Yıllar var ki cehâlet, görgüsüzlük ve uyuşukluğun çevremizde meydana getirdiği karanlık atmosferi aşarak, şanlı mazimizi aydınlatan ışık kaynaklarından istifâde edemez ve aydınlanamaz olduk. Bizler yakın geçmişimiz itibariyle, atâlet ve rûh sefaleti adına, alabildiğine bir bolluk, ilim ve düşünce adına da yokluktan başka bir şey görmedik. Bu uğursuz hâl, ülkemizi, en yıkıcı sadmelerle defalarca ırgaladı, defalarca öldürücü paletleri altına alıp çiğnedi …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Fethullah Gülen
Sızıntı Başyazıları : Cehalet Çıkmazı
Yeni bir vazife dönemini daha idrak ederken, yüreklerimizde Zeliha’nın aşk u hicrânı, Yakub’un âh u efgânı, gözümüzü açacak, gönüllerimizi şâd edecek müjdeler bekliyoruz. Ölü ve karanlık yılların, önüne katıp sürüklediği yığın yığın felâket molozu altında, çırpınıp duran insanımızın, yürekler acısı hâli karşısında azap çekmemek mümkün mü? Gidiniz! Şu bizimle aynı çizgide olan ülkeleri birer birer geziniz! Eminim, yüreklerinize sızı inmeden …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : İrade
Herhangi bir şey yapıp yapmama hususunda, karar verme gücü veya ‘eğilim’ diye tarif edeceğimiz ‘İrade muhtariyeti’ insan olmanın şiârı ve ahlâkın biricik esasıdır. O olmadan ne fazîletten ne de insanlıktan bahsetmeye imkân yoktur. Bir insanda irâde şuuru, onun kendi kendini idrak etmesi demektir. Bunun aksi ise ferdin deformasyonu ve bozulmasıdır ki böyle bir bozulmaya maruz kalan fert, hareketlerinde kararsız, düşüncelerinde …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Gevşeyen Gerilim
Zafer zafer üstüne harman ettiğimiz günlerde, bütün bir hasım dünyaya karşı, “inanç-azim” demiş yürümüş, “hasbîlik- yiğitlik” demiş şahlanmış bir ulu millet iken, bizi yükselten bu yüce vasıfları yitirip, iç çöküntülere mâruz kaldığımız günden itibaren, hep düşmanlarımızı güçlü, çalımlı görmüş ve kendi irâdemize kement vurmuşuzdur. Malazgirt’ten İstanbul’un fethine, Çaldıran’dan Mohaç’a kadar, tarihin sînesine serip boy boy teşhir ettiğimiz bilumum zaferlerimiz, hemen …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : İdealsiz Nesiller
Nesilller kendilerine gösterilecek yüksek hedef ve ulvî ideallerle canlılıklarını korurlar. Hedefsiz, mefkûresiz kaldıklarında da kadavralaşır ve birer iskelet haline gelirler. Otlar, ağaçlar, hatta tabiattaki bütün varlıklar, canlı kaldıkları sürece çiçek açar, meyve verir ve faydalı olabilirler. İnsan ise; ancak yüksek ideâlleri, aksiyon ve mücahedeleriyle canlı kalır ve varlığını sürdürebilir. Hareketsiz bir uzvun kireçlenip kuruması, kullanılmayan bir maddenin paslanıp çürümesi ne …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Ruhun Zaferi
İnsan, bu dünyada ruh ve beden gibi birbirinden farklı iki kuvveti temsil etmektedir. Zaman zaman bu iki kuvvetin birleşip bir bütün teşkîl ettikleri müşahede edilse bile, ekseriyet itibariyle, zıtlaştıkları ve birinin zaferi diğerinin hezimetini netice verdiği görülmektedir. Bedenî isteklerin şaha kalktığı ve azgınlaştığı bir bünyede ruh; çelimsiz, dermansız ve cismanî arzuların âzat kabul etmez kölesi olmasına karşılık, nefsin iştihalarına baş …
Devamını Oku »Bamteli: Sarılın Şefkate, Yapışın Himmete; Tükürün Korkunun Yüzüne!..
Nefsi bilmek, Rabbi bilme yolunda önemli bir vesiledir. *Yunus Emre’nin “İlim ilim bilmektir / İlim kendin bilmektir / Sen kendini bilmezsin / Bu nice okumaktır!” sözleriyle ifade ettiği gibi, gerçek ilim, insanın, kendi mahiyetini dikkatle okuyup Zât-ı Ulûhiyetin kâinat kitabındaki eserlerine de nazar ederek belli bir müktesebat sahibi olması ve hatta ondan da öte marifette derinleşmesi demektir. *İster “gez-göz-arpacık” deyin, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Mukaddes Azap
İnsanoğlu bu dünyada, kendini bulma, özüne erme uğrunda, tehlikeleri çok, geçidi yok; önünde sarp dağların, derin derelerin bulunduğu upuzun bir yolda, seyahata mecbur edilmiş garip bir yolcudur. O, bilmediği bu uzun yolda, karşısına çıkan güçlüklerle pençeleşerek, sıkıntıları göğüsleyerek, derbentleri aşarak, varıp kendisine gösterilen hedefe ulaşmak zorundadır. Zira böyle bir yolculuk, herkese ancak bir kere nasip olmakta ve her ferdin ölümsüzlüğe …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Hak Düşüncesi
İnsan hayatının en yüksek gâyesi, ferdin yükselip rûhuyla bütünleşmesi, ‘fizik ötesi’ aydınlıklara ulaşarak, Yaratıcı’nın esrârına vâkıf olması ve rûhânî zevklere ermesidir. Bu ulvî hedefe doğru kanatlanan ruh, hep mutlu; bu istikamette gösterilen her gayret içlere aydınlık verici ve mübeccel; bu hayatı ele alan insan fazîletli ve öyle insanların ülkesi de fazîlet beldesidir. İnsanı, hayvanlardan bir hayvan telâkkî eden düşünce, ona …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Buhranlarımız
Şu muhteşem kâinat kitabındaki âhenk, eşyânın birbirine destek olması ve birbiriyle baş başa, omuz omuza vererek bir bütün teşkîl etmesiyle devam etmekte; her türlü yıkılım ve tahrîb ise birbirine zıt akımların çarpışmasından meydana gelmektedir. Cereyanlar arasındaki müsâdemenin şiddeti nispetinde de tahrip fazla olmaktadır. İnsan cemiyetleri de öyledir; duygu, düşünce, tasavvur birliği ile bir araya gelmiş ve aynı terbiye ile ruhta …
Devamını Oku »