Hz. Peygamber (s.a.s.)vefatından önce son olarak şu hutbeyi irad etmişlerdir.
Rasulullah iki omzuna geniş bir rida alıp bürünmüş ve başı boz bir sarıkla sımsıkı bağlanmış olarak minberde görünmüştü. Ve bu, minberde son görünüşü olmuştu.
Allah’a hamd ve sena etti. Sonra “Ammâ ba’du” diye başladığı hutbesini söyle sürdürdü.
“Ey insanlar! Size Ensar halkına iyi davranmanızı vasiyet ediyorum. Çünkü onlar, sizden önce iman yurdunu hazırladılar. Onlara iyi muamele ediniz. Onlar sizi kendi mahsullerine ortak etmediler mi? Evlerini sizinle paylaşıp, sizi vaktiyle evlerinde ağırlamadılar mı? Kendileri ihtiyaç içinde oldukları halde, her hususta sizi nefislerine tercih etmediler mi? O halde sizden biriniz iş başına geçerse iyilik veya kötülük edebilecek kadar nüfuz sahibi olursa, Ensar’ın iyilik edenlerine ikram etsin, fenalık yapanların kusurlarından da vazgeçsin.
“Ey insanlar! Belki aranızda benden hak iddiasında bulunanlar çıkabilir. Kimin sırtına vurduysam, işte sırtım gelsin vursun! Kime hakaret etmiş ya da onurunu incitmişsem, işte şerefim gelsin intikamını alsın. Kimin malını almışsam, işte malım alsın ve benden bir itiraz gelecek diye asla çekinmesin, zira bu benim sünnetime sığmaz. Gerçekten benim yanımda sizin en değerli olanınız, hakkını istemeyi bilen ya da hakkını helal edendir. Böylece Rabbimin huzuruna yüzüm ak olarak çıkabileceğim.
” O zaman cemaatten biri ayaga kalkıp, kendisine bir miktar (Taberi’ye göre üç dirhem)
borcu olduğunu söylemiş ve bu para kendisine derhal ödenmiştir. Hutbesine şöyle devam etti:
“Ey insanlar! Eğer içinizden birinizin başkasına borcu varsa onu versin, aşağılanma korkusu onu bundan alıkoymasın, zira bu dünyadaki utanma ahirettekine göre daha hafif kalır.”
“Ey insanlar! Duydum ki siz, Peygamberinizin ölmesinden korkuyormuşsunuz. Allah’ın benden önce gönderdiği Peygamberlerden ebedi yasayan biri var mı ki ben sizin içinizde ebedi kalayım? Biliniz ki elbette ben Rabbime kavuşacağım, siz de bana kavuşacaksınız. Buluşacağımız yer, Kevser havuzunun kenarıdır. Benimle havuz kenarında buluşmak isteyenler ellerini, dillerini günahlardan çeksinler. Size, ilk Muhacirlere iyi davranmanızı vasiyet ederim. Bütün Muhacirler de birbirlerine karsı hayırlı olsunlar. Her iş Allah’ın izni ve iradesiyle cereyan eder. Siz, olacak şeylerin sırasını değiştiremezsiniz. Allah sizden birinizin acelesiyle acele davranmaz. Allah’ın iznine, iradesine üstün gelmeye çalışanlar, en sonunda mağlup olurlar. Allah’ı aldatmak isteyende mutlaka aldanır.”