Dünya değişip ne hâl alırsa alsın, ilim ve fen ne seviyede ilerlerse ilerlesin, insanoğlunun telakkîleri ne denli değişirse değişsin, din hissi, tarih boyu, ilmî ve fikrî hayatın şekillenmesinde, yeni yeni medeniyetlerin doğup-büyümesinde ve insanlığın tekâmülünde en birinci âmil olduğu gibi, bugün de hâlâ o büyüleyici gücüyle, dünyanın büyük bir bölümünde, bir numaralı müessir olarak tesirini sürdürmektedir ve gelecekte de sürdürmeye …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Sızıntı Başyazıları
Sızıntı Başyazıları: Yakîn
Yakîn, şekten, şüpheden kurtulmak; doğru, sağlam ve kesinlerden kesin bir bilgiye, hem de herhangi bir tereddüt ve kuşkuya düşmeyecek şekilde ulaşmak ve o bilgiyi rûha mâl etmek demektir. Yerinde îkân, istîkân ve teyakkun da diyeceğimiz yakîn, mârifet yolcusunun ruhânî seyahatinde yükselip yaşadığı mânevî bir makamdır. Böyle bir makam, derece, mertebe, terakkî ve inkişâfa açık varlıklar için sözkonusudur. İçinde derece ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Yeni Dünyalara Doğru
Yıllar var ki, biz kurtuluşu hep batıda ve batılıda aramışızdır. Hatta o, kendi iç buhranlarıyla kıvrım kıvrım kıvrandığı bedâheti, sıradan insanlar tarafından sezildiği dönemlerde bile biz bu teslimiyetçi tiryakilikten vazgeçememişizdir. Vazgeçmek bir yana, yerinde onun teknolojik başarıları, yerinde de boş fantazyaları -sanırım göz bağcılıkları demek daha uygun olur- karşısında, apışıp kalmış ve küçük dilimizi yutmuşuzdur. Bir de, batı hayranlığını bir …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Cezbe, İncizap
Çekme, çekip kendine bağlama, kendinden geçme ve rûhî heyecan sözleriyle ifadelendireceğimiz cezbe, tasavvuf ıstılahında; Allah’ın, sâliki kendine çekmesi, bundan doğan vecd hâli ve sâlikin beşerî sıfatlardan sıyrılarak ilâhî vasıflarla -ahlâk-ı âliye-i Kur’âniye de diyebiliriz- ittisafı ve tecelliyât-ı celâl ile vahdeti duyup hissetme veya müşâhedesidir ki, bu tecellilere ma’kes olan pâk ve müstaid bir ruh, kendini ötelerden kabarıp gelen dalgaların gel-gitlerine …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kutlu Doğum
İnsanlığın iftihar Tablosu’nun doğumu, topyekûn insanlığın da yeniden doğumu sayılır. O’nun dünyayı şereflendireceği güne kadar akın karadan, gecenin gündüzden, gülün de dikenden farkı yoktu; dünya âdetâ umumî bir mâtemhâne, varlık da tıpkı bir kaostu.. O’nun eşyanın yüzüne çaldığı nur sayesinde, zulmet ziyâdan ayrıldı, geceler gündüze kalboldu; kâinat kelime kelime; cümle cümle, fasıl fasıl okunur bir kitap haline geldi.. ve her …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Dehşet ve Hayret
Aşk u şevk vâdilerinde seyahat eden hak yolcusu, zaman zaman aşk ateşiyle yanar durur, zaman zaman da Sevgili’nin sunduğu ölümsüzlük şarabını içer ve şevk u tarâbla coşar.. yanıp gezerken “ey sâkî aşkın od’una yandıkça yandım bir su ver!” der inler; Sevgili’nin aralanan kapısını iştiyakla süzerken de “parmağım aşkın balına bandıkça bandım bir su ver!” der, yalvarır ve “mezîd” ister. Yolcuda, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Yeni Bir Dünyaya Doğru
Cihan tarihinde hiçbir devir, bu asrın son yarısında olduğu kadar teknik buluşlarla dolu olmamış, insanoğlu da bu kadar maddî zenginliği bir arada görmemiş ve bu seviyede teknolojik refâha ermemiştir. Ne var ki, insanın manâlandırılması, ihtiva ettiği cevherler itibariyle yorumlanması ve ledünnî değerlerine göre bir yere oturtulması bakımından da hiçbir çağda, bu dönemde olduğu kadar tereddüde düşülmemiş, zıtlaşmalara gidilmemiş ve belirsizlik …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Aşk
Aşk; şiddetli sevgi, iptilâ, düşkünlük, kemâl, cemâl ve müşâkeleden dolayı duyulan aşırı muhabbettir ki, böylesine, daha ziyade mecâzî aşk denegelmiştir. Bir de, cemâli kemâl noktasında, kemâli cemâl kutbunda o Ezel ve Ebed Sultanı’na karşı duyulan kalbî alâka ve muhabbet vardır ki, işte ona da hakikî aşk demişlerdir. Allah’a karşı duyulan bu derin muhabbet veya “aşk-ı hakîkî” bizi O’na ulaştırmak için, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bir Millet Dirilirken
Yıllardan beri, bizim de bağlı bulunduğumuz İslâm dünyasına göz açtırmayan ve milletimize kan kusturan düşmanlarımız, bilmeyerek Müslümanları uyardı ve İslâmî dirilişi hızlandırdılar. Yakın tarihe kadar batının, sehhâr fakat felç edici, şatafatlı ama aldatıcı güzellikleri karşısında özünü ve târihî değerlerini tezyîf ve inkâr eden pek çok Müslüman ülke, bugün daha objektif daha şuurlu; hiç olmazsa daha titiz ve daha dikkatli davranmaktadır. …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Muhabbet
Muhabbet; sevgi, kalbî alâka, herhangi bir şeye veya herhangi birine düşkünlük mânâlarına gelir ki; insanın duygularını bütünüyle tesiri altına alması itibarıyla aşk, vuslat arzusuyla yanıp-tutuşma şeklinde daha derin buudlara ulaşmasına da şevk u iştiyak denir. Muhabbeti, kalbin Mahbûb-u Hakîkîyle münasebeti.. O’na karşı duyulan, önüne geçilmez şiddetli iştiyak.. gizli-açık her meselede O’nunla mutlak mutâbakat.. her mevzuda Sevgili’nin murad ve isteklerinin kollanması.. …
Devamını Oku »