Öteden beri hemen herkes, içinde bulunduğu zamandan şikâyet etmiş ve daha iyi günlerin özlemiyle inlemiş durmuştur. Cismaniyet ve bedenî hazları itibariyle kendini bohemliğe salmış, “Geçmiş-gelecek masal hep, eğlenmeye bak ömrünü berbat etme” diyen bir kısım bön kimseler istisna edilecek olursa, çoğu kimse ya geçmişe vurgun veya geleceğe tutkundur. Umumiyet itibariyle genç ve serâzât gönüller daha ziyade hülyâlarında kurdukları bir gelecekte, …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Sızıntı Başyazıları
Sızıntı Başyazıları: Bizim Milletimiz (2)
Geleceğin emniyet ve güven üzerine kurulması, geçmişin iyi bilinip tanınmasına, hissedilip ruhlarda korunmasına bağlıdır. Geçmişimizi bize en iyi duyuranların başında da şüphesiz, mescitlerimiz, ezanlarımız, ilâhîlerimiz, serhat türkülerimiz, mehterlerimiz ve bu kaynaklardan fışkıran sanat ve edebiyatımız gelir. Bugün o koskoca geçmiş büzülüp sıkışmış ve bunların içine sinmiş gibidir. Ne zaman mescitler, ezanlar, ilâhîler, mehterler kurcalansa, özlerinde geçmişin buğusu ve şanlı milletimizin …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Milletimiz (1)
Bizim toplum yapımız, “işte tâlih” deyip öğüneceğimiz, başkalarının da imreneceği seviyeler üstü ve hiçbir içtimâî sistemin bugüne kadar arayıp da bulamadığı, bulsa da ulaşamadığı bir güzellikler meşheriydi. Kendi ruhundaki dinamiklerden güç alan, kendi öz kaynaklarından beslenen.. vesâyâ bilmeyen, kimseye ve hiçbir şeye tâbi olmayan; kendi olarak asırlar ve asırlar ayakta durmasını başaran bu muhteşem içtimâî meşher, bu göz kamaştıran sistem, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Eski Şehirlerimiz
Eski şehirlerimiz, dış görünüşleri, iç derinlikleri, gelin endamları; çevrelerindeki bağ ve bahçeleri, çağlayan ırmakları ve üfül üfül havasıyla bütün gönülleri yumuşatır, bütün hülyaları büyüler ve semtlerine uğrayanları âdeta sarhoş ederlerdi. Üzerlerinde ötelerden rengârenk ışıkların yağdığı, toprağından ünsiyet, aşk ve sevginin fışkırdığı, sâkinlerinin, onun bağrında her an ayrı bir vuslatı teneffüs ettikleri bu güzellikler galerisi şehirler, yedi iklim dört bucağın can …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bizim Köyümüz
Eskinin köylerini düşünürken hayallerimizi saran o derin sessizlik, o düşündürücü sükûnet ve o büyüleyen fıtrîlik yok artık. Geçmişin, o dinlendiren, düşündüren köylerinde, bugün, sessizlik ve sükûnetin yerini; radyo, televizyon, pikap mırıltıları; otomobil, traktör, motopomp gürültüleri aldı, huzûr ve sükûn delik deşik olup hudut dışı edildi. Evet, bugün köylerimize kadar hemen her yerede, sessizlik ve sükûnet o kadar azalmış, o kadar …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Bu Ülke
Bir zamanlar bambaşka güzellikleri, büyüleyici iklimi, ruhlara kucak açan tabiatı ve sonsuza uyanmış insanıyla bu ülke, kervanların konup kalktığı, seyyahları, onun altın yamaçlarında tenezzühe çıktığı, gönül ve ruh insanlarının Ka’be yolcuları gibi akın akın koşup ona geldiği ve bir ibadet neşvesi içinde onun güzelliklerini yudumladıkları eşi-menendi bulunmayan bir Cennet köşesiydi… Evet, bu ülke ve onu ayakta tutan dinamikleri yerinde görmek …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Kendi Güzelliğiyle Geceler
Varlık ve hayata dâyelik yapmasının bilinmesi ölçüsünde, bu gerçeğe uyanmış gözler için, geceler daha bir derinleşir, güzelleşir ve âdetâ bir hülyâlar âlemine inkılâp eder. Gündüzün olmadığı yerde gece, gecenin olmadığı yerde de gündüz soğuk, sevimsiz, monoton ve bıktırıcıdır. Zaman, bu siyah, beyaz mekiklerle varlığını örer ve varlık onların kolları arasında renklerin en çarpıcılarını elde ederek kusursuzluğa ulaşır. Zamanın, o içten …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları:Ma’bedden Taşan Mânâ
Mabed, insan rûhuna seslenen müphem bir lisan, gönülleri kendine çeken büyüleyici bir beyan ve sessiz duruşu içinde, Yüce Hakikat adına her dille bir şeyler anlatan bir sırlı tercümandır. İnsan, mabette, bugünü dünle, dünü sonsuzla iç-içe duyar.. mabed, ibadet düşüncesi, ibadetin kaynağı ve ibadetin manâsıyla dopdolu bir deryada yüzüyor gibi olur. Bir de mabedin bu talâkatlı beyanına üstat, kudretli ve mâhir …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: İnsan Olmanın Düşündürdükleri
Arkadaş, varolduğun sürece her türlü kötülüğe karşı duygu, düşünce ve gönlünün kapılarını kapa! Her zaman Hakk ölçüleri içinde en iyiyi, en güzeli ve en doğruyu ara! Bütün kinleri, nefretleri, bencillikleri bir el darbesiyle Kaf dağının arkasına fırlat ve sîneni sevgiye, insanlığa, mürüvvete aç! Feryat edenlerin imdadına koş, âh u vâh edenlerin acılarını, ızdırablarını dindir! Kendini, yıllardan beri yeryüzünü saran karanlıklarla …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Dua ve Yakarıştaki Güç
Geceler, o tertemiz siyah örtüsüyle bütün bir varlığı sarınca, bir kısım karanlık ruhlar kendilerini her şeyden kopmuş, yalnız ve garip hissederler. Oysa ki, en karanlık anlarda, en tenha yerlerde, en kimsesiz çöllerde dahi O, hep bizimle beraberdir. O gariplerin enîsi , kimsesizlerin kimsesi ve çaresizlerin çaresidir. Kırık gönüllerin inkisârını bilen, onulmaz dertlere derman gönderen, ikliminden gelen esintilerle ruhlarımızdaki yalnızlık ve …
Devamını Oku »