Hûda, ki rûz-i ezelden asil kıldı bizi,
Resûl-i Ekrem’e birgün vekilkıldı bizi;
Taraf taraf, yedi iklimi Hak’ka da’vette
Delil kıldı bizi;
Sonra, bilmem ne oldu; baht-ı siyah,
Hacil kıldı bizi..
O hacâletle büktü boynumuzu
Ve melûl ü mettl kıldı bizi..
Düştü, bir bir kopup, kanadlarımız..
(Azîz-i vakt idik… a’dâ, zelîl kıldı bizi!)
Bize heybet veren. Celâl’inden,
Nice yıllar, celîl kıldı bizi.
Kâinatında Zât-ı Akdes’ine
Halil kıldı bizi.
Sormayın, sormayın fakat; şimdi.
Hangi eller, sefil kıldı bizi?
Ser-nigûn oldu tahtımız, Tanrım;
(Azîz-i vakt idik… a’dâ, zelîl kıldı b izi!)
Cebînimizde tecellî edip Cemâl-ül-Lah,
Bir zamanlar, cemll kıldı bizi:
Elimizden gül açtı bâdiyeler…
Kerem kerem Yed-i Takdir, Nîl kıldı bizi
Ve zeminin bütün susuzlarına
Sebil kıldı bizi!
Yüzümüz yok “Neden,niçin?”demeye.
(Azîz-i fakı idik… a’dâ, zelîl kıldı bizi!)
tweet
Check Also
Ümmi Peygamber (6)
YORUM | AHMET KURUCAN Geçen haftaki yazımızı nazil olan ilk ayette “ben okuma bilmem”, hilalin görülmesi …