Bir kısım zararlı inatlarımızı müşâhede ettikçe, târihî tekerrürlerden hiçbir şey anlamadığımızı görüyor, üzülüyor, utanıyor ve zaman zaman da sarsılıyoruz… Birkaç asır var ki batı hayranlığı bizde böyle bir inat ve inattan da öte bir hastalık halini aldı. Bizde şiddetli bir vuslat arzusu, onlarda nazlı bir kaçış; bizde, binbir kanalın içine akıp durduğu o erâcif gölüne karışıp bütünleşme isteği, onlarda inatlı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları
Sızıntı Başyazıları: Mescid-i Aksa
Bazen yerdeki takdirler semâdaki değerlere uymuyor. Bakıyorsunuz oradaki bir kudsî burada hakîr görülüyor, oradaki metâf-ı kudsiyân burada, en pes ayaklar altında çiğneniyor. Şimdilerde Mescid-i Aksâ bu manâya ne ürpertici bir misâl..! Mûsevîler ve Hıristiyanlar için öteden beri takdis edilegelen bu târihî ünlü ma’bed, Müslümanlar için de ziyareti tavsiye edilen üç mescitten biri olma kudsiyetiyle serfirâz. Mescid-i Aksâ, Hz. Davut ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Işık Evlerde Hayat
En derin ledünnî güzelliklere açık sâniyeler, rûhun isteklerini çoğaltarak ve inkişâf ettirerek geçen dakikalar, gönüllere genişlik salıp sonra da sonsuzlaşan saatler, çağımızda dünyanın en güzel, biraz da muhâtaralı yerleri olan “ışık evler”e çok yaraşır. Her akşam, işinden, okulundan, dairesinden ayrılıp bir “vâhâ”ya koşuyor gibi, ışık evlere koşup gelenler, bu evlerin kendilerine has büyüleyici duygularına dalar, şurada-burada zihinlerine ilişen kötü duygu …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Gönül
‘Muhabbet bir Süleymandır Gönül taht-ı revân olmuş.’ (M. Lütfi) Gönül; insanoğlunun, en önemli, en ciddî yanı; onun mânevî varlığının ifâdesi, his ve inançlarının kaynağı ve insan derinliklerine açılan yolların hem sona kadar uzayıp gideni, hem de ilk menzilidir. Gönül yolunda yürüyenler karanlık bilmez; gönlüyle kanatlananlar bir şeye takılıp kalmaz. Bütün insanî değerler gönül yamaçlarında boy atıp gelişmiştir. İman, aşk, ruhânî …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Müslümanca Yaşama (2)
Her şey doğar, olgunlaşır, devrini tamamlar ve yaprak yaprak solar-gider; ama, İslâmiyet, hep aynı tazelik içinde parlar-durur ve bir civan gibi gerilir, gülümser.. evet, o herzaman gençtir, kuvvetlidir, canlıdır ve bizim fâniliğimizi aşan bir üstünlüğü vardır. Ara-sıra bir kısım şiddetli rüzgârlarla sarsılıp sararmış gibi görünse de, gerçekten sarsılıp sararan onun kusurlu temsilcileri bizlerizdir. Yoksa onun ezelî âlemi, sürekli parıltılı, tılsımlı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kamplarda Zaman
Kamplarda geçen ayları, haftaları, günleri değil; bir tek gün, bir tek saati dahi anlatmaya kalkışsak anlatamayız. Nasıl anlatabiliriz ki, o, bütün benliğimize sinen, derinlemesine ruhlarımızda yaşanan ve uhrevî hazlarıyla tasavvurlarımızı aşan hayatın tam cennetçesiydi… Bahar bulutları gibi üzerimizden gelip geçen her dakika, başımıza geçmişten hâtıralar yağdırır.. bizler de, bu mâvi hülyâlar içinde kendimizi geleceğin aydınlık yamaçlarına atar.. şanlı mâzideki günleri, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Müslümanca Yaşama (1)
Her beşerî sistem ve beşerî düşünce tarzı, ne kadar uzun ömürlü olursa olsun, zamanla eskir, bayatlar, câzibe ve güzelliğini yitirir ve bıkkınlık hasıl eder; ama, Müslümanca yaşama ve Müslümanca düşünce tarzı öyle değildir. İnsan onda, eğer ruhunu tam hazırlayabilmişse, alışılmış şekil ve formüllerin ötesinde, tıpkı baharlarda, tabiat kitabının çehresinde parıldayan bir güzellik ve câzibe ruhunu, çağlayanlarla fışkıran sonsuzluk düşüncesini, semaların …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: İdeal Cemiyet
İdeal bir cemiyet, ideal fertlerden meydana gelir. Parça ve parçacıkları günâhlardan ibaret hezeyan yığınlarına gelince, bunlar, iyiye, güzele ve hayırlara kapalı bir kısım kuru kalabalıklardır. İdeal insan veya eskilerin ifadesiyle, meleklere ait vasıflarla serfirâz ‘kâmil insan’ ‘And olsun Biz insanı en güzel biçim ve mahiyette yarattık’ meâlindeki âyet veya âyetlerle, maddî-mânevî suret ve şekillerin, en göz alıcısı, en mükemmeli ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Beklenen Gençlik (2)
Bugün, aşk, pek çoğumuzun sînesinde pas tuttu; mürüvvet avuçlarımızın içinde, göz göre göre gül yaprakları gibi kurudu ve savruldu.. ümit, kolu-kanadı kırık, şurada-burada sürüm sürüm.. himmet ve cesâretlerimiz ise, şiddetli fırtınalar şöyle dursun, en küçük esintiler karşısında dahi savrulup gidecek kadar zayıf… Böyle bir zemin ve atmosferde, varlığımızı muhafaza ve devam ettirmek için, öyle sarsılmaz irâde ve yüksek himmetlere ihtiyacımız …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Beklenen Gençlik (1)
Yıllar var ki, gözlerimiz yollarda ve geleceğin hülyâlı mâvilikleri içinde varlığı en temiz ruhlardan daha temiz, düşüncesi çağın bütün problemlerini çözecek kadar güçlü, sînesi meleklerin gönülleri kadar yumuşak ve iradesi cehennemler karşısında dahi “pes” etmeyecek kadar sağlam, ideal bir nesil bekleyip durduk. Hakk’ın inayetinin temsilcisi, böyle bir neslin geleceğine dair ümidimiz olmasaydı, upuzun bir boşluk döneminde ye’se kapılmadan, çözülüp dağılmadan …
Devamını Oku »