EFENDİLER EFENDİSİ’NE SALÂT Ü SELÂM Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e, ailesine ve ashabına, ilmin ve malûmatın sayısınca salât u selam eyle ve bereket ihsan et! Allahım! Efendimiz Hazreti Muhammed’e ve O’nun kardeşleri olan nebîlere, mürselîne.. mukarreb meleklere.. gök ve yer ehlinden -rızana nail olmaları için dua ettiğimiz- Senin salih kullarının hepsine.. özellikle de Hazreti Adem, Hazreti İdris, Hazreti Nuh, Hazreti Hud, …
Devamını Oku »Bütün Yazılar
Duâ – Terzi Baba
Kabûl etsin Hüdâ dirsen duâmı, Duâda it salât ile selâmı. Duânın pes kabûlüne sebepdir, Salât itmek duâda pek edebdir. Velâkin şüpheli lokmada sûz var, Bu âsî söyleyem ki anda ne var. Buyurdular “Eğer bir kul taâmdan, Yese bir lokma şüpheli taâmdan. Ânın kırk gün kabûl olmaz duâsı”, Velâkin söyleyip şaşırtma nâsı. Ki zîrâ kanı şimdi bu zamanda, Helal az kaldı …
Devamını Oku »Cahiliye Çağında Kadının Durumu
Cahiliye çağında genel olarak orta ve aşağı tabakalarda kadının hiç bir önemi ve rolü yoktu. Bu durum zaten doğuşta başlıyordu. Bir adamın erkek çocuğu doğarsa sevinir, şenlik yapar; kız çocuğu doğarsa utanır ve bir suç işlemiş duruma düşerdi. Bilhassa aşağı tabakalarda kadının kocası yanındaki değeri, onun mülkiyetinde olan malların değerinden fazla değildi. Cahiliye çağında Arap erkeği âdet zamanlarında bir kadınla …
Devamını Oku »Hz. Muhammed’in (sas) Önceki Kutsal Kitaplarda Müjdelenmesi (Tebşîrât) – 2
Ahd-İ Cedit’teki Müjdeler Ahd-i Cedit (Yeni Ahid), Hıristiyanların Kitâb-ı Mukaddes’inin, İnciller’i de içine alan bölümüdür153. Ahd-i Cedit, dört İncil’den, yirmibir mektup’tan, Rasullerin İşleri ve Vahiy bölümlerinden oluşur; toplam yirmiyedi bölümdür154. Dört İncil, Matta, Markos, Luka ve Yuhanna adlı kişilerin yazdığı İnciller’dir. İncil, Hz. İsa’ya indirilmiştir. Bu kısa bilgiden sonra, Ahd-i Atik’te bulunan müjdelere geçebiliriz: Müjde: “Ben Baba’dan isteyeceğim ve O …
Devamını Oku »Gerçekler Ve İtirazlar Arasında Hoşgörü ve Diyalog – Ali Ünal
Türkiye’de bütün toplum katmanları arasında, dünya ölçeğinde ise farklı dinlerin mensupları arasında söz konusu olan, hattâ inanmayanları da içine almaya namzet hoşgörü ve diyalog akım ve faaliyetlerinin gerçekte ne olduğu, ne olmadığı, ne olması gerektiği halâ üzerinde durulmaya değer bir konu olma mahiyetindedir. Bu akım ve faaliyetlere yapılan itirazlar da, konuyu en azından ana hatlarıyla incelemeye değer kılmaktadır: Hoşgörü ve …
Devamını Oku »Dua ve Evrâd u Ezkar Hakkında Kısa Kısa
Âciz, fakir, muhtaç ve kendine yetmediğinin şuurunda olan kulun; tazarru, tezellül ve alçak gönüllülük içinde, Rahmeti Sonsuz’a yönelip, hâlini O’na arz ederek istediklerini O’ndan istemesinin ayrı bir unvanı sayılan dua, kulun Rabbi’ne karşı iman, güven, itimat ve tevhid telâkkisinin bir gereğidir. Dua; bir çağrı, bir yakarış ve küçükten büyüğe, aşağıdan yukarıya, arzdan, arzlılardan semâlar ötesine bir yöneliş, bir talep, bir …
Devamını Oku »Uzaklardaki Öğretmen Çocukları
Hepsi de temiz giyimli ve bakımlı. Okulun avlusunda oynuyorlar ekseri. Babaları ve anneleri burada yaşıyor çünkü. Saatlerce, günlerce süren seminerler, müdür beyin nutukları, yeni eğitim yılına hazırlık toplantıları, ders planları… Birazdan bitecek sözü, sanki hiç bitmeyecekmiş gibi geliyor çocuklara. Ara sıra anneler, dışarı çıkıp şöyle bir bakıyorlar çocuklarına. Toza toprağa bulanmayın! diye talimatlar yağdırdıktan sonra içeri giriyorlar. Çocuklar okulda geçiriyor …
Devamını Oku »Tarihî Sırasına Göre Bediüzzaman Hazretleri’nin Hayatında Önemli Hâdiseler
1877 Doğumu ve çocukluk günleri. İlim yolundaki ilk adımları. Tağ köyündeki eğitimi. 1888 Şeyh Seyyid Nur Muhammed’in yanında talebelik günleri. 1891 • Validesinin yanında, Resûlullah’ı (sallallâhu aleyhi ve sellem) rüyasında görmesi. Doğu Bayezit’te Şeyh Celalî’nin yanında gerçek tahsili. 1892 • Molla Fethullah’ın huzurunda imtihan edilmesi. Siirt’te ilim adamları ile münazarası. Bediüzzaman lâkabının verilmesi. 1893 Şirvan’da ikameti. 1894 • …
Devamını Oku »Tevhidin İki Büyük Delili
Şu kâinat tamamen büyük bir delildir. Gaybın lisanı; şehadetle teşbih eder, tevhidi ilan eder. Evet, tevhid-i Rahman’ı yüksek bir sesle zikreder ki: La İlahe İlla Hû… Bütün zerreleri, hücreleri, bütün erkânı ve âzâları zikreden birer lisandır, o gür sesle beraber derler ki: La İlahe İlla Hû… O dillerde çeşitlilik, o seslerde mertebeler var. Fakat bir noktada toplar onun zikri, onun …
Devamını Oku »Cânın Kurbandır – M. Lutfi Efe
Derd-i derûnuma dermân arardım, Dediler ki, derttir dermânın senin; Dergâh-ı dildâre kurbân arardım, Dediler ki cânın kurbândır senin. Bir meded gözlerdim bây u gedâdan, Dediler ki, dinle emr-i nidâdan; İhsân olmayınca Zât-ı Hüdâ’dan, Bay gedâ edemez ihsanın senin. Sordum erenlerin dergâhi kande, Dediler ki, dergâh olur her yande; Senin aradığın bir âli-şânde, Var ise bulursun iz’ânın senin. Çâr etrafıma …
Devamını Oku »