Hayata perestiş, ruhun sefilleşmesi ve insanın, insanî melekelerini kaybederek içten içe çürümesidir. Yaşama zevki, insanı yüceltecek duygular üzerine oturmuş bir dev, azim ve irâdenin başına indirilmiş bir balyozdur. Hayat tutkusu, ferdi bohemleştiren bir maraz ve toplumun boynuna takılmış bir kementtir. Fert bu marazdan kurtulacağı, toplum da bu kemendi boynundan atacağı âna kadar, millet meflûç ve bahtsız vatan da bir ‘dârülaceze’den …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: sızıntı
Sızıntı Başyazıları: Sabır
Sabır, yücelme ve fazilete ermenin mühim bir esası ve iradenin zaferidir. O olmadan, ne ruhu inkişaf ettirmeden, ne de yücelip benliğin sırlarına ermeden bahsedilemez. Sabırla insan, toprağa, ete, kemiğe bağlılıktan kurtulur. Onunla yüce âlemlere ermeğe namzet bir kutlu olur. Sabır, öteler ötesi saltanatlara ulaşmak için dar bir geçit, aşılmaz bir zirve ise, gönlünü o âlemlere kaptırmış hakikat eri de, geçilmez …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Tevbe
Tevbe kişinin kendini yenilemesi ve bir iç onarımdır. Yani, saptırıcı düşünce ve davranışlarla bozulan kalbî muvazeneyi, yeniden düzene koyma uğrunda, ferdin, Hak’tan Hakk’a kaçması; daha doğrusu, O’nun gazabından lütfuna, hesabından rahmet ve inayetine sığınmasıdır tevbe. Tevbeyi, günah duygusuyla benliğin bir hesaplaşması şeklinde tarif etmek de mümkündür. Yani nefsin, hayatı sorumsuzca sevk ve idaresine karşı, benlik ve iradenin, yüce dağlar gibi …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Günah
Günah bir iç çöküntü, bir terslik ve fıtratla zıtlaşmadır. Günaha giren kimse, kendini, vicdanî azaplara ve kalbî sıkıntılara bırakmış bir tâli’siz ve bütün ruhî meleke ve kabiliyetlerini şeytana teslim etmiş bir zavallı ve tâli’sizdir. Bir de o günahı işlemeye devam ederse, bütün bütün ipi elden kaçırır ve artık, ne bir irade, ne bir direnme, ne de kendini yenilemeye mecali kalmaz. …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Yollar
Yollar kıvrım kıvrım uzanır sonsuzluğa kadar. Ve yolcular vardır bu yollarda, çağlayan sular, ağlayan bulutlar gibi.. sular gibi başını taştan taşa vurarak koşar sonsuz ummanlara doğru. Ve, ışıkla, hararetle yükselir yükselebildiği kadar.. bitip tükenme bilmeyen bu devr-i dâim, bu ebedî yolculuk, bir lâhza dinmeden sürer gider. Güneşler ülkesinden toprağın bağrına ve oradan da yeniden yıldızlar âlemine göç eder durur bütün …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kırağı Korkusu
Bir bahar gibi başlar her şey. Güzel tasavvurlar, tatlı düşünceler ve zümrütten hayâllerle… Her güzel başlangıç, neticeye ermenin ilk şartı ve ilk sebebi olması itibariyle de, zevkli ve ümit vericidir. Ancak, pek çok güzel başlangıç vardır ki, ‘baharı görmeden hazâna’ erer ve geride kırağı vurmuş bir sürü yıkık rüya bırakır gider. Başlatılan her hayırlı iş, her hayırlı teşebbüs, kadirşinâs mirasçılar …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Zafer
Büyük himmetlerin, yüce gayretlerin tomurcuklaşmasıdır zafer. Emeğin, cehdin, ızdırap ve sancının petekleştiği noktadır zafer. Zafer, canlılar âleminde, hususiyle insanlar arasında en tatlı ümniye, en câzip rüya olarak, daima arzu edilen ve asla vaslına doyulmayan bir Leyla’dır. Beşer, var olduğu günden beri, bin bir yılankavilerle zirvelere tırmanarak onu aramış ve türkülerinde hep onu hecelemiştir. Kim bilir, belki de bu hususlar, her …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kahraman
Kahraman tarihin en esaslı malzemesidir. Milletlerin tarihi, kahramanla yükselir. Kahramanı olmayan bir milletin tarihi sığ ve durgun bir göl gibidir; büyük ve geniş de olsa, iç açıcı ve inşirah verici değildir. Yunanlı, tarihini bir kısım esâtîrî kahramanların omuzlarında bayraklaştırdı. Kadim Roma, Sezar ve onun gibilerle tarihe mâl oldu. Kartaca Anibal’in vesâyâsı altında sesini insanlığa duyurabildi. İran Firdevsî’nin mâhir, oynak ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Sen
Sen, bütün bir gül devrinin bülbülü! Sen, ölüm anlarının diriliş müjdecisi! Sen, tarihî kahramanlıklardan süzülen asâlet usâresi![1] Sen, milletin özünden akıp akıp gelen ve onu mayalandırmak için tekrar başaşağı O’na dönen, O’nda eriyen ve yok olan esâtîrî varlık! Hasretle tutuşan gönüllerimizi birer meş’ale yaparak, senin için şehrâyin’ler[2] tertip etmek, sana ağıtlar yakmak ve son bir kere daha yoluna dökülmek istiyoruz. …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Nerdesin?
Nerdesin, yıllarca hasretini çektiğimiz kahraman? Nerdesin, hayâllerimizin güvercini, rüyâlarımızın üveyki? Nerdesin ‘ba’su ba’del-mevt’ imizin müjdecisi? Izdırab dolu günlerimizde, uykusuz geçen gecelerimizde hep yolunu bekleyip durduk. Ufkumuzda beliren her karaltıya, ‘bu O’dur’ deyip, ‘seniye-i vedâ’ türküleriyle yollara döküldük. Guruplara kadar beklediğimiz nice günler vardır ki; kolumuz, kanadımız kırık evlerimize dönerken, zambaktan hülyalarımızla teselli olup durduk. Her yeni gün, bizim için tasa …
Devamını Oku »