Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bütün varlığı şefkatle kucaklamış, başta insanlar olmak üzere kainat O’nun temsil ettiği rahmetten istifade etmiştir. Her güzel haslet ve ahlâkta olduğu gibi Allah Resûlü şefkatte de zirvedir. O’nun hayatının her karesi bu aşkın şefkatinin bir tecellisidir. Hayatı bir dantelâ gibi şefkat atkıları üzerine örgülenmiştir. Peygamber Efendimiz’in (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) getirdiği evrensel …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: cennet
Sızıntı Başyazıları: Bu Ülke
Bir zamanlar bambaşka güzellikleri, büyüleyici iklimi, ruhlara kucak açan tabiatı ve sonsuza uyanmış insanıyla bu ülke, kervanların konup kalktığı, seyyahları, onun altın yamaçlarında tenezzühe çıktığı, gönül ve ruh insanlarının Ka’be yolcuları gibi akın akın koşup ona geldiği ve bir ibadet neşvesi içinde onun güzelliklerini yudumladıkları eşi-menendi bulunmayan bir Cennet köşesiydi… Evet, bu ülke ve onu ayakta tutan dinamikleri yerinde görmek …
Devamını Oku »Biz Kimseye Kin Tutmayız – Yunus Emre
Biz kimseye kin tutmayız, Ağyar dahi dosttur bize. Kanda ıssızlık var ise Mahalle vü şardır bize Adımız miskindir bizim, Düşmanımız kindir bizim. Biz kimseye kin tutmayız, Kamu âlem birdir bize. Pişrev bize Kur’an’durur, Vatan bize cennetdürür. Cehennemi Hak yandırır, O gül-i gülzardır bize. Vatan bize cennetdürür, Yoldaşımız ol Hak’durur. Hak’tan yana yönelicek, Başka yollar dardır bize. Dünya bir avrattır karı, …
Devamını Oku »Gönüllere Tûbâ-i Cennet Çekirdeği
Kötülüklere karşı iyilikte bulunmak ihsandır Bir taraf olabildiğine kabul edici, sinesini açıcı, herkesi bağrına basıcı olmalı. Diğer taraf dirense bile belli bir süre sonra sizin atmosferiniz içinde onlar da yumuşayacaktır. İnsanlara, kötülükle değil iyilikle mukabele edilmesi gerekir. Kötülüklere karşı iyilikle mukabelede bulunun. İyiliğe karşı iyilikle mukabelede bulunmak ihsan değildir. Kötülüklere karşı iyilikte bulunmak ihsandır. Adanmış insanların vazifesi, tûba-i cennet çekirdeğini …
Devamını Oku »Bediüzzaman’a Göre Âhiret Hayatının Varlığı ve Gerekliliği
Bediüzzaman eserlerinde genel olarak âhiretin bütün konularına temas etmekle beraber, âhiretle ilgili izahlar kelâm kitaplarında olduğu gibi geniş bir hacme sahip değildir. Âhiretle ilgili bilgiler onun eserlerinin tamamında serpiştirilmîş bir şekilde yer almakla birlikte, konuyla ilgili müstakil bölümlere de birkaç eserinde rastlamak mümkündür. Müellifin âhirete dair ilk görüşlerine özet olarak eserlerinden Işâratü’l-i’câz, Mesnevi ve Muhâkemâtta rastlanmaktadır. Bediüzzaman daha sonra ise …
Devamını Oku »10. Söz Haşir (Ölümden Sonra Diriliş) Bahsi – 12 Hakikat (1)
MUKADDİME Birkaç işaretle, Yirmi İkinci, On Dokuzuncu ve Yirmi Altıncı Sözlerde izah edilen bazı meseleleri bildireceğiz. Birinci İşaret Hikâyedeki sersem adam ve emin arkadaşı üç hakikati, kıyaslamayı temsil eder. Birincisi: Nefs-i emmarem ile kalbim arasındadır. İkincisi: Yolunu şaşırmış dinsiz felsefenin takipçileriyle Kur’an-ı Hakim’in talebeleri arasındadır. Üçüncüsü: İslam ümmetiyle küfür milleti arasındadır. Nefs-i emmarenin, o felsefecilerin ve küfür milletinin en müthiş …
Devamını Oku »Tefsirde İsrailiyyat – Abdullah Aydemir
ÖNSÖZ Miladi yedinci asrın birinci çeyreğinde Mekke’de doğan İslâm güneşi, mü’minlere yepyeni bir rûh ve aşk zerketti. Bu aşkla her tehlikeyi fütursuzca göğüsleyen bu yeni imanın sahipleri az zamanda o günün eğilmez zannedilen nice başlarını eğdiler ve İran ile Bizans gibi iki büyük imparatorluğa kendilerini kabul ettirdiler. İslâm’a düşmanlıkta en ileri gidenler Yahudilerdi. Çünkü onlar kendi kuruntularına göre Allah’ın seçkin …
Devamını Oku »Bir Akide Manifestosu Olarak Ebu Hanife’nin Vasiyeti
Vasiyet, bir İslam geleneğidir. İnsanlara istikamet üzere nasıl yaşanılabileceğini gösteren Peygamberler, dünyadan ayrılırlarken geride bıraktıklarına “müstakim” olarak kalmayı vasiyet ettiler. Onlar, sadece vasiyet etmekle kalmadılar, vasiyetin kabul görmesi için de yoğun gayret sarf ettiler. Nitekim çocuklarına “Müstakim” olarak yaşamayı vasiyet eden Yakub’un (a.s.), son sözü “Benden sonra kime ibadet edeceksiniz?”[1] cümlesi olmuştu. Allah Resulü’nün (s.a.s.) ahir ömürlerinde irat ettikleri “Veda …
Devamını Oku »Cennete En Son Giren Kimse
İbnu Mes’ud (r.a.) rivayet etmiştir ki; Resulullah (sallallahu aleyhi vesellem) buyurdular ki: “Cennete en son giren kimse, bazan yürür, bazan ağlar. Ateş de arada sırada onu yalar geçer. Cehennemi tamamen geçince dönüp ona bir nazar eder ve: “Senden beni kurtaran Allah münezzehdir! Allah Teala hazretleri, bana evvelin ve ahirinden hiç kimseye vermediği şeyi verdi!” der. Derken ona bir ağaç gösterilir. …
Devamını Oku »Rekâik: Gönül Titreten, Göz Yaşartan Mevzular
-İslâm’ın koruyucu zırhı hükmünde olan ve dinin ayakta durabilmesi için insanlar arasında daima canlı tutulması gereken “müeyyidât” dediğimiz esaslar vardır. Bu esasların birincisi, “emr-i bi’l-ma’ruf nehy-i ani’l-münker”dir; yani, sürekli iyiliği emretmek ve kötülükten alıkoymaktır. Müeyyidâtın çok önemli diğer bir yanını da “rekâik” teşkil eder. Ne var ki, bunların tesir edebilmesi için önce sağlam iman gereklidir. -Bazı yönleri itibarıyla irşattan ayrılan …
Devamını Oku »