul\u00fcmden nefret etmi\u015fti. Ya\u015f\u0131 ilerledik\u00e7e bu ahl\u00e2k\u0131 kendisinde iyice k\u00f6kle\u015fmi\u015f ve hayat\u0131n\u0131n sonraki y\u0131llar\u0131na tamamen h\u00e2kim olmu\u015ftu. Kimseye minnet borcu olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7indir ki sonraki y\u0131llarda arkas\u0131nda y\u00fcr\u00fcyen milyonlarca insan\u0131n y\u00fcz\u00fcn\u00fc asla yere bakt\u0131rmayacakt\u0131. Elif gibi dosdo\u011fru olarak hep yoluna devam edecekti.    <\/p>\n\n\n\n

Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, hem medrese e\u011fitimi hem de tekke terbiyesi ile yeti\u015fmi\u015f birisi olmas\u0131n\u0131n yan\u0131 s\u0131ra; Bacon\u2019\u0131n Mant\u0131k\u2019\u0131ndan, Russell\u2019\u0131n Nazari Mant\u0131k\u2019\u0131na… Pascal\u2019dan, Kant\u2019\u0131n Saf Akl\u0131n K\u0131r\u0131ti\u011fine… Hegel Diyalekti\u011fi\u2019nden, Rousseau\u2019nun Pedagoji anlay\u0131\u015f\u0131na… Dante\u2019nin \u0130lahi Komedya\u2019s\u0131ndan, Picasso\u2019da Obje-suje ili\u015fkisine…<\/em><\/strong> \u00e7ok de\u011fi\u015fik referanslara at\u0131f yapacak kadar iyi okumu\u015ftu. Bu okuma merak\u0131n\u0131 \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor:\u201c\u00c7ocuklu\u011fumdan itibaren babamdan, annemden kaynaklanan, bir okuma merak\u0131m oldu\u011funu s\u00f6yleyebilirim. Okumaya merakl\u0131 olunca se\u00e7me d\u00fc\u015f\u00fcnceniz olmuyor pek. Elime ge\u00e7en her \u015feyi okumaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rd\u0131m. Rabbim muaheze buyurmas\u0131n.Bu, hizmetlerin i\u00e7erisinde me\u015fgul olup, baz\u0131lar\u0131n\u0131n dertlerine deva, problemlerine \u00e7are bulmak gibi m\u00fclahazalar i\u00e7ine girece\u011fimiz ana kadar devam etti… Yine de \u00e7ok okumaya devam ediyordum. Roman okumay\u0131 \u00e7ok severdim. Ben bunlar\u0131 a\u00e7madan utan\u0131r\u0131m ama, roman okuman\u0131n pek yayg\u0131n olmad\u0131\u011f\u0131 o d\u00f6nemde, medresede Arap\u00e7a eserler okurken, roman okuyan bir ikinci insan hat\u0131rlam\u0131yorum. Dersimi yapt\u0131ktan sonra, hocalar geldi\u011finde roman okudu\u011fumu g\u00f6rmesinler diye, Arap\u00e7a kitab\u0131m\u0131 dizlerimin \u00fcst\u00fcne al\u0131p, roman\u0131 da o kitab\u0131n aras\u0131na koyar ve \u00f6yle okurdum. Derslerimi \u00e7al\u0131\u015f\u0131rken zamana \u00e7ok ihtiya\u00e7 olmad\u0131\u011f\u0131ndan dolay\u0131, i\u015fimi yap\u0131nca, roman\u0131 kitab\u0131n \u00fcst\u00fcne koyup okurdum. Kap\u0131 t\u0131klay\u0131nca kitaplar\u0131n yerini de\u011fi\u015ftirirdim. \u00c7\u00fcnk\u00fc bir sertlikle kar\u015f\u0131la\u015fabilirdim. Daha sonraki y\u0131llarda, 18 – 20 ya\u015flar\u0131na gelince, biraz daha fikr\u00ee, felsef\u00ee kitaplara e\u011filmeye ba\u015flad\u0131m. Darwinizm\u2019in, Ev\u00fcl\u00fcsyon\u2019un, Transformizm\u2019in o g\u00fcnlerde yayg\u0131n olmas\u0131, talebelerin ifsad edilmesi s\u00f6z konusu olunca, bu meseleleri ara\u015ft\u0131rmaya koyuldum. Baz\u0131 kitaplar, ba\u015fka kitaplarla da tan\u0131\u015fmam\u0131 sa\u011flad\u0131 ve b\u00f6ylece devam etti.\u201d
T\u00fcrkiye 20 Mart 1954\u2019te Avrupa \u0130nsan Haklar\u0131 S\u00f6zle\u015fmesi\u2019ne imza att\u0131\u011f\u0131 d\u00f6nemde Hocaefendi, Kur\u015funlu Camii Medrese<\/strong>sindeki Sadi Efendi’nin yan\u0131ndan ayr\u0131ld\u0131 ve Kemhan Camii <\/strong>yan\u0131ndaki medresede 6 ay kadar okudu.
\u201cSadi Efendi’nin yan\u0131ndan ayr\u0131l\u0131nca Kemhan Caminin yan\u0131ndaki medreseye gittim. Zaten e\u015fya olarak sadece bir sand\u0131\u011f\u0131m vard\u0131. Bu medresede isimleri akl\u0131mda kalan bir Halis’le Muhyiddin var. Halis bize \u00e7ok iyili\u011fi dokunan Alvar a\u011falar\u0131ndan birinin o\u011fluydu. Yine be\u015f-alt\u0131 arkada\u015f kal\u0131yorduk. E\u011fer birinin misafiri gelirse, yatacak yerimiz kalmazd\u0131. \u00c7ok dar bir yerdi. Burada unutamad\u0131\u011f\u0131m bir hat\u0131ram da \u015fudur:\u00a0Yatmak istedi\u011fimde bakt\u0131m aya\u011f\u0131m\u0131 arkada\u015flardan birine do\u011fru uzatmam gerekiyor; sayg\u0131s\u0131zl\u0131k olur d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle ona do\u011fru aya\u011f\u0131m\u0131 uzatmad\u0131m. Di\u011fer tarafta kitaplar\u0131m\u0131z duruyordu. Kitaplara do\u011fru da ayaklar\u0131m\u0131 uzatmam m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildi. Beri taraf k\u0131bleye denk geliyordu. Aya\u011f\u0131m\u0131 uzatabilece\u011fim tek y\u00f6n vard\u0131; oras\u0131 da Korucuk istikametini g\u00f6steriyordu. Ve ben babam Korucuk’ta olabilir ve ona kar\u015f\u0131 sayg\u0131s\u0131zl\u0131k etmi\u015f olurum d\u00fc\u015f\u00fcncesiyle o tarafa da aya\u011f\u0131m\u0131 uzatamad\u0131m. Birka\u00e7 gece b\u00f6ylece hi\u00e7 uyumadan oturdum.O darac\u0131k yerde alt\u0131 ay kadar kald\u0131k. \u0130\u00e7imizde en b\u00fcy\u00fck Muhyiddin ad\u0131ndaki arkada\u015ft\u0131. Bunlar caminin m\u00fcezziniyle anla\u015fm\u0131\u015flar, o gitmeye karar vermi\u015f, m\u00fcezzin de bu oday\u0131 kendi evine katmaya. Tabii ki bize de oradan ayr\u0131lmak d\u00fc\u015ft\u00fc.Ta\u015f mescide gittim. Oran\u0131n imam\u0131 da Cemal Efendi. Bu zat ayn\u0131 zamanda Seyfeddin Efendi’nin ikinci bacana\u011f\u0131. Benim medreseye girip \u00e7\u0131kt\u0131\u011f\u0131m\u0131 g\u00f6r\u00fcnce, orada kalanlara “Bu Ramiz’in o\u011flu buraya ni\u00e7in girip \u00e7\u0131k\u0131yor, sak\u0131n onu medreseye almay\u0131n” demi\u015f.Oradan da ayr\u0131lmak zorundayd\u0131m. \u00c7aresizlik i\u00e7inde kendime bir yer aramaya ba\u015flad\u0131m. Erzurum’da bekara ev vermeleri m\u00fcmk\u00fcn de\u011fildi. Herkes bunu ar ve namus meselesi olarak g\u00f6r\u00fcrd\u00fc. Bir ayakkab\u0131 tamircisi vard\u0131. Onun askere gidece\u011fini duymu\u015ftum. K\u00fc\u00e7\u00fck bir barakas\u0131 vard\u0131. Ayakkab\u0131 tamiri yap\u0131yordu. Ancak oturarak durulabilecek bir yerdi. Bu kadarc\u0131k dahi olsa bir yerim olsun diye oray\u0131 kiralamak istedim. Ayl\u0131\u011f\u0131 be\u015f liradan anla\u015ft\u0131k.Sevinerek medreseye gittim. Sand\u0131\u011f\u0131m\u0131 al\u0131p d\u00f6nd\u00fcm. Fakat adam fikir de\u011fi\u015ftirdi\u011fini, kiraya veremeyece\u011fini s\u00f6yledi. Elimde sand\u0131k, yolun ortas\u0131nda donup kald\u0131m. Gidecek yerim de yoktu.\u201d
Camideki odac\u0131k Murat Pa\u015fa Cami<\/strong>\u2019nin yan\u0131nda y\u0131k\u0131lmak \u00fczere olan Ahmediye Camii<\/strong> vard\u0131. \u0130\u00e7eride biraz h\u0131zl\u0131 ba\u011f\u0131r\u0131lsa, kubbeden ta\u015flar d\u00f6k\u00fcl\u00fcyordu. Mihrap k\u0131sm\u0131 biraz fazlaca girintiliydi. Birisi oray\u0131 kontraplakla b\u00f6lm\u00fc\u015f ve kendine yer yapm\u0131\u015f; sonra da oray\u0131 \u00f6ylece b\u0131rak\u0131p gitmi\u015fti. Hocaefendi, buray\u0131 g\u00f6r\u00fcnce sevincinden u\u00e7acak hale geldi. Hemen Zinnur ad\u0131nda o esnada haf\u0131zl\u0131k yapan kendisinden bir iki ya\u015f k\u00fc\u00e7\u00fck arkada\u015f\u0131n\u0131 \u00e7a\u011f\u0131rd\u0131.\u201cAmcamdan g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm nazari duvar \u00f6rme bilgimle oraya bir duvar \u00f6rd\u00fcm. Tek yard\u0131mc\u0131m Zinnur’du. Alt\u0131 metre y\u00fcksekli\u011finde \u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcm\u00fcz bu duvar\u0131 kal\u0131n tellerle ayr\u0131ca tavana da rabtettik. Bir de kap\u0131 uydurduk. Sobay\u0131 da bulup yak\u0131nca d\u00fcnyalar bizim oldu. Art\u0131k kimsenin kar\u0131\u015famayaca\u011f\u0131, kendi el eme\u011fimizle yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z ba\u015f\u0131m\u0131z\u0131 sokacak bir yerimiz vard\u0131. Herkes, buras\u0131 y\u0131k\u0131l\u0131r diye bizi ikaz ediyordu; ancak biz ald\u0131r\u0131\u015f etmedik. B\u00fct\u00fcn talebelik m\u00fcddetimin geri kalan\u0131n\u0131 burada ge\u00e7irdim. <\/strong>Hatta bizden sonra senelerce orada kalan talebeler oldu.. Sonradan antik eser diye bizim yapt\u0131\u011f\u0131m\u0131z duvar\u0131 y\u0131km\u0131\u015flar; fakat yeri belli oluyor.\u201d
Hocaefendi, b\u00f6ylece kalacak yer problemini \u00e7\u00f6zerek d\u00f6nemin tan\u0131nm\u0131\u015f isimlerinden Osman Bekta\u015f Hoca<\/strong>‘dan iki y\u0131l boyunca ders ald\u0131. Bekta\u015f Hoca, \u0130slam hukuku anlam\u0131na gelen f\u0131k\u0131h konusunda otorite olarak kabul ediliyordu. Hocaefendi, Edirne’ye gidinceye kadar hep burada kald\u0131.\u00a0
\u201cOsman Hoca f\u0131k\u0131hta hakikaten \u00fcstatt\u0131. Zaten m\u00fcft\u00fcl\u00fc\u011fe bir m\u00fcstefti (fetva sormak isteyen) gelirse, o s\u0131rada m\u00fcft\u00fc olan Sad\u0131k Efendi kap\u0131c\u0131y\u0131 g\u00f6nderir ve Osman Hoca’y\u0131 m\u00fcft\u00fcl\u00fc\u011fe \u00e7a\u011f\u0131r\u0131rd\u0131. Me\u015fguliyeti fazla olan bir insand\u0131. \u0130mkanlar\u0131 da iyiydi. Osman Hoca beni izhardan ba\u015flatt\u0131. Bir iki ders okuduktan sonra “Molla Fethullah! Seni bu derslerle me\u015fgul etmeyelim. Sen de Cami oku!” dedi. O s\u0131rada bizimle beraber derse devam edenlerden hat\u0131r\u0131mda kalan isimler: Mehmed K\u0131rk\u0131nc\u0131, Cemaleddin Kaplan, Cevdet Bilican\u2026 Cevdet Bey, \u0130vrindi m\u00fcft\u00fcs\u00fcyd\u00fc. Bir trafik kazas\u0131nda vefat etti. \u00c7ok sevdi\u011fim bir insand\u0131..Mehmed K\u0131rk\u0131nc\u0131 Hoca, bizden evvel de ba\u015fka yerlerde okumu\u015ftu; ancak Osman Hoca’dan ayn\u0131 dersi takip ederdik.. Cemaleddin Hoca da ya\u015f\u00e7a benden b\u00fcy\u00fckt\u00fc. Ciddi \u015fekilde bizi Osman Hoca okuttu diyebilirim. B\u00fct\u00fcn\u00fcyle iki sene kadar okudum. Fakat \u00e7ok istifadeli oldu. Bu arada Camiyi ve Telhis’i metin olarak ezberledik. Kendimizden sonra gelenlere ders m\u00fctalaa ettirmemiz \u00e7ok faydal\u0131 oluyordu. Bitirdi\u011fimiz kitab\u0131 okutacak haldeydik. F\u0131k\u0131h ve Usul-\u00fc F\u0131k\u0131h\u0131 da yine ayn\u0131 hocadan okuduk.\u201d
Hocaefendi, bu d\u00f6nemde Erzurum\u2019da \u201cVe \u0130nsan Aldand\u0131\u201d <\/strong>ad\u0131n\u0131 verdi\u011fi bir roman yazmaya ba\u015flad\u0131. Yazd\u0131\u011f\u0131 k\u0131s\u0131mlar\u0131 Erzurum\u2019daki yak\u0131n arkada\u015flar\u0131ndan Cevdet Bilican\u2019a okutan Hocaefendi, ondan te\u015fvik edici s\u00f6zler gelmeyince bu roman\u0131 yar\u0131da b\u0131rakt\u0131. Daha sonra Amerika\u2019da ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 evin duvarlar\u0131na as\u0131lan levhalardan birinde \u201cVe \u0130nsan Aldand\u0131\u201d s\u00f6z\u00fc yer alacakt\u0131.
Hocaefendi’nin medreseden arkada\u015f\u0131 Molla Kaya, Hocaefendi’ye ait bir hat\u0131ras\u0131n\u0131 \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor:\u201cFethullah Efendi medreseden benim talebe arkada\u015f\u0131md\u0131r. Osman Bekta\u015f Hoca bize ders veriyordu. Rahle \u00fczerinde \u00e7al\u0131\u015f\u0131rd\u0131k. Hoca kitaptan ders yap\u0131yor biz de halka \u015feklinde olmu\u015f dinliyoruz. Fethullah Efendi ise Hocan\u0131n arkas\u0131nda kalm\u0131\u015ft\u0131. Orada dersten ayr\u0131 ba\u015fka bir kitap kar\u0131\u015ft\u0131r\u0131yor. Hoca bunu g\u00f6r\u00fcnce ‘Hey Fethullah Efendi ben burada g\u0131rtla\u011f\u0131m\u0131 patlat\u0131yorum, sen orada oturmu\u015f ba\u015fka \u015feylerle u\u011fra\u015f\u0131yorsun’ diye \u00e7\u0131k\u0131\u015ft\u0131. Fethullah Efendi de: ‘Hay\u0131r hocam, benim kula\u011f\u0131m sizde, ben sizi dinliyorum’ dedi. Hoca, ‘nas\u0131l olur kula\u011f\u0131n bizde? Madem kula\u011f\u0131n bizdeydi anlat bakal\u0131m verdi\u011fimiz dersi’ dedi. ‘Neresinden anlatay\u0131m hocam?’ dedi. Osman Hoca da ‘ba\u015f\u0131ndan geldi\u011fimiz yere kadar anlat’ dedi. Bunun \u00fczerine Fethullah Efendi dersi ba\u015f\u0131ndan sonuna kadar bir g\u00fczel anlatt\u0131. Bu arada Osman Hoca hayret eder bir vaziyette ba\u015f\u0131n\u0131 sallad\u0131 ‘Bu \u00e7ocukta ba\u015fka bir zeka var’ dedi.\u201d
Hocaefendi\u2019nin \u00e7ileli g\u00fcnler ya\u015fad\u0131\u011f\u0131 o y\u0131llarda d\u00fcnyada \u00e7ok h\u0131zl\u0131 ve \u00fcz\u00fcc\u00fc hadiseler meydana geliyordu:
Var\u015fova Pakt\u0131 kuruldu. 1955\u2019te Sovyet Rusya\u2019n\u0131n \u00f6nc\u00fcl\u00fc\u011f\u00fcnde Arnavutluk, Bulgaristan, Macaristan, Polonya, Romanya, \u00c7ekoslovakya ve Demokratik Almanya Cumhuriyeti\u2019nin kat\u0131l\u0131m\u0131yla NATO\u2019ya kar\u015f\u0131 Var\u015fova Pakt\u0131 kuruldu. (1991\u2019de da\u011f\u0131ld\u0131.)Yine, 1955\u2019de T\u00fcrkiye ile Irak aras\u0131nda imzalanan daha sonra \u0130ngiltere, Pakistan ve \u0130ran\u2019\u0131n da \u00fcye olduklar\u0131 T\u00fcrkiye-Irak i\u015f birli\u011fi Antla\u015fmas\u0131 (CENTO) yap\u0131ld\u0131. Bedi\u00fczzaman, \u0130slam karde\u015fli\u011fini g\u00fc\u00e7lendirecek olan bu antla\u015fman\u0131n yap\u0131lmas\u0131ndan dolay\u0131 memnun oldu, devrin y\u00f6neticilerini tebrik etti.\u00a0
6-7 Eyl\u00fcl Olaylar\u0131 (6-7 Eyl\u00fcl 1955) Selanik\u2019te Atat\u00fcrk\u2019\u00fcn evine bomba at\u0131ld\u0131\u011f\u0131 s\u00f6ylentileri \u00fczerine ba\u015fta Rumlar olmak \u00fczere, Ermeni ve Musevi az\u0131nl\u0131\u011fa y\u00f6nelik \u00e7ok ciddi sald\u0131r\u0131lar oldu. Bir\u00e7ok bina ve i\u015fyeri tahrip edildi, ya\u011fmaland\u0131. \u0130stanbul sava\u015f alan\u0131na d\u00f6nd\u00fc. Ali Kat\u0131rc\u0131o\u011flu (Hocaefendi kendisine Ali Kervanc\u0131 der ve b\u00f6yle tan\u0131nmaktad\u0131r) yokluklar i\u00e7inde s\u0131f\u0131rdan ba\u015flad\u0131\u011f\u0131 hayat\u0131nda ticaretle u\u011fra\u015fma \u00e7abas\u0131 i\u00e7erisindendir ve o s\u0131rada Sirkeci’deki B\u00fcy\u00fck Eski\u015fehir Oteli’nde kalmaktad\u0131r. 6-7 Eyl\u00fcl’\u00fcn en yak\u0131n \u015fahidi olarak \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor: ‘Saat 9-10 gibi b\u00fcy\u00fck bir g\u00fcr\u00fclt\u00fc ile uyand\u0131k. K\u0131yamet kopuyor. Hemen indim, otelciye ‘Ne oldu?’ dedim, o da bilmiyor. \u00c7\u0131kt\u0131k Sirkeci Meydan\u0131\u2019na. Bakt\u0131k tanklar gelmi\u015f. Ve her taraf ya\u011fmalan\u0131yor. O olaylar\u0131 g\u00f6r\u00fcnce bende \u015fafak att\u0131. Acaba benim makine ald\u0131\u011f\u0131m d\u00fckkan ne \u00e2lemde? Ko\u015ftum k\u00f6pr\u00fcye, o arada k\u00f6pr\u00fc a\u00e7\u0131ld\u0131\u011f\u0131 i\u00e7in kar\u015f\u0131ya ge\u00e7emedim. O ak\u015fam uyuyamad\u0131m. B\u00fcy\u00fck Postane binas\u0131 o zaman adliye binas\u0131 idi. Merdivenlerine \u00e7\u0131kt\u0131m, kuma\u015f\u0131n bir ucunu d\u00fckkan\u0131n kepengine, di\u011fer ucunu da tramvaya ba\u011flay\u0131p \u00e7ektiklerini g\u00f6rd\u00fcm. Kapal\u0131\u00e7ar\u015f\u0131 ve Bah\u00e7ekap\u0131’daki Rumlar’\u0131n i\u015f yerlerini b\u00f6yle ya\u011fmalad\u0131lar. Polis de asker de m\u00fcdahale etmedi.’\u00a0Olaylardan sonra s\u0131k\u0131y\u00f6netim ilan edildi. 27 May\u0131s \u0130htilali sonras\u0131, olaylar\u0131n DP taraf\u0131ndan tertiplendi\u011fi iddias\u0131yla Yass\u0131ada Mahkemesi taraf\u0131ndan yarg\u0131lanan y\u00f6neticiler \u00e7e\u015fitli cezalara \u00e7arpt\u0131r\u0131lacakt\u0131.
Hocaefendi\u2019nin Manevi Hocas\u0131 Alvar \u0130mam\u0131’n\u0131n Vefat\u0131\u00a012 Mart 1956<\/strong>\u2019da Muhammed L\u00fctfi Efendi (Alvar \u0130mam\u0131) vefat etti. Hocaefendi \u015f\u00f6yle diyor:\u201cHayat\u0131m\u0131n en sars\u0131c\u0131 hadiselerinden biri de Alvar \u0130mam\u0131’n\u0131n vefat\u0131d\u0131r. O g\u00fcn ben de Alvar’da bulunuyordum. Hat\u0131rlad\u0131\u011f\u0131ma g\u00f6re ku\u015fluk vaktiydi. Salondaki sedirin \u00fczerinde uzanm\u0131\u015f, istirahat ediyordum. Birden hafiften bir ses duydum. Buna ses de\u011fil \u00e7\u0131\u011fl\u0131k demek daha do\u011fru olurdu. Kula\u011f\u0131m\u0131 u\u011fuldatan bu \u00e7\u0131\u011fl\u0131k ‘Efe \u00f6ld\u00fc’ diye ba\u011f\u0131r\u0131yordu. Hemen yerimden f\u0131rlad\u0131m. Ceketimi elime al\u0131p ko\u015ftum. Efe Hazretlerinin evine do\u011fru yakla\u015ft\u0131k\u00e7a, ac\u0131 ger\u00e7e\u011fi anlad\u0131m; Efe hakikaten \u00f6lm\u00fc\u015ft\u00fc. \u00c7\u00fcnk\u00fc \u00e7evre kom\u015fular hep evin etraf\u0131na toplanm\u0131\u015flar ve insanlar mendil tutmaca a\u011fl\u0131yorlard\u0131. D\u00fcnya, yeri doldurulamayacak bir bo\u015fluk daha g\u00f6recek ve Efe\u2019nin \u00f6l\u00fcm\u00fcyle bu ya\u015fl\u0131 ana bir defa daha inleyecekti. \u0130nleme ve a\u011flamalar g\u00fcnlerce aylarca s\u00fcrd\u00fc. Sessiz a\u011flay\u0131\u015f\u0131m\u0131z ise hala devam etmektedir. Alvar \u0130mam\u0131’n\u0131n vefat\u0131ndan sonra Rasim Baba ad\u0131nda bir Kadiri \u015feyhine devam ettim.\u201dBu s\u0131rada S\u00fcvey\u015f Krizi patlak veriyordu (1956).M\u0131s\u0131r Ba\u015fkan\u0131 Nas\u0131r’\u0131n 26 Temmuz 1956’da, S\u00fcvey\u015f Kanal\u0131’n\u0131 kamula\u015ft\u0131rmas\u0131 \u00fczerine \u0130ngiltere, Fransa ve \u0130srail’in gizli bir ittifak\u0131 sonucunda geli\u015fen olaylar \u201cS\u00fcvey\u015f Krizi\u201dne ve \u0130kinci Arap-\u0130srail Sava\u015f\u0131\u2019na neden oldu. Kanal, \u0130ngilizler\u2019in ve Frans\u0131zlar\u2019\u0131n denetimine ge\u00e7ti. Fakat, Abd ve Rusya\u2019n\u0131n itiraz etmesiyle i\u015f de\u011fi\u015fti. Birle\u015fmi\u015f Milletler Bar\u0131\u015f G\u00fcc\u00fc 1967\u2019ye kadar bu b\u00f6lgeye hakim oldu. \u00c7ekilmesinin hemen ard\u0131ndan da Alt\u0131 G\u00fcn Sava\u015f\u0131 \u00e7\u0131kt\u0131.<\/p>\n\n\n\n

Tasavvuf DersleriHocaefendi, 1957’de de Rasim Baba’n\u0131n tasavvuf derslerine devam etti. Rasim Baba gen\u00e7 bir insand\u0131. Hocaefendi\u2019yi daima sa\u011f\u0131na oturtur, \u00e7ok fazla ilgi g\u00f6sterirdi. Bir m\u00fcddet sonra talebeler aras\u0131nda ‘Rasim Baba Fethullah’\u0131 kendisine damat yapmak istiyor’ \u015feklinde laflar dola\u015fmaya ba\u015flad\u0131. Bu t\u00fcr s\u00f6ylentiler, onun Rasim Baba’dan so\u011fumas\u0131na ve ayr\u0131lmas\u0131na sebep oldu.\u201cRasim Baba, ya\u015f\u0131m \u00e7ok gen\u00e7 olmas\u0131na ra\u011fmen beni hemen sa\u011f\u0131nda oturturdu. \u0130lgi ve alakas\u0131 son derece fazlayd\u0131. Fakat m\u00fcritler aras\u0131nda bir laf dola\u015fmaya ba\u015flad\u0131; \u015eeyhin beni kendisine damat yapmak istedi\u011finden bahsediliyordu. Bu s\u00f6ylenti so\u011fumama sebep oldu. Bir daha o tekkeye gitmedim.\u201d<\/p>\n\n\n\n

Bu devrede, Sovyetler Birli\u011fi Ekim 1957\u2019de d\u00fcnyan\u0131n ilk uzay arac\u0131 olan Sputnik’i uzaya f\u0131rlatt\u0131.
Hocaefendi\u2019nin \u00d6\u011frencilik Y\u0131llar\u0131ndan Hat\u0131ralar\u0131 Erzurum\u2019daki \u00f6\u011frencilik y\u0131llar\u0131na ait hat\u0131ralar\u0131n\u0131 \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor Hocaefendi: \u201c\u00c7ok enerjik bir insand\u0131m. Hareketliydim. K\u00fclt\u00fcr-fizik yapmay\u0131 ihmal etmezdim. Ancak bu potansiyeli hep m\u00fcsbet y\u00f6ne kanalize etmeye gayret ettim. Allah’a \u00e7ok \u015f\u00fck\u00fcr gen\u00e7li\u011fin en tehlikeli anlar\u0131n\u0131 salim atlatt\u0131m.Geceleri ge\u00e7 vakitlere kadar Erzurum’daki b\u00fct\u00fcn t\u00fcrbeleri geziyor ve onlara Yasin okuyordum. Erzurum’dan ayr\u0131laca\u011f\u0131m ana kadar da bu \u00e2detimi s\u00fcrd\u00fcrd\u00fcm.G\u00f6z\u00fcm karayd\u0131. Buna a\u015f\u0131r\u0131 cesaret de denebilirdi. Kur\u015funlu Camiine gelen su yolunda hi\u00e7 f\u00fctur getirmeden gider gelirdim. Halbuki orada y\u00fcr\u00fcmek her an \u00f6l\u00fcmle selamla\u015fmak demekti. \u00c7\u00fcnk\u00fc devaml\u0131 g\u00f6\u00e7\u00fck olurdu.Yine Kur\u015funlu Camiinin \u00f6n\u00fcndeki y\u00fcksek kavak a\u011fac\u0131na g\u00f6z a\u00e7\u0131p kapay\u0131ncaya kadar t\u0131rman\u0131r ve etraf\u0131 oradan seyretmeyi severdim. Minare \u015ferefesinin \u00fczerinde y\u00fcr\u00fcmek ise \u00e7ok ho\u015fuma giderdi. Halbuki o esnada beni seyredenlerin kalpleri s\u0131k\u0131\u015f\u0131r ve \u00e7ok kere de bana bakamazlard\u0131.Giyimime de \u00e7ok dikkat ederdim. Tertemiz ve biraz da o g\u00fcne g\u00f6re l\u00fcks giyinirdim. G\u00fcnlerce a\u00e7 kald\u0131\u011f\u0131m olurdu da \u00fct\u00fcs\u00fcz pantolon, boyas\u0131z ayakkab\u0131 giydi\u011fim hi\u00e7 g\u00f6r\u00fclmemi\u015ftir. \u00dct\u00fc bulamad\u0131\u011f\u0131m zaman, pantolonumu yata\u011f\u0131n alt\u0131na koyar ve pantolon bu a\u011f\u0131rl\u0131k alt\u0131nda \u00fct\u00fcl\u00fc gibi olurdu.Bazen arkada\u015flar\u0131m benim bu hallerimi yad\u0131rgarlard\u0131. Tekke ile bu kadar alakal\u0131 olmama ra\u011fmen, bu kadar cevval, hareketli d\u0131\u015fa d\u00f6n\u00fck ve giyimime bu kadar titiz davranmam\u0131 bir t\u00fcrl\u00fc birbiriyle ba\u011fda\u015ft\u0131ramazlard\u0131. Hatta \u00fct\u00fcl\u00fc pantolon giydi\u011fime k\u0131zan bir tekke arkada\u015f\u0131m bir g\u00fcn bana unutamayaca\u011f\u0131m \u015fu s\u00f6z\u00fc s\u00f6ylemi\u015fti: -Arkada\u015f sen biraz takva (g\u00fcnahtan sak\u0131nma) sahibi olsana!\u201dHocaefendi, giyimine itina g\u00f6sterdi\u011fi i\u00e7in b\u00f6yle bir tenkide muhatap olmu\u015ftu. Onu sadece giyimine itina g\u00f6sterdi\u011fi i\u00e7in de\u011fil ‘g\u00f6z\u00fc kara’ oldu\u011fu i\u00e7in de tenkit etmi\u015fler ve ediyorlard\u0131. \u00c7ocukluk ve gen\u00e7lik y\u0131llar\u0131nda dik ve cesurdu Hocaefendi. Babas\u0131 fakir ve kendisi yard\u0131ma \u00e7ok muhta\u00e7 olmas\u0131na ra\u011fmen kimseye minnet etmez, himaye kabul etmezdi. Arkada\u015flar\u0131 hatim okumaya gider bundan para al\u0131rd\u0131. O asla b\u00f6yle bir \u015fey yapmazd\u0131. Hatta, yapanlara da mani olmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131rd\u0131. \u0130sti\u011fna konusunda da benzer y\u00f6nleri olan Hocaefendi ve Bedi\u00fczzaman, di\u011fer talebelere pek benzemiyorlard\u0131. Hi\u00e7bir \u015fekilde zek\u00e2t ve sadaka alm\u0131yorlar, ba\u015fkas\u0131n\u0131n maddi yard\u0131m\u0131n\u0131 asla kabul etmiyorlard\u0131. Zaruret derecesinde ihtiya\u00e7lar\u0131 da olsa minnet alt\u0131nda kalmak onlar\u0131n f\u0131tratlar\u0131na tersti.\u00a0\u00a0Hocaefendi, k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnden beri tahakk\u00fcm\u00fc, zilleti asla kabul etmemi\u015fti.\u00a0 \u0130zzet-i nefsini muhafaza etmi\u015fti daima. Haks\u0131zl\u0131\u011fa katlanmam\u0131\u015f, zul\u00fcmden nefret etmi\u015fti. Ya\u015f\u0131 ilerledik\u00e7e bu ahl\u00e2k\u0131 kendisinde iyice k\u00f6kle\u015fmi\u015f ve hayat\u0131n\u0131n sonraki y\u0131llar\u0131na tamamen h\u00e2kim olmu\u015ftu. Kimseye minnet borcu olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7indir ki sonraki y\u0131llarda arkas\u0131nda y\u00fcr\u00fcyen milyonlarca insan\u0131n y\u00fcz\u00fcn\u00fc asla yere bakt\u0131rmayacakt\u0131. Elif gibi dosdo\u011fru olarak hep yoluna devam edecekti.\u00a0 \u00a0\u00a0Tek yanl\u0131 e\u011fitimin d\u00f6rt duvar\u0131 aras\u0131na s\u0131k\u0131\u015f\u0131p kalmad\u0131 Hocaefendi. D\u0131\u015fa a\u00e7\u0131k bir yap\u0131s\u0131 vard\u0131. O gen\u00e7 ya\u015f\u0131nda bile feraset sahibi oldu\u011fu belliydi. \u0130nsan sarraf\u0131 denilen cinsten bir alg\u0131lama kabiliyeti vard\u0131. Bir insan\u0131 ilk g\u00f6rd\u00fc\u011f\u00fcnde, o ki\u015finin nas\u0131l biri oldu\u011funu hemen anlard\u0131. O d\u00f6nemde talebeler temizli\u011fe pek dikkat etmezdi. O’nun kald\u0131\u011f\u0131 yerler k\u0131sa zamanda de\u011fi\u015fir, d\u00fczen ve temizlik hakim olurdu. Elinde hortum ve s\u00fcp\u00fcrge tuvaletleri y\u0131kar, ta\u015flar\u0131 ovard\u0131. Okul arkada\u015f\u0131 Hatem Hoca, bir hat\u0131ras\u0131nda onu \u015f\u00f6yle anlat\u0131yor:\u201cHocaefendi \u00e7ocuklu\u011funda da dikti, cesurdu. Kimseye minnet etmezdi. Kimsenin himayesini kabul etmezdi. O devrede, biz, b\u00fct\u00fcn\u00fcyle talebe arkada\u015flar, cenazeye gider, hatim okur, devir-iskata kat\u0131l\u0131r ve bunlardan para al\u0131rd\u0131k. Halbuki Hocaefendi hi\u00e7bir zaman b\u00f6yle durumlarda bize i\u015ftirak etmedi. Hocaefendi’yi bana babam tan\u0131tm\u0131\u015ft\u0131. Daha medreseye ilk geldi\u011fim g\u00fcn, i\u015fte Ramiz Hocaefendi’nin o\u011flu, o sana destek olur demi\u015f ve adeta beni Hocaefendi’ye emanet edip gitmi\u015fti. Onun i\u00e7in de b\u00fct\u00fcn derslere onunla beraber gidiyordum. Osman Hocaya gidi\u015fimiz de b\u00f6yle oldu. Zaten bir namaz dahi ondan ayr\u0131 kald\u0131\u011f\u0131m\u0131 hat\u0131rlam\u0131yorum. Hocaefendi nereye gitse muhakkak bir g\u00f6lge gibi ben de onu takip ediyordum.Fakat Hocaefendi’nin bir medresede b\u00fct\u00fcn bir sene kald\u0131\u011f\u0131 g\u00f6r\u00fclm\u00fc\u015f \u015fey de\u011fildi. Birinci sene de\u011fi\u015ftirdi\u011fi medreseleri sayd\u0131m tam sekiz medrese de\u011fi\u015ftirmi\u015fti.Bir g\u00fcn bakt\u0131m Mumcu Medresesine gitmi\u015f. Orada on veya on be\u015f g\u00fcn ya ge\u00e7ti ya ge\u00e7medi gidip geriye getirdik. Bir hafta kadar yan\u0131m\u0131zda kald\u0131. Yine durmad\u0131. Esad Pa\u015fa Medresesine gitti. Orada Korucuklu Hocan\u0131n k\u00f6yl\u00fcs\u00fc bir Muhsin Efendi vard\u0131. Bir iki ay kadar da onunla orada kald\u0131lar.Ancak Hocaefendi bu arada bizler gibi medresenin d\u00f6rt duvar\u0131 aras\u0131na s\u0131k\u0131\u015fm\u0131\u015f ve d\u00fcnyadan habersiz bir hale gelmi\u015f dervi\u015f k\u0131l\u0131kl\u0131 bir molla de\u011fildi. Erzurum’da olup bitenler onun dikkatinden hi\u00e7 ka\u00e7mazd\u0131.Daha o devrede Hocaefendi’nin ayr\u0131 bir hususiyeti daha vard\u0131. Birisine bir kere bakt\u0131 m\u0131 adam hakk\u0131nda verdi\u011fi not hayat boyu onu yan\u0131ltmazd\u0131. Feraset sahibiydi. Sonra \u00e7evresine kar\u015f\u0131 \u00e7ok duyarl\u0131yd\u0131. Hatta bazen hi\u00e7 \u00e7ekinmeden -zaten korkusuzdu- baz\u0131 \u015fah\u0131slar hakk\u0131ndaki kanaat\u0131n\u0131 a\u00e7\u0131ktan s\u00f6ylerdi. Ve hep dedi\u011fi de \u00e7\u0131kard\u0131.Talebeli\u011fine ait benim bir unutamad\u0131\u011f\u0131m \u00f6zelli\u011fi de Hocaefendi’nin temizli\u011fe olan dikkatiydi. Giydikleri her zaman temiz olurdu. Bunun yan\u0131nda kald\u0131\u011f\u0131 yerin temizli\u011fine de \u00e7ok dikkat ederdi. O s\u0131ralarda medreselerin temizlik anlay\u0131\u015f\u0131 \u00e7ok k\u0131tt\u0131. Fakat ka\u00e7 kere g\u00f6rm\u00fc\u015f\u00fcmd\u00fcr Hocaefendi pa\u00e7alar\u0131n\u0131 s\u0131vam\u0131\u015f eline bir hortum alm\u0131\u015f ve medresenin tuvaletlerini temizliyordur. Medresenin i\u00e7ini d\u0131\u015f\u0131n\u0131 g\u00fcl gibi temizlerdi. Halbuki kendisi k\u00fc\u00e7\u00fck bir \u015feyden tiksinecek kadar hassas yap\u0131l\u0131yd\u0131. Bu hassasiyeti dahi onun tuvaletleri temizlemesine mani olmazd\u0131. Ancak, talebelik y\u0131llar\u0131mda ve Edirne’ye gelinceye kadar onu hi\u00e7 yaln\u0131z b\u0131rakmad\u0131m. Bazen o bulundu\u011fumuz medreseyi terk edip gider, ben yalvara yakara onu geri getirirdim. Bazen da ondan habersiz yata\u011f\u0131n\u0131 y\u00fcklenir gelirdim. Bunlar\u0131n hi\u00e7 birisini yapmaya g\u00fcc\u00fcm yetmezse, kendi yata\u011f\u0131m\u0131 al\u0131r ve onun gitti\u011fi yere ta\u015f\u0131n\u0131rd\u0131m. O \u00e7e\u015fitli yerlerde vaaz ederdi. Ben de onun ba\u015f\u0131nda bekler ve vaazdan sonra tekrar beraber d\u00f6nerdik. G\u00fcnlerimiz hep b\u00f6yle tatl\u0131 hat\u0131ralarla dolu olarak ge\u00e7ti. \u015eunu ifade edebilirim ki, hayat\u0131m\u0131n en zevkli anlar\u0131 onunla beraber ge\u00e7irdi\u011fim dakikalar\u0131md\u0131r.Bir g\u00fcn ikimiz de yataklar\u0131m\u0131zda ders m\u00fctalaa ediyoruz. Elimizde kitaplar\u0131m\u0131z, ara s\u0131ra da sohbete dal\u0131yoruz. Bir ara Hocaefendi yapmam i\u00e7in bana bir \u015fey s\u00f6yledi. \u015eimdi ne dedi\u011fini hat\u0131rlam\u0131yorum. Ama yap\u0131lmas\u0131 zaruri bir i\u015fti, tahmin ediyorum. Ben oral\u0131 olmad\u0131m, duymazl\u0131ktan geldim. O yine \u015fu i\u015fi yap, dedi. Ben de \u015fakadan, yapm\u0131yorum, dedim. Benim b\u00f6yle dememle onun s\u0131rt\u0131ma bir rahle ge\u00e7irmesi bir oldu. Kaburga kemi\u011fim k\u0131r\u0131ld\u0131 zannettim. Nefes alam\u0131yordum. Sanki birisi g\u0131rtla\u011f\u0131m\u0131 s\u0131k\u0131yordu. \u00d6lecek hale geldim. Benim k\u0131p\u0131rdamad\u0131\u011f\u0131m\u0131 g\u00f6r\u00fcnce, “Yahu kalksana ne oldu” dedi. O b\u00f6yle s\u00f6yleyince bana bir g\u00fclme geldi. Hem g\u00fcl\u00fcyor, hem de elimle kaburga kemi\u011fimin k\u0131r\u0131ld\u0131\u011f\u0131n\u0131 i\u015faret ederek anlatmaya \u00e7al\u0131\u015f\u0131yordum. Bana, “gelirsem, sahiden k\u0131raca\u011f\u0131m” dedi. Tabii b\u00fct\u00fcn bunlar olurken kalbimizde zerre kadar bir k\u0131r\u0131lma veya dar\u0131lma yok. Sadece dilimizle \u015fakala\u015f\u0131yoruz. Kendi kendime, sahiden gelir bir daha vurursa i\u015fim bitti, diye de endi\u015fe ediyorum. Geldi, beni belimden tutup kald\u0131rd\u0131. Nas\u0131l bir usulle kald\u0131rd\u0131ysa, rahatlay\u0131verdim. Bana, “bir de yalandan numara yap\u0131yorsun” dedi. Halbuki yapt\u0131\u011f\u0131m numara falan de\u011fildi. Nefesim hakikaten kesilmi\u015fti. Hocaefendi’nin haf\u0131zas\u0131 \u00e7ok kuvvetliydi. Ben onun ders \u00e7al\u0131\u015ft\u0131\u011f\u0131n\u0131 g\u00f6rmedim. Hocan\u0131n anlatt\u0131\u011f\u0131 dersi yirmi d\u00f6rt saat sonra ona aynen tekrar ederdi. Ba\u015fkas\u0131na verece\u011fi dersi de \u00e7ok rahat verirdi.\u201d
Gelecek B\u00f6l\u00fcm: Hocaefendi\u2019nin Risale-i Nur\u2019lara Vurulmas\u0131 <\/p>\n\n\n\n

Kaynak: Samanyoluhaber<\/strong><\/a><\/p>\n","protected":false},"excerpt":{"rendered":"

Tar\u0131k Burak Elif gibi dosdo\u011fru Fethullah G\u00fclen Hocaefendi, k\u00fc\u00e7\u00fckl\u00fc\u011f\u00fcnden beri tahakk\u00fcm\u00fc, zilleti asla kabul etmemi\u015fti.  \u0130zzet-i nefsini muhafaza etmi\u015fti daima. Haks\u0131zl\u0131\u011fa katlanmam\u0131\u015f, zul\u00fcmden nefret etmi\u015fti. Ya\u015f\u0131 ilerledik\u00e7e bu ahl\u00e2k\u0131 kendisinde iyice k\u00f6kle\u015fmi\u015f ve hayat\u0131n\u0131n sonraki y\u0131llar\u0131na tamamen h\u00e2kim olmu\u015ftu. Kimseye minnet borcu olmad\u0131\u011f\u0131 i\u00e7indir ki sonraki y\u0131llarda arkas\u0131nda y\u00fcr\u00fcyen milyonlarca insan\u0131n y\u00fcz\u00fcn\u00fc asla yere bakt\u0131rmayacakt\u0131. …<\/p>\n","protected":false},"author":1,"featured_media":4276,"comment_status":"closed","ping_status":"open","sticky":false,"template":"","format":"standard","meta":{"footnotes":""},"categories":[1,122],"tags":[23],"_links":{"self":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4654"}],"collection":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts"}],"about":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/types\/post"}],"author":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/users\/1"}],"replies":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/comments?post=4654"}],"version-history":[{"count":2,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4654\/revisions"}],"predecessor-version":[{"id":4657,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/posts\/4654\/revisions\/4657"}],"wp:featuredmedia":[{"embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media\/4276"}],"wp:attachment":[{"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/media?parent=4654"}],"wp:term":[{"taxonomy":"category","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/categories?post=4654"},{"taxonomy":"post_tag","embeddable":true,"href":"http:\/\/www.kocar.org\/wp-json\/wp\/v2\/tags?post=4654"}],"curies":[{"name":"wp","href":"https:\/\/api.w.org\/{rel}","templated":true}]}}