YORUM | AHMET KURUCAN Maddeler halinde değerlendirme yaparak “ümmî peygamber” yazı serimizi sonlandırıyoruz. 1- Bu konuyu kaleme alma sebebim hakikat arayışı içinde bulunan, ne Hz. Peygambere (sas) olan sevgisi ne de dinî samimiyetinden şüphe etmediğim bir dostumun Peygamber Efendimizin gerçekten okuma yazma bilip-bilmediği konusundaki sorusu oldu. Bu soru benim zihnimde Allah’ın rahmetine tevdi ettiğimiz İlahiyat yıllarındaki bir hocamızın tespitini çağrıştırdı. …
Devamını Oku »Külli Kaideler
Ümmi Peygamber (7)
YORUM | AHMET KURUCAN Hz. Peygamber’in ümmiliğini ele aldığımız bu yazı dizisinde sıra Hudeybiye anlaşmasında “Muhammedün Resulullah” kaydını silmesi için Hz. Ali’ye o cümlenin yerini göstermesini istediği rivayete geldi. Hadise Hudeybiye’de Mekke müşrikleri ile yapılan anlaşmanın kayda alınması esnasında geçer. Hz. Ali anlaşma metnini kaleme alan kişidir. Metnin başlangıcında yer alan giriş cümlelerinden ikisine müşrikler itiraz ederler. İlki “Rahman ve Rahim olan …
Devamını Oku »Ümmi Peygamber (6)
YORUM | AHMET KURUCAN Geçen haftaki yazımızı nazil olan ilk ayette “ben okuma bilmem”, hilalin görülmesi konusunda “biz ümmi bir ümmetiz” ve Hudeybiye anlaşmasında “Muhammedün Resullullah” kaydını silmesi için Hz. Ali’ye o cümlenin yerini göstermesi meselelerine geçeceğim diye bitirmiştik. Herkesin bildiği gibi Alak süresinin başında geçen ve “ikra” diye başlayan beş ayet ilk nazil olan ayetler olarak bilinir. Gerçi Kur’an tarihçileri …
Devamını Oku »Ümmi Peygamber (5)
YORUM | AHMET KURUCAN Geçen haftaki yazımızın son cümlesi şu soru ile bitiyordu: “Pekala Kur’an’ın mucizevi oluşunu belirtmek amacıyla okur yazar olan insanların Kur’an’ın haydi bir benzerini getirin diye meydan okumasına rağmen hiçbir ayete nazire getirememesi ama ummî olan (okuma-yazması olmayan anlamında) Hz. Peygamberin Kur’an’ı getirmesi şeklindeki çıkarımın hiç mi değeri yoktur?” Benim bu soruya cevabım, elbette var. Var ama bu Hz. …
Devamını Oku »Ümmi Peygamber (4)
YORUM | AHMET KURUCAN Bu serinin ilk yazısında ümmî kelimesinin Kur’an’daki kullanımlarını ve manalarını ele aldıktan sonra Peygamber Efendimizin (sas) hayatını anlatan hadis, siyer, megazi türü eserlerdeki bilgilere bakacak ve ardından geleneğe intikal edeceğiz demiştik. Bu çerçeveden meseleye bakınca karşımıza Hz. Peygamberin okuma yazma bilmez anlamındaki ümmiliğine destek olarak ele kullanılan rivayetler çıkıyor. Şimdi teker teker bu rivayetleri, yorumları, yorumların gerekçelerini ve tabii ki …
Devamını Oku »Ümmî Peygamber-3
YORUM | AHMET KURUCAN Bazı sebeplerden dolayı bir müddet yazı serisine ara vermek zorunda kaldığım için bir cümlelik kısa bir hatırlatma ile başlamak istiyorum. Hz. Peygamber’in (sas) ümmîliği üzerinde duruyor ve ümmî kavramının hangi anlamda kullanıldığını ele alıyorduk. Bu kavramın sözlük manalarını ilk yazıda vermiş, ikinci yazıda ümmî kelimesinin Kur’an’daki anlamlarına başlamış, Kur’an’da ümmî kelimesinin geçtiği 2’si tekil, 4’ü çoğul formunda 6 ayet-i kerime var demiş ve ilk üçünü …
Devamını Oku »Ümmî Peygamber-2
YORUM | AHMET KURUCAN Kur’an’a gelince; Kur’an’da ümmî kelimesinin geçtiği 2’si tekil, 4’u çoğul formunda 6 ayeti kerime vardır. İlk ayet Bakara 78’de geçiyor. Ayet lafzî tercümesiyle şunu söylüyor: “Onlardan bazıları ümmîdirler, kitabı bilmezler; (bildikleri) bir sürü asılsız şeylerden başkası değildir ve yalnızca zannederler.” Şimdi kimdir ayetin bahsettiği ve bazıları “ümmidir” dediği “onlar?” Anlamadıkları “kitap” ne? Bu iki önemli sorunun cevabı gerek bu gerekse önceki …
Devamını Oku »Altına İmza Attığımız Dava Neydi – Mehmet Akar
Oturup yazılı bir metnin altına imzamızı atmadık, elbette… Ama bu yola girerken, bilip kabul ettiğimiz temel esaslarımız vardı. Gönüllerimizin kabul edip manen altına imza attığı esaslar… Biz bu esaslar üzerinde tesanüdümüzü temin ettik. Tesanüdünü kaybeden bir cemiyetin canlılığını devam ettirmesi mümkün değildir. “Cemaatin maye-i hayatı, tesanüddür.” “Tesânüd bozulsa, cemaatin tadı kaçar.” Onun için gelin bunları konuşalım bir kez daha… Belki …
Devamını Oku »Musibetler ve Mana Arayışı – Yasir Bilgin
Felaketleri ve musibetleri analiz ederken bir çok sebep gözümüze çarpar. Ferdi ihmaller, toplumsal alışkanlıklar, iklim ve coğrafi değişiklikler, suistimaller, israf, güç kavgaları, hırs, açlık, cehalet…aklımızın ilk etapta tespit edebileceği şeylerdir. Sebeplerin gerçekçi tespiti ve üzerine gidilerek ta’miri benzer musibetlere tekrar düçar olmamanın en önemli vesilesidir. Akli analizler, tespitler ve önlemler benzer musibetlerin tekrarını önleyebilir. Lakin, geriye döndürülemez kayıpların ve kalpte …
Devamını Oku »Bir Ramazan Mülahazası – Taceddin Kayaoğlu
Ramazan; sonsuzluk ikliminden fânî olan bu âleme yılda bir kez uğrayıp ölümsüzlük kervanına katılmak isteyenleri öteye taşıyan Rabbânî bir katardır. Her mü’min istidâdına vâbeste olarak tutmuş olduğu oruçla, bu katarda kendisine yer ayırtır ve ötelere seyahatini bu minval üzere gerçekleştirir. Avam, havâs ve havâssu’l-havâs kategorisinde… Herkes için bu seyahatte yer vardır, yer darlığı söz konusu değildir, tercih ise kişiye aittir. …
Devamını Oku »