Bilimden korkmak için bir sebep yok. Tehlike, bilimde ve bilimin kuracağı yeni dünyada değil. Meselenin kaynağı cahil, sorumsuz bilim adamları ve kendi şahsi çıkarları için bilimi suiistimal edenlerdir.
Gülen’in düşünceleri, Bilim ve Teknolojik Araştırmalar (STS) adı altında bir araya getirilen bilimsel alanın modern teorileri ile aynı doğrultudadır. Ancak buradaki ilişki, klasik filozoflar konusundaki durumdan farklıdır. Burada Gülen, herhangi bir isim zikretmemektedir. Dolayısıyla, Gülen’in buradaki argümanları bu sahayla ilgili okuduğu şeylerden mi kaynaklanıyor yoksa kendisi de farklı bir açıdan aynı sonuçlara mı ulaşıyor, bunu anlamak biraz zor. Fakat Gülen, şunu vurgular:
Kaldı ki bugün, pozitivizmin ayakları yerden kesilmiştir. Ve ona artık şüphe ve tereddüt içinde bakılmaktadır. Bugün Batı da ilim adına en yaygın düşünce, her şeyin bir ölçüde yanlışlığını kabul etmek çizgisinden hareketle, ilim adına bu yanlışları bıraka bıraka ileride yanlışsız ilme ulaşma düşüncesidir.
Gülen, ileri sürdüğü görüşü desteklemek için, herhangi bir isim zikretmeden bilim adamlarının büyük çoğunluğunu kaynak gösterir. Aynı şekilde, isim vermeden, günümüzdeki bilimsel sonuçlardan hareketle Kurân’daki âyetler arasında benzerlikler bulmaya çalışanlar ile de kendi arasına mesafe koyar:
Günümüzde bu mevzuda bir kitap enflasyonu var. Evet kısa zamanda çok kitap yazıldı; ama fazla değil, birkaç sene sonra, bunların hepsini alıp okuyacak nesiller, bunlara gülecek ve bizler gibi yazıp anlatanların talihsizliğine vereceklerdir… ‘ ‘
Kur’ân’ın dış desteklere ihtiyaç duymadığının altını çizen Gülen’in, İslâm ve bilim arasındaki ilişkiye bakışı, Müslüman İngiliz yazar Ziyaüddin Sardar’ın kine benzemektedir. Ancak aralarında önemli bir fark bulunmaktadır: Sardar, Thomas Kuhn, Jeremy Ravetz ve Dona Haraway gibi bilim ve teknoloji araştırmaları geleneğindeki bilim teorisyenleri arasında gerçekleşen güncel tartışmalardan sık sık söz eder.
Günümüzde zuhur eden bir kısım hâdiselerle, âyetler ve hadisler arasında bir mutabakat aramak suretiyle, Kur’ân ve Efendimiz’in (sallallahu aleyhi ve sellem) beyanlarının takviyesini düşünmektedirler. Bir yönüyle bu türlü gayretler, gelişen fünûn-u müsbete, pozitivizm ve rasyonalizm cereyanları karşısında -doğru veya yanlış- Kur’ân ve Sünnet’e ait meseleleri, İlmî ve tecrübî neticelerle tevfik etmek, desteklemek; bu yolla ilim ve tecrübe insanına bir şeyler anlatmak maksadıyla yapılmaktadır.
İddialarının doğruluğundan son derece emin oluşundan dolayı Darwinizm’i eleştiren Gülen, evrim teorisinin birçok şeyi açıklayamadığını ifade eder. Bu anlamdaki eleştirisi, dindar kesimdeki standart söylem ile aynı paraleldedir. Ancak Gülen, akıllı tasarım teorisini onaylamaz. Teorinin yanlış alanda yapıldığını, bölünmeye karşı çıkmak ve açıklamaları çürütmekten ziyade, bilimsel argümanlar kullanarak rakipleri kendi silahıyla vurmaya çalıştığını dile getirmektedir.
Klas Grinell
İsviçre Uluslararası Af Örgütü Türkiye ülke Koordinatörü
tweet