Kendileriyle Yüzleşmede Hâle İle Hallenenler-2 İmam, her zaman farklı bir derinlikte devam ettirdiği âh u enînlerini şu zebercet beyanlarla da seslendirir: “Ey Rab, ömrünü isyan vadilerinde geçirdikten sonra, içten bir pişmanlık hissiyle Sana yönelip rahmet kapının tokmağına dokunan, dokunup Senin rahmet, şefkat ve utûfet teveccühlerini bekleyen ilk insan ben değilim; daha niceleri o kapının eşiğine baş koydu ama hiçbiri geriye boş …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Hz.Peygamber
Aşere-i Mübeşşere’nin daha dünyada iken cennetle müjdelenmeleri ne ile izah edilebilir? – Fethullah Gülen
Soru: Aşere-i mübeşşere (radıyallahu anhüm) hazeratı Efendilerimiz hakkında ciddi bir malumatımız yok. Bu zevatı kiramın daha dünyada iken cennetle müjdelenmeleri ne ile izah edilebilir? Dinimize hizmet anlayışları diğer sahabîlerden daha mı fazladır? İzah eder misiniz? Cevap: Cennetle tebşir edilen ‘aşere-i mübeşşere’ diyoruz. Bu kelime, zaten Arapça ve ‘cennetle müjdelenen on kutlu’ demek. Soruda, onların dine daha mı fazla hizmet …
Devamını Oku »Efendimiz Bulamadığı İçin mi Fakir Yaşadı!
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) elde ettiği malı bazen fakir ve muhtaçlara dağıtır, bazen Allah yolunda harcar, bazen de İslâm’a gönül ısındırmak için verirdi. Öyle ihsan da bulunurdu ki dönemin süper güçleri olan Kisra ve Kayser gibi hükümdarlar o kadarını vermekten aciz kalırlardı. Ama kendisi hep fakirler gibi yaşadı. Hatta açlıktan dolayı karnına taş bağladığı da olmuştur. Bu iki …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Mayıs 2018
Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (4) Hazreti Yusuf aleyhisselâm’ı babasının gölgesinde kısmen konu etmiştik. Hususi sergüzeştisi açısından o; Hakk’a tevekkül ve teslimiyeti, başına gelen şeyler karşısında sarsılmaması ve metaneti, nefsaniyetini harekete geçirecek durumlar karşısında dimdik duruşu ve ismeti, zindanı bir medrese-i ruhaniye hâline getiren Hak’la irtibattaki sadakatiyle bir insan-ı kâmil ve numune-i imtisal müstesna bir şahsiyetti. O, hayatının her safhasında …
Devamını Oku »Çağlayan Başyazıları: Şubat 2018
Kendiyle Yüzleşmede Peygamber Ufku (1) Ufkumuzu aşar onların Hak’la münasebetleri.. kendileriyle yüzleşmeleri.. ve masumiyetlerine rağmen Hak kapısındaki temkin üstü temkin edalı iç çekişleri. Sığmaz mücelletlere onların o ledünnî derinlikleri.. hiss-i mehâfet ve mehâbetleri.. verâlar verâsına müteveccih yana-yakıla niyazları ve bu konudaki sûzişî nağmeleri. Bizim deryadan bir damla, mehtaptan bir zerre kırık-dökük ifadelerimizle, tâ baştan yed-i rahmetle o arındırılmışların hangi …
Devamını Oku »Efendimiz’in Ümmetine Düşkünlüğü – Dr. Ergün Çapan
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bütün varlığı şefkatle kucaklamış, başta insanlar olmak üzere kainat O’nun temsil ettiği rahmetten istifade etmiştir. Her güzel haslet ve ahlâkta olduğu gibi Allah Resûlü şefkatte de zirvedir. O’nun hayatının her karesi bu aşkın şefkatinin bir tecellisidir. Hayatı bir dantelâ gibi şefkat atkıları üzerine örgülenmiştir. Peygamber Efendimiz’in (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) getirdiği evrensel …
Devamını Oku »Münâcât AŞKIN İLE VAR ET – M.Fethullah Gülen
Fakir-i aşkım, miskin-i iştiyâk Bir kor saç da aşkınla bendeni yak!… Layık kıl ne olur kendi sevgine, Ağarsın ufuklarım, olsun ap-ak. Sen yakındın ben hep uzak yaşadım, Şekilde kulluğu yakınlık sandım! Taklit bendeleriydi dört bir yanım, Gördüklerime takılıp aldandım. Sönmüştü iştiyak-ı likâ çoktan, Varlıktan dem vuruluyordu yoktan; Kamil mürşit kahtı vardı o zaman, Ve kopmuştu diller, …
Devamını Oku »Bamteli: MAHPUSLAR, MAZLUMLAR, MUHÂCİRLER VE HİMMET
Şu enâniyet asrında cinnet hummalarından kurtulmanın yolu, nazar dağınıklığına düşmemek ve her işi Allah için işlemektir. Bazen, farkına varmadan, gerçek kalbî derinliğimizin üstünde “görünme arzusu”, kendimizi duyurma isteği olabilir içimizde. Allah’a kendimizi ifade etmek istediğimiz zaman, kendimizi başkalarına duyurma gibi bir niyet de bulunabilir ki, bu nefis dürtüsü, bir ruhî rahatsızlık ve hastalık sayılabilir. O, insanı, Allah’a yakın olması gerektiği …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Hâl, Makam
Hâl; insanın kendi derinliklerinde ötelerden gelen esintilerle yaşaması ve kalb ufkunda cereyân eden gece-gündüz, sabah-akşam farklılığının duyulup hissedilmesidir. Onu insanın cehd ve gayreti olmadan, insan kalbini saran sevinç-hüzün, kabz-bast şeklinde anlayanlar, bu oluş ve sezişin devam ve istikrârına “makam”, onun zevâl bulup gitmesine de “nefsânîlik” demişlerdir… Bu itibarla, “hâl”e, bir ilâhî mevhibe ve gönül yamaçlarının “üns” esintileri, “makam”a da insan …
Devamını Oku »Gönüllüler Topluluğunun Aksiyon Anlayışı ve Hareket Felsefesi
Hakka hizmet yolunda bulunan insanların öncelikle şu realiteyi kabul etmeleri gerekir: Dün olduğu gibi bugün de kin, nefret, haset ve çekememezlik gibi kötü hasletlere sahip insanlar, paranoyak ruh hâliyle, kendileri gibi düşünmeyen kesimleri düşman ilan edecek, sürekli sağa sola saldıracak ve çıkarlarını koruma adına çeşit çeşit şenâet ve denâetleri işleyeceklerdir. Fakat adanmış ruhlar, tam bir tevekkül ve teslimiyet içinde sürekli …
Devamını Oku »