Yorum Önemli not: Bu yazıyı Fransa eski Cumhurbaşkanı Nicolas Sarkozy, üç eski başbakan ve Fransa Yahudi ve Hristiyan kuruluşlarının liderlerinin de yer aldığı yaklaşık 300 imzalı “Yahudilerin, Hıristiyanların ve kafirlerin öldürülmesi ve cezalandırılması” ayetlerinin kaldırılması için çağrıda bulundukları bildiri sebebiyle kaleme aldım. Cihad erken dönem İslam tarihinden bu yana tarifi, mahiyeti ve kapsamı adına üzerinde ittifak sağlanamayan kavramların başında gelir. …
Devamını Oku »Külli Kaideler
Efendimiz Bulamadığı İçin mi Fakir Yaşadı!
Allah Resûlü (sallallahu aleyhi ve sellem) elde ettiği malı bazen fakir ve muhtaçlara dağıtır, bazen Allah yolunda harcar, bazen de İslâm’a gönül ısındırmak için verirdi. Öyle ihsan da bulunurdu ki dönemin süper güçleri olan Kisra ve Kayser gibi hükümdarlar o kadarını vermekten aciz kalırlardı. Ama kendisi hep fakirler gibi yaşadı. Hatta açlıktan dolayı karnına taş bağladığı da olmuştur. Bu iki …
Devamını Oku »Oruçla İlan Edilen İlahî Azamet ve Şükür – Prof. Dr. Suat Yıldırım
The Circle Orucun hikmetleri çok. Biz bu yazımızda en kapsamlı hikmetlerinden ikisini özetleyeceğiz: Allah’ın azametini ilan ve O’nun nimetlerine şükretme görevimiz... Ramazan ayı, İslamiyet’in en büyük şeairlerinin başında gelenlerden. Şeair insanın şuurunu canlandıran aşikâr, zahir alâmet… M. Hamdi’nin muhteşem ifadesiyle, Allah’ın ibadat ve tâatına nişane olan alamat-ı müş’iresidir [1]. Allah’ın azametinin delilidir. Ezan, Kur’an, cami, namaz, oruç, Kâ’be bunlardandır. İnsanlar kendi küçük dünyaları içinde yuvarlanıp …
Devamını Oku »Alçakların Sinsi Silahı: Gıybet – Mustafa Yılmaz
Galat-ı meşhur haliyle ‘kizb’, -ki doğrusu, Kur’ân-ı Kerîm’in pek çok yerinde ‘kezib’ olarak zikredilmiştir- kısaca, yalan söylemek, hilaf-ı vakî beyanda bulunmak, bir tevcihe göre de insanın kendi ‘içinin sesi’ni seslendirmemesi demektir. Bu zaviyeden bakıldığında, kezible nifak, kol kola yürüyen iki arkadaş gibidirler; iki kötü arkadaş. Kezib yani yalan, dinin büyük günahlar (kebâir) arasında saydığı bir nifak alâmetidir. Nifak da, bilindiği …
Devamını Oku »Bir Kavramsal Daralma Analizi: İmtihan mı Gelişim Projesi mi?
Yasir Bilgin Muhteva ve kavramın kültürel değişiklikler muvacehesinde birbirini karşılamadığı yerlerde kavramsal açılım ihtiyacı oluşur. Aynı muhtevaya verilen farklı ve yeni bir isim o muhtevaya karşı algı ve tavır değişikliğini netice verebilir. Başınıza gelen bir olayı nasıl isimlendirdiğiniz o olaya vereceğiniz tepkileri de belirleyebilir. Mesela mahallenize gelen bir kişiyi “yabancı” olarak isimlendirmek ile “Tanrı misafiri” olarak isimlendirmek o kişiye yönelik …
Devamını Oku »36 Müzakere Metodu
CRISD Akademi Ele aldığımız bir metni müzakere etmenin birçok yolu vardır. Unutulmamalıdır ki kolektif bir bilgi üretme hamlesi olarak müzakerede başarı için uygun bir metod seçimi ve eldeki metodların grubun ihtiyaçları göz önünde bulundurularak uyarlanması önemli bir husustur. Bu çalışmada paylaşılan her bir metodda kaynakların beraber okunup çalışılması, üzerlerinde toplu fikir cehdinde bulunulması, günümüzün ve grubumuzun ihtiyaç ve problemlerine göre …
Devamını Oku »Müzakere Rehberi ve Moderatörü
CRISD Akademi Müzakere Rehberinin Hazırlığı Öncelikle rehber, çalışmanın temel gayesini belirlemeli ve bu gaye doğrultusunda hazırlanıp konusuna hâkim olmalıdır. Müzakere edeceği makale, paragraf ya da kitabı önüyle arkasıyla iyi bilmeli, içinde geçen konu, temel düşünceler, tarihi arka plan ve terminolojiyi iyi öğrenmelidir. Müzakere edilecek husus iyi öğrenildikten sonra grup ve konuya uygun bir ders metodu geliştirmelidir. Derslerde kullanılabilecek temel ve …
Devamını Oku »Efendimiz’in Ümmetine Düşkünlüğü – Dr. Ergün Çapan
Âlemlere rahmet olarak gönderilen Peygamber Efendimiz (sallallahu aleyhi ve sellem) bütün varlığı şefkatle kucaklamış, başta insanlar olmak üzere kainat O’nun temsil ettiği rahmetten istifade etmiştir. Her güzel haslet ve ahlâkta olduğu gibi Allah Resûlü şefkatte de zirvedir. O’nun hayatının her karesi bu aşkın şefkatinin bir tecellisidir. Hayatı bir dantelâ gibi şefkat atkıları üzerine örgülenmiştir. Peygamber Efendimiz’in (aleyhi ekmelü’t-tehâyâ) getirdiği evrensel …
Devamını Oku »Ol dedi ve Oldu..
Bir Şey Yaratmak İstediğinde Sadece “Ol” Der “Ol” mânâsına gelen “kün” kelimesi, “kevn” masdarının emir sîgasından türetilen bir terim olup Kelâm, Tasavvuf ve Edebiyat’ta Allah’ın yoktan mutlak mânâda yaratmasını ifâde etmek için kullanılır[1]. Buna “Tekvîn” de denir. Tekvîn, el veya âletle bir şey yapmayı ifade etmez. Tekvîn, irade ile, kudretin taalluku ve kâinâtın emre boyun eğdirilmesi ile gerçekleşen bir yaratmadır[2]. …
Devamını Oku »