İnsan, üstün yönleriyle beraber kusurları da çok olan bir varlıktır. Ona gelinceye kadar hiçbir canlı, bağrında bu kadar zıtlıkları barındırmamıştır. O, Cennetlerin semalarında kanat çırpıp pervaz ettiği aynı anda, beklenmedik inhiraflarıyla gayyalara[1] kadar da inen bir ucûbedir. Onda uçurumlaşan, bu korkunç iniş ve çıkışlar arasında münasebetler aramak da nafiledir. Zira insanoğlunda, sebepler, neticeler bambaşka bir çizgide cereyan etmektedir. Zaman gelir, …
Devamını Oku »admin
Sızıntı Başyazıları: Hasretini Çektiğimiz İnsan
‘Milletimin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım; Çünkü vücûdum yanarken, gönlüm gülgülistan olur.’ Yıllaryılı bizi kurtaracak insanın hasretini çekip durduk.. yaramızı saracak, derdimize derman olacak insanın hasretini… Hele havanın iyiden iyiye karardığı ve yolların karmaşıklaşdığı günümüzde, O, bizim için hava oldu; ziya oldu; âb-ı hayat oldu. Vaslına erme ümidini yitirecek hâle gelsek bile, yine O ‘mahbub u muntazar’ı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Neslin Beklediği Kurtarıcı El
Neslimiz, en bunalımlı bir devreyi yaşamaktadır. Asırlarca devam edegelen terk edilmişlik, iç içe musibetler hâlinde onun devrinde meyve verdi. O, bu Kafdağı’ndan ağır yükün altına itilirken, anadan babadan; yurttan yuvadan; mürebbîden ve çevreden alıp dağarcığına koyacağı herhangi bir azığı olmadan itildi. Hem de kalbi gıdasız ve dizi dermansız olarak… Evet, bu nesil, asrıyla zifaf olmaya hazırlanırken, bütün değerleriyle beraber çoktan …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Maarifimizde Muallim
Muallim, doğumdan ölüme kadar, bütün bir hayat boyu, hayatı şekillendiren kudsî üstaddır. Milletine, kader programında rehberlik yapıp, ahlâk ve karakterini yücelten ve ona ebediyet şuurunu aşılayan, melek soluklarının mihraklaştığı bu üstün varlığa denk yeryüzünde ikinci bir yaratık gösterilemez. Muallimin, ferd üzerinde te’siri, anne, baba ve cemiyyetin te’sirinden kat kat üstündür. Aslında, anneyi de, babayı da, hatta cemiyyeti de yoğuran odur. …
Devamını Oku »Seyran İstemez
Vech-i yâre dûş olan âlemde seyrân istemez Cânını cânâna teslîm eyleyen cân istemez Bu misafirhânenin fânîliğin fehmeyleyen Hâne-i kalbinde Hakk’tan gayrı mihmân istemez Gerçi zâhir ilminin nef‘i de vardır tâlibe Liyk esrâre irenler sûrî irfân istemez İrci‘î âvâzı erdi mürg-i cânım sem‘ine Bî karar oldu anınçün vird-i handân istemez Mâsivallahdan mücerred oldu İbrahim bugün Vârını dildâre …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Maarifimiz (2)
Öğrenme ve öğretme göklere dayalı iki yüce vazifedir. Bu vazife ile, insanın ruhundaki ehlîlik ve ehliyet ortaya çıkarılır ve o, topluma armağan edilecek hâle getirilir. Öğrenme ve öğretme inbiğinden geçmemiş fertte, insanî meziyetler ve yükseltici hususiyetler gelişmediği için, içtimâî bir hüviyet aramak da beyhudedir. Ancak, neyin öğrenilip, neyin öğrenilmemesi lâzım geldiğini ve nelerin ne zaman verileceğini bilmek de, en azından …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Maarifimiz (1)
Her ders yılına girerken, mektebi ve muallimi düşünmeden edemeyiz. Nasıl düşünmeyiz ki, mektep, hayatî bir laboratuar; derslerimiz hayat iksiri; muallim ise bu esrarlı şifahânenin kahraman üstadıdır. Mektep bir öğrenme yeridir. Orada hayat ve ötesine ait her şey öğrenilir. Aslında hayatın kendisi de bir mekteptir. Ne var ki biz, hayatı da ancak mektep sayesinde öğreniriz. Mektep, hayatî hâdiselerin üzerine irfan hüzmeleri …
Devamını Oku »Kur’an da Hicret – Prf.Dr. Şerafeddin Gölcük
Hicret toplantısında tebliğ olarak sunulmuştur. 1- Tarif Hicret; anlam olarak, uzaklaştırmak, terketmek demektir. Terim olarak, Hicrette yakınların, akrabanın, dostların, özyurdundan din ve inanç yüzünden, terki anlamı vardır, veya bunun aksi bir durum; akrabanın, dostların, yakınların din ve inanç sebebiyle kişiden uzaklaşmaları, onu terkleri hicrette anlam olarak yer alır. Binaenaleyh hicrette, terim olarak, karşılıklı iki yönlü bir uzaklaşma, terketme anlamı kendini …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Gözyaşları
Hakk rahmetinin insan gözünde damla damla olmasıdır gözyaşları. Dilin, duygunun ve gönlün el ele, yüz yüze birleştiği, iç içe girdiği ânın çiçekleşmesi üzerinde jâledir gözyaşları… Cennet hûrilerinin kulaklarındaki küpeler, göz damlalarının yanında toprak kadar aşağı ve değersiz kalır..! Heybet, korku, saygı ve sevgi gibi insanı duygulandıran, gönül tasını yakan ve kalpten sefil arzuları sıyırıp atan, ulvî hislerin çepeçevre ruhu sardığı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Huzur Topluluğu
Huzur, her mahfilde sözü edilen ve asla vaslına erilemeyen bir mahbub oldu. Esasen bu dert meyhanesinde, daima huzursuzluktan şikâyet edilmiş ve huzur adına türküler söylenmiştir. Ne var ki, her devirde meydana gelen yeni huzursuzluklar, bir evvelki devri aratmış ve: ‘Hayâli cihan değer’ dedirtmiştir… Huzur ve huzursuzluk, şimdiye kadar tarihin ‘gergin’ çehresinde, bir gece-gündüz deverânı içinde devredip durmuş ve bir türlü …
Devamını Oku »