Nerdesin, yıllarca hasretini çektiğimiz kahraman? Nerdesin, hayâllerimizin güvercini, rüyâlarımızın üveyki? Nerdesin ‘ba’su ba’del-mevt’ imizin müjdecisi? Izdırab dolu günlerimizde, uykusuz geçen gecelerimizde hep yolunu bekleyip durduk. Ufkumuzda beliren her karaltıya, ‘bu O’dur’ deyip, ‘seniye-i vedâ’ türküleriyle yollara döküldük. Guruplara kadar beklediğimiz nice günler vardır ki; kolumuz, kanadımız kırık evlerimize dönerken, zambaktan hülyalarımızla teselli olup durduk. Her yeni gün, bizim için tasa …
Devamını Oku »Etiket Arşivi: temsil
Sızıntı Başyazıları: Merhamet
Merhamet varlığın ilk mayasıdır. Onsuz, her şey bir bulamaç ve kaostur. her şey merhametle var olmuş, merhametle varlığını sürdürmekte ve merhametle nizam içindedir. Gökler ötesinden gelen merhamet mesajlarıyla, yer, düzene kavuşmuş; semâ tesviye görmüştür. Makro-âlemden mikroâleme kadar her şey, hayranlık uyaran bu âhenge ve çelik çavak işleyişe merhamet sayesinde ermiştir. Bu hareket ve işleyişte her şeyin, ebedî var oluşta kazanacağı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: İnsana Saygı
İnsanı, insan olduğu için sevmek ve saygılı olmak; Yaratıcıya saygılı olmanın ifâdesidir. Yoksa kendi gibi düşünenleri sevmek ve saymak, samimi ve insanca bir sevgi ve saygı değil, bir bencillik ve insanın kendi kendini putlaştırması demektir. Hele hele, temel düşünce ve tasavvurda, aynı çizgide olup da, tıpatıp bizim gibi düşünmeyenleri horlama ve hakir görme bir mürüvvetsizlik ve hodgâmlıkdır. Bizler, geleceğin mimar …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Dünya Muvazenesinde Bir Millet
Yeryüzü muvâzenesinin tamamen bozulduğu, içtimâî coğrafyanın sürprizlere hâmile bulunduğu şu günlerde, ‘tabakât-ı beşer’ çapında sözünü geçirebilecek bir yüce devlete ve âlî bir millete, ne kadar muhtaç olduğumuz her türlü izahtan vârestedir. Şarktan garba şenâetlerin işlendiği, mazlumun hor görülüp zâlimin alkışlandığı; süper devletlerin kendi çıkarları hesabına, yeryüzünü anarşiye devir ve teslim edip, kargaşa ve herc ü merci körükledikleri bir dönemde, muvâzene …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Müsamaha
İnsan, üstün yönleriyle beraber kusurları da çok olan bir varlıktır. Ona gelinceye kadar hiçbir canlı, bağrında bu kadar zıtlıkları barındırmamıştır. O, Cennetlerin semalarında kanat çırpıp pervaz ettiği aynı anda, beklenmedik inhiraflarıyla gayyalara[1] kadar da inen bir ucûbedir. Onda uçurumlaşan, bu korkunç iniş ve çıkışlar arasında münasebetler aramak da nafiledir. Zira insanoğlunda, sebepler, neticeler bambaşka bir çizgide cereyan etmektedir. Zaman gelir, …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Hasretini Çektiğimiz İnsan
‘Milletimin imanını selâmette görürsem, Cehennemin alevleri içinde yanmaya razıyım; Çünkü vücûdum yanarken, gönlüm gülgülistan olur.’ Yıllaryılı bizi kurtaracak insanın hasretini çekip durduk.. yaramızı saracak, derdimize derman olacak insanın hasretini… Hele havanın iyiden iyiye karardığı ve yolların karmaşıklaşdığı günümüzde, O, bizim için hava oldu; ziya oldu; âb-ı hayat oldu. Vaslına erme ümidini yitirecek hâle gelsek bile, yine O ‘mahbub u muntazar’ı …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: İnsanı Yükseltme
Senin mâhiyetin hatta meleklerden de ulvîdir. Avâlim sende pünhandır, cihanlar sende matvîdir. M.A. İnsan, her felsefî ve ilmî görüşün temel mevzuudur. O hesaba katılmadan ne bir felsefe yapmak, ne de ilimlere geçmek mümkün değildir. Fiziğiyle, metafiziğiyle ilimlere mevzu odur ve onun dışındaki her şeyin, onunla münasebeti nispetinde bir ağırlığı ve kıymeti vardır. İlimler kol kol onun etrafında kümelenir ve onun …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Asker
“Bir bahçedeyiz şimdi şehitlerle beraber, Bizler gibi ölmüş o yiğitlerle beraber, Lâkin kalacak doğduğumuz toprağa, bizden Şimşek gibi bir hâtıra, nal seslerimizden.” (Y.Kemal) Askerlik yüksek bir pâyedir, Hakk’ın katında da, halkın katında da… Ona denk yüce bir topluluk ve gördüğü vazifeye denk yüksek bir vazife yoktur şu fânî âlemde. Yüklendiği iş itibâriyle, (zaman) onda başkalaşır, muammalaşır ve bir sır haline …
Devamını Oku »Sızıntı Başyazıları: Hep Ağladık
Ağlamak kaderimiz oldu. Yıllar yılı ağlamadan başka bir şey bilemedik. Ölen insanımıza, yıkılan umranımıza, târumâr olan harmanımıza ve kâidesiz kalan ümidimize ve cesaretimize… Hayat fânusumuzu elinde gördüğümüz batılı, bizden çok evvel uzanmıştı musallâ taşına… Onun ölümü, Nietzsche’nin, hayalinde tanrıya ölüm biçip de ‘tanrı öldü’ diye ilân ettiği güne dayanır. Aslında ölen batılı idi ve zavallı insanımızdı. Mahbesten çıkıyorum derken bataklığa …
Devamını Oku »Temsil -2 – İsmail Büyükçelebi
(Hocaefendi’nin Sohbetlerinden Seçmeler) Hocaefendi, “Temsil, İslam’ı kılı kırk yararcasına hassasiyetle yaşamakla olur” diyerek temsilin sınırlarının ne kadar geniş olduğunu ifade ediyor ve sohbetlerinde, yazılarında devamlı İslam’ı titizlikle yaşamaya teşvik ediyor. Diğer taraftan İslam gibi her meselesini akla, mantığa tasdik ettiren bir dinin yeterince bilinip kabullenilmemesini de müntesiplerinin vefasızlığı, hasımlarının da amansızlığına bağlayarak, M. Hamîdullah Hoca’nın İzmir Y. İ. Enstitüsü’nde verdiği …
Devamını Oku »