Sonra en zayıf bir damar-ı insanî olan “şan u şeref ve rütbe” noktasında bana çok elîm bir tarzda o zayıf damarımı tutmak için emredilmiş ihanetler, tahkirlerle, damara dokunduracak işkencelerle dahi hiçbir şeye muvaffak olamadılar. Ve kat’iyen anladılar ki, onların perestiş ettiği dünya şan u şerefini bir riyâkârlık ve zararlı bir hodfürûşluk biliyoruz, onların fevkalâde ehemmiyet verdikleri hubb-u câh ve şan u şeref-i dünyeviyeye beş para ehemmiyet vermiyoruz, belki onları bu cihette divane biliyoruz… (Emirdağ Lâhikası, 1/232)
“…temiz toprağa yönelip teyemmüm edin.” (Mâide Sûresi 5/6)
İnsî ve cinnî şeytanların oltalarının ucunda insanın zayıf damarı olan
şan, şeref, rütbe ve makamlar vardır. Bunlarla halledemedikleri insanlara,
tam ters yönden gelip onları rezil göstermek için hakaretler ve işkenceler
altında damarına dokunup onların yanlış yapmaları için uğraşırlar. Maalesef
bir kısım insanlar ilk anda dünyevî, fânî şeyler peşinde pes etmiş; bir
kısmı da büyük plânları fark edemedikleri, bir stratejileri olmadığı için
damarlarına ve kanlarına dokunan tahkirler karşısında tehevvüre kapılıp
yanlış davranışlar sergilemiş, haklı iken haksız duruma düşürülmüşler ve
bitirilmişlerdir. Rahîm ve Hakîm isimlerine mazhar olan Üstad Hazretleri
ve hizmeti, merhamet, şefkat ve hikmet düsturları ile hareket ederek,
sabırla hainlerin, münafıkların bütün plânlarını alt üst etmiştir. Sadece
çok ileri gidenlere velâyet celâlini göstermiş ve Allah’ın izniyle hadlerini
bildirmiştir.
Abdullah Aymaz “Hizmet Rehberi Üzerine” adlı kitaptan
tweet