Bir millet, dünüyle içli-dışlı olduğu, hassâsiyetle özünü koruduğu sürece, yarınlarını teminat altına almış ve varlığını en sağlam temeller üzerine oturtmuş sayılır. Geçmişini görmemezlikten gelip dününü bütün bütün unuttuğu, ruh kökünden uzaklaşıp özüne yabancılaştığı sürece de, her esen rüzgârla yer değiştiren çer-çöp gibi savrulup durur ve kat’iyyen istikbâl vâdedici olamaz. Evet bir millet, istikbâlinin emânetçileri olan genç kuşaklara, müspet ilimleri tâlim …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: Sızıntı Başyazıları
Sızıntı Başyazıları : Medeniyet ve Mefhum Kargaşası
Eskilerce medeniyet; köy, kasaba, şehir nerede olursa olsun, insanî duygu ve düşünce etrafında toplanmış ruhların, insan olmalarını idrâk şuuruyla bir arada yaşamaları şeklinde tarif edilirdi. Mâhiyet itibariyle medenileşmeye müsait olarak yaratılan insanoğlu, varlığa erdiği günden bu yana, bir ölçüde hep medenî olabilmiş ise de, onun gerçek mânâda medenileşmesi, duygu, düşünce, his ve irâde gücüyle kendini gösterdiği anlara rastlar. Vâkıa onu, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Yabancılaşma
İnsan bir şeye kendini kaptırdığı ölçüde, yavaş yavaş o şeyin tesirine girer ve onda fâni olur. Asırlar var ki insanımız, kâh makine, kâh teknik ve teknoloji, kâh bütün eşya ve hadiselerin tesirinde, özünden uzaklaşa uzaklaşa kendi dünyasına karşı bütün bütün yabancılaştı. Günümüzde makine, insan düşüncesini öylesine baskı altına aldı ki, zavallı insanoğlu, onun çark ve dişlileri arasında sıkışıp kalarak; aşk, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Pişmanlıklar Kuşağı
Arkada bıraktığı günlere bakıp da pişmanlık duymayacak az insan vardır. İyiler, neden daha mükemmel olmadıklarını düşünerek; kötüler de, işledikleri fenâlıkların yüz kızartıcı çirkinliklerini görerek hasret ve inkisar içinde iki büklüm olup inleyeceklerdir. Genç kuşakları ihmâl edip nefsâniliğin karanlık lâbirentlerinde yapayalnız bırakanlar, onların her gün biraz daha azmanlaşmalarına seyirci kalanlar.. kitleleri millî kültür ve millî düşünceden mahrum bırakanlar, çekip onları şehevânilik …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Mücadele Ruhu
Her türlü muvaffâkiyetin ilk şartı îman ve mücadele gücüdür. Gönlünü inançla donatıp, dimağını yüksek düşüncelerin meşcereliği hâline getiren kimseler, hayatın her dönemecinde ayrı bir huzur, ayrı bir hazza ererek kendilerini âdeta cennet bahçelerinde hissederler. Bu îman ve mücâdele gücünden mahrum gönüller ise, en küçük zorluklar karşısında sarsılıp ümitsizliğe düşmeye, cesaretlerini yitirip devre dışı kalmaya mahkûmdurlar. Hayat bir bakıma, baştanbaşa çalışma, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Zirvedeki Işığın Gölgesinde
İpekten kanaviçeleşmiş satırlarıyla önümüze serilmiş ve her sayfası ayrı bir güzellik meşheri olan şu tabiat kitabını, acaba doya doya ve şuurla mütalâa edebiliyor muyuz? Güneşin kolları arasında, her mevsim ayrı bir güzellik ve görkemle nazarımıza arz edilen bu pırıl pırıl ve muhteşem kitap, her zaman başvurulacak ve dikkatle tetkik edilecek bir huzur ve enerji kaynağıdır. Zirvedeki ışığın gölgesinde ve sinelerimizde …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Izdırapla Bütünleşen Ruhlar
Gönlünü yüksek ideallere kaptırmış muzdarip ruhlar, bütün bir hayat boyu buhurdanlık gibi tüter dururlar. Güneşler doğar-batar; haftalar, aylar birbirini takip eder; mevsimler peşi peşine geçer gider de, onlar idealize ettikleri düşünceleri istikametinde bir başka bahar ararlar… Hep hazan görür, hazan mevsimi yaşarlar, hazan türküleri dinlerler; ama ne hâllerinden şikâyet eder ne de kimseden dert yanarlar. And içip yoluna koyuldukları yüce davaları …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Paradoksların Cenderesinde
Günümüzün hayat felsefesi, topyekün nesilleri, fıtrat kanunlarıyla karşı karşıya getirdi ve onlarla çarpıştırdı. Bugünün insanı, düşünceden tasavvura, tasavvurdan davranışlarına kadar, tabiiliğin karşısında ve yapmacıklarla iç içe… O, hiç düşünmeden hemen hayatın her kesiminde, fıtratı ve fıtrîliği hoyratça baltaladı ve kendini sunilik akımlarına kaptırıp gitti. Düşünüp plânlamasında, düşüncelerini sisteme koymasında; yiyip içme ve yatıp kalkmasında, ferdî ve içtimâî bütün davranışlarında; talim …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Düşünce Helezonunda İnsan
İnsan düşünce dünyasına göre şekillenen bir varlıktır. O, nasıl düşünüyorsa, istidâdı ölçüsünde, öyle olmaya namzettir. İnsan, belli bir düşünceye göre, eşya ve hâdiselere bakışı devam ettiği sürece, karakter ve ruh yapısı itibariyle, yavaş yavaş giderek o düşünce çizgisinde bir hüviyet kazanır. Aslında; düşünce, niyet ve fevkalâde iştiyak, insanın özünde, çekirdekler halinde bulunan istidatların inkişâf edip gelişmesinde; toprak, hava, yağmur ve …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları : Lütuflar Ufkunda İnsan
Hayatın her lahzası yeni yeni hazineler elde edebilmek için bir kısım fırsatlardan ibarettir. Bu fırsatları değerlendirerek aydınlıkta yaşamak veya onları fevt ederek karanlıkta kalmak insanoğlunu şereflendirme noktasında ona bırakılmıştır. En başta hayatın kendisi de, insanoğluna bahşedilen büyük nimetlerden biridir. Hayata gelmek veya gelmemek, insanî hüviyete varlığa ermek veya ermemek elimizde değildir ama; onu değerlendirmek ve bu sihirli nimetlerle iki âlemin …
Devamını Oku »