Hizmet, Bir Sivil Toplum Hareketidir

İletişim ve Tiyatro Sanatları Bölümü’nde bir profesörüm ve kültürler arası iletişim dersleri veriyorum. Arap Baharı üzerine verdiğim dersi yeni bitirdim ve gelecek dönem devam edeceğim.

Aynı zamanda, Ortadoğu çalışmaları üzerine bir programı koordine ediyorum. Birçok defa Türkiye’de bulundum, kimi zaman misafir konuşmacı, kimi zaman bir ziyaretçi ve turist olarak.

Gülen Hareketi ile tanışıklığım yaklaşık 15 yıldır devam ediyor. Bu süre içinde gözlem yaptım, Hareket’in içindeki insanlarla etkileşim halinde oldum ve olumlu fikirler edindim diyebilirim. Tabii bazı noktalar var ki, daha iyi olabileceğini düşündüğümü inkâr edemem.

Fakat genel bir kanaatim, kendi üniversite tecrübem ve geleneğimden de yola çıkarak, anlatılanlardaki hissiyatı paylaşıyorum. Lisans eğitimimi aldığım yüksekokulda, ilkemiz, ‘hizmet etme kültürü’ idi.

Hareket’in liderinden söz edecek olursak ve evet, bir yandan, lider diyebiliriz, ama diğer yandan da, Gülen Hareketi içinde birçok lider var diyebiliriz.

Gülen ile bizzat tanışmadım. Kendisinin kaleme aldığı yazıları okudum ve tabii olarak, kendi şahsı ile alakalı hem olumlu hem olumsuz birçok yazı okudum.

Gülen Hareketi’nin en belirgin ve en önemli katkılarının, şahsen, eğitim alanında olduğunu söyleyebilirim. Bir eğitimci olarak, tabii ki, benim en çok önemsediğim bir konu bu; yalnızca Amerika’daki eğitim faaliyetleri değil, dünya çapında eğitim açısından önemli.

Özellikle de Türkiye gibi üniversiteye girmenin ve üniversiteye hazırlıklı olmanın büyük bir mesele olduğu yerlerde.

Kurulan liseler, sınava hazırlık kursları, Türkiye’deki eğitim profili açısından çok önemli bir etkendir, çünkü bu yerler yalnızca öğrencileri yetiştirmekle kalmıyor. Yapılan ekstra maddî yardımlar ve yurt imkânlarının sağlanmaması halinde, onları üniversiteye hazırlayacak bir liseye gitme imkânını bulamayacak çok öğrenciler tanıdım. Bunun son derece önemli bir nokta olduğunu düşünüyorum.

Gülen Hareketi’nin bu yaptıklarını diğer ülkelere de yaydığımız zaman, aldığı hizmet yetersiz olup sınırlı imkânları olan insanlara hizmet ettiklerini görüyoruz. Günümüzün en büyük şartı, gerekli talim ve eğitimi alabilmektir.

Hizmet Hareketi ile ilgili tecrübelerimden söz edecek olursam —İslamiyet’in bir yaşam tarzı olduğu düşüncesinden hareketle— yaşama geçirilen bir olgu olduğunu söyleyebilirim. Bunun sonucunda da, bir örnek ortaya koymuş oluyorlar.

Hizmet Hareketi, dinler-arası çalışmaları ile beni oldukça etkiliyor ve bu faaliyetlerin bir kısmına da katılabilme imkânı elde ettim.

İnsanlar, Hizmet Hareketi’nin bir sivil toplum hareketi olduğunu hatırdan çıkarmamalılar.

Bir sivil toplum hareketi olarak da içinde siyasete girmek isteyen, siyasî faaliyetlerde bulunmak isteyen bireyler olabilir.

Hizmet Hareketi tek-merkezli bir oluşum olmadığından ötürü, devletin içinde bulunan herhangi bir kimse, “Onların adına konuşuyorum.” şeklinde bir ifade kullanamaz.

Prof. Dr. Frances Hassencahl