Bir akşamüstü, vicdanımızın tolerans vadisinde rehavet seanslarındayken yakaladılar bizi. Tozpembe tüller germiştik pencerelerimize… Düne ve bugüne dair çöpleri istif etmiştik küflü bodrum katlarımızda Yarının ekşi kokulu “kehanetleri” zaten kitabımızda bile yoktu.. Mesaj kâğıdı sarılı olmayan ‘çok köşeli’ taşlar camlarımızı tuzla buz etti. Kafalarımız tavana değercesine zıpladık, Korkak değildik; ama açıkçası ürktük sesteki bu ani ‘desibel’ değişiminden… Sirenleri çalmaya da gerek …
Devamını Oku »