Yıllar var ki, milletimizin kaderiyle alâkalı, ileriye dönük ciddî hiç bir plânımız olmadı. Bu bulanık zaman dilimi içinde, hayırları hep nevzuhûr tecellîleriyle tanıdık; şerleri de, gelip millete tosladığında veya çarpıp onu yere serdiğinde.. yani bıçak kemiğe dayandığında. Dünyâda olup-biten hâdiseleri, anlayıp değerlendirmek bir yana, bunlar arasında doğrudan doğruya bizi alâkadar edenleri dahi sezip-kavrayamadık. Sezip-kavramak şöyle dursun, elli defa, hasım bir …
Devamını Oku »