Sen, bütün bir gül devrinin bülbülü! Sen, ölüm anlarının diriliş müjdecisi! Sen, tarihî kahramanlıklardan süzülen asâlet usâresi![1] Sen, milletin özünden akıp akıp gelen ve onu mayalandırmak için tekrar başaşağı O’na dönen, O’nda eriyen ve yok olan esâtîrî varlık! Hasretle tutuşan gönüllerimizi birer meş’ale yaparak, senin için şehrâyin’ler[2] tertip etmek, sana ağıtlar yakmak ve son bir kere daha yoluna dökülmek istiyoruz. …
Devamını Oku »