Rahman ve Rahîm Allah’ın adıyla
Lütfunu esirgeme ey Rab bu kuluna ki, azığı pek kalîl,
İflas etmiş olsa da sadakatleyim kapına geldi ey Celîl!
Günahı pek büyük; Sen o günahları yarlığa ne olur,
Hâli de pek acip, hem günahkâr bir abd-i zelîl.
Onunki isyan üstüne isyan, hata üstüne hata,
Senden ihsan üstüne ihsan, hem de atâ-yı cezîl.
Kum taneleri sayısınca günahlarından Sana sığınıyor,
N’olur müsamahanı göster de sil onları ey Cemîl!
Nice olur hâlim, yok defterde işe yarar bir fiil,
Günahlarım çok, kulluğa gelince pek kalîl.
Ruhumun yaralarını sar da, hâcâtıma kıl bir çare,
Sen Şâfi-i Hakikî, ben de kalbi sakîm bir alîl.
Beni yakan ateşe de “berd ü selâm ol de ey Allah’ım,
Bir zaman dediğin gibi fi hakk-ı Halîl.
Sensin Şafi, Şensin Kâfi, evvel-âhir her işte,
Ente Rabbî, Ente hasbi Ente lî ni’me l-Vekîl.
Cömertliğine yoktur sınır, fazlınla bu kulunu sevindir,
Gönlümü şâd eyle, göster de en güzel bir delil.
Saç rahmetini üzerimize, hem emin kıl korktuğumuzdan
Ya İlahî! Şensin yegâne hüküm sahibi, münadin de Cebraîl.
Nerde Musa, nerde İsa, nerde Yahya, nerde Nuh,
Sen ey Sıddîk-ı Sâdık, dön de ara bul bir Mevlâ-yı Celîl!
Yakaran Gönüller, Mustafa Yılmaz tercümesi ile.