Yıllardır buhurdanlık gibi tütüp duran sînelerimizde birer inilti, dudaklarımızda birer çığlık hâline gelen senin ızdırap ve acılarınla, yine senin imdâdına koşmak istedik. Çevremizde sis ve duman, önümüzde ardarda mânialar; hissiyatımız sarsık, ruhlarımız yaralı; yer yer aksak karıncalar gibi sekerek, zaman zaman yanıp kül oluncaya kadar ateşin etrâfında pervaz eden kelebekler gibi uçarak senin gurbet ve senin yalnızlığın için çırpınıp durduk. …
Devamını Oku »