KENDİLERİYLE YÜZLEŞMEDE HÂLE İLE HÂLLENENLER (3) Hazret’in, bu kadar korku ve endişelerinin yanında, ciddi bir recâ duygusuyla “Keremkânım!” dediği ve kalbinin ümit hisleriyle ritim değiştirdiği de hiç az değildir. O böyle davranmakla ve “Rahmetim gazabıma sebkat etmiştir.”[1]ümitbahş ferman-ı sübhânîsiyle rükûdan kavmeye doğrulma sayılan tavrıyla, düşe-kalka yürüyenlere de Hak rahmetinin vüs’atini gösterme hali sergiler. Adeta bir şairimizin dediği gibi, “Ger günahım kûh-i …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları
Çağlayan Başyazıları: Aralık 2018
Kendileriyle Yüzleşmede Hâle İle Hallenenler-2 İmam, her zaman farklı bir derinlikte devam ettirdiği âh u enînlerini şu zebercet beyanlarla da seslendirir: “Ey Rab, ömrünü isyan vadilerinde geçirdikten sonra, içten bir pişmanlık hissiyle Sana yönelip rahmet kapının tokmağına dokunan, dokunup Senin rahmet, şefkat ve utûfet teveccühlerini bekleyen ilk insan ben değilim; daha niceleri o kapının eşiğine baş koydu ama hiçbiri geriye boş …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Kasım 2018
Kendileriyle Yüzleşmede Hâle İle Hallenenler Feyiz kaynağı, Efendimiz (sallallahu aleyhi vesellem); aynı duygu, aynı hisle O’nun takipçileri hiç mi hiç eksik olmamıştır. Gözüyle-gönlüyle her zaman O’nu temâşâ zevki ile mahmur yaşayanlar, o hal ile hallenme heyecanı içinde sürekli önlerindekini izleyip durmuş ve O’na ulaştıran güzergâhı hiçbir zaman yolcusuz bırakmamışlardır. Gözler her zaman “Hâle”de, gönüller daha ötesinin temaşasına teşne, yüzler-binler, gözlüyor …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Ekim 2018
Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (4) Habîbullah, Muhammed Mustafa (sallallâhu aleyhi ve sellem); veliyyullah ise Aliyyü’l-Murtaza idi. O hayata gözlerini açtığı andan itibaren, istikbalin haydar-ı kerrârı, fatih-i Hayber’i, damad-ı Şehinşâh namzedi olduğuna emare bir iffet abidesi olarak neş’et etmiş ve üzerine asla toz kondurmamıştı. Hayat sergüzeştisi itibariyle, Nebiler Sultanı’na damat olma, şah-ı evliya payesini ihraz etme, olmayacak gaileleri göğüsleme ve …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Eylül 2018
Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (3) Şimdi de hâlede, yüzünde güneş gibi nur-ı Rahman, Zinnureyn Hazreti Osman var. Tavrı, düşüncesi, iç derinliği ve bu derinlikte nebî sesi gibi duyulan seleflerinin ah u vâhından -bana ait seviye vefasızlığıyla- birkaç damla!.. Duygu-düşünce dünyasında tın tın bir ney sesiyle hep o yirmi beş senenin ah u efganı duyuluyordu, ama bunlar onun kalb, ruh …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Ağustos 2018
Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (2) “…Bu itibarla da ben böyle bir tenbih ve tenebbühü o inayet-i hâssaya havale ederek konuyu bir noktalı virgülle kafiyelendirip bir başka âbide şahsiyete geçmek istiyorum.” (Bir önceki yazıdan) O şahsiyet, şems-i nur-i adalet olan Hazreti Ömer’dir. Peygamberler yolunun necm-i nûrânîsi bu âbide insan akrabü’l-mukarrabîn çizgisini takipte fevkalade hassas, arzda semâvîlerle at başı, kalbî ve ruhî …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Temmuz 2018
Nefisle Yüzleşmede Hâlede İlk Halka (1) O (sallallahu aleyhi ve sellem) tıpkı bir güneşti; tulûuyla, çağlar aydınlanmış ve bütün yıldızlar görünmez olmuştu. O, “Güneşler Güneşi”yle ziyadar olan pırıl pırıl bir “kamer-i münîr” idi; haricî vücut urbasıyla matla’ında belirince çevresinde o ziya ile nurefşan bir hâle oluşmuştu. Bu hâleyi teşkil edenler, nübüvvet minberinden O’nun dirilten soluklarına “Evet” diyen ilk bahtiyarlardı. O …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Haziran 2018
Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (5) Bir başka şekildedir Hazreti Kelîmullah’ın sergüzeştisi.. dünyaya teşrifleriyle daha beşikteyken ırmağa salınışı.. can alıcı hasımlar tarafından belli bir yaşa kadar korunup kollanışı.. bir kaza hadisesinden sonra maskat-ı re’si olan Mısır’dan ayrılışı.. ve bir başka diyarda dâussıla duygusu ve hâmîsiyle yaptığı mukavelenin gereklerini yerine getirirken adeta bir seyr u sülûk-i ruhânî yaşaması.. günler, haftalar değil …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Mayıs 2018
Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (4) Hazreti Yusuf aleyhisselâm’ı babasının gölgesinde kısmen konu etmiştik. Hususi sergüzeştisi açısından o; Hakk’a tevekkül ve teslimiyeti, başına gelen şeyler karşısında sarsılmaması ve metaneti, nefsaniyetini harekete geçirecek durumlar karşısında dimdik duruşu ve ismeti, zindanı bir medrese-i ruhaniye hâline getiren Hak’la irtibattaki sadakatiyle bir insan-ı kâmil ve numune-i imtisal müstesna bir şahsiyetti. O, hayatının her safhasında …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Nisan 2018
Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (3) Kendiyle yüzleşme âbidelerinden biri de hiç şüphesiz Halîlürrahmân olarak anılagelen Hazreti İbrahim (aleyhisselâm)’dır. O, yerde gökte her zaman “hullet” vasfıyla anılageldi. Öyle ki Hazreti Ruh-u Seyyidi’l-Enâm’a bu vasıf nispet edilince -biraz da tevazu ve mahviyet mülahazasıyla- o vasfın Hazreti İbrahim’e ait olduğunu ifade buyurdu ve kendi derinliğini ortaya koydu. Vâkıa konuya belli hususlarda mercûhun râcihe …
Devamını Oku »