İrfana Yolculuk
İlgili Yazılar
Eşim ve ben Fethullah Gülen’i, Allah tarafından yönlendirilmiş ve yine, O’nun yolunda yürümeye çalışan bir insan olarak tanıdık.
Allah hepimizin kabul edip tanıdığı, Hz. İbrahim’in de Rabbi olan ve tüm kullarına —yani bütün bir insanlığa— farklı dinler yoluyla hitap eden Yüce Varlık’tır…
Eşim ve ben bu tür dinlerarası çalışmaların içinde bulunmaya, onun bir parçası olabilmeye gayret ediyoruz. Sayın Gülen’in şahsında, Allah’ın sözlerini anlatan bir insan görüyoruz. Görebildiğimiz kadarıyla, Allah’ın yönlendirmesi ile yaşam ve öğretileriyle Ezelî ve Ebedî olana işaret ediyor. Geçici olan oluşumlardan ziyade kalıcı olan şeylere odaklanıyor. Talebelerine ve takipçilerine öğretmiş olduğu ilkelerinin de bu yönde olduğunu anlıyoruz. Yani, talebe ve takipçilerine, Allah-odaklı olmayı, geçici yerine Sonsuz olana odaklanmayı öğretiyor. Dolayısıyla, geçici olan, siyaset gibi, ekonomik tasarı ve projeler gibi, günümüzde hakikaten kısa vadeli olan her türlü oluşumdan uzaklaşarak…
Başta Allah’tan geldiği için O’na geri verilmesi gereken şeylere, yani, hâlihazırda O’nun bize vermiş olduğu hediyeleri tekrar O’na sunmaya yönlendiriyor. Biraz garip gelebilir belki ama eşimle beni en çok etkileyen şey, Hizmet ile bağlantısı olan kişilerin hayatlarında gördüğümüz mübareklik ve temizlik oldu.
Hanımlardaki o samimiyet ve saflık; genç beylerin de o samimiyeti ve mübarekliği…
Ne inandıkları değerlerden ne de hayatlarını adadıkları Allah’a karşı, hiçbir şekilde, mahcup değiller. Bu denli bir mübareklik, bu denli bir saflık, bu denli bir cesaret, sanırım, bizim gibi çoğu Hıristiyan’ı utandırıyor. Ama aynı zamanda, bizi kendine çekiyor. Bir eğitimci olarak biraz taraflı düşünüyor olabilirim fakat Hizmet Hareketi’nde ve Sayın Gülen’in öğretilerinde gördüğümüz eğitime olan odaklanmanın çok önemli olduğunu düşünüyorum. Hizmet’in eğitim çalışmalarının, günümüzde yapılabilecek en önemli iş olduğuna inanıyorum. Dünyadaki problemlerin uzun vadeli çözümleri için eğitim çok kritik bir etkendir.
Yalnızca günümüz problemlerinin çözümü açısından değil, eğitim, aynı zamanda, ileride ortaya çıkması muhtemel olan problemleri, ya da küçük sorunların ileride büyümesini engellemek açısından önemlidir. Eğitim, genç insanlara, kişiliklerini, ruhlarının yanı sıra akıllarını da şekillendirebilme imkânı verir. Fakat bu, gençlere düşünmeleri gereken şeyleri öğretmek ve zihinlerini belli birtakım bilgi ve doktrinlerle doldurmak şeklinde olursa, o şekil verme işlemi olması gerektiği gibi olmaz. Aktif düşünmeyi öğretmek, ama daha da önemlisi, Yaradan’a yönelmenin ne demek olduğunu öğretmek; kişilerin ilk ve öncelikli olarak, kendilerini yaratan Allah’a yönelmesi gerektiğini ve ancak bunun sonrasında birbirlerine karşı sorumlulukları olduğunu öğretmek esas olmalıdır.
Bu şekilde, insanlar, ancak önce O’na, sonra da başka insanlara doğru yöneldikleri zaman, Cennet Sarayı’nın kapılarının açılacağı ana kadar geçen şu dünya evresinde, hakiki birer temsilci vazifesini görebilir.
PROF. DR. DANIEL SKUBIK*
(*California Baptist Üniversitesi / ABD)
